ÖZET
Normalde kemikte biriken minerallerin yumusak dokuda birikmesi yumusak doku kalsifikasyon/ossifikasyonlari olarak bilinir. Genellikle asemptomatik olan bu kalsifikasyonlar daha çok ileri yasta gözlenir. Siklikla radyografik degerlendirme sirasinda tesadüfen saptanir. Bu tür kalsifikasyon/ossifikasyonlar ile karsilasildiginda öncelikli amaç, kalsifikasyonu tanimak ve tedavi gerekip gerekmedigini belirlemektir. Dogru tani için lokalizasyon, sayi, sekil gibi kriterlerin göz önüne alinmasi ve yumusak doku anatomisinin iyi bilinmesi gereklidir. Ayrica hastanin anamnez ve klinik muayenesini detaylandirmak veya gerekli ise farkli açidan veya farkli teknikle ilave radyograf almak da faydali olacaktir. Bu derlemenin amaci, yumusak doku kalsifikasyon/ossifikasyonlari konusundaki bilgileri, güncel literatür destegiyle gözden geçirmektir.
Anahtar KelImeler: Karotis arterleri; osifikasyon, heterotopik; panoramik radyografi; tükürük bezi tasi
Soft tissue calcifications and ossifications: review
Abstract
Deposition of the minerals in soft tissue which normally accumulates in bone is known as calcification/ossifica-tion. These calcifications are generally asymptomatic and are seen mostly at elder ages. Typically, they are detected as incidental findings during radiographic evaluation. When these calcifications/ossifications are seen, primary purpose is to identify and specify whether treatment is necessary. For differential diagnosis, criteria such as localization, number and shape should be considered, and a thorough knowledge of soft tissue anatomy is essential. Additionally, it is beneficial to detail the anamnesis and the clinical examination, and if necessary, take additional radiographs from different angles or using different techniques. The purpose of this review was to discuss the current literature regarding soft tissue calcifications and ossifications.
Keywords: Carotid arteries; ossification, heterotopic; panoramic radiography; salivary gland calculi
Giri§
Normalde kemikte biriken kalsiyum tuzlari, bazen yumuçak dokuda da birikebilir. Kalsiyum tuzlarinin çôkelmesi esas olarak kalsiyum fosfat çeklinde gerçekleçir. Minerallerin yumuçak dokuda organize olmadan birikmesi 'heterotopik kalsifikasyon' olarak adlandirilirken, organize bir çekilde biriktigi durumlar ise 'heterotopik ossifikasyon' olarak bilinir.1-3
Yumuçak doku kalsifikasyonlari/ossifikasyonlari siklikla 40 ya§ üzerindeki bireylerde gözlenir ancak çocuklarda gözlendigine dair birkaç çaliçma da mevcuttur.45 Kalsifikasyon veya ossifikasyonlar önemli bir belirti ya da semptoma neden olmaz. Genellikle radyografik muayene sirasinda tesadüfen tespit edilir.6-10 Yumuçak doku kalsifikasyonlarinin prevalansinin %2 ile %5 arasinda degiçtigi bildirilmiçtir.11-13
Yumuçak doku kalsifikasyonlari tespit edildiginde öncelikli amaç, kalsifikasyonu tanimak ve tedavi gerekip gerekmedigini belirlemektir.2,11,14,15 Dogru tani için kalsifikasyonun lokalizasyon, sayi, çekil, dagilim gibi kriterlerinin göz önüne alinmasi gerekir. ilaveten yumu§ak doku anatomisinin iyi bilinmesi de önemlidir.24 Bu kalsifikasyonlarin ayirici tanisi, radyograflarda, hyoid kemik, triticeous kikirdak, styloid proçes, epiglottis ve tiroid kikirdagin üst boynuzlari gibi anatomik yapilarla yapilmalidir.41617 Yumuçak doku kalsifikasyonlari kernige komçu oldugunda, kalsifikasyonun kemik içerisinde mi yoksa yumuçak dokuda mi oldugunu belirlemek zordur. Böyle durumlarda, hastanin anamnez ve klinik muayenesini detaylandirmak, farkli bir açiyla radyograf almak veya ileri görüntüleme tekniklerine baçvurmak faydali olabilir.211
Ba§ ve boyun bölgesinde en sik kalsifikasyon egilimi olan yapilar, laringeal kikirdaklar, vertebralar, arterler ve tiroid bezidir.15 Garay ve ark.4 3028 panoramik radyograf degerlendirdikleri çaliçmasinda; %56 oraninda tonsillolit, %29 oraninda karotid arter kalsifikasyonu, %11 oraninda siyalolit ve %4 oraninda kalsifiye lenf noduna rastlamiçlardir. Monsour ve arkadaçlarinin çaliçmasinda ise en sik karçilaçilan yumuçak doku kalsifikasyon/ ossifikasyonlari; stylohyoid ligament ossifikasyonu, lenf nodu kalsifikasyonu ve siyalolit olarak belirlenmiçtir.11
Heterotopik Kalsifikasyon
Heterotopik kalsifikasyonlar bulundugu dokunun durumuna ve serum kalsiyum fosfat seviyelerine göre üç gruba ayrilir: 1) Distrofik kalsifikasyon, 2) idiyopatik kalsifikasyon, 3) Metastatik kalsifikasyon1,2
1. Distrofik kalsifikasyon
Dejenere, hastalikli veya ölü dokularda görülen distrofik kalsifikasyonda serum kalsiyum ve fosfat düzeyleri normaldir.1'2'8 Yumu§ak dokudaki hasar, travma, enflamasyon, geçirilmiç hastallklar, enjeksiyonlar, parazit varligi gibi birçok nedenden kaynaklanabilir. Kalsifiye lenf nodu, tonsilolit, sistiserkozis ve arteriyel kalsifikasyonlar, bu gruptaki kalsifikasyon örneklerindendir.1'2
Klinik özellikler
Distrofik kalsifikasyonlar genellikle asemptomatiktir ancak nadiren üzerindeki yumu§ak dokuda büyüme veya ülserasyon gözlenebilir. Bazi durumlarda sert bir kitle olarak palpe edilebilir. Sik görülen bölgeler di§eti, yumu§ak damak, dil, lenf nodlari ve yanaktir.2
Radyografik özellikler
Distrofik kalsifikasyon radyografta, küçük, çok sayida ince taneler §eklinde opasiteler olarak gözlenir. Çapi nadiren 0.5 cm'yi a§ar, düzensiz radyoopak görüntü verir. Kalsifikasyon homojen olabilecegi gibi noktali alanlar da içerebilir.2
Kalsifiye lenf nodlari
En yaygin gözlenen yumu§ak doku kalsifikasyonlarindan biri olan lenf nodu kalsifikasyonlari ba§ta granülamatöz hastaliklar olmak üzere çeçitli hastaliklar nedeniyle lenf bezlerindeki kronik enflamasyon sonucu olu§ur.1-38 Lenf bezlerinde kalsifikasyon varligi; aktif ya da geçirilmiç hastaliga i§aret eder.2 Literatürde, tüberkülozda gözlenen lenf bezi kalsifikasyonlarinin hem klinik hem de radyografik görüntüsü ile ilgili çok sayida çali§ma mevcuttur.3'81819 Lenf nodu kalsifikasyonlarina neden olan diger hastaliklar; sarkoidoz, sistemik skleroz, fungal enfeksiyonlar, romatoid artrit, kalsifiye neoplazmlarin metastazlari ve radyoterapiyle tedavi edilmi§ lenfomadir.28
Eisenkraft ve Som'un 2300 Bilgisayarli Tomografi (BT) görüntüsünde servikal lenf nodlarini inceledikleri çali§malarinda %1 oraninda kalsifiye lenf noduna rastlanmi§tir.20
Klinik özellikler
Genellikle asemptomatik seyirlidir. Radyografik muayene sirasinda tesadüfen tespit edilir. Tek veya çok sayida olabilir. Bu lenf nodlari palpe edildiginde sert, yumrulu ve yuvarlak kitleler olarak gözlenir.1'28
En sik tutulum gösteren lenf nodlari submandibular ile derin ve yüzeyel servikal lenf nodlaridir. Daha az siklikla etkilenenler ise preauriküler ve submental lenf nodlaridir.2
Servikal ve submandibular bölgedeki kalsifiye lenf nodlari ile dental problemlere bagli olarak gelten lenfadenopatiler kariçtirilabilir. Bu durumda, klinik muayene ayirici tanida çok önemlidir.19
Radyografik özellikler
En sik gözlendigi alan submandibular bölge olmakla birlikte, angulus bölgesinde mandibula alt kenari altinda veya üzerinde ya da servikal vertebralarla mandibular ramusun posterioru arasinda gözlenir.1-3 Kalsifikasyonlar tek bir lenf nodunda olabilecegi gibi 'lenf nodu zinciri' olarak adlandirilan bir dizi lenf nodunu etkileyebilir.2
Çevresi belirgin ve siklikla düzensizdir. Karnabahar benzeri lobüllü bir görüntü de verebilir (Resim 1). Bu düzensiz ve lobüllü yapisi, lenf nodu kalsifikasyonlarini diger yumu§ak doku kalsifikasyonlarindan ayirt etmede büyük öneme sahiptir.2,8 Yuvarlak veya düzensiz kitle §eklinde görülen bu kalsifikasyonlar, degi§en derecelerde radyoopasite içerir. Lezyon bazen tabakali bir görünüme sahip olabilir ya da radyoopasite sadece lenf nodunun yüzeyinde görülebilir. Bu durum, 'yumurta kabugu kalsifikasyonu' olarak adlandirilir.1'2
Ayirici tani
Dogru taniya ula§abilmek için ilk önce yapilmasi gereken hastanin sistemik durumunu detayli olarak sorgulamaktir. Tek bir kalsifiye lenf nodu ile submandibular bezdeki siyaloliti ayirt etmek zor olabilir. Çünkü her ikisi de mandibula angulus bölgesinde, mandibular korteksin altinda veya üzerinde görüntü verebilir.23. Siyalolitlerin siklikla düzgün bir siniri vardir ancak kalsifiye lenf nodlari genellikle düzensiz bazen de lobludur.8 Ayrica siyalolitlerde semptom olmasi da ayirici tanida önemlidir.1-3
Ayni bölgede gözlenen ve ayirici tanida önemli olan bir diger durum ise flebolittir. Flebolit, siklikla küçük ve çok sayida radyoopak ya da radyolüsent halkalar §eklindedir. Bazen, bir kan damarini taklit eder bir görüntü §eklinde de gözlenebilir.1-3
Ayrica, bu bölgede gözlenebilecek ve lenf nodu kalsifikasyonunu taklit edebilecek durumlardan olan stylohyoid ligament ossifikasyonu, osteoma cutis, sistiserkozis, osteomyelit, condensing osteitis, osteoma, odontoma ve fibröz displazi ile de ayirici tani mutlaka yapilmalidir.3'7'14 Kalsifiye lenf nodlari genellikle tedavi gerektirmez. Fakat özellikle aktif hastalik varliginda kalsifikasyonun altinda yatan neden degerlendirilmelidir.12
Tonsillerin distrofik kalsifikasyonu (tonsilolit)
Tonsiller, sag ve sol tarafta orofarinksin lateral duvarinda bulunan lenfoid dokulardir.8 Tonsilolitler, tonsillerin kronik enflamasyonu sonucu olu§ur.17 Tekrarlayan enflamasyonlar sonucu tonsiller kriptalar genialer ve organik debrisin (ölü bakteriler ve cerahat, epitelyal hücreler ve yiyecekler) buralardaki retansiyonu kalsifikasyonun geli§mesine zemin hazirlar.2'8'10'21 Aspestrand ve Kolbenstvedt'in 100 hastanin panoramik radyografini degerlendirdikleri çali§malarinda tonsilolitlerin prevalansi %16 olarak bulunmu§tur.22 Centurion ve arkada§larinin ayni hastalardan alinan Konik Içinli Bilgisayarli Tomografi (KIBT) ve panoramik radyograflarla yapmi§ oldugu bir çali§mada, KIBT ile saptanan tonsilolitlerin orani %27 iken, panoramik radyograflarda tespit edilenlerin orani %18 olarak bulunmu§tur. Bu durum, üçboyutlu görüntülerin tani kapasitelerinin daha yüksek oldugunun bir göstergesidir.7
Klinik özellikler
Çocuklarda oldukça nadir gözlenen tonsilolitler çogunlukla ileri ya§ grubunda ortaya çikar.15 En sik 40'li ya§larda gözlenen tonsilolitler, klinikte siklikla sert, yuvarlak, beyaz ya da sari renkte objeler olarak görülür. En sik palatinal tonsillerden olmak üzere tonsiller kriptalardan çikinti olu§tururlar. Küçük kalsifikasyonlar çogunlukla hiçbir klinik bulgu ve semptoma neden olmazken daha geni§ kalsifikasyonlarda agri, §i§lik, agizda kötü koku, disfaji ve yutkunma esnasinda yabanci cisim hissi yaratabilirler.2'5'8'1021
Radyografik özellikler
Tonsilolitler panoramik radyograflarda dilin dorsal yüzeyinin ramusu çaprazladigi yerde, ramusun orta yüzeyine süperpoze olan, çok sayida, küçük, pirinç tanesine benzer radyoopasiteler §eklinde görülür.2'7'8*21 (Resim 2). Genellikle tek tarafli gözlense de iki tarafli da görülebilir.7 Siklikla kar§i tarafta bir hayalet görüntüye neden olur.4 Nadiren büyük boyutlara ula§abilir. Spongioz kemikten daha radyoopak, kortikal kemikle ise benzer radyoopasite gösterir.2
Ayinci tani
Tonsilolitler nadir gözlenmesine ragmen, mandibular ramus üzerinde gözlenen radyoopak yapi söz konusu oldugunda ayinci tanida dü§ünülmesi gereken durumlardandir.4 Siyalolit gibi patolojik kalsifikasyonlardan ayrimini yapmak oldukça önemlidir Ayrica, sifiliz, lenfoma gibi granülamatöz hastaliklar da ayirici tanida akla getirilmelidir.10 Temel radyografik ayirici tani, mandibular ramusta kemik densitesine benzer opasite gösteren kitledir. Çüpheli durumlarda kalsifikasyonun lokalizasyonunu belirlemek için posteroanterior kafa grafisi veya Reverse town grafisi alinabilir.2
Çogu tonsiller kalsifikasyon tedavi gerektirmez.1,2 Semptomlari bulunan hastalarda tonsilolitler ögürme refleksini ortadan kaldirmak amaciyla çikarilabilir.2
Sistiserkozis
Taenia solium yumurtalarinin sindirim yoluna geçmesiyle, yumurtalarin etrafindaki tabaka midede sindirilir ve parazitin larva formu olu§ur. Larvalar mukozaya penetre olarak kan damarlarina ve lenfatiklere geçerek tüm vücut dokularina dagilir. Özellikle beyin, kas, deri, karaciger, akcigerler ve kalbi tercih eder. Çigneme kaslari ba§ta olmak üzere oral ve perioral dokularda da bulunur. Sindirim mukozasi diçindaki dokularda larvalar ölür ve yabanci cisim reaksiyonu olu§turarak zamanla kalsifiye olur. Domuz tüketiminin ve tarimsal topraktan fokal kontaminasyonun oldugu geli§mekte olan ülkelerde bu durum daha fazla görülür.12
Klinik özellikler
Hafif vakalar tamamen asemptomatiktir. Agir vakalarda epigastrik agri, mide bulantisi ve kusma ile ba§layip ölüme kadar giden komplikasyonlarla kar§ila§ilabilir. intraoral muayenede çigneme kaslarinda, dilde, mukoza ve dudakta fluktasyon veren §i§liklere rastlanabilir.12
Radyografik özellikler
Parazit hayattayken radyografta izlenemez. Parazitlerin ölümünden yillar sonra subkutan dokularda ve kas dokularinda olu§an kalsifikasyon, pirinç tanelerini andiran çok sayida, iyi sinirli, eliptik radyoopasiteler §eklinde izlenir.12
Ayirici tani
Bazen siyalolitlere benzer görüntü verse de, küçük boyutlu nodüllerin beyin ve kaslarda yaygin bir §ekilde gözlenmesi yüksek tani kriteridir. Tedavide antiparazit ilaçlar kullanilir.1'2 Oral bölgede geli§en kalsifikasyonlarin bir zarari yoktur. Ancak ba§ka bölgelerde meydana gelenler için detayli inceleme gerekir.
Arteriyel kalsifikasyonlar
Arteriyel kalsifikasyonlarin radyolojik ve histolojik açidan ayrimi yapilabilen iki ayri formu vardir: Mönckeberg's medial kalsinozis (arteriosklerozis) ve kalsifiye aterosklerotik plak.12
Mönckeberg's medial kalsinozis (arterioskleroz)
Arterioskleroz, damarin medial tabakasinda kalsiyum birikimi sonucu görülen parçalanma, dejenerasyon ve elastik fiberlerin kaybidir.12 Arteriosklerozdan en sik internal ve eksternal karotid arterler etkilenirken vertebral ve lingual arterlerde de görülebilir.15
Radyografik özellikler
Kalsifiye damarlar, panoramik radyografta ince ve para- lel bir çift radyoopak çizgi §eklinde görülür (Resim 3).28 Arteriosklerozun radyografik görüntüsü çok belirgin ve patognomoniktir.
Hastanin arterlerde tikanmaya yol açan hastallklar ve periferal vasküler hastallklar açisindan degerlendirilmesi gerekir. Ayrica hiperparatiroidizm de akla getirilmelidir çünkü bu hastaligin görüldügü bireylerde arterioskleroza sik rastlanir.2
Kalsifiye aterosklerotik plak
Kalsifiye aterosklerotik plak, etkilenen damarin intima tabakasinda olu§an, serebrovasküler ve embolik hastaliklara neden olabilen aterosklerotik degi§imlerin kalsifiye olmasi sonucu olu§ur.28,1623
Literatürde son yillarda yapilan birçok çali§mada, karotid arterin eksternal ve internal olarak ikiye ayrildigi bölgede olu§an aterosklerotik plaklarin panoramik radyograflarda tespit edilebildigi ortaya konmu§tur.82425 Elli ya§ üzerindeki hastalarda panoramik radyograflarla tanisi konan karotid arter kalsifikasyonlarinin prevalansinin %0.1 ile %3.2 arasinda degi§tigini gösteren çali§malar mevcuttur.817
Sisman ve arkada§larinin26 Kapadokya bölgesinde kalsifiye aterosklerotik plak görülme sikligini tespit etmek için 750 panoramik radyograf inceleyerek yaptigi çali§mada erkekler ve kadinlar arasinda anlamli bir fark bulunmami§tir. Bir diger çali§mada ise 4106 panoramik radyograf incelenmi§ ve kalsifiye aterosklerotik plaklarin kadinlarda daha yaygin gözlendigi tespit edilmiçtir.27
Klinisyenlerin kalsifiye aterosklerotik plagi bölgedeki diger anatomik ve patolojik radyoopasitelerden ayirt edebilmesi oldukça önemlidir. Bölgede radyoopak görüntü veren anatomik yapilar; hyoid kemik, epiglottis, stylomandibuler ligament ve stylohyoid ligamenttir. Benzer §ekilde radyoopak görüntü veren patolojiler ise submandibuler siyalolitler, tonsilolit, flebolit ve kalsifiye lenf nodlaridir.1725 Aslinda bu anatomik yapilarin ve patolojilerin, konum veya morfolojileri itibariyla kalsifiye aterosklerotik plaklarla ayrimi oldukça kolaydir. Ancak aterosklerotik plaklarin, kalsifiye triticeous kikirdak veya kalsifiye tiroid kikirdakla ayriminin yapilmasi önemlidir.8,17,28
Radyografik özellikler
Panoramik radyografta, hyoid kemigin büyük boynuzunun altinda veya üstünde siklikla 3. ve 4. servikal vertebralar arasinda izlenir. Bu kalsifikasyonlar genellikle çok sayida, düzensiz §ekillidir ve heterojen radyoopakradyolüsent görüntü verir (Resim 4). Çevre yumu§ak dokulardan keskin bir §ekilde ayrilmi§tir ve dikey çizgisel bir düzlemde görülür.2,8,21,28
Ayirici tani
Ayirici tanida genellikle laringeal kikirdak kalsifikasyonlari dü§ünülür. Yanli§ taniya neden olan en önemli durum kalsifiye triticeous kikirdaktir. Her ikisi de benzer bölgelerde görüntü olu§tursa da kalsifiye aterosklerotik plak panoramik radyograflarda daha lateralde görünür.8161728
Ahmad ve arkada§larinin17 yapmi§ oldugu bir çali§mada kalsifiye aterosklerotik plakla, triticeous kikirdak kalsifikasyonlarinin boyutsal olarak da birbirine benzer oldugu ortaya konmu§tur. Triticeous kikirdak kalsifikasyonlari genellikle iyi sinirli, oval ve pürüzsüz bir yapi gösterirken, kalsifiye aterosklerotik plaklar çogunlukla dogrusal veya ince dikdörtgenimsi yapida ve sinirlari düzensizdir.8,17 Benzer bölgede görüntü olu§turmasi nedeniyle ayirici tanisi yapilmasi gereken bir diger durum da hyoid kemiktir.16
Panoramik radyografta, kalsifiye aterosklerotik plakla uyumlu kalsifikasyon tespit edilen hastalarin serebrovasküler ve kardiyovasküler hastaliklar açisindan ileri tetkikler için konsülte edilmesi oldukça önemlidir.8
2.ldiyopatik kalsifikasyon
Serum kalsiyum ve fosfat düzeyleri normal olmasina ragmen, kalsiyumun yumu§ak dokularda depolanmasi sonucu gözlenen kalsifikasyonlardir. Ba§ ve boyun bölgesinde oldukça yaygindir. Siyalolit, flebolit, laringeal kikirdak kalsifikasyonlari ve antrolit-rinolit-dakriyolit bu tür kalsifikasyonlara örnektir.1,2
Siyalolit
Tükürük bezi veya kanal sisteminde gelten kalsifiye yapilardir. Tükürük salgisinin daha yava§ akimina sebep olan mekanik durumlar ve bez salgisinin fizyokimyasal karakteristikleri, siyalolit olu§umuna zemin hazirlamakta ve kalsiyum fosfat tuzlarinin birikmesine neden olmaktadir.1,2,8 Lee ve Kang'in yapmi§ oldugu bir çali§mada 6,160 panoramik radyografta siyalolitlerin prevalansi %0.1 olarak bulunmu§tur.29
Klinik özellikler
Çocuklarda ender rastlanan siyalolitlere siklikla orta ve ileri ya§ grubundaki erkeklerde ve submandibular tükürük bezlerinde rastlanir.1,2 Çogunlukla unilateral gözlenen siyalolitler yuvarlak veya oval yapidadir. Farkli büyüklükte olabilmekle birlikte kanalin yüzeye yakin bölgelerinde ise palpasyonla hissedilebilir. Siyalolitler, tükürük bezi kanalinda olabilecegi gibi bez içerisinde de olabilir. Renkleri ise tipik olarak sarimsi beyaz veya sarimsi kahverengidir.1 Siyalolitler %70-80 oraninda tek olarak görülür fakat bazen özellikle parotis bezinde multiple olabilir.2
Siyalolitlerin bulundugu bireylerde, siklikla agiz tabaninda §i§lik ve agri, etkilenen submandibular bezde ya da parotis kökenli ise yanakta agri hikayesi vardir. Tükürük akiçinin stimüle oldugu yemek sirasinda bu rahatsizlik daha da çiddetlenebilir. Bez içerisindeki siyalolit, tükürük akimini genellikle tamamen engellemediginden agri ve §i§lik yava§ yava§ azalir.129 Kanal agizlari çogunlukla eritemli görünümdedir. Sekonder enfeksiyon olu§ursa ate§, kizariklik ve kanaldan pürülan akinti gözlenebilir.1 Siyalolit gözlenen hastalarin % 10'unda böbrek ta§i hikayesi de vardir.2 Gut hastaligi olan bireylerde de siyalolitere sik rastlandigi bildirilmi§tir.1
Siyalolitlerin %83'ü submandibular, %10'u parotis ve %7'si de sublingual bezde görülür.128 Literatürde minör tükürük bezlerinde siyalolit olu§umuna iliçkin bilgi ise oldukça sinirlidir.1 Submandibular bezde siyalolitlerin çok görülmesi, bu bez salgisinin daha visköz, mukustan daha zengin olmasi yaninda kanalin dar, kismen kivrimli, a§agidan yukariya bir seyir izlemesi ve kanal agzinin dar olmasi ile açiklanabilir. Ayrica submandibular bezin sekresyonundaki kalsiyum miktarinin, parotis salgisindakinin iki kati olmasi da siyalolitlerin bu bezde daha fazla olmasina neden olur. Submandibular bezdeki siyalolitler genellikle parotis bezindekilerden daha büyüktür. Ayrica submandibular bezdeki siyalolitler tek, parotis bezindekiler genellikle birden çoktur. Submandibular siyalolitlerin %70-80'i kanaldadir.12
Submandibular bezdeki siyalolitler, mandibular 1. molar diçlerin transvers yöndeki iliçkisine göre siniflandirildiginda, bu hattin önünde kalanlar 'anterior', arkasinda kalanlar 'posterior' olarak adlandirilir.1
Radyografik özellikler
Bazi siyalolitler homojen radyoopak yapida iken bazilari radyoopak katmanlar §eklinde görüntü verir. Submandibular bezdeki siyalolitlerin %20'den azi ve parotis bezindeki siyalolitlerin %40'i radyolüsent görüntü verir. Bunun sebebi parotis sekresyonunun daha dü§ük mineral içerigine sahip olmasidir.2
Submandibular bez kanalindaki siyalolitler siklikla silindirik ve düzgün yüzeylidir (Resim 5). Bezin hilar kisminda bulunan siyalolitlerin ise daha büyük ve düzensiz olmaya meyilleri vardir.29 Tükürük bezi hastaliklarinin tanisinda oklüzal radyograf ve diger konvansiyonel yöntemler, siyalografi, ultrasonografi, sintigrafi, bilgisayarli tomografi, manyetik rezonans görüntüleme teknikleri kullanilabilir. Siyalolitlerin te§hisi için ultrasonografi ilk seçenek olarak düçünülebilir.1 Siyalolitleri görüntülemek için konvansiyonel radyograflar kullanilacaksa i§inlama süresi yariya indirilmelidir, böylece daha az kalsifiye olanlar da görüntülenebilir.2
Ayirici tarn
Ba§lica ayirici tanilar; kalsifiye lenf nodlari, flebolit gibi vasküler malformasyonlar, myositis ossifikans, lenfanjiom ve hemanjiomlardir. Nadir fakat diger olasi ayirici tanilar ise kalsifiye akne, osteoma cutis ve osteoma ile yapilir. Bu tanilarin hepsi genellikle multiple olarak gözlenir ve kalsifikasyonlar daginik yerle§im gösterir.9,14
Siyalolit te§hisini en sik yaniltan durum ise kalsifiye lenf nodlaridir.9 Siyalolitler diger yumu§ak doku kalsifikasyonlarindan agri ve etkilenen bezde §i§lik gibi semptomlarla ayrilabilir. Diger kalsifikasyonlar siklikla asemptomatiktir.1-39 Siyalolitleri vasküler kaynakli lezyonlardan ayirt etmek için doppler sonografi alinabilir. Kesin taniya ula§abilmek için ultrasonografi, sialografi, bilgisayarli tomografi, sialoendoskopiden de faydalanilabilir.9
Tedavi, siyalolitin lokalizasyonuna ve büyüklügüne bagli olarak degi§iklik gösterir. Küçük ise konservatif tedavi uygulanir. Lokal sicak uygulama ve masaj ile siyalolit hareket ettirilmelidir. Eger çok büyükse bezin kanalina kanül yerle§tirildikten sonra siyalolitin tam üzerinden insizyon yapilarak çikarilabilir.1,2
Flebolit
Ven, venül veya hemanjiomlarin damarlarinda olu§an kalsifiye pihtidir.1'289
Klinik özellikler
Flebolit ba§-boyun bölgesinde oldukça nadir görülür. Ancak flebolit varligi, hemanjiom varligi için bir i§arettir. Eri§kinlerde flebolitler çocukluk çaginda bulunup çok zaman önce gerilemi§ bir hemanjiomun kalintisi olabilir.1-2-9 Bölgedeki yumu§ak dokunun renginde degiçiklik gözlenebilir ve yine tabloya çiçlik ve zonklama tarzinda agri da e§lik edebilir. Yumu§ak dokuya basinç uygulanmasi sonucu dokuda beyazla§ma veya renk degiçikligi gözlenmesi (diaskopi), durumun vasküler kaynakli olduguna dair bir içarettir.12
Radyografik özellikler
Yakla§ik 6 mm çapinda, oval veya yuvarlak çekilli çevresi düzgün genellikle 'boga gözü' gibi lamelli görüntü verse de homojen radyoopak görüntü de gôsterebilir.1-2-8-9
Ayirici tani
Flebolitin görünümü bazen siyaloliti andirabilir. Ancak siyalolitler genellikle tek, flebolitler ise çok sayidadir. Siyalolitler çok sayida görüldügünde tek bir hat üzerinde izlenirken, flebolitler rastgele dagilim gösterir.1-2-9
Laringeal kikirdak kalsifikasyonlari
Laringeal kikirdaklar hyalin kikirdaktan, epiglottis ve arytenoid kikirdaklar fibroelastik kikirdaktan olu§mu§tur. Tirohyoid ligamentlerin arasinda küçük bir çift triticeous kikirdak bulunur. Tiroid ve triticeous kikirdaklarin her ikisi de hyalin kikirdak içermektedir ve hyalin kikirdaklarin ya§la birlikte kemikle§me ve kalsifiye olma egilimleri vardir.2,28 Özellikle tiroid kikirdakta olmakla birlikte laringeal kikirdaklarin kemikle§mesi genellikle asimetrik olarak meydana gelir.15 Triticeous kikirdaklar, laringeal iskelette yer alan bilateral ovoid yapilardir. Fonksiyonlari tam olarak bilinmese de yakin zamanda ortaya atilan görü§ tirohyoid ligamenti güçlendirdigi yönündedir.8-17-28 Tiroid kikirdak ise larinks kikirdaklarinin en üstte yer alani ve ayni zamanda en büyük olanidir. Tiroid kikirdagin kalsifikasyonu ya§am boyu devam eder. Genellikle arka sinirdan balayan kalsifikasyon süreci, tiroid kikirdagin alt boynuzuna kadar gelir ve yakla§ik 70 ya§ civarinda kalsifikasyon süreci tamamlanir.8 Ahmad ve arkada§larinin 847 panoramik radyografi degerlendirdigi bir çali§mada, triticeous kikirdak kalsifikasyonunun prevelansini %8.6 olarak bulmu§tur. Bu oran erkeklerde %5, kadinlarda %12 olarak gözlenmi§tir.17 Triticeous kikirdak kalsifikasyonuna, genellikle kadinlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanmaktadir.3031
Klinik özellikler
Laringeal kikirdak kalsifikasyonu radyografik inceleme esnasinda tesadüfen kar§ila§ilan durumlardandir ve herhangi bir klinik bulgusu yoktur.1-4,6
Radyografik özellikler
Panoramik radyograflarda en sik kar§ila§ilan laringeal kikirdak kalsifikasyonu; kalsifiye triticeous ve tiroid kikirdaklardir. Kalsifiye triticeous kikirdak, panoramik ve lateral kafa grafilerinde hyoid kemigin büyük boynuzunun altinda ve 4. servikal vertebranin üst sinirina kom§u bir §ekilde izlenir. Triticeous kikirdagin uzunlugu 7-9 mm ve geniçligi 2-4 mm arasinda degi§mektedir. Kalsifiye triticeous kikirdak, çevresi belirgin ve pürüzsüz yapi gösterir.225 Kalsifiye tiroid kikirdagin üst boynuzu 4. servikal vertebranin medialinde bulunur ve prevertebral yumu§ak dokuya süperpoze olur.2,8,28
Kalsifiye laringeal kikirdak genellikle homojen bir radyoopasite gösterir fakat bazen di§ bir korteks izlenebilir.2 13 ya§ altindaki çocuklarda ve bebeklerde laringeal kikirdak kalsifikasyonlarinin radyolojik bulgulari siklikla gözlenmez.28
Ayirici tani
Kalsifiye triticeous kikirdak, karotis bifurkasyonundaki kalsifiye aterosklerotik plak ile kariçtirilabilir. Ancak soliter dogasi ve homojen yapisi ayirici tanida önemlidir.2-8-17-28 Kardiovasküler ve serebrovasküler hastaliklar için risk teçkil eden kalsifiye aterosklerotik plaklarin bu açidan kalsifiye triticeous kikirdaklardan ayirt edilmesi son derece önemlidir.17,28
Laringeal kikirdak kalsifikasyonlari için herhangi bir tedavi gereksinimi yoktur.28
Rinolit-antrolit-dakriyolit
Antrolit, maksiller sinüste di§ kökü, kan pihtisi, yogun mukus gibi eksojen kaynaklar sonrasi bu bölgeye mineralize tuzlarin çökelmesiyle olu§an kalsifikasyonlardir.12 Rinolit, buruna boncuk ve benzeri eksojen maddelerin kaçmasi sonrasi bu bölgede mineralize tuzlarin çökelmesiyle, dakriyolit ise gözya§i kanallarinda kalsifiye yapilarin birikmesiyle olu§ur.1,2
Klinik özellikler
Antrolit tablosu, genellikle asemptomatiktir. Tek tarafli rinore, sinüzit, ba§ agrisi, epistaksis, anozmi, kötü koku ve ate§ gibi semptomlar olabilir.1,2
Rinolitte, nazal obstrüksiyon ve antrolittekine benzer semptomlar izlenebilir.1 Dakriyolit, gözya§i arti§ina, gözya§i bezinin enflamasyonuna ve o bölgenin §i§mesine zemin hazirlayabilir.1
Radyografik özellikler
Bu kalsifikasyonlar, nidusun boyutuna bagli olarak çe§itli §ekil ve boyutlara sahiptir. Rinolit ve antrolitler laminasyonlu bir yapi gösterebilir. Homojen veya heterojen radyoopak görüntü verirler. Bazen kemikten daha radyoopak bir yapida izlenebilir (Resim 6).12
Ayirici tani
Ayirici tani osteoma, odontoma ve kalsifiye polip ile yapilir.2
3. Metastatik kalsifikasyon
Serumda artmi§ kalsiyum ve fosfat seviyesiyle birlikte olu§an kalsifikasyonlardir. Hiperparatiroidizm ve malign hastaliklarda çok nadir gözlenen bir durumdur.1
HETEROTOPÍK OsSÍFÍKASYON
Kalsiyum tuzlarinin organize bir §ekilde yumu§ak dokuda biriktigi durumlar heterotopik ossifikasyon olarak adlandirilir.12
Stylohyoid ligament ossifikasyonu
Styloid zincir, stylohyoid ligament, styloid proçes ve hyoid kemigin küçük bir bölümünü içeren kemik-bag doku kompleksidir.78 ikinci faringeal arktan köken alan Reichert's kikirdagindan geli§ir.32
Styloid proçes, temporal kemigin inferior yüzünde, stylomastoid foramenin ön tarafinda yer alir. Proçesin normal uzunlugu 20-25 mm olup yukardan a§agiya dogru incelen kuru agaç dalina benzer bir yapidir. Styloid proçes, internal ve eksternal karotid arterler arasinda uzanir.17'8'32 Styloid proçes ya da stylohyoid ligament kompleksinin toplam uzunlugu 30 mm.'den fazla ise bu durum ossifikasyon olarak degerlendirilir.29 Stylohyoid ligamentin ossifikasyonu genellikle bilateral olarak görülür ve kafa tabaninin a§agisina dogru uzanir. Ossifikasyon nadir vakalarda hyoidin küçük boynuzundan ba§lar, yine az sayida vakada ligamentin ortasindan ba§ladigi görülür.8 Etiyolojisinde ektopik kalsifikasyonun rol oynadigi dü§ünülse de kesin mekanizmasi tam olarak bilinmemektedir.32
Klinik özellikler
Stylohyoid ligament ossifikasyonunun prevalansi %5 civarinda olsa da literatürde daha yaygin gözlendigini bildiren kaynaklar da vardir.1'832 Bir çali§mada popülasyonun %18'inde stylohyoid ligamentin 30 mm'den daha fazlasinin ossifiye oldugu tespit edilmi§tir.2 Ossifiye ligament, palpasyonda tonsil üzerinde sert ve noktasal bir yapi olarak tespit edilebilir. Vakalarin yakla§ik %50'si asemptomatiktir. Ancak uzami§ styloid proçesin kom§u dokulara baski ve irritasyonu sonucunda disfaji ve faringeal bölgede yabanci cisim hissi olu§abilir. En sik kar§ila§ilan semptomlardan birisi agridir. Agri, çigneme kaslari, kulak bölgesi ve temporomandibular eklemde lokalize olur.12832
Stylohyoid ligament ossifikasyonu ile ili§kili semptomlar Eagle sendromu olarak adlandirilir ve iki alt grubu vardir.2732
1. Klasik Eagle sendromu: Kraniyal sinirlerde siki§ma
2. Karotis arter sendromu: Karotis arterlerin siki§masi
Hastanin anamnezinde boyun travmasi (tonsillektomi öyküsü) varsa ve semptomatik ise klasik Eagle sendromu denir. Boyun travmasi öyküsü olmayan ve klinik semptomlarin oldugu durum ise karotis arter sendromu olarak adlandirilmaktadir.2
Eksternal karotis artere basi oldugunda; hasta suborbital bölgede agri hissedebilir. internal karotis arter etkilendiginde ise; göz agrisi, temporal ya da parietal bölgede ba§ agrisi, migren, görme ile ilgili semptomlar, vertigo ya da senkop olabilir.232 Arterlerin çevresindeki sempatik sinir pleksuslarinin mekanik irritasyonu ile agri olu§maktadir. Hastalarin çogu 40 ya§in üzerindedir ve bu sendrom klasik Eagle sendromundan daha yaygin görülmektedir.2 Styloid proçesin ya da stylohyoid ligamentin karotid arterleri siki§tirmasi sonucunda felç gözlenebilir. Bu durumun gerçekle§mesi styloid proçes ya da ligamentin §ekline ve boyutuna baglidir.32
Panoramik radyograflar styloid proçes ossifikasyonlarinin ve varyasyonlarinin tespit edilmesinde önemli role sahip olsalar da bu kemigin boyutunun ve yönünün tespitinde yetersiz kalir. Öte yandan süperpozisyonsuz ve üç boyutlu görüntü saglayan BT veya KIBT güvenilir bir görüntüleme saglar.7'1032 Stylohyoid zincirdeki parsiyel ossifikasyonlar, panoramik radyograflarda gözden kaçabilir ya da kompleksin bir bölümü görüntü alaninin di§inda kalirsa klinisyeni yanli§ taniya götürebilir. Bu sebeple üç boyutlu görüntü elde edilen KIBT dogru tani için daha güvenilirdir.7810
Okabe ve arkada§larinin 80 ya§ civarindaki hastalarda yaptiklari bir çali§mada stylohyoid proçes ile serum kalsiyum konsantrasyonu arasinda anlamli ili§ki bulunmu§tur. Serum kalsiyum seviyesi ne kadar yüksekse, stylohyoid proçesin uzunlugunun o kadar fazla oldugu gözlenmi§tir.33
Radyografik özellikler
Genellikle panoramik radyograflarda tesadüfen tespit edilir. Panoramik radyografta styloid proçesten ba§layip hyoid kemige dogru uzanan çizgisel ossifikasyon olarak izlenmektedir.2
Styloid proçes, uzun, konik §ekilli, kalin ve radyoopak olarak izlenir. Ossifiye ligamentin düz bir di§ hatti vardir, fakat bazen di§ yüzeyde düzensizlikler görülebilmektedir. Stylohyoid ligamentin ossifikasyonu hyoid kemige kadar uzanabilir (Resim 7). Burada kemikle arasinda eklem benzeri baglanti vardir ve radyolüsent olarak sonlanir. Stylohyoid ligamentte meydana gelen küçük ossifikasyonlar homojen radyoopasite gösterir. Ossifikasyon arttikça periferi radyoopak bant §eklinde görünür.2 Styloid proçes-stylohyoid ligament kompleksinde görülen ossifikasyonlar mandibular foramenin üzerinde ise 'süperior', foramen ve angulus mandíbula arasinda ise 'orta', angulus mandibulanin altinda ise 'inferior' olarak siniflandirilir.1
Ayirici tani
Stylohyoid ligament ossifikasyonu, Eagle sendromu ya da stylohyoid sendrom sonucu oluçan semptomlar genellikle tani koydurucu özellikte degildir. Görüntülerde stylohyoid ligament ossifikasyonu izleniyorsa baçka bir rahatsizlik ile kariçma ihtimali çok düçüktür.
Bazen temporomandibular eklem disfonksiyonlariyla kariçabilir. Ögürme refleksi topikal anesteziyle kontrol altina alinip, tonsiller fossa palpe edilerek sert submukozal kitle aranir.2
Çogunlukla ossifiye stylohyoid ligament asemptomatiktir ve tedavi gerektirmez. Semptomlari belli belirsiz olan hastalarda tonsiller fossaya steroid ya da lidokain enjeksiyonu önerilebilir. Semptomlari çiddetli olan hastalarda ise stylohyoid proçesin amputasyonu önerilebilir.12
Osteoma cutis
Cilt ya da subkutanöz dokular içinde fokal kemik geliçimi sonucu oluçan, nadir görülen bir yumuçak doku kalsifikasyonudur. Herhangi bir etkeni olmadan primer olarak oluçabilir. Yaklaçik %85 oraninda sekonderdir, uzun süredir var olan akne, skar oluçumu ya da kronik enflamatuar dermatozlarin varligi sonucu görülebilir.2
Klinik özellikler
Osteoma cutis her yerde oluçabilir fakat en çok yüzde görülür. intraoral bölgede en çok dilde görülür. Ciltte gözle görülür bir degiçiklige yol açmaz, bazen renk degiçikligi yapabilir, sarimsi beyaz olarak görülebilir. Lezyon büyükse palpe edilebilir. Palpe edilen bölgeye igne batirildiginda sert, ta§ gibi bir kitle ile karçilaçilir. Kadinlarda özellikle yüz bölgesinde, erkeklerde ise kafa derisi ve gögüs bölgesinde birden fazla lezyon olabilir.2
Radyografik özellikler
Radyografta osteoma cutis en yaygin olarak yanak ve dudak bölgelerinde görülür. Bu bölgelerde görüntü diç köklerine veya alveolar kemige süperpoze olarak o bölgede dens kemik görüntüsü verebilir.2
Yanak ile alveolar proçes arasina intraoral film yerleçtirilerek yalnizca yanagin görüntülenmesiyle süperpozisyon önlenerek, lezyonun gerçek yeri anlaçilabilir. Alternatif olarak hastaya yanagini §i§irmesi söylenerek ve yumuçak doku teknigiyle posteroanterior filmler alinarak ciltteki osteoma cutis lezyonlarinin yeri tespit edilebilir.
Osteoma cutis düzgün sinirli, radyoopak olarak izlenebilir. Bu tek ya da çok sayida radyoopasiteler genellikle çok küçüktür. Fakat boyutlari 0,1-5 cm arasinda degiçebilmektedir. Homojen radyoopasite gösterebildigi gibi merkezinde yagli kemik iligi varligina bagli olarak genellikle radyolüsent bölge bulunur. Büyük lezyonlarda kemik iliginde de trabekülasyon oluçur. Kalsifiye kistik akne lezyonlari, ciltte skar dokusu olan bölgelere karçilik gelen yerlerde kar tanesine benzer radyoopasite gösterir.2
Ayirici tani
Myositis ossifikans, kalsinozis cutis ve osteoma mukoza ayirici tanida düçünülmelidir. Hastanin yanagini §içirmesi ile alinan radyografta osteoma cutis lezyonlari mukozal lezyonlardan çok daha yüzeyel görülür. Myositis ossifikans büyük boyutlardadir ve bazi vakalarda fasiyal deformite yapabilir.2
Tedavi gerektirmez fakat primer osteoma cutisler bazen estetik sebeplerle çikarilir.2
Myositis ossifikans
Myositis ossifikans, iskelet kasi içinde kemik ve kartilaj doku oluçumudur. Maksillofasiyal bölgede en sik masseter, temporal ve pterygoid kaslarda görülür.134'36
Myositis ossifikans'in patogenezi tam olarak belli degildir. En yaygin kabul gören teori, travma veya cerrahi yaralanmayi takiben ekstraosseöz hücrelerin kemik morfojenik proteinlere farklilaçmasidir.35 iki formu vardir: 1) Lokalize (travmatik), 2) Progresif
Lokalize (travmatik) myositis ossifikans
'Posttravmatik myositis ossifikans' ya da 'soliter myositis' de denilmektedir. Akut ya da kronik travma, agir kas gerilmesine sebep olan sporlarin yapilmasi gibi sebeplerle oluçur. Ayni bölgeye çok sayida enjeksiyon yapilmasi (örn. dental anestezi sirasinda) sebebiyle oluçan kas zedelenmesi de myositis ossifikans sebebi olabilir.1'2'3435
Önemli derecede fiziksel travma sonucunda iskelet kaslarinin sinirli rejenerasyon kapasitesi vardir. Yaralanma sonucunda oluçan vasküler hemoraji, iyileçme sirasinda kartilaj ve kemige dönü§tügünde myositis ossifikansa neden olur. 'Myositis' terimi yanilticidir çünkü enflamasyon yoktur. Aslinda gerçek bir ossifikasyon da yoktur, kas içindeki dokular arasinda fibröz doku ve kemik formasyonu vardir.235
Literatürde 2001 yilindan 2014 yilina kadar olan vakalari inceleyen bir derlemede, çigneme kaslarini etkileyen myositis ossifikans, yaçlari 18 ile 68 arasinda degiçen, 20 farkli vakada gözlenmi§tir. Bu 20 hastanin 19'unun baçvuru çikayeti agiz açikliginda kisitlilik olmuçtur. Hastalarin 8'inde yüz bölgesine travma, 6'sinda lokal anestezi infiltrasyonu, 1'inde cerrahi içlem, 1'inde alkol infiltrasyonu öyküsü saptanmiç olup hastalarin 4'ünde olasi hiçbir neden bulunamamiçtir.36
Klinik özellikler
Her yaçta görülebilir, cinsiyet ayrimi yapmaz fakat genellikle sporla ugraçan genç erkeklerde sik görülür. Travma alan bölgede çiçlik ve çiddetli agri vardir. Üzerindeki cilt kizarik ve enflame olabilir. Lezyon çigneme kaslarini içerirse agiz açmada güçlük ya§anabilir.1235 Travmadan yakla§ik 2 ya da 3 hafta sonra intramüsküler kitle palpe edilebilir. Lokalize lezyon yava§ büyüme gösterebilir fakat genellikle büyümez. Palpasyonda hareketli ya da fikse olabilir.12 Pozisyonundan dolayi travmadan en sik massater kasi etkilenir Bunu temporal kas ve medial pterygoid kas takip eder.3536 Laboratuvar testleri genellikle normal sinirlar içindedir. Ancak bazi vakalarda serumda yüksek alkalen fosfataz seviyesi bildirilmiçtir-35
Radyografik özellikler
Ba§ ve boyun bölgesinde en çok etkilenen kaslar masseter ve sternokleidomastoid'dir. Fakat medial ve lateral pterygoid, buksinatör ve temporal kaslar da etkilenebilmektedir.2
Ossifikasyon bölgesi ve kom§u kemik dokusu arasinda genellikle radyolüsent bant izlenmektedir. Kitleler genellikle 6 cm'den küçüktür.2
Travmadan 3-4 hafta sonra radyoopasite olu§maya ba§lar ve yakla§ik 2 ay sonra radyoopak internal yapilar belirginleçir. Bu degiçiklik kemik yapimini göstermektedir fakat buradaki kemik normal trabeküler yapida kemik degildir. Yakla§ik 5-6 ay içerisinde lezyonun maturasyonu tamamlanir ve homojen radyoopak olarak görülür. Bazi lezyonlar çok yava§ geliçir ve maturasyonun tamamlanmasi 12 ayi bulabilir. Bu periyottan sonra lezyonda küçülme izlenebilir.2
Dogru tani ve tedavi planlamasi için Bilgisayarli Tomografi en temel görüntüleme yöntemidir.35
Ayinci tani
Stylohyoid ligament ossifikasyonu ve diger yumu§ak doku kalsifikasyonlariyla yapilmalidir. Myositis ossifikansin formu ve yeri genellikle ayirici tanida yeterlidir. Osteojenik sarkom gibi tümörlerde çizgisel kemik yapimi görülebilmektedir, fakat bu tümör kemige biti§iktir ve genellikle kemik yikimi vardir.2
Tedavi seçenekleri kalsifiye kitlenin eksizyonu veya lezyonun geliçimi sirasinda kemik morfogenetik protein tip 1 inhibitörü verilerek heterotopik ossifikasyonun durdurulmaya çaliçilmasidir.35-36 Bu sirada hastaya dinlenme ve ilgili bölgenin kullanimini sinirlamasi önerilir. Fonksiyonel kisitlama ya da nörolojik bozukluga yol açan lezyonlarin tamaminin cerrahi eksizyonu ve cerrahi sonrasi skar olu§umunu en aza indirmek için fizyoterapi önerilmektedir.2
Progresif myositis ossifikans'tan farkli olarak cerrahi eksizyon sonrasinda iyile§me saglanir ve nüks oldukça nadirdir.35
Progresif myositis ossifikans
'Fibrodisplazi ossifikans progresif' de denilmektedir. Otozomal dominant olarak aktarilan, nadir görülen, herediter bir hastaliktir. Bazen genlerdeki spontan mutasyon sonucu da olu§abilir236 Erkeklerde daha yaygin olarak görülür ve semptomlari erken bebeklik döneminde ortaya çikar.2
Klinik özellikler
Çogu vakada heterotopik ossifikasyon boyun kaslarindan bailar ve ekstremitelere yayilir. Hastalik yumu§ak dokuda §i§lik ile ba§lar, agrilidir, kizariklik ve isi artiçi da gösterebilir. Akut durum geçtiginde dokular arasinda sert kitle kalir. Bu durum kalp ve diyafram dahil tüm çizgili kaslari etkileyebilir. Bazi vakalarda ossifikasyonun yayilimi sinirlidir, bazilarinda ise vücutta neredeyse tüm büyük kaslari etkilemektedir. Lezyonun sertligi, boyun, gögüs ve ekstremitelerin hareket kisitliligi dereceli olarak artmaktadir. Lezyonun ileri evrelerinde 'ta§la§mi§ adam' olarak tanimlanan durum olu§ur. Üçüncü dekatta proçes spontan olarak durabilir, fakat çogu hasta üçüncü veya dördüncü dekatta ya§amini yitirmektedir.
Radyografik özellikler
Radyografik özellikleri lokalize tipi ile benzerlik gösterir. Ayirici tani
Ba§langiç evresinde romatoid artrit ile ayirici tanisini yapmak güçtür. Efektif tedavisi yoktur. Travmatize ve ülsere olmu§ nodüllerin eksizyonu önerilir. ileri evrelerde solunum sistemi ile ilgili problemler geli§irse destekleyici tedavi gerekebilir.2
SONUÇ
Sonuç olarak; yumu§ak doku kalsifikasyonlari/ossifikasyonlari genellikle radyografik muayene sirasinda tesadüfen saptanir. Hekimler, yumu§ak doku kalsifikasyonlarini taniyabilmeli ve bölgedeki mevcut anatomik yapilardan ve patolojilerden ayirt edebilmelidir. Gerekli durumlarda ileri tetkikler için hastalarin yönlendirilmesi oldukça önemlidir.
Çikar çatiçmasi: Yazarlar bu çaliçmayla ilgili herhangi bir çikar çatiçmalarinin bulunmadigini bildirmiçlerdir.
Kaynak göstermek IçlN: Özemre MÖ, Köseoglu Seçgin C, Gülçahi A. Yumuçak doku kalsifikasyonlari ve ossifikasyonlari: derleme. Acta Odontol Turc 2016;33(3):166-75
EditöR: Zühre Akarslan, Gazi Üniversitesi, Ankara, Türkiye
YAYIN HAKKI: © 2016 Özemre ve ark. Bu eserin yayin hakki Creative Commons Attribution License ile ruhsatlandirilmistir. Sinirsiz kullanim, dagitim ve her türlü ortamda çogaltim, yazarlar ve kaynagin belirtilmesi kaydiyla serbesttir.
Kaynaklar
1. Harorli A. Agiz Di§ ve Çene Radyolojisi, 1. baski. istanbul: Nobel; 2014.
2. Carter LC. Soft tissue calcifications and ossifications. White SC, Pharoah MJ, eds. Oral Radiology: Principles and Interpretation. St. Louis, MO: Mosby Elsevier; 2014. p.524-41.
3. Garg AK, Chaudhary A, Tewari RK, Bariar LM, Agrawal N. Coincidental diagnosis of tuberculous lymphadenitis: a case report. Aust Dent J 2014;59:258-63.
4. Garay I, Netto HD, Olate S. Soft tissue calcified in mandibular angle area observed by means of panoramic radiography. Int J Clin Exp Med 2014;7:51-6.
5. Thakur JS, Minhas RS, Thakur A, Sharma DR, Mohindroo NK. Giant tonsillolith causing odynophagia in a child: A rare case report. Cases J 2008;1:50.
6. Friedlander AH, Friedlander IK. Identification of stroke prone patients by panoramic radiography. Aust Dent J 1998;43:51-4.
7. Centurion BS, Imada TS, Pagin O, Capelozza AL, Lauris JR, RubiraBullen IR. How to assess tonsilloliths and styloid chain ossifications on cone beam computed tomography images. Oral Dis 2013;19:473-8.
8. Scarfe WC, Farman AG. Soft tissue calcifications in the neck: Maxillofacial CBCT presentation and significance. AADMRT Currents 2010;2:1-15.
9. Bar T, Zagury A, London D, Shacham R, Nahlieli O. Calcifications simulating sialolithiasis of the major salivary glands. Dentomaxillofac Radiol 2007;36:59-62.
10. Takahashi A, Sugawara C, Kudoh T, Uchida D, Tamatani T, Nagai H, et al. Prevalence and imaging characteristics of palatine tonsilloliths detected by CT in 2,873 consecutive patients. ScientificWorldJournal 2014;2014:940960.
11. Monsour PA, Romaniuk K, Hutchings RD. Soft tissue calcifications in the differential diagnosis of opacities superimposed over the mandible by dental panoramic radiography. Aust Dent J 1991;36:94-101.
12. Alattar MM, Baughman RA, Collett WK. A survey of panoramic radiographs for evaluation of normal and pathologic findings. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1980;50:472-8.
13. Barrett AP, Waters BE, Griffiths CJ. A critical evaluation of panoramic radiography as a screening procedure in dental practice. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1984;57:673-7.
14. Valiyaparambil J, Rengasamy K, Mallya SM. An unusual soft tissue radiopacity - radiographic appearance of a dermal filler. Br Dent J 2009;207:211-2.
15. Keberle M, Robinson S. Physiologic and pathologic calcifications and ossifications in the face and neck. Eur Radiol 2007;17:2103-11.
16. Kamikawa RS, Pereira MF, Fernandes A, Meurer MI. Study of the localization of radiopacities similar to calcified carotid atheroma by means of panoramic radiography. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Oral Endod 2006;101:374-8.
17. Ahmad M, Madden R, Perez L. Triticeous cartilage: Prevalence on panoramic radiographs and diagnostic criteria. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Oral Endod 2005;99:225-30.
18. Singh A, Rahman H, Kumar V, Anila F. An unusual case of paradoxical enlargement of lymph nodes during treatment of tuberculous lymphadenitis in immunocompetent patient and literature review. Am J Case Rep 2013;14:201-4.
19. Shubha AB, Hegde S, Dinesh RB. Tuberculous lymphadenitis presenting a diagnostic dilemma- a case report. Int J Dent Clin 2010;2:48-52.
20. Eisenkraft BL, Som PM. The spectrum of benign and malignant etiologies of cervical node calcification. AJR Am J Roentgenol 1999;172:1433-7.
21. Çakur B, Yildirim E, Demirtaç Ö. Panoramik radyografide tonsil ta§i ve karotis arter kalsifikasyonu arasindaki iliçkinin incelenmesi. Atatürk Üniv Di§ Hek Fak Derg. 2014;24:1-5.
22. Aspestrand F, Kolbenstvedt A. Calcifications of the palatine tonsillary region: CT demonstration. Radiology 1987;165:479-80.
23. Ertas ET, Sisman Y. Detection of incidental carotid artery calcifications during dental examinations: panoramic radiography as an important aid in dentistry. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 2011;112:e11-7.
24. Friedlander AH, Lande A. Panoramic radiographic identification of carotid arterial plaques. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1981;52:102-4.
25. Freymiller EG, Sung EC, Friedlander AH. Detection of radiation-induced cervical atheromas by panoramic radiography. Oral Oncol 2000;36:175-9.
26. Sisman Y, Ertas ET, Gokce C, Menku A, Ulker M, Akgunlu F. The prevalence of carotid artery calcification on the panoramic radiographs in Cappadocia region population. Eur J Dent 2007;1:132-8.
27. Bayram B, Uckan S, Acikgoz A, Muderrisoglu H, Aydinalp A. Digital panoramic radiography: a reliable method to diagnose carotid artery atheromas? Dentomaxillofac Radiol 2006;35:266-70.
28. Carter LC. Discrimination between calcified triticeous cartilage and calcified carotid atheroma on panoramic radiography. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Oral Endod 2000;90:108-10.
29. Lee JS, Kang BC. Screening panoramic radiographs in a group of patients visiting a Health Promotion Center. Korean J Oral Maxillofac Radiol 2005;35:199-202.
30. Ajmani ML, Jain SP, Saxena SK. A metrical study of laryngeal cartilages and their ossification. Anat Anz 1980;148:42-8.
31. O'Bannon RP, Grunow OH. The larynx and pharynx radiologically considered. South Med J 1954;47:310-6.
32. Gokce C, Sisman Y, Sipahioglu M. Styloid process elongation or Eagle's Syndrome: is there any role for ectopic calcification. Eur J Dent 2008;2:224-8.
33. Okabe S, Morimoto Y, Ansai T, Yamada K, Tanaka T, Awano S et al. Clinical significance and variation of the advanced calcified stylohyoid complex detected by panoramic radiographs among 80-year-old subjects. Dentomaxillofac Radiol 2006;35:191-9.
34. Kanli A, Özkan G. Yumuçak dokuda radyoopak görüntü veren lezyonlar. Turkiye Klinikleri J Dental Sci-Special Topics 2010;1:58-65.
35. Boffano P, Zavattero E, Bosco G, Berrone S. Myositis ossificans of the left medial pterygoid muscle: case report and review of the literature of myositis ossificans of masticatory muscles. Craniomaxillofac Trauma Reconstr 2014;7:43-50.
36. Jiang Q, Chen MJ, Yang C, Qiu YT, Tian Z, Zhang ZY, et al. Post-infectious myositis ossificans in medial, lateral pterygoid muscles: A case report and review of the literature. Oncol Lett 2015;9:920-6.
Mehmet Özgür Özemre,* Cansu Köseoglu Seçgin, Ayse Gülsahi
Ba§kent Üniversitesi Di§ Hekimligi Fakültesi, Agiz, Di§ ve Çene Radyolojisi Anabilim Dali, Ankara, Türkiye
Makale gônderiliç tarihi: 05 Agustos 2015; Yayina kabul tarihi: 07 Ocak 2016
*ileti§im: Mehmet Özgür Özemre, Basent Üniversitesi, Di§ Hekimligi Fakültesi, Agiz, Di§ ve Çene Radyolojisi Anabilim Dali, 11. Sokak, No: 26 Bahçelievler, Ankara, Türkiye
E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Gazi University Faculty of Dentistry (Acta Odontologica Turcica) 2016