Öz
Amaç: Seboreik dermatit (SD) hastalarinin depresyon ve anksiyete yönünden riskleri ile birlikte hastaligin yasam kalitesi üzerine olan etkisinin degerlendirilmesi amaçlanmistir.
Yöntemler: Hastanemiz dermatoloji poliklinigine basvuran hastalardan, anamnez ve dermatolojik muayene neticesinde SD tanisi koyulan ve arastirmaya katilmayi kabul edenler çalismaya alinmistir. Hastalarin yas, cinsiyet, egitim düzeyi gibi sosyo-demografik bilgileri ve SD klinik özellikleri kayit altina alindiktan sonra, hastalara Hastane anksiyete ve depresyon ölçegi (HAD) ve Kisa form-36 (SF-36) uygulanmistir.
Bulgular: Çalismaya 27 kadin 23 erkek olmak üzere toplam 50 olgu alinmistir. Hastalarin %32'sinin anksiyete açisindan, %34'ünün ise depresyon açisindan risk altinda oldugu saptanmistir. SD'li hastalarin yasam kalitelerinde emosyonel rol güçlügü ve sosyal fonksiyonlar basta olmak üzere tüm alanlarda bozulmalar oldugu görülmüstür.
Sonuç: SD'li hastalarin depresyon ve anksiyete düzeylerinin yüksek oldugu ve SD'nin yasam kalitesinde de bozulmaya yol açtigi degerlendirilmistir.
Anahtar kelimeler: Anksiyete, depresyon, seboreik dermatit, yasam kalitesi, Kisa form-36, Hastane anksiyete ve depresyon ölçegi
Abstract
Objective: In this study, we aimed to determine the risk of depression and anxiety levels of seborrheic dermatitis (SD) and effect of illness on quality of life.
Methods: We conduct this study among patients referred to dermatology outpatient clinic in our hospital. Patients diagnosed with SD according to medical history and dermatological examination were included in the study. After recording sociodemographic information such as age, gender, education level and their clinical features of SD, Hospital anxiety and depression scale (HAD) and Short form-36 (SF-36) were administered to patients.
Results: We enrolled 50 patients in the study (27 females and 23 males). It was determined that 32% of patients were at risk for anxiety while 34% were at risk for depression. Deterioration in all fields, foremost emotional role functioning and social functioning, were determined in SD patients.
Conclusion: It was evaluated that depression and anxiety levels of SD patients were high and quality of life is impaired in patients with SD.
Keywords: Anxiety, depression, seborrheic dermatitis, quality of life, Short form-36, Hospital anxiety and depression scale
Giris
Seboreik dermatit (SD); gögüs, saçli deri ve yüz gibi vücudun sebase glandlardan zengin bölümlerinde yerlesen inflamatuvar bir deri hastaligidir. Klinik olarak eritemli zeminde üzerinde sari yagli skuam bulunan papül ve plaklarla karakterizedir (1). Toplumda görülme sikligi %2-12 arasinda degismektedir ve kadinlardan daha çok erkekleri etkilemektedir (2). Her yas grubunda ortaya çikabilmekle birlikte en sik 30-60 yas araligindaki eriskin bireylerde izlenmektedir (1). Kronik olmasi, sik sik nükslerin görülmesi ve hatta çogu hastada sürekli lezyonlarin sebat etmesi nedeniyle hastalarin yasam kalitesini, sosyal ve is hayatini önemli ölçüde etkilemektedir (3). SD'nin nöroleptik kaynakli parkinsonizm, polinöropatili ailesel amiloidoz, tardif diskinezi ve depresyon gibi nörolojik ve psikiyatrik bir çok durumla iliskili oldugu gösterilmistir (4-7). Emosyonel stresinde SD'yi tetikleyen önemli sebeplerden oldugu bilinmektedir (8,9). Yapilan çalismalarda SD ile psikiyatrik ve nörolojik hastaliklarin iliskisinin çift yönlü oldugu gösterilmistir (10,11). Örnegin stres sonucu SD ortaya çikabilecegi gibi, SD nedeniyle olusan sekil bozuklugu ya da hastaligin kronik seyri nedeniyle de stres ortaya çikabilmektedir.
Bu çalismada SD hastalarinin anksiyete ve depresyon yönünden riskleri ile birlikte fiziksel ve mental saglik durumlari belirlenerek hastaligin yasam kalitesi üzerine olan etkisi degerlendirilmistir.
Yöntemler
Örneklem grubu: Hastanemiz dermatoloji poliklinigine basvuran hastalardan anamnez ve dermatolojik muayene neticesinde SD tanisi koyulan ve arastirmaya katilmayi kabul edenler çalismaya dahil edildi. SD hastaligina ek olarak sistemik ve dermatolojik herhangi bir hastaligi olanlar arastirmaya dahil edilmedi.
Yöntem: Hastalarin yas, cinsiyet, egitim düzeyi gibi sosyodemografik bilgileri ve SD klinik özellikleri kayit altina alindiktan sonra Kisa form-36 (SF-36) ve Hastane anksiyete ve depresyon ölçegi (HAD) ölçekleri uygulandi. Olgular 18- 29, 30-39, 40-49, 50 ve üzeri olmak üzere dört yas grubuna ayrildi. SD'yi skorlamak için pullanma, inflamasyon ve kasinti derecelendirildi (0=yok, 1=zayif, 2=hafif, 3=orta, 4=belirgin ve 5=siddetli) ve toplam skora göre 2-4 arasi zayif, 5-7 arasi hafif, 8-10 arasi orta, 11-13 arasi belirgin, 14 ve 15 siddetli olarak degerlendirildi.
Hastane anksiyete ve depresyon ölçegi: Hastada kaygi ve depresyon yönünden riski belirlemek ve bu riskin seviyesi ile degisimini tespit etmek amaciyla kullanilan bir kendini degerlendirme ölçegidir. Toplam 14 sorudan olusan ölçegin yedi sorusu kaygiyi diger yedi sorusu ise depresyonu ölçmeye yöneliktir. Yanitlar dörtlü Likert biçiminde ve 0-3 arasinda puanlanmaktadir. Türkçe geçerlilik ve güvenirliligi yapilan çalisma sonucunda Anksiyete alt ölçegi (HAD-A) için kesme puani 10, Depresyon alt ölçegi (HAD-D) için ise 7 bulunmustur (12). Hastalardan bu puanlarin üzerinde alanlar risk altinda olarak degerlendirilir. Puanlama sonucunda her iki ölçekten hastalarin alabilecekleri en düsük puan 0, en yüksek puan 21'dir.
Kisa form-36: Klinik uygulama ve arastirmalarda bireylerin yasam kalitesini ölçmede kullanilan kendini degerlendirme ölçegidir. Hastalarin sagligini toplam 36 soru neticesinde 8 farkli alanda degerlendirme imkani saglar. Ölçek sayesinde saglik probleminden dolayi fiziksel aktiviteleri yapmakta zorluk, fiziksel ya da duygusal problemlerden dolayi sosyal aktiviteleri yapmakta güçlük, fiziksel saglik problemlerinden dolayi günlük aktiviteleri yapmakta zorluk, bedensel agri, genel ruh sagligi, duygusal problemlerden dolayi günlük aktiviteleri yapmakta güçlük, canlilik (enerji ve yorgunluk) ve genel saglik algisi hakkinda veriler elde edilir. Türkçe geçerlilik ve güvenirliligi yapilan ölçekte belirlenen puanlama neticesinde sagligi 0-100 arasinda degerlendirir. Yalnizca tek bir puan vermez (her alt ölçek ayrica puanlanir) ve 0 en kötü saglik durumunu, 100 en iyi saglik durumunu gösterir (13). Yapilan çalisma sonucunda Türk toplumunun standartlari elde edilmistir (Tablo 2) (14).
Istatistiksel Analiz
Ölçümle elde edilen verilerin normal dagilima uygunlugu Kolmogorov-Smirnov testi ile incelenmistir. Çalisma grubunun karsilastirilmasinda normal dagilima uyan veriler için Student t testi, normal dagilima uymayanlarda Mann Whitney U testi kullanilmistir. Niteliksel verilerinin karsilastirilmasinda Kikare testi kullanilmistir. Degiskenler arasindaki iliski Pearson korelasyon analizi ile degerlendirilmistir. Ölçümle elde edilen veriler aritmetik ortalama ± standart sapma, sayimla elde edilen veriler (%) olarak gösterilmistir. Anlamlilik seviyesi p<0,05 olarak alinmistir.
Bulgular
Çalismaya 27 kadin 23 erkek olmak üzere toplam 50 olgu alindi. Hastalarin yaslari 18-63 arasinda ve ortalama 28,93±12,99 olarak tespit edildi. Egitim düzeyleri bakimindan degerlendirildiginde; %16'si halen ögrenci, %30'u ilk-ortaokul, %14'ü lise ve %40'i üniversite mezunu olarak tespit edildi. Olgularin %36'si çalisan, %38'i ev hanimi, %16'si ögrenci ve %10'u issiz olarak saptandi. Hastalarin mevcut SD klinigi %14'ü zayif, %20'si hafif, %24'ü orta, %32'si belirgin ve %10'u siddetli grupta tespit edildi. Olgularin demografik özellikleri ile hastaligin siddeti arasinda anlamli bir iliski saptanmadi.
HAD-A puan ortalamasi 9,11±3,88 bulundu ve 10 kesme puanina göre olgularin %32'si risk altinda olarak tespit edildi. HAD-D puan ortalamasi 6,38±3,76 bulundu ve 7 kesme puanina göre olgularin %34'ü risk altinda olarak tespit edildi. HAD-A degerlerine 10 kesme puanina göre bakildiginda, kadinlarin erkeklerden daha fazla risk altinda olduklari saptandi (p=0,014). Egitim, meslek gibi diger demografik özellikler ile siddet, siklik gibi hastaliga ait verilerle HAD-A ve HAD-D puanlari arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski saptanmadi.
SF-36 yasam kalitesi ölçeginin 8 farkli alandaki minimum, maksimum, ortanca ve ortalama degerleri ile normal dagilima göre uygunlugu Tablo 1'de paylasildi. Hastalarin SF-36 puan ortalamalarinin Türk toplumu standartlari ile karsilastirildiginda fiziksel rol güçlügü (p=0,000), agri (p=0,003), genel saglik algisi (p=0,000), enerji (p=0,003), sosyal fonksiyon (p=0,000), emosyonel rol güçlügü (p=0,000) ve mental saglik (p=0,000) alanlarinda istatistiksel olarak anlamli farkliliklar tespit edildi (Tablo 2). Egitim, meslek, cinsiyet gibi demografik özellikler ile siddet, siklik gibi hastaliga ait verilerle SF-36 puan ortalamalari arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliski saptanmadi.
HAD-A ile SF-36 ölçeginin genel saglik (p=0,001, r=-0,511), enerji (p=0,000, r=-0,612), sosyal fonksiyon (p=0,006, r=-0,425) ve mental saglik (p=0,000, r=-0,719) alanlarinda istatistiksel olarak anlamli korelasyon saptandi. HAD-D ile SF- 36 ölçeginin fiziksel rol güçlügü (p=0,003, r=-0,463), genel saglik (p=0,000, r=-0,537), enerji (p=0,000, r=-0,642), sosyal fonksiyon (p=0,003, r=-0,460) ve mental saglik (p=0,000, r=-0,637) alanlarinda istatistiksel olarak anlamli korelasyon tespit edildi (Tablo 3).
Tartisma
SD toplumda yaygin görülmesine ragmen, yasam kalitesi üzerindeki etkisi ve bireyin sosyal yasantisinda meydana getirdigi zorluklara yeterli önem verilmemektedir. Son yillarda SD için bu alanda çalismalar yapilsa da çogunlukla günlük pratikte yeterli karsilik bulmamislardir. Oysa bu durum hastanin mental durumunu ilgilendirdigi gibi, SD'nin tedavisinin basarisinda ve iyilik halinin sürdürülmesinde de önemlidir.
SD nispeten iyi seyirli olsa da, kronik bir hastalik olmasi ve lezyonlarin siklikla yüz ve saçli deri gibi diger insanlar tarafindan görülebilecek alanlarda yerlesmesi nedeniyle yasam kalitesini çogunlukla negatif yönde etkiledigi yapilan çalismalarda gösterilmistir (3,11,15,16). Oztas ve ark. (17) 30 SD'li hastada Dermatolojik yasam kalite indeksi (DYKI) ölçegine göre yasam kalitesinde önemli derecede kötülesme saptamislardir. Bir baska çalismada Aksoy ve ark. (16) 50 SD'li hastadan olusan bir grupta yine DYKI ölçegine göre hastalarin %50'sinin yasam kalitesinde orta veya yüksek derecede negatif yönde etkilenme belirlemislerdir. Peyri ve ark. (11) ise 2169 SD'li hastadan olusan çok merkezli bir çalismada Deri ve saç bozuklugu olan hastalarda performans ve yasam kalitesi ölçegi (Skindex-29) kullanarak kadinlarin erkeklerden daha çok ve 60 yas üzerindekilerin daha az etkilendiklerini tespit etmislerdir. Ancak hastaligin yasam kalitesi üzerine olan total etkisini ise düsük bulmuslardir. Dogramaci ve ark. (15) çalismalarinda hem DYKI hem de Skindex-29 ölçeklerini kullanmislar ve her iki ölçek skorlarina göre hastalarin yasam kalitesinde belirgin kötülesme tespit etmislerdir. Bu çalismada da hastalarin yasam kalitesi skorlari düsük bulunmustur. SD hastalarinin SF-36 puanlari ile Türk toplumu standartlarini karsilastirdigimizda ölçegin fiziksel fonksiyon boyutu haricinde tüm alanlarda toplumdan anlamli derecede düsük oldugu izlenmektedir (Tablo 2). Olgular özellikle emosyonel rol güçlügü ve sosyal fonksiyon alanlarinda topluma göre en düsük puanlari almislardir (p=0,000). Olgularin SD kaynakli emosyonel sorunlar nedeniyle is hayatinda ya da günlük aktivitelerinde sorunlar yasadigi görülmektedir. Hastalar ayrica fiziksel ve emosyonel sorunlara bagli olarak, olagan toplumsal etkinliklere daha az katilmaktadirlar. Hastalarin SF-36 puanlarina göre, ruh sagligi algilarinin ve genel saglik algilarinin topluma göre daha kötü oldugu saptanmistir. Her toplumun standartlarinin farkli olmasi ve her çalismanin örneklem grubunun ayni özellikleri göstermemesi nedeniyle sonuçlari diger çalismalarla saglikli bir sekilde karsilastirmak mümkün olmayabilir. Ancak yapilan çalismalarla SD'li hastalarin yasam kalitesi skorlari incelendiginde; vitiligo, psoriasis, alopesi areata gibi diger dermatolojik hastaliklar ile romatoid artrit, diabetes mellitus, kardiyovasküler sorunlar gibi diger yaygin görülen kronik hastaliklara yakin puanlar aldigi, hatta bazi alt puanlarin daha kötü oldugu da ihmal edilemez (18-21). Sonuç olarak SD'nin hastalarin yasam kalitesini diger ciddi kronik hastaliklar kadar etkileyebilecegi söylenebilir.
SD hastalarinda anksiyete ve depresyon orani daha yüksek izlenmektedir (10). Bu çalismada HAD-A 10 kesme puanina göre hastalarin %32'si anksiyete yönünden, HAD-D 7 kesme puanina göre %34'ü depresyon yönünden yüksek puanlar almislardir. Ayrica bu degerler SF-36 ölçegi ile büyük oranda korelasyon göstermektedir (Tablo 3). Bu sonuçlar benzer çalismalarla genel anlamda uyumlu gözükmektedir (15,16). Maietta ve ark. (22) 150 psikiyatri hastasi ile ameliyat için bekleyen hastalardan olusturulan 150 kontrol grubunu karsilastirdiklarinda, SD'yi psikiyatrik bozuklugu olanlarda anlamli derecede yüksek tespit etmislerdir. Bu istatistiksel olarak anlamli farkliligin tümüyle depresyonlu hastalar nedeniyle oldugunu da belirlemislerdir. Bir baska çalismada Cömert ve ark. (23) 117 SD'li ile 95 saglikli kontrol grubunu HAD ölçegine göre karsilastirdiklarinda yalnizca anksiyete skorlarinda farklilik saptamislardir. Ancak hastaligin siddeti ve süresi ile anksiyete arasinda anlamli bir iliski bulmamislardir. Cömert ve ark. (23) aksine Oztas ve ark. (17) 30 SD'li ile 30 saglikli kontrol grubunu HAD ölçegine göre karsilastirdiklarinda anlamli bir iliski saptamamislardir. Fakat ayni çalismada Kisa Semtom Envanteri ölçeginin depresyon ve anksiyete dahil tüm alt gruplarinda anlamli fakliliklar tespit etmislerdir. Bir diger arastirmada Misery ve ark. (8) iki asamada planladiklari bir çalismayla depresyon ve anksiyetenin SD ataklarindaki rolünü incelemisler ve yanlizca anksiyete skorlarinin ataklarla iliskili oldugunu tespit etmislerdir. Ayrica ayni çalismada Beck depresyon envanterine göre yüz tutulumu olan hastalari daha depresif bulmuslardir. Yapilan çalismalarin sonuçlarina göre depresyon ve stres ile SD arasindaki iliski çift yönlü gözükmektedir. Stres ve depresyon neticesinde SD ortaya çikabilecegi gibi, SD'nin kronik seyri ve diger insanlar tarafindan dikkat çeken lezyonlari nedeniyle stres ve depresyon ortaya çikabilmektedir.
Sonuç
SD yasam kalitesini emosyonel rol güçlügü ve sosyal fonksiyonlar daha belirgin olmak üzere tüm alanlarda negatif yönde etkilemektedir. Ayrica yasam kalitesindeki bozulmayla beraber anksiyete ve depresyon düzeylerinde de korelasyon izlenmektedir. SD'nin remisyon ve ataklarla seyreden kronik seyri dikkate alindiginda; hastaligin etkili ve basarili bir sekilde yönetilmesi, ayrica yüksek hasta memnuniyetinin saglanabilmesi adina SD'nin psikiyatrik komorbiditeleri de ihmal edilmemelidir.
Yazar Katkilari
Etik Kurul Onayi: Çalisma için Gaziosmanpasa Üniversitesi Klinik Arastirmalar Etik Kurulu'undan onay alinmistir, Hasta Onayi: Çalismamiza dahil edilen tüm hastalardan bilgilendirilmis onam formu alinmistir, Konsept: Yalçin Bas, Göknur Kalkan, Mesut Yildiz, Pinar Özuguz, Dizayn: Yalçin Bas, Göknur Kalkan, Mesut Yildiz, Pinar Özuguz, Veri Toplama veya Isleme: Yalçin Bas, Göknur Kalkan, Mesut Yildiz, Havva Yildiz Seçkin, Zennure Takci, Analiz veya Yorumlama: Yalçin Bas, Göknur Kalkan, Mesut Yildiz, Pinar Özuguz, Havva Yildiz Seçkin, Zennure Takci, Emrah Songur, Literatür Arama: Yalçin Bas, Göknur Kalkan, Mesut Yildiz, Pinar Özuguz, Havva Yildiz Seçkin, Zennure Takci, Emrah Songur, Yazan: Yalçin Bas, Mesut Yildiz, Emrah Songur, Hakem Degerlendirmesi: Editörler kurulu tarafindan degerlendirilmistir, Çikar Çatismasi: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çikar çatismasi bildirmemistir, Finansal Destek: Çalismamiz için hiçbir kurum ya da kisiden finansal destek alinmamistir.
Kaynaklar
1. Schwartz RA, Janusz CA, Janniger CK. Seborrheic dermatitis: an overview. Am Fam Phys 2006;74:125-30.
2. Palamaras I, Kyriakis KP, Stavrianeas NG. Seborrheic dermatitis: lifetime detection rates. J Eur Acad Dermatol Venereol 2012;26:524-6.
3. Szepietowski JC, Reich A, Wesolowska-Szepietowska E, et al. Quality of life in patients suffering from seborrheic dermatitis: influence of age, gender and education level. Mycoses 2009;52:357-63.
4. Binder RL, Jonelis FJ. Seborrheic dermatitis in neuroleptic-induced parkinsonism. Arch Dermatol 1983;119:473-5.
5. Rocha N, Velho G, Horta M, et al. Cutaneous manifestations of familial amyloidotic polyneuropathy. J Eur Acad Dermatol Venereol 2005;19:605-7.
6. Sandyk R. Seborrhea and persistent tardive dyskinesia. Int J Neurosci 1990;50:223-6.
7. Gupta AK, Bluhm R. Seborrheic dermatitis. J Eur Acad Dermatol Venereol 2004;18:13-26.
8. Misery L, Touboul S, Vinçot C, et al. Stress and seborrheic dermatitis. Ann Dermatol Venereol 2007;134:833-7.
9. Bukvic Mokos Z, Kralj M, Basta-Juzbasic A, et al. Seborrheic dermatitis: an update. Acta Dermatovenerol Croat 2012;20:98-104.
10. Gül Ü. Seboreik dermatitte psikolojik faktörler. Türkiye Klinikleri J Dermatol- Special Topics 2009;2:55-7.
11. Peyrí J, Lleonart M; Grupo español del Estudio SEBDERM. Clinical and therapeutic profile and quality of life patients with seborrheic dermatitis. Actas Dermosifiliogr 2007;98:476-82.
12. Aydemir Ö. Hastane anksiyete ve depresyon ölçegi türkçe formunun geçerlilik ve güvenilirlik çalismasi. Türk Psikiyatri Dergisi 1997;8:280-7.
13. Koçyigit H, Aydemir Ö, Ölmez N, ve ark. SF-36 Yasam kalitesi ölçeginin Türk popülasyonunda geçerlik ve güvenirligi. Ilaç ve Tedavi Dergisi 1999;12:102- 6.
14. Demiral Y, Ergör G, Ünal B, et al. SF-36 yasam kalitesi ölçeginin genel toplum örneginde güvenirligi. 1. Saglikta Yasam Kalitesi Sempozyumu özet kitabi. Izmir,Türkiye: Emek Matbaasi; 2004. p.45.
15. Dogramaci AÇ, Havlucu DY, Savas N. Seboreik dermatitli hastalarda yasam kalite degerlendirmesi. Türk Dermatoloji Dergisi 2008;2:99-102.
16. Aksoy M, Özkorumak E, Bahadir S, ve ark. Seboreik dermatit hastalarinda yasam kalitesi, anksiyete ve depresyon düzeyleri. Türkderm 2012;46:39-43.
17. Oztas P, Calikoglu E, Cetin I. Psychiatric tests in seborrhoeic dermatitis. Acta Derm Venereol 2005;85:68-9.
18. Song Y, Zhu LA, Wang SL, et al. Multi-dimensional health assessment questionnaire in China: reliability, validity and clinical value in patients with rheumatoid arthritis. PLoS One 2014;9:97952.
19. Kazemi-Galougahi MH, Ghaziani HN, Ardebili HE, et al. Quality of life in type 2 diabetic patients and related effective factors. Indian J Med Sci 2012;66:230- 7.
20. Ghajarzadeh M, Ghiasi M, Kheirkhah S. Associations between skin diseases and quality of life: a comparison of psoriasis, vitiligo, and alopecia areata. Acta Med Iran 2012;50:511-5.
21. Yaghoubi A, Tabrizi JS, Mirinazhad MM, et al. Quality of life in cardiovascular patients in iran and factors affecting it: a systematic review. J Cardiovasc Thorac Res 2012;4:95-101.
22. Maietta G, Fornaro P, Rongioletti F, et al. Patients with mood depression have a high prevalence of seborrhoeic dermatitis. Acta Derm Venereol 1990;70:432-4.
23. Cömert A, Akbas B, Kiliç EZ, et al. Psychiatric comorbidities and alexithymia in patients with seborrheic dermatitis: a questionnaire study in Turkey. Am J Clin Dermatol 2013;14:335-42.
Yalçin Bas, Göknur Kalkan*, Mesut Yildiz**, Pinar Özuguz***, Havva Yildiz Seçkin, Zennure Takci, Emrah Songur**
Gaziosmanpasa Üniversitesi Tip Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dali, Tokat, Türkiye
*Yildirim Beyazit Üniversitesi Tip Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dali, Ankara, Türkiye
**Gaziosmanpasa Üniversitesi Tip Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dali, Tokat, Türkiye
***Afyon Kocatepe Üniversitesi Tip Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dali, Afyon, Türkiye
Yazisma Adresi/ Correspondence:
Yalçin Bas, Gaziosmanpasa Üniversitesi Tip Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dali, Tokat, Türkiye
Tel.: +90 356 212 18 74/1115
E-posta: [email protected]
Gelis Tarihi/Submitted: 20.01.2015
Kabul Tarihi/Accepted: 13.02.2015
@Telif Hakki 2015 Türk Dermatoloji Dernegi Makale metnine www. turkdermatolojidergisi.com web sayfasindan ulasilabilir.
@Copyright 2015 by Turkish Society of Dermatology - Available on-line at www.turkdermatolojidergisi.com
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Aves Yayincilik Ltd. STI. 2015