Content area
Full Text
Öz
Tardif diskinezi, etiyolojisi tam olarak belirlenememiş bu nedenle kesin bir tedavisi olmayan, kalıcı olabilen, kişinin yaşamını önemli derecede etkileyen, iyatrojenik bir hareket bozukluğudur. Özellikle ağız, dil ve yüzü tutmakla birlikte ekstremite ve gövdede olabilen anormal, istemsiz hareketlerdir. Uzun yıllardır kullanılmakta olan antipsikotik ilaçların kullanımının yaygınlaşması ile ortaya çıkan en önemli yan etkilerinden birisidir. Atipik antipsikotik kullanımı ile birlikte tardif diskinezi görülme sıklığında azalma beklenmekle beraber yeni nesil atipik antipsikotik kullanımında dahi tardif diskinezi görülebilmektedir. Tardif diskinezi tedavisinde ilaçsız izlemden derin beyin stimulasyonuna kadar çeşitli tedavi yöntemleri denenmektedir. Bu yazıda tardif diskinezinin epidemiyolojisi, etiyolojisi, risk faktörleri, patofizyolojisi ve tedavisi gözden geçirilmiştir.
Anahtar sözcükler: Antipsikotik ilaçlar, tardif diskinezi, yan etki.
Abstract
Tardive dyskinesia is an iatrogenic movement disorder with an incompletely determined etiology. Involuntary movements can effect oral, lingual, facial, corporal muscles and can be permanent. Tardive dyskinesia is one of the most important side effects of long term antipsychotic use. There is some decrease in tardive dyskinesia rates after common use of second generation antipsychotics but tardive dyskinesia can be seen even after use of second generation antipsychotics. There are some treatment options from drug-free observation to deep brain stimulation in tardive dyskinesia. The aim of this article is to review epidemiology, etiology, risk factors, pathophysiology and treatment options of tardive dyskinesia.
Key words; Antipsychotic drugs, tardive dyskinesia, side effect.
TARDİF DİSKİNEZİ (TD), sıklıkla uzun süreli antipsikotik ilaç tedavisi sırasında veya tedaviyi bıraktıktan kısa süre sonra ortaya çıkabilen hiperkinetik bir hareket bozukluğudur (Fernandez ve Friedman 2003). Özellikle ağız, dil ve yüz bölgesini tutan, ekstremite ve gövdede de meydana gelebilen, stereotipik, koreiform ya da atetoid istemsiz hareketlerle kendini gösteren iyatrojenik bir tablodur (Vernon 1991). Dopamin reseptör blokajı yapabilen herhangi bir ajan TD'ye neden olabilirken, şizofreni ve şizoaffektif bozukluk gibi uzun süre antipsikotik ilaç kullanımı gerektirebilen psikiyatrik bozukluklarda daha sık görülmektedir (Daniel ve ark. 2017).
İlk TD olguları (psikotrop ilaç kullanımına bağlı hareket bozuklukları) 1950'lerde, psikotik hastalarda tipik antipsikotik ajanların kullanılmasından sonraki birkaç yılda görülmüştür (Schonecker 1957). TD terimi ise ilk olarak 1964'te kullanılmaya başlanmıştır (Faurbye ve ark. 1964). TD tanısında sıklıkla Schooler-Kane araştırma ölçütleri- kullanılmaktadır. Bu ölçütlere göre, mevcut hareket bozukluğunun TD olarak değerlendirilmesi için dopamin bloklajı yapan ajanın, en az üç ay kullanılmış olması, bir vücut parçasında Anormal İsteyemeyen Hareket Ölçeği (AIMS) skorlarının en...