Öz
Yugoslavya'nın daǧılması sürecine eklemlenen son zincir olan Kosova, baǧımsızlık ilanından bu yana siyasal statü tartışmalarıyla yoǧrulan bir ülkedir. Kosova, demografik ve ekonomik anlamda olduǧu kadar, ulusal kapasite ve güç unsurları ve bu unsurların algılanış şekli itibarıyla da küçük devlet olma özelliklerini kendisine eklemlemiştir. İzlediǧi dış politika itibarıyla küçük devlet olmanın gerektirdiǧi biçimde hareket ettiǧi söylenebilecek olan Kosova'nın, geleceǧini ABD ve AB'nin bölge stratejilerine entegre ettiǧi de ifade edilebilir. Stratejik kültür ve izlenen genel dış politika kalıpları itibarıyla ortaklaştıǧı belirtilebilecek Kosovalı siyasal aktörlerin birbirlerinden farklılaştıǧı noktalar da bulunmaktadır. Siyasal deǧişimi de beraberinde getiren bu farklılaşmayı inceleyebilmek için de neoklasik realizmin kavramsal çerçevesine başvurmak doǧru bir yaklaşım olabilecektir. Böylece, ideolojik konumlanma, algı ve çıkarların Kosova dış politikasına nasıl yansıdıǧı deǧerlendirilebilecektir.
Anahtar Sözcükler: Gideon Rose, Ara Deǧişken, Ulusal Kapasite, Sırbistan, Albin Kurti.
Abstract
Kosovo, the last chain added to the process of the disintegration of Yugoslavia, has been a country engaged in debates regarding its political status since the declaration of independence. Kosovo has added the characteristics of being a small state in terms of national capacity and power as well as the perception of these elements. Kosovo, which acts as a small state in terms of its foreign policy, has integrated into the regional strategies of the US and the EU. There are also points where the Kosovar politicians differ from each other, in terms of strategic culture and general foreign policy pattern. In order to examine the reflections of this differentiation, it may be a correct approach to use the conceptual framework of neoclassical realism. Thus, how ideological positioning, perceptions and interests are reflected in Kosovo's foreign policy can be evaluated.
Keywords: Gideon Rose, Intermediate Variable, National Capacity, Serbia, Albin Kurti.
Giriş
Balkanlar, sahip olduǧu etno-kültürel ve dinsel çeşitlilik ve bu çeşitliliǧin sınırlı bir coǧrafi alan içerisinde dahi kendisini belli eden sosyal ve siyasal yansımaları nedeniyle uluslararası politika çalışmalarında fazlaca üzerinde durulan bir bölgedir. Toplumsal sınırların siyasal sınırlarla örtüşmeyen görünümü ve Soǧuk Savaş'ın bitişiyle birlikte kendisini siyasal arenaya yansıtan gecikmiş ulusçu özlemlerin çatışmacı doǧası, Balkanlar'ı geniş çaplı bir sorun merkezi haline getirmektedir. Aslında bu durum, bölgenin tarihsel arka planı da deǧerlendirildiǧinde bir sürekliliǧe de işaret etmektedir. Zira Soǧuk Savaş yılları dışında, bölgenin çatışma-yoǧun bir görünüme haiz olduǧu ifade edilebilir.
Çalışma kapsamında temel analiz birimi olarak neoklasik realizm tercih edilmiştir. Bunun temel nedeni, Batı ile çok yakın ilişkiler içerisinde olan Kosova'da, son dönemde belirgin hale gelen siyasal aktörler arasındaki anlaşmazlıkların, iktidar deǧişimleri sonrasında dış politikaya olan yansımalarını deǧerlendirebilmektir. Zira ülkenin genel siyasal yönelimi hususunda önemli bir deǧişim görünmese de özellikle Haşim Taçi ve Albin Kurti'nin, Sırbistan ile AB gözetiminde yürütülen müzakereler ve belli siyasal tavizler hususunda farklı noktada durdukları ortadadır. Bu baǧlamda, iktidar deǧişiminin Kosova dış politikasına ne gibi yansımaları olabileceǧini neoklasik realizmin belirginleştirdiǧi deǧişkenler üzerinden inceleyebilmek, temel strateji hususunda ciddi bir fark yokken, yaklaşım farklılıklarının dış politika uygulamalarını nasıl etkilediǧini gösterebilmek çalışmanın temel hedefidir. Zira süreci sistem düzeyinden deǧerlendiren neorealizm ya da doǧrudan kimliklenme sürecine odaklanan yapısalcı yaklaşımlar dışında, realizmin öngörülerini merkeze alan ancak kişisel/toplumsal farklılıkları da sürece dahil eden neoklasik realizmin eklektik yapısı Kosova'daki siyasal dalgalanmaları anlamlandırmada farklı bir perspektif sunmaktadır.
Çalışmanın birinci bölümünde neoklasik realizmin kuramsal içeriǧi ve bu kapsamda ortaya konan tartışmalar betimlenecektir. İkinci kısımda ise küçük devlet yaklaşımına ilişkin farklı yaklaşımlar ve bu yaklaşımın karar alma ve ittifak tercihlerine olan etkisi deǧerlendirilecektir. Son olarak ise çalışmanın örnek "vaka" olarak ele aldıǧı Kosova'daki aktör tercihlerinin, küçük devlet yaklaşımı da gözetilerek uluslararası sistem ile nasıl baǧlantılandırılabileceǧi üzerinde durulacaktır.
Neoklasik Realizm ve Dış Politika
Bu kavramsal çerçeveyi ortaya koyan isim, 1998'de literatüre eklediǧi "Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy" adlı eseriyle Gideon Rose olmuştur.1 Jeffrey Taliaferro, devlet düzeyindeki deǧişkenlerin de dış politikaların oluşumunu ve uygulamasını etkilediǧini belirtmektedir.2 Gideon Rose, önceleri Thomas Christensen'in Soǧuk Savaş döneminde ABD-Çin İlişkileri,3 William Wohlforth'un aynı dönemde SSCB'nin dış politikasının şekillenmesine ilişkin yaptıǧı analizi,4 Fareed Zakaria'nın ABD'nin dış politika algılarının/eylemlerinin biçimlenmesine ilişkin analizlerden yararlanarak, sistemsel faktörlerin dış politika oluşumunda tek etken faktör olmadıǧını açıklamıştır. 5
Rose, Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy adlı eserinde, şöyle demektedir;
"Neoklasik Realizm, klasik realizmin ortaya koyduǧu bilgileri güncellemek ve sistematik hale getirebilmek amacıyla dış ve iç deǧişkenleri birlikte deǧerlendirmektedir. Neoklasik yaklaşımın destekçileri, devletlerin dış politikasının amacı ve kapsamının öncelikle o devletin uluslararası sistemdeki konumu ve maddi güç kapasiteleriyle ifade edilebileceǧini belirtmektedir. Bu nedenle realist oldukları söylenebilir. Fakat, sistemsel unsurların, devletler/birim düzeyinde ara deǧişkenlerin süzgecinden geçmeleri gerektiǧi için, bahsedilen güç kabiliyetlerinin dış politika üzerindeki etkisi karmaşık ve dolaylıdır. Bu noktadan hareketle de neoklasik realist oldukları ifade edilebilir."6
Kenneth Waltz'un önemle bahsettiǧi, "anarşik çevrenin görünmez eli"nin uluslararası sistemi her yönüyle düzenleyeceǧi fikri, neoklasiklerce kabul edilmez.7 Algılar/ideolojileri, stratejik kültür, kurumsal yapı gibi birim düzeyindeki unsurlar yok sayılarak bir analiz geliştirilemez.
Steven E.Lobell, neoklasik realistlerin, uluslararası sistemdeki güç daǧılımına ve nisbi gücün önemine yaptıkları referansla klasik realistlerin soyut tanımlamalarından uzaklaştıǧını ve bu baǧlamda sistemdeki anarşinin öneminin altını çizdiǧini belirtmektedir.8 Neoklasik realistler, dış politika sürecinde, neorealist bir anlamlandırma olan uluslararası sistemi "baǧımsız deǧişken" olarak görmektedir. Ara deǧişken ise, devletlerin iç yapılarıyla ilgilidir. Zira devletlerin iç yapıları, dış politikaya dair çıktıların oluşumunda nihai etkiye sahiptir. Karar alıcıların uluslararası güç daǧılımına ilişkin algıları ve beklentileriyle, her devletin kendi iç yapısından kaynaklanan yerel unsurlar olarak deǧerlendirilebilecek stratejik kültür, kurumsal yapı ve ideoloji gibi faktörler de ara deǧişkenleri oluşturmaktadır. Baǧımsız deǧişken ile ara deǧişkenlerin birbirleriyle olan sentezi ise sonuç itibarıyla "baǧımlı deǧişken" olarak bilinen nihai dış politika kararını oluşturmaktadır. Taliaferro'ya göre, uluslararası sistemdeki mevcut güç daǧılımı karar alıcılar, bürokrasi ve devletlerin kurumsal yapıları baǧlamında deǧerlendirilerek öznel bir dış politika kararı/uygulaması olarak ortaya çıkmaktadır.9 Rose'a göre, nisbi gücü daha az olan devletlerin çok daha kısıtlanmış ve temkinli bir dış politika izlemeleri beklenmelidir.10 Bu anlamda Kosova gibi nisbi gücü az olan bir devletin dış politika kararlarının incelenmesi hususunda bu teori önemli bir arka plan sunacaktır.
Lobell, bir devletin dış tehditlere yaklaşımının dış ortam ve birim düzeydeki kısıtlar baǧlamında belirlendiǧini belirtmektedir. Ona göre, diǧer faktörlerin sabit olduǧu durumlarda, dış politika karar alıcıları "yetersiz dengeleme" ya da "peşine takılma (bandwagoning)" stratejilerini deǧil, dengeleme unsurunu tercih edecektir. Ne var ki, uluslararası sistemin niteliǧine dair devletler arasında açık bir uzlaşı da olmadıǧı için, devletler Lobell'in bahsettiǧi bu tercihi her daim yapamamaktadır. Nitekim devlet ile toplum arasındaki baǧlar, devletin kurumsal hafızası ve stratejik kültür farkı gibi hususlar, dengeleme için gerekli ortamın yaratılamamasına neden olabilmektedir.11
Taliaferro, neoklasik realizmin amacını, farklı devletlerin ya da aynı devletin, uluslararası politika çerçevesinde farklı zamanlarda niçin belli stratejileri izlediǧinin açıklanabilmesi olarak görmektedir. Devletlerin "grand" stratejileri, ittifakları, ekonomik tercihleri ve askeri girişimleri de bu tercihten doǧrudan etkilenebilecek unsurlar olarak görülmektedir.12 Dış politika tercihleri "baǧımlı deǧişken" olarak deǧerlendirildiǧinde, bu tercihlerin uygulanması hususunda da benzetme, yenileme ya da mevcudu koruma yönünde üç ayrı tercihin ortaya çıkacaǧını söylemek mümkündür.
Mevcudu koruma, sürecin başından beri var olan ve artık geleneksel olduǧu deǧerlendirilen politikaları uygulamaya devam etmeyi öngörür. Benzetme ise, aktör ve konu bazındaki deǧişikliǧe referansla, farklı hususların, birbirleriyle örtüşecek seviyede yapılandırılması ve geleneksel yaklaşımla uyumlu bir görünüm arz etmesidir. Yenileme ise, grand stratejinin deǧişiminden baǧımsız olarak, aktör ve konu düzeyinde farklı yaklaşımların izlenmesi ve "eski" ile uyumlu olmayabilen karar ve uygulamaların ortaya konmasıdır. Norrin M. Ripsman, baǧımsız ve ara deǧişkenlerin birbirleriyle ilişkisi sonrası oluşan "baǧımlı deǧişken" olarak dış politikanın yalnızca büyük güçlerin deǧil, orta ve küçük güç konumunda bulunan ülkelerin dış politika yaklaşımlarını da yansıtacaǧını belirtmektedir.13 Zira devlet adamlarının algıları, ideolojileri ya da devletin kurumsal yapısı her örnek devlet için farklı bir yansımaya ya da gerçekliǧe haizdir. Bu minvalde, neoklasik realizmin deǧişkenler arasında bir nedensellik ilişkisi oluşturduǧu söylenebilir.
Neoklasik realizmin "baǧımsız deǧişken" olarak gördüǧü husus ise Waltz'un neorealist yaklaşımında merkezi unsur olarak yer alan sistemsel yapı ve o yapı içerisindeki nisbi güç daǧılımıdır.14 Wohlforth, yaptıǧı neoklasik analizde, güç kavramına deǧinmiş ve gücü, devletlerin birbirleri üzerinde "etki" kurmasını beraberinde getirebilecek bir "kapasite" unsuru olarak deǧerlendirmiştir.15 Gideon Rose, neorealizmden farklı olarak, uluslararası sisteme egemen olan "anarşi" kavramını, devletlerin kendi yakın çevreleri başta olmak üzere dışsal alanı kontrol ederek, kendi çıkarları doǧrultusunda biçimlendirme girişimine yol açacak bir yapısal faktör olarak görmektedir.16
Baǧımsız deǧişken olarak görülen uluslararası sistemdeki güç daǧılımı ya da nisbi güce ilişkin olarak neoklasik realizmin üzerinde durduǧu husus, bu daǧılımın her bir devletteki karar alıcılar tarafından nasıl algılandıǧı ya da görüldüǧü hususu olmaktadır.17 Zaten Rose'a göre, dış politikaya ilişkin karar alıcıların algıları, ideolojileri ve devletlerin kurumsal yapısı, bürokrasinin niteliǧi gibi hususlar "ara deǧişkenleri" oluşturmaktadır.18 Ripsman'a göre, kendi devletleriyle ilgili her türlü bilgiye ulaşabildikleri ve her kesime etki edebilecek, yönlendirebilecek pozisyonda oldukları için karar alıcılar neoklasik realizmde dış politika oluşum sürecinin en önemli parçası konumundadır. 19
Dış politikanın karar alıcılar tarafından yürütülüyor olması, bu kesimin algılarının, yaşayış tarzlarının, ideolojilerinin ve dünya görüşlerinin öncelikle deǧerlendirilmesi gereken unsurlar haline gelmesine yol açmaktadır. Kosova özelinde bu durum ciddi bir farkındalık unsuru oluşturacaktır. İktidar mücadelesinin arkasındaki temel motivasyon da bu husustur. Rose, bu süreci, dış politika oluşumu esnasında mevcut sistemsel güç daǧılımından ve o devletin kapasitesinden çok, gücün algılanış biçiminin önemli olduǧunu belirterek açıklamaya çalışmaktadır. Fareed Zakaria da benzer bir durumdan bahsetmekte ve uluslararası politikada karar alıcı pozisyonunda olan devlet adamlarının, uluslararası sistemdeki nisbi güç daǧılımı ve devletlerin kapasitelerinden daha öncelikli bir yere sahip olduǧunu belirtmektedir.20
Robert Jervis de karar alıcıların düşüncelerini, inanışlarını ve hayat pratiklerini dikkate almadan dış politika oluşum sürecinin saǧlıklı bir biçimde analiz edilemeyeceǧini ifade ederek Rose, Zakaria ve Wohlforth'a katılmaktadır.21 Nitekim Rose, karar alıcıların algılarına önem vermesinin temel nedeni olarak, aynı ya da çok benzer durumlarla karşı karşıya kalan ve benzer güç olanaklarına haiz devletlerin farklı dış politika uygulamalarına başvurmasını göstermektedir. Ona göre, dış politika uygulaması siyasi seçkinler ya da karar alıcıların fiziksel/materyal gücü ve sistemsel görünümü kendi düşünceleri ve ideolojileri baǧlamında nasıl gördüǧüyle ilgilidir. Christensen de karar alıcıların kapasiteyi ve kapasitenin daǧılımını farklı ya da hatalı olarak deǧerlendimeleri durumunda yanlış kararlar alabileceǧini söylemektedir.22
Buradan da anlaşılacaǧı üzere, neoklasik realizm, tümdengelim anlayışından daha çok tümevarım yaklaşımına yakın durmakta ve sistemin yapısını en temel unsur olarak görse de birim düzeyindeki deǧişkenlere ciddi bir önem atfetmektedir. Christensen, karar alıcıların algıları ya da aldıkları yanlış kararlar sonucu, devletlerin "dengeleyici" bir yaklaşım sergilemekten daha çok "peşine takılma (bandwagoning)" yönünde politikalar izlemesine yol açtıǧını ifade ermektedir.
Ara deǧişkenler içerisinde deǧerlendirilmesi gereken bir diǧer husus ise "stratejik kültür"dür. Stratejik kültür, karar alıcı pozisyonundaki liderlerin yapacakları tercihleri etkileyen etkenler topluluǧu olarak görülebilir. Coǧrafya, maddi kapasite, siyasal yapı/örgütlenme düzeyi, ulusal mitler/ semboller ve ulusun karakteri stratejik kültürü şekillendiren faktörler olarak ele alınabilir.23 Stratejik kültür, devletin belli durumlarda saldırgan bir tavır izlemesini engelleyebileceǧi gibi, Ripsman a göre de savunmacı bir yaklaşım sergilemesi gereken bir noktada da saldırgan bir yaklaşım ortaya koymasına yol açabilecektir.24
Neorealizm devletin iç yapısını "kara kutu" olarak deǧerlendirip analize dahil etmezken, neoklasik realizm bunu analiz birimi olarak ara deǧişkenler içerisinde görmektedir. Rejim türü açısından deǧerlendirildiǧinde, otoriter bir yönetim tarzına sahip olan ülkelerin, liberal ülkelere oranla dış politika yapımında çok daha az kısıtlamayla karşılaşıyor olması nedeniyle kararların daha homojen bir biçimde şekillenebileceǧi ifade edilmektedir. Liderin anayasal anlamda çok geniş ve güçlü yetkilerle görev yaptıǧı otoriter devletlerde de lider deǧişse dahi rejim türü sabit kalacaǧı için dramatik dış politika deǧişiklikleri söz konusu olmayabilecektir.
Ara deǧişkenler içerisinde deǧerlendirilmesi gereken bir diǧer unsur da ülke içerisindeki grupların beklentileri ve özellikleridir. Ripsman; dinsel, etnik, bölgesel kimliklerin ve grupların özellikle Batılı olmayan ülkelerde klan, aşiret ve aile baǧlarına büyük önem atfettiǧini ve kendi içerisinde oluşturdukları lider kültünü siyasal arenaya da yansıtabildiklerini belirtmektedir.25 Bu gruplar, kendi içlerinde yaptıkları mücadele ve anlaşmazlık ekseninde, devletin yönetim erkini kontrol altına alarak, devletin kapasitesini yalnızca kendi gruplarının emrine verip, diǧer grupları etkisizleştirme eǧilimi gösterirler.26 Dolayısıyla, belli bir klanın ya da etnik/dinsel grubun temsilcisi olan karar alıcı, dış politika da karar alırken öncelikle kendi grubuna danışarak, onların çıkarları ve beklentileri doǧrultusunda hareket edebilir. Bu karara karşı çıkacak olan diǧer grupları ise devlet aygıtını kullanarak baskılama kapasitesine sahip olacaktır.
Siyasal/toplumsal otonomi ise ara deǧişkenler içerisinde deǧerlendirilen bir diǧer husustur. Buna göre, sivil toplum ve medyanın dış politika kararlarının oluşum sürecine katılımının oldukça düşük olduǧu ülkelerde otonomi oranı yüksektir. Çoǧulcu demokrasiyi içselleştirmeyen otoriter devletlerde, siyasal otonomi düzeyinin çok daha yüksek olacaǧı da anlaşılabil- у mektedir. Milliyetçilik de bir ara deǧişken olarak deǧerlendirilebilir.27 Zira Taliaferro'nun da altını çizdiǧi üzere milliyetçilik bireyleri devlete eklemlerken, toplumsal bütünlüǧü de saǧlamlaştırmaktadır.28
Kosova: Küçük Bir Devlet
Robert Steinmetz ve Anders Wivel'e göre, II. Dünya Savaşı sonrası sömürgelerin baǧımsızlaşması sürecinde küçük devletlerin sayısında ciddi bir artış olsa da, Soǧuk Savaş'ın sonu itibarıyla SSCB ve Yugoslavya'nın daǧılmasına dek bu husustaki araştırmaların sayısı sınırlı kalmıştır.29 Iver Neumann ve Sieglinde Gstöhl, bu durumu, Soǧuk Savaş döneminde güvenlik çalışmalarının süper güç mücadelesi ve çift kutuplu dünyanın gerekliliklerine göre şekillenmesi ve realizmin uluslararası ilişkiler çalışmalarını domine etmesi ile ilgili görmektedir.30 Küçük devletler, bu süreçte ikinci planda kalmış ve onların "küçüklüǧü", zayıflık ve süper güç mücadelesinin dışında bir durum olarak deǧerlendirilmiştir. Halbuki bu dönemde bile, uluslararası finans merkezi konumunda olan ya da önemli doǧal kaynaklara sahip bazı küçük güçler uluslararası politikanın şekillenmesinde belli bir etkiye sahip olmuştur.31
Kristian Stokke'a göre, neo-liberal kurumsalcılık ve sosyal inşacılık gibi post-realist yaklaşım ve tartışmalar uluslararası politikada küçük devletlerin rolünü tartışabilme anlamında yeni analitik fırsatlar doǧurmuştur. Özellikle neo-liberal kurumsalcılık, bölgesel ve küresel örgütlerin artan önemine binaen artan uluslararası baǧımlılık çerçevesinde küçük devletlere uluslararası çıkarlarını savunabilmek için daha düşük maliyetli ve egemenliklerinden fazlaca ödün vermemelerini saǧlayacak yeni fırsatlar sunmaktadır.32 Ne var ki, realist/neorealist yaklaşım içerisinde, artan uluslararası kurumsalcılık ve baǧımlılık noktasında küçük devletlerin, "zayıf devlet" olarak ele alınabileceǧine dair analizler de yapılmaktadır. Post-realist bir kuram olan sosyal inşacılık ise kimlik, norm ve hayat anlayışı gibi hususlar üzerinde durarak, küçük devletlerdeki kimlik ve çıkar oluşum sürecini kurumsal bir dış politikanın oluşumunda merkezi önemde görmektedir. Hatta Ingebretsen'e göre, belli küçük devletlerin "girişimci" ruhunun/özelliǧinin arkasında dahi, toplumsal kimliklenme sürecinin olduǧunu deǧerlendirilmektedir.33
Neumann ve Gstöhl, 1815'teki Viyana Kongresi'nden I. Dünya Savaşı sonuna dek geçen süreçte, "büyük devletler/güçler" olarak adlandırılan aktörlerin dışında kalan tüm devletler küçük devlet kapsamında ele alınmıştır.34 Kavramı ilk kez teorik baǧlamda ele alan ise Annette Baker Fox olmuştur. 1959 tarihli çalışmasında, küçük devletler olarak ele aldıǧı 5 ülkenin, II. Dünya Savaşı sırasında "büyük güç" olarak adlandırılan aktörlerle olan ilişkilerini ve nasıl bir dış politika izlediklerini açıklamaya çalışmıştır.35
Neumann ve Gstöhl, kavramı tanımlarken, bu devletlerin aslında ne olmadıklarının ifade edildiǧini ve büyük güç ya da orta güç olmayan tüm devletlerin küçük güç olarak tanımlandıǧını belirtmektedir.36 Özlem Tür ve Nuri Salık, literatür özelinde yaptıkları deǧerlendirmede, küçük devletlerin genel olarak niceliksel, niteliksel ve algısal baǧlamlarda tanımlandıǧını ortaya koymaktadır.37 Niceliksel yaklaşıma göre, nüfus, devletlerin sahip olduǧu topraǧın büyüklüǧü, ekonomik faktörler gibi hususlar devletlerin küçük olarak nitelenebilmesinde önemlidir. Bu yaklaşım, küçük devletlerin altında bir de mikro devletler sınıflamasına yer vermektedir. Tür ve Salık'ın aktardıǧına göre,38 David Vital'e göre, devlet küçüklüǧü şu faktörler özelinde anlamlanmaktadır: i) gelişmiş ülkeler için 10-15 milyonluk nüfus, ii) azgelişmiş ülkelerde ise 20-30 milyon nüfus.39 Yine Tür ve Salık'ın aktardıǧına göre,40 Jean Luc-Vellut, devletleri büyük, orta, küçük ve daha küçük güçler olarak ayırarak, küçük devletlerin 10-50 milyon arası nüfus ve 2-10 milyar dolar arası GSYİH'ye sahip olacaǧını belirtmektedir.41 Küçük devletlere ilişkin olarak ekonomik azgelişmişlik bir turnusol kaǧıdı olarak betimlenebilmektedir. Steinmetz ve Wivel ise, küçük devletleri büyük devletlerden ayıran nüfus ve ekonomik büyüklük sınırını 15 milyon ve 500 milyar Euro olarak belirlemiştir.42 Ne var ki, özellikle Soǧuk Savaş sonrası küçük devlet sayılabilmenin özelliǧi olarak görülen niceliksel deǧerler güncellenmiştir. Commonwealth ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar, genel itibarıyla 1,5 milyon ve altında nüfusa sahip devletleri küçük devlet olarak tanıma eǧilimine girmişken, bu kriteri 1 milyon ve altına taşıyan analizler de yapılmıştır. 43
Küçük devlet tanımı baǧlamında ele alınan ikinci yaklaşım ise niteliksel yaklaşımdır. Laurent Goetschel, pozitif güce sahip devletlerin kendi çıkarları doǧrultusunda diǧer devletleri yönlendiren aktörler olduǧunu ifade ederken, ona göre negatif güç ise diǧer devletlerin onun davranışlarını etkileme kapasitesi olarak deǧerlendirilebilir.44 Ona göre, küçük devletler büyük devletlere oranla diǧerlerini etkileme anlamında etkisiz kalırlarken, diǧerlerinin kararlarından ve eylemlerinden de ciddi anlamda etkilenebileceklerdir. Tür ve Salık, Erling Bjol'den aktararak, devletlerin ancak birbirleriyle kıyaslanması halinde büyüklük ve küçüklük açısından anlamlanabileceǧini ve bir devletin ancak büyük devletle kıyas edildiǧi zaman küçük devlet niteliǧinden bahsedilebileceǧini belirtmektedir.45 Bu baǧlamda, Steinmetz ve Wivel'in de ortaya koyduǧu üzere, göreceli (nisbi) güç ilişkileri arasında kurulan ilişki, zaman ve mekan çerçevesinde farklılaşabilmekte ve bir devlet, başka bir devlet ile olan kıyas sürecinde küçük devlet olarak anılırken, bir başkası ile kıyaslandıǧında ise büyük devlet sınıfında kalabilmektedir. Son dönemde, küçük devletleri, "zayıf devlet" ile aynı kategoride ele alan yaklaşımlar da belirmiştir. Miriam Fendius Elman tarafından betimlenen bu durum,46 Neumann ve Gstöhl tarafından reddedilmiş ve bu iki isim, küçük devlet olmayı nicelik faktörleri üzerinden açıklayarak, zayıf devletlerin nitelikleri ve ulusal kapasiteleri çerçevesinde anlamlandırılması gerektiǧini ortaya koymuştur.
Küçük devletlerin tanımlanmasına ilişkin üçüncü kavramsal çerçeve ise algısal yaklaşım olarak bilinmektedir. Bun noktada ön plana çıkan isim ise Robert L. Rothstein'dir.47 Rothstein, güvenliǧini kendi imkanlarına baǧlı olarak koruyamayacaǧını ve bu nedenle güvenliǧin saǧlanması hususunda başka devletlerin ya da kurumların yardımına muhtaç olduǧunu bilen devletleri küçük devlet olarak nitelemektedir.48 Jeanne Hey de bu durumu, bir devletin bürokratik yapısı ve toplumuyla birlikte kendisini küçük olarak görmesi ve diǧer devletlerin de toplumlarıyla birlikte o devleti küçük olarak algılıyor olmasının önemli olduǧunu belirterek doǧrulamaktadır.49 Robert Keohane'e göre, küçük güç, karar alıcılarının gerek kendi başlarına, gerekse de bir grup içerisinde kalarak hiçbir dönemde uluslararası sistem özelinde etki doǧuramayacaǧı bilinen devletleri nitelemektedir. 50
Raimo Varynen ise, daha geniş bir tanımlama yapılması gerektiǧini düşünmektedir. Ona göre, küçük devlet tanımlamasında, gerek algısal, gerekse de somut verilerle ifade edilebilecek beş ayrı hususa dikkat edilmelidir. Bunlar düşük statü, yüksek düzeyde dış müdahaleye açık olmak, sürekli olarak belli bir kalıp içerisinde hareket edilmesinin beklenmesi, çıkarların büyük ve orta güçlerden ciddi anlamda farklı olması ve sistem içerisinde yalnızca belli bir rolü oynamak olarak açıklanabilir.51
Küçük devletlerin kullanabilecekleri yeteneklerin sınırlı olması, demografik, ekonomik ve askeri anlamda sınırlı bir güce sahip olmaları, onların geniş ve güçlü bir diplomatik temsile sahip olmalarının önüne geçen önemli bir engel olabildiǧi gibi, aynı zamanda askeri güçsüzlük ya da sınırlılık nedeniyle, bu ülkeleri dış politika ve güvenlik anlamında baskıya daha açık bir pozisyonda bırakmaktadır. Bu ülkelerin büyük bir dış politika aygıtı olmadıǧı için, diplomasi yürütmenin küçük devletler adına maliyeti yüksektir. Yapısal anlamda yetersiz bir güce sahip olmaları da bu ülkeler ile çeşitli dış politika meselelerinde koalisyon oluşturmak isteyecek aktörlerin sayısının sınırlı kalmasına yol açmaktadır.
Hey, küçük devletlerin dış politika tercihlerinde çeşitli faktörlerin ön plana çıktıǧını ifade etmektedir. Her şeyden önce, bu devletlerin dünyanın gündemindeki önemli meselelerin çözümü hususunda düşük düzeyli bir katılım sergilediǧini ifade etmek gerekir.52 Bu ülkeler, diplomatik ve siyasal kapasite anlamında yetersiz oldukları için, kendilerini temsil edebilme anlamında çok-uluslu ve uluslararası örgütlerde bulunmaya büyük önem vermektedir. Küçük devletler, çetrefilli bir dış politika ajandası yerine kendilerini doǧrudan ilgilendiren kısıtlı bir dış politika gündemini benimserler. Aynı zamanda dış politika gündemi itibarıyla da komşu coǧrafyalara ya da yakın çevreye büyük önem atfederler. Bu devletlerin, kendi güvenliklerini saǧlayabilme ve çıkarlarını elde edebilme anlamında büyük devletlerle ittifaklar geliştirmeye önem verdikleri de bilinmektedir.
Şubat 2008'de "tek taraflı" olarak ilan ettiǧi baǧımsızlık ile Sırbistan'dan ayrılan Kosova, bu bakımdan, Marleku'nun da söz ettiǧi üzere, Yugoslavya'nın daǧılması sonrası beliren küçük devletlerden biridir.53 Niceliksel yaklaşım ekseninde deǧerlendirildiǧinde, 10.887 kilometrekarelik yüzölçümü ve 0 1.9 milyonluk nüfusu ile küçük devlet olarak nitelenmeye oldukça uygun bir ülke olan Kosova,54 Neumann ve Gstöhl'ün tanımlaması baǧlamında deǧerlendirildiǧinde de "mikro devletten" büyük ve orta güçlerden küçük bir devlet görünümündedir. Her ne kadar Vital ve Vellut'nun küçük devlet tanımlamaları kapsamında ele alınamayacak olsa da, SSCB ve Yugoslavya'nın daǧılması ve çift kutuplu dünyanın ortadan kalkması sonrası küçük devlet tanımında ele alınan niceliǧe ilişkin oranlar farklılaştıǧı için, Kosova'nın bu iki yazarın tanımı kapsamında küçük devlet olarak görülmemesi de normal bir durumdur. Bu anlamda, Kosova"nın toprak ve nüfus itibarıyla Commonwealth ve Dünya Bankası'nın ortaya koyduǧu kriterlere yakın bir görünüm arz ettiǧi de ifade edilebilir. Priştine'nin, 2017 istatistiklerine göre, satın alma paritesine göre 19,6 milyar dolar, reelde ise 7 milyar dolarlık GSYH (GDP) ile Vellut'nun koyduǧu 2-10 milyar dolarlık GSYH bareminde kaldıǧı da ortadadır.55 Nüfus büyüklüǧü ve sahip olunan GSYH, Kosova'yı mikro devlet olmaktan uzak tutmakta ve niceliksel yaklaşım çerçevesinde küçük devlet olarak anlamlandırılabilmesini saǧlamaktadır.
Kosova'nın sahip olduǧu ulusal kapasite ve içselleştirdiǧi güç itibarıyla Goetschel'in anlamlandırdıǧı küçük devlet modeline uygun olduǧu ifade edilebilir. Sistem düzeyinde ifade edilen "baǧımsız deǧişken" olarak bilinen nisbi güç ekseninde yapılacak bir anlamlandırma, Priştine'nin uluslararası politikada peşine takılma stratejisine uygun hareket ettiǧini göstermektedir. Nitekim Kosova'nın dış politika uygulamaları çerçevesinde diǧer devletleri kendi çıkarları doǧrultusunda yönlendirmekten çok, onların hamleleri, stratejileri ve çıkarları çerçevesinde politikalarını belirlemek zorunda kaldıǧı bilinen bir gerçektir. Zira Kosova, ABD, İngiltere ve Türkiye başta olmak üzere birçok büyük ve orta gücün bölgesel çıkarları ve bu baǧlamda verdiǧi destek ile baǧımsızlıǧına kavuşmuştur. Aynı zamanda Rusya ve Çin gibi küresel aktörler başta olmak üzere birçok orta güç pozisyonunda devlet de kendi dış politika çıkarları gerektirdiǧi için bu ülkenin baǧımsızlıǧını tanımamakta ve Kosova'nın BM üyesi olmasını engellemektedir. Bu baǧlamda, Priştine'nin, baǧımsız deǧişken olan nisbi gücün de etkisiyle pozitif deǧil negatif gücü içselleştirdiǧi, yani Goetschel'in deyimiyle, başka aktörlerin etkisiyle dış politika uygulamalarını şekillendirdiǧi ifade edilebilir.
Ara deǧişkenler içerisinde kabul edilebilecek olan ekonomik baǧımlilik, zayıf kurumsallık ve stratejik kültür de Kosova'nın küçük devlet statüsüyle ilişkilendirilebilir. Ekonomik anlamda, Kosova'nın, GSYH düzeyi, 2017 itibarıyla ülke bütçesinin %21'ini aşan borç oranı (506 milyon dolar), 428 milyon dolarlık ihracat (çoǧunlukla maden ve hammadde ile tarımsal üretim) ve 3.2 milyar dolarlık toplam ithalat ve %30'u aşan işsizlik rakamlarıyla ekonomik olarak ayakta durması çok zordur.56 Ayrıca ülke başta AB'den olmak üzere dış yardımlara da önemli oranda baǧımlıdır.57 Kosova'nın yalnızca uluslararası gözetim altında tutulan küçük bir güvenlik birimi (KSF-Kosovo Security Force) olduǧu ve bu birimi düzenli bir orduya dönüştürme fikrini henüz ortaya koymuş olduǧu da düşünüldüǧünde, gücün önemli bir parçası- nı oluşturan ulusal kapasite anlamında oldukça geride kaldıǧı görülebilmektedir.58 Bu minvalde, Kosova'nın, Goetschel'in de vurguladıǧı üzere gücüyle etkileyen deǧil, etkilenen bir aktör olacaǧı ortadadır. Kosova'nın, Steinmetz ve Wivel'in bahsettiǧi gibi, Sırbistan ile kıyaslanması halinde "küçük devlet" pozisyonunda olduǧu ve bu durumunun Kosova'nın tanınmasına ilişkin sorunun çözümü hususunda müzakerelerde de etken bir faktör olacaǧı söylenebilir. Elman ve Handel'in, zayıf devletleri küçük devlet tanımıyla eşleyen yaklaşımı Neumann ve Gstöhl tarafından reddediliyor olsa bile, Kosova özelinde bu durumun geçerli olduǧu ifade edilebilir. Zira diplomatik tanıma hususunda sorunlu, kendi varlıǧını/güvenliǧini özellikle ABD, Birleşik Krallık, AB ve Türkiye gibi aktörlerin çabalarıyla saǧlayan, toprakları içerisindeki belli bir bölgede (Kuzey Kosova) siyasal anlamda kontrolü olmayan ve dış yardıma önemli oranda baǧımlı olan Priştine'nin, zayıf kurumsallık ara deǧişkeni özelinde deǧerlendirilebilecek, "zayıf devlet" niteliǧine haiz bir ülke olduǧu da ifade edilebilir.
NATO'nun öncülüǧünde ve BM'nin 1244 sayılı kararıyla ülkeye yerleştirilmiş olan KFOR, daha çok teröre karşı mücadele, arama-kurtarma, sınır muhafızlıǧı ve mayın/patlayıcı imhası gibi görevleri içselleştirmiş olan bir Kosova Güvenlik Gücü'nün oluşumuna hizmet etmiştir.59 Fakat yalnızca 5000 kişilik bir kuvvete sahip ve hafif silahlarla donatılmış bir askeri gücün ülkeyi dış saldırılara karşı koruması pek mümkün deǧildir. Hatta 2018 yılından bu yana bu gücü daha kapsamlı ve etkili silahlarla donatıp mevcudunu arttırarak Kosova Ordusu'na dönüştürebilme yönünde çalışmalar yapılmaktadır.60 Bu çerçevede, baǧımsızlıǧının ilk günlerinden bu yana NATO/ KFOR'un korumasına ihtiyaç duyan Kosova, Rothstein'in bahsettiǧi manada bir küçük devlettir. Hey ise, bu durumun siyasal aktörler ve toplum tarafından kabullenilmiş olmasını önemli gördüǧünü belirtmektedir. Haşim Taçi'nin, ülkenin güvenliǧinin ve varlıǧının sürdürülmesi hususunda ABD'ye baǧımlı olduklarını ve Washington ile her anlamda iyi geçinmek ve bu ülkenin bölgeyle ve Kosova'yla ilgili planlarına destek olunması gerektiǧini ifade eden sözleri, ara deǧişken olarak görülebilecek stratejik kültür ekseninde, Kosova'nın küçük devlet olma gerçekliǧinin kabullenildiǧini gösteren bir başka husustur.61
Raimo Varynen'nin deǧerlendirmesi özelinde yapılacak bir deǧerlendirme de zayıf kurumsallık ara deǧişkeni ile ilişki kurmaktadır BM tarafından tanınması ve AB'ye entegre olması süreci Brüksel'in gözetiminde Sırbistan'la yürütülen müzakerelere baǧlı olan ve KFOR özelinde verilen güvenlik desteǧine ihtiyaç duyan Kosova, Sırp azınlıǧa idari/siyasal ayrıcalıklar tanımak zorunda tutulan ve attıǧı ticari ve siyasal/bölgesel adımlarda Belgrad ile müzakere sürecine aykırı hareket etmekten uzak durması beklenen bir ülkedir. Priştine'nin, kendi içişlerine müdahale ettiǧi gerekçesiyle Belgrad'a uygulamaya başladıǧı yüksek düzeyli gümrük vergilerini kaldırması için Brüksel'den ve Washington'dan yoǧun bir tepki dalgasıyla karşı karşıya kalması62 ve Sırp azınlıǧın yoǧun yaşadıǧı bölgeye "özerklik" yönünde (Sırp Belediyeler Birliǧi) bir idari/siyasal ayrıcalık tanınmasının Brüksel Antlaşması ile "şart koşulması" buna bir örnektir.63 Varynen'in küçük devlet yaklaşımına göre deǧerlendirildiǧinde, Kosova, AB ve ABD'nin Balkanlar'a ilişkin çıkarları ve Sırbistan'ın kabul edebileceǧi şartlar özelinde hareket etmesi beklenen ve çok kimlikliliǧe içkin bir yönetimsel çerçeve içerisinde başarılı olması istenen bir ülkedir.
Kosova'nın devlet olarak varlıǧının Sırbistan'ın dışında BM Güvenlik Konseyi üyesi Rusya ve Çin başta olmak üzere birçok büyük ve orta güç tarafından tanınmaması, hatta AB içerisinde dahi, etno-kültürel temelli ayrlıkçılık girişimlerine emsal oluşturması edişesi nedeniyle, bu ülkenin baǧımsızlıǧını kabul etmeyen üyelerin varlıǧı, Priştine adına diplomatik bir sınırlılık oluşturmaktadır.64 Priştine'nin stratejik kültürünün bir uzantısı olan dış politikasının şekillenmesinde ana unsur olan bu faktör, önemli bir ara deǧişken örneǧidir. Nitekim, bugün itibarıyla, BM üyesi 100 kadar devlet tarafından tanınmış olan ülkenin, büyük bir bölümü Avrupa'da olmak üzere, 31 kadar büyükelçiliǧe sahip olduǧunu görüyoruz.
Kosova'nın dış politikası, Hay ve Handel'in de betimlediǧi üzere, dünya gündeminde önemli yer edinmiş bulunan büyük sorunlardan ziyade, neredeyse tamamen ülkenin içerisinde bulunduǧu diplomatik, ekonomik ve siyasal sorunları çözmeye odaklanmıştır. Kosova Ordusu'nun kurulumu hususunda AB ve KFOR ile yürütülen görüşmeler, AB gözetiminde sürdürülen ve nihai amacı Kosova'nın Sırbistan tarafından tanınması olan müzakereler bu anlamda oldukça görünür birer örnektir.65 1997-1999 yılları arasında süren iç savaşta, savaş veya insanlık suçu işlediǧine dair Lahey tarafından mahkemeye çaǧrılan siyasal aktörler/liderlerin durumu da ülke dış politikasında önemli bir yer tutmaktadır. Ramush Haradinaj'ın, bu olaylara ilişkin sorumluluǧu olduǧu gerekçesiyle Lahey tarafından mahkemeye davet edilmesi sonrası başbakanlıktan istifa etmesi bu duruma özel bir örnektir.66 Tüm bu hususlar, ara deǧişken kabul edilebilecek zayıf kurumsallıǧa entegre olmaktadır.
Kosova'nın, küçük bir devlet olmanın gereǧini yerine getirdiǧini ve kendi diplomatik meşruiyetini saǧlayabilmek için uluslararası örgütlere üye olabilmek adına yoǧun çaba sarf ettiǧini görüyoruz. UNESCO'ya üyelik başvurusunun Sırbistan tarafından reddedilmesi sonrası AB baǧlamında yürütülen müzakerelerin kesintiye uǧraması, Kosova yönetiminin uluslararası örgütlere üyelik hususuna ne denli önem verdiǧini göstermesi bakımından çarpıcıdır. Priştine'nin dış politika gündeminin AB ve ABD ile olan temas alanı ekseninde genel itibarıyla kendisine komşu ülkelerle ilgili olarak şekillenmesi de küçük devlet dış politikasına uygun bir yaklaşımdır. Nitekim Sırbistan ile yürütülen müzakerelerin dışında, Arnavutluk ile olan siyasal müttefiklik ve ayrıca Kosova'nın kuzeyine ilişkin olarak öngörülen "etno-federalizm" benzeri yapının Bosna-Hersek üzerinden yorumlanması bu çerçevede deǧerlendirilebilir.67 Kuzey Makedonya ile ilişkilerin de temelde sınıraşan bir niteliǧe sahip Arnavut ulusal kimliǧi ve bunun Kuzey Makedonya topraklarına yansıması boyutuyla yürütülüyor olması da bu hususa entegre edilebilir.68 Ülkede Arnavutluk ile birleşme taraftarı belli bir kesim bulunmasına69 ve başta Kuzey Kosova'daki Sırp azınlıǧın idari özerkliǧi ve Karadaǧ ile imzalanan sınır anlaşması olmak üzere tepki çeken birçok adım atılmış olmasına karşın, Priştine'nin genel anlamda işbirliǧi yanlısı bir duruş sergilediǧi görülmektedir. Waltz'un da bahsettiǧi üzere, küçük devlet olma özelliǧine haiz olan Kosova, büyük güçler arasındaki Balkanlar'a odaklanmış güç mücadelesini göz önünde bulundurmak ve "tehdit" olarak görülen Sırbistan'a karşı, özellikle ABD'ye olan baǧlılıǧı gözetmek zorundadır. Bjöl'ün açıklaması özelinde betimlersek, Kosova'nın, çatışmacı bir bölgesel gerçekliǧe haiz Batı Balkanlar'da varlıǧını koruyabilmek ve gelişimini saǧlayabilmek adına NATO'nun askeri, AB'nin de ekonomik ve siyasal unsurlarla kurguladıǧı "güvenlik topluluǧuna" entegre olmak istediǧi söylenebilir. Bu yönüyle, Kosova, peşine takılma stratejisi uygulamakta ve baǧımsız deǧişken olan nisbi güç faktörünü ana eksen olarak deǧerlendirmektedir.
Kosova'daki Dış Politika Oluşum Sürecinin Neoklasik Realizm Ekseninde Deǧerlendirilmesi
Kosova'nın dış politika alternatiflerinin ve kararlarının büyük oranda Waltz'un ve Walt'un önemle altını çizdiǧi üzere neorealist baǧlamda betimlenen güç dengesi ve hatta tehdit dengesi özelinde şekillendiǧi ortadadır. Ne var ki, sistem düzeyi faktörler Kosova dış politikasında farklı tercihleri açıklamakta yetersiz kaldıǧı için algılar, ideolojiler, stratejik kültür v.b. ara deǧişkenlere bakmak gerekir.
PDK ve Haşim Taçi
Mevcut devlet başkanı Haşim Taçi ve onun destekçileri olan ve UNMIK gözetiminde silah bırakan eski UÇK/KLA (Kosova Kurtuluş Ordusu) komutanları/bileşenleri tarafından kurulmuş Kosova Demokrat Partisi (PDK), kendisini merkez partisi olarak görmektedir.70 Haşim Taçi ve şimdiki parti lideri Kadri Veseli, ülkenin baǧımsızlıǧı ve güvenliǧi için ABD'ye müteşekkir olduklarını sıkça ifade eden ve Kosova Dış Politikası baǧlamında alınacak kararlarda (özellikle de Sırbistan ile müzakerelerde son dönemde sıklıkla konuşulan "toprak takası" ve yine Sırbistan ve Bosna-Hersek'e karşı uygulanan %100'lük gümrük vergilerinin indirilmesi hususu) Washington'un atacaǧı adımlara uygun hareket edilmesi gerektiǧini belirten bir çizgide siyaset yürütmektedir. Haşim Taçi ve bazı eski UÇK komutanlarının organ ve silah kaçakçılıǧı ile suçlanması ihtimalinin sıkça konuşulması ve yine Taçi'nin mafya örgütlenmeleri ile ilişkisinin olduǧu yönündeki haberler, hem Taçi hem de parti içerisindeki birçok ismin, kendi güvenliklerini saǧlayabilmek adına hem Washington hem de Brüksel ile sorunsuz ilişkiler kurmak istemelerine neden olan bir husustur. Bu baǧlamda, gerek Haşim Taçi, gerekse de Veseli'nin liderliǧini yürüttüǧü PDK, Brüksel'in talebiyle Karadaǧ ile imzalanan sınır anlaşmasına karşı çıkmamıştır.
Son dönemde fazlaca konuşulan Belgrad'a uygulanan gümrük tarifelerinin indirilmesi ve hatta Washington tarafından istendiǧi ifade edilen "Sırbistan-Kosova toprak takası antlaşması" hususunda da PDK ve Taçi'nin sıcak baktıǧı da belirtilmektedir. Taçi, Trump'ın Kosova'ya ekonomik, askeri ve siyasal destek vereceǧini belirttiǧini ve bu nedenle de Kosova'nın siya- sal ve bürokratik bir bütünlük içerisinde Trump'ın Kosova için tayin ettiǧi temsilcisi Grenell ile çalışması gerektiǧini belirtmiştir.71 Yani, Taçi ve PDK, Kosova'nın dış politika kararlarının oluşumu hususunda, "küçük devlet" yaklaşımına uygun hareket ettiǧi ve mevcudu koruma ya da benzetme stratejisi özelinde büyük devletlerin/aktörlerin desteǧini alabilmek adına "ulusal çıkar" olarak görülen belli hususlardan feragat edebileceǧini gösterdiǧi ifade edilebilir.
Vetevendosje ve Albin Kurti
Albin Kurti de tıpkı Haşim Taçi gibi, Arnavut ulusçusudur. Fakat Taçi'nin aksine hareketin askeri kanadında yer almamıştır. Kurti; Taçi ve Haradinaj gibi isimlerin aksine ismi herhangi bir şekilde kaçakçılık, organize suç veya savaş suçu gibi hususlarla birlikte anılmayan bir isimdir. Bu baǧlamda, Kurti'nin en temel hedefi, bu kesimin siyaset ve bürokrasi üzerindeki etkinliǧini kırmak olarak şekillenmiştir. Yani, Kurti'nin, neoklasik realist anlamda ele alırsak "yenileme" tercihine yakın duran bir isim olduǧu ifade edilebilir. 2005'te kurulan Vetevendosje (Self-Determinasyon) Partisi'nin liderliǧini yapan Kurti, 2019'da yapılan parlamento seçimlerinde en yüksek oyu almayı başarmıştır. Her ne kadar sosyal demokrat çizgide yer aldıǧı ifade edilse de ulusal meselelerde tavizsiz bir pozisyona sahip olan Vetevendosje, 2013'te AB gözetiminde Sırbistan ile imzalanan Brüksel Antlaşması ile ülkenin kuzeyi başta olmak üzere Sırpların çoǧunluǧu oluşturduǧu ya da ciddi bir nüfusa sahip olduǧu kasabalarda kurulacak Sırp Belediyeler Birliǧi'ne karşı çıkmıştır. Zira Kurti, bu oluşumun, ülkenin toprak bütünlüǧünü ortadan kaldıracaǧını düşünmektedir. Kurti ve partisi, ayrıca, Karadaǧ ile üzerinde uzlaşılan "sınır düzenlemesine" de şiddetle karşı çıkmış ve dönemin hükümetini "ihanet" ile suçlamıştır.72
Hem Brüksel Antlaşması'nı hem de Karadaǧ ile yapılan sınır antlaşmasını engelleyeyen Kurti, bu süreçte sergilediǧi tavizsiz tutumu ve özellikle Taçi, PDK, LDK ve AAK lideri Haradinaj başta olmak üzere ülkedeki geleneksel siyasal elitlerin yolsuzluk ve mafya ilişkilerine işaret eden yaklaşımı ile 2019'da en fazla oyu alan partinin lideri olmuştur. Taçi'nin aksine, Sırbistan'a uygulanan gümrük tarifelerinin ancak "karşılıklılık" temelinde kaldırılabileceǧini,73 Trump yönetimi tarafından arzulandıǧı belirtilen Belgrad ile Priştine arasında toprak takası öngören anlaşmayı kabul etmeyeceǧini ve AB'nin talebi doǧrultusunda Brüksel Antlaşması uyarınca oluşturulması gereken Sırp Belediyeler Birliǧi fikrine karşı olduǧunu belirten Kurti ve Vetevendosje, iktidarda çok fazla kalamamıştır. Zira Kurti, dış politika uygulamalarını kişisel bekasıyla birlikte deǧerlendirdiǧini ve ABD'ye fazlaca baǧımlı olduǧunu düşündüǧü Taçi'nin hükümetin dış politikasına karışmasını engellemek istemiştir. Bu durum, Taçi'nin etkisinde olduǧu bilinen bürokrasi ve Kurti arasında soǧuk rüzgarlar estirirken, aynı zamanda Rose ve Zakaria tarafından betimlendiǧi üzere Kosova'nın dış politikasının şekillenmesinde birincil faktör olduǧu bilinen sistemsel aktörleri (ABD ve AB) harekete geçirmiştir.
LDK
Taçi-Kurti çekişmesi sürerken, 1990lı yıllarda Kosova'daki self determinasyon yanlısı harekete öncülük etmiş Rugova tarafından kurulmuş, saǧ-muhafazakar ve iç savaş esnasında UÇK'nın hedefi haline gelmiş, baǧımsızlık sonrasında ise dış politika uygulamaları hususunda PDK'den hemen hiçbir farkı olmayan, yani "benzetme" ve "mevcudu koruma" stratejilerinin bileşimine entegre LDK'nin "özellikle Sırpların yoǧun yaşadıǧı Kuzey Kosova'da coronavirüs pandemisiyle mücadelede yaşanan sorunlar" gerekçesiyle hükümetten ayrılarak kaolisyonun çökmesine neden olduǧunu görüyoruz.74
Hükümetin düşmesini saǧlayan LDK, yeni hükümeti kurma hususunda da Kurti'ye oranla dış politika uygulamalarında, Ripsman'ın deyimiyle benzetme yanlısı olan Haradinaj/AAK ve sosyal demokrat çizgideki NISMA'ya yaklaşmıştır.75 Yani LDK, Zakaria'nın da belirttiǧi üzere, ülkenin varlıǧı ve çıkarlarını koruma adına "baǧımlı" olduǧunu düşündüǧü ve aynı zamanda ülkenin mevcut kurumsal yapısının şekillenmesinde önemli rol oynayan Batı'dan uzaklaşmasından endişe etmiş ve buna yol açacaǧı yönünde bir "algı" oluşturan Kurti ile Vetevendosje'den uzaklaşmıştır. Burada Wohlforth, Rose ve Lobell'in de belirttiǧi üzere, Batı'ya olan baǧımlılık sistemsel bir "baǧımsız deǧişken", Kurti ve Taçi/PDK-LDK çizgisindeki farklı dış politika yaklaşımlarının da ülkenin kapasitesini ya da nisbi gücünü farklı yönlerde deǧerlendiren "ara deǧişkenler" olduǧu ifade edilebilir.
Rose, nisbi gücü daha az olan devletlerin çok daha kısıtlanmış yönde kararlar alacaǧını ve temkinli olacaǧını ifade etmektedir. İşte, bu noktada, Sırbistan'a kıyasla ülkenin ekonomik ve askeri gücünin oldukça sınırlı olduǧunu düşünen Taçi/PDK-LDK çizgisi, Kosova'nın "kayıtsız şartsız Batı çizgisinde" dış politika yürütebilecek bir kapasitede olduǧunu ifade ederken, Kurti, Ripsman'ın betimlediǧi yenileme anlayışına referansla Kosova'nın "ulusal çıkar" olarak görülen meselelerde daha güçlü durabilecek bir kapasiteye sahip olduǧunu iddia etmektedir. Bu durum, Taliaferro'nun da altını çizdiǧi üzere, dış politikanın genel olarak sistem bazlı şekillendiǧi ortada olmasına karşın, belli oranda da "öznel" olduǧunu açıǧa vurmaktadır. Bu minvalde, Taçi'nin başbakanlık yaptıǧı dönemde 2013 tarihli Brüksel Antlaşması'nı imzalayabilmiş olan Kosova'nın, LDK lideri Isa Mustafa'nın başbakanlık yaptıǧı dönemde de Karadaǧ ile tartışmalı sınır anlaşması kararını alabilmesi, mevcudu korumal baǧlamda deǧerlendirilen aktörlerin "uzlaşmacı" bir çizgide siyaset yürüttüǧünü göstermektedir.
AAK ve Haradinaj
Kendisini sosyal demokrat olarak gören AAK'nin lideri Haradinaj'in basbakanliginda, Kosova'nin, Brüksel Antlasmasi ve Karadag siniri hususunda PDK ve LDK'nin dis politika yaklasimina benzetme özelinde verdigi tavizlere karsin Sirbistan ile müzakerelerde herhangi bir ilerleme kaydedememesi ve hatta Belgrad'in, Pristine'nin bagimsizligini taniyan bazi ülkeleri bu kararlarindan vazgeçirmesi sonrasi belli bir tutum degisikligi olmustur. Sirbistan'i ve Kosova'nin toprak bütünlügüne karsi bir durus sergileyen Bosna Sirp Cumhuriyeti'ni cezalandirabilmek için,76 Sirbistan'a ve Bosna-Hersek'e uygulanan gümrük vergilerinde %100 artis uygulamasi karari, tipki Taçi gibi eski ve kidemli bir UÇK üyesi olan ve ulusal kahraman olarak da görülen Haradinaj döneminde alinmistir. Ne var ki, bu karar, cumhurbaskanligi koltugunda oturmakta olan Taçi tarafindan siklikla elestirilmistir. Halbuki Haradinaj da tipki Taçi ve Mustafa gibi ülkenin geleceginde ABD'nin ve bir noktaya kadar da AB'nin rolünün altini çizmektedir. Hatta Lahey'deki mahkeme tarafindan ifade vermeye çagrildiginda da sorun çikarmadan görevini birakmistir Bu baglamda, yürütme erki içerisinde benzer arka planlara ve anlayislara sahip liderler özelinde de dis politika kararlarina iliskin açik bir uyumun oldugu söylenemez.
Dış Politika Tercihleri ve Stratejik Kültür
Taliaferro'nun da bahsettiǧi üzere, konjonktür (zaman) çok önemli bir ayrım çizgisi oluşturmaktadır. Kurti'nin dahi, Kosova'nın "grand strategy" olarak görülen ana akım dış politikasından bir sapma gösterdiǧini ifade etmek doǧru olmayacaktır. İşte, bu nedenle, Kurti de süreci yolsuzluk, azgelişmişlik, işsizlik ve yargı sistemi başta olmak üzere işlemeyen kurumlan dönüştürmek ve işler hale getirmekle geçirmek istemiştir. Anlaşılacaǧı üzere, Kurti de ülkenin Batı yanlısı "grand strategy" anlayışının dışına taşmasını istememektedir. Fakat o; Ripsman, Taliaferro ve Lobell'in de betimlediǧi üzere, Taçi'nin bandwagoning (peşine takılma) yönlü anlayışına mesafeli durarak daha "yenilenen" ve dengeli bir dış politika izlemek istemektedir. Bu çerçevede, Ripsman'ın yaklaşımı baǧlamda deǧerlendirildiǧinde, Taçi (PDK) ve Mustafa (LDK)'nın dış politika kararlarını mevcudu koruma ve benzetme yöntemleriyle aldıǧını, Haradinaj (AAK)'ın ise benzetme ve yenileme arasında bir pozisyon benimsediǧini söylemek mümkündür.
Christensen'in de belirttiǧi üzere, bu yaklaşım farkının temel nedeninin ise "kişisel çıkarlar" ve belli oranda da olsa ideolojik farklılıklar, yani ara deǧişkenler olduǧu anlaşılabilmektedir. Zira Taçi, kendisine yöneltilmesi ihtimali olan suçlamalardan uzak durabilmek için özellikle ABD'ye yakın durmayı ve Washington'un çıkarları ile Kosova'nın çıkarlarını birbirine eklemlemeyi tercih etmektedir. Benzer bir durum, Haradinaj için de geçerlidir. Zira o da, "savaş suçu" işlediǧi gereçkesiyle birçok kez Lahey'de sorgulanmış ve her defasında Kosova'ya dönmüştür. LDK ise, İbrahim Rugova döneminden bu yana, Kosova'nın statüsünün belirlenmesi hususunda "müzakereci" ve ılımlı bir pozisyona sahiptir. Hatta Rugova'nın, dönemin Yugoslavya lideri Milosevic ile iç savaş esnasında dahi Belgrad'da görüştüǧü bilinmektedir.77 Kurti ise, parti programında ve söylemlerinde sıklıkla deǧinilen, geleneksel güç ilişkilerini yıkma ve dış politikada da Batı yanlısı pozisyonu reddetmeden, toprak bütünlüǧünü koruma ve reformlar yapma anlayışına uygun, "ara deǧişken" farklılıǧına içkin yenilikçi bir çizgide kaldıǧı ifade edilmelidir.
Ripsman ve Rose tarafından altı önemle çizilen stratejik kültürü Kosova ekseninde deǧerlendirdiǧimizde, bu unsurun "karar alıcılar" üzerinde önemli bir etkiye sahip olduǧunu görürüz. Nitekim Kosova'nın baǧımsızlık sürecinin bu denli zorlu olması ve ülkenin statüsüne ilişkin açmazın hala devam ediyor olmasının arkasında, Kosova topraklarının, Arnavut ve Sırp ulusçulukları açısından "vazgeçilmez" önemde görülmesi ve iki toplumun da "büyük" ile anılan ve irredentizme yaslanarak birbirlerini "düşman" ya da "rakip" olarak gören bir stratejik kültüre sahip olması yatmaktadır.78 Bu durum göz önüne alınarak, Kosova'nın baǧımsızlık ilanı esnasında ülkenin Arnavutluk ile birleşemeyeceǧine dair bir ön koşul konmuştur.79 Doǧal olarak, bu durum, onların Sırbistan ile yürütülen müzarekerer, kurulması düşünülen Sırp Belediyeler Birliǧi'ne bakış açısı ve ABD tarafından desteklendiǧi ifade edilen toprak deǧişimi gibi hususlar ekseninde alacakları kararlara ya da Kosova'nın gerçek bir orduya kavuşması yönündeki talebine etki etmektedir. Sırplar ise, Sırp ulusal kimliǧinin oluşumunda önemli yeri olan ve ulusal bir "mit" olduǧu ifade edilebilecek Kosova'ya kendi kimliklerinin ayrılmaz bir parçası gibi yaklaşmaktadır. Hatta Metohija adı verilen Batı Kosova'da çok sayıda kilise ve manastır bulunmakta ve Sırbistan, bu kültürel varlıǧı birer "ulusal sembol" olarak en güçlü şekilde korumak istemektedir.80 Sırp ve Arnavutların çatışan tarihsel arka planlarına raǧmen coǧrafi olarak iç içe yaşıyor olmaları, her iki ulusun birbirlerine yönelik tavrının içselleştirilen stratejik kültür çerçevesinde, devletler tarafından "güvenlikleştirilmesine" ve bunun dış politika kararlarına da yansımasına neden olmaktadır.
Rejim türü de neoklasik realizm ekseninde betimlenen "ara deǧişkenler" içerisinde yer almaktadır. Rose'un, Waltz'u aksine "kara kutu" olmaktan çıkardıǧı bu husus, Kosova özelinde irdelendiǧinde, çok fazla karşılıǧı olmayacaǧı deǧerlendirilmektedir. Zira Kosova, çok partili bir demokratik cumhuriyet olarak görülmektedir. Ne var ki, silahlarını bırakan eski UÇK komutanlarının ve onların bürokrasi, yargı ve iş dünyasındaki uzantılarının Kosova'daki siyasal/toplumsal işleyiş hususunda çok etkili oldukları baǧımsızlıǧın ilk günlerinden beri bilinen bir husustur. Bu yönetimsel elit içerisinde yer almayan ve bahsedilen bu etkinliǧi ortadan kaldırarak çoǧulcu ve daha deǧişimci bir işleyiş için ekonomik, yargı temelli ve idari reformlar arzulayan Kurti'nin, Taçi'nin söylemleri ve bu sistem içerisinde yer alan gelenekselci LDK'nın hükümetten çekilmesi sonrası iktidardan uzaklaştırılması, ülkedeki PDK-LDK ortaklıǧı ve onlara entegre diǧer parti ve aktörlerce yönlendirilen işleyişi dönüştürmenin ne denli zor olduǧunu göstermiştir. Brüksel ve Washington'un da Kosova'da Kurti gibi nispeten "farklı" duruş sergileyen isimlere pek sıcak bakmadıǧı Kurti'nin başbakanlıǧına son veren LDK'nın hükümeti bozma hamlesine ilişkin herhangi bir tepki göstermemesinde görülmüştür.
Kosovalı Sırplar ise Kosova yönetimine entegre hareket etmektense, özellikle "Kuzey Kosova (Kuzey Mitrovica, Zvecan, Leposavic ve Zubin Potok)"da "bölgesel" bir yapılanma oluşturmuştur ve Sırbistan'a entegre bir şekilde hareket etmeyi tercih etmektedir. Nitekim Kosovalı Sırplar, kendi kimliklerine uygun bir şekilde Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic'i lider olarak görmekte ve yine Belgrad tarafından kurulması saǧlanan "Srpska Lista (Sırp Listesi)"'ya neredeyse blok halinde oy vererek, bu ayrılıkçı partinin Kosova Parlamentosu'nda güçlü bir biçimde temsil edilmesini saǧlamaktadır. Kosovalı Sırpların kimlik tabanlı bu yaklaşımı, Kosova'nın dış politikasını ve ülke içi siyasal aktörlerin gerek kendi aralarında, gerekse de Sırbistan ve AB/ABD ile ilişkilerini yönlendiren temel unsurlardan biri halini alarak "ara deǧişken" olarak stratejik kültüre de eklemlenmektedir.
Sonuç
Kosova, sahip olduǧu nüfus, toprak büyüklüǧü, ekonomik güç gibi nicel unsurların yanı sıra, ulusal güce ve kapasiteye yapılan vurgu gibi nitel ve Kosova siyasetine/toplumuna yerleşik olan "kendi baǧımsızlıǧını koruyabilmek için büyük güçlerin desteǧine ihtiyaç duyma" düşüncesi çerçevesinde de algısal olarak "küçük devlet" olma niteliǧini içselleştirmiş durumdadır. Düşük statülü bir devlet olarak deǧerlendirilebilecek, ABD ve AB özelinde yüksek düzeyli bir müdahalecilik ile karşı karşıya ve hep belli bir dış politika kalıbı ekseninde hareket etmesi beklenen bir aktör olarak Kosova, küçük devlet olmanın vasıflarını kendisine entegre etmiş gibi görünmektedir.
Küçük bir devlet olarak, neorealist bir anlamlandırma ekseninde dış politikası genel itibarıyla sistemsel unsurlarca şekillendiriliyor olsa da "karar alıcıların" niteliǧi çerçevesinde dış politikaya olan bakış açısının belli bir farklılık içerdiǧi, neoklasik realizm çerçevesinde betimlenebilmektedir. Bu durum özellikle Brüksel Antlaşması'nın öngördüǧü Sırp Belediyeler Birliǧi, Karadaǧ ile yapılan sınır anlaşması ve ABD tarafından desteklendiǧi ifade edilen Sırbistan ile Kosova arasındaki toprak takasına yaklaşım hususunda açıkça ortaya çıkmaktadır. Devlet Başkanı Haşim Taçi'nin, dış politikaya müdahil olma çabası ve bu yönde ılımlı bir tavır sergilemesi, onun karşı karşıya kaldıǧı kişisel problemler ve bürokrasiyi kendi istediǧi yönde etkileme çabası olarak görülebilir. Benzer şekilde, LDK'nın izlediǧi tavrın da "geleneksel" bir güç odaǧı olarak, benzetme yaklaşımına yakın durduǧunu göstermektedir. Bu aktörler, sistemsel baǧlamda ve küçük devletlerin müdahaleye açık ve belli bir dış politika ekseninde hareket etmesinin altını çizen bir tavır geliştirmiştir. Ramush Haradinaj ve partisi AAK'nin ise dış politika kararları ekseninde "benzetme" ve "yenilikçilik" arasında konumlandıǧı söylenebilir. Vetevendosje ve lideri Albin Kurti ise, ülkenin "geleneksel siyasal elitlerinden" daha farklı bir dış politika söylemi içerisindedir. Brüksel Antlaşması ve AB gözetimindeki müzarekeler eksenindeki Sırp Belediyeler Birliǧi projesini toprak bütünlüǧünü bozacak bir girişim olarak eleştiren, Karadaǧ ile yapılan sınır anlaşmasını şiddetle reddeden ve Sırbistan ile toprak takasına karşı çıkan Kurti, ülkedeki iç siyasal dengeleri ve yapıya eklemlenmiş dış politikayı da farklılaştırmayı hedefleyen "deǧişimci" bir isimdir.
Bu hususlar göz önünde bulundurulduǧunda, Kosova'da, dış politikaya ilişkin izlenecek "grand strategy" hususunda herhangi bir sorun olmadıǧını söylemek mümkündür. Küçük devlet özellikleri gösteren bu Balkan ülkesi, liderler düzeyinde ise iç siyasal tartışmalar ve kişisel çıkarlar/husumetler çerçevesinde ele alınabilecek, dış politikaya da yansıyan ve neoklasik baǧlamda da betimlenebilen farklı söylemleri yansıtmaktadır. Temelde küçük devlet dış politikasına dair benzetme ve yenilikçilik arasındaki geçişkenliǧi de yansıtan bu durum, özellikle PDK/LDK (Taçi/Mustafa) ve Vetevendosje (Kurti) arasındaki mücadele ve anlaşmazlık ekseninde gözler önüne serilmektedir.
Makale Geliş Tarihi: 13.08.2020. Makale Kabul Tarihi: 23.05.2022.
Araştırma Makalesi / Künye: TÜYSÜZOĞLU, Göktürk, "Neoklasik Realizm ve Küçük Devlet Yaklaşımı Çerçevesinde Kosova Dış Politikası'nın Deǧerlendirilmesi", Gazi Akademik Bakış Dergisi (GABD), Sayı: 30, Cilt: 15, 2022, s. 87-113.
Extended Abstract
Known as the youngest state of the Balkans, Kosovo also faces a serious conflict regarding its legal status. Serbia's refusal to accept the declaration of independence of this country and the support of many states, especially Russia, China and even 5 EU member states, makes it very difficult to find a solution to the legal status of Kosovo and the political problems internalized. The negotiation process, which was carried out within the framework of the EU and reached a certain draft specific to the Brussels Treaty, continues in general reluctantly and with a focus on conflict due to the differing theses of the parties. Kosovo needs the support of the major powers (especially the US and EU) to maintain its independence, which is qualitative and established in Kosovo politics/society, such as the emphasis on national power and capacity, as well as quantitative factors such as its population, land size, economic power. It has internalized the quality of being a "small state". As an actor that can be considered as a low-status state, faced with a high level of interventionism by the US and the EU, and is expected to always act on a certain foreign policy pattern, Kosovo seems to have integrated the qualities of being a small state.
As a small state, although its foreign policy is generally shaped by systemic elements on the axis of a neorealist interpretation, it can be described within the framework of neoclassical realism that the perspective of foreign policy within the framework of the nature of "decision makers" contains a certain difference. This is particularly evident in the case of the Union of Serbian Municipalities, the border agreement with Montenegro and the approach to the land exchange between Serbia and Kosovo, which is stated to be supported by the US, as envisaged by the Brussels Treaty. President Hashim Thaci's effort to become involved in foreign policy and his moderate attitude can be seen as an effort to influence the bureaucracy and the personal problems he faced. Similarly, the attitude followed by the LDK also reflects the perceptual approach of this party as a "traditional" power, peculiar to moderate and small states. These actors have developed an attitude that emphasizes the systematic context and that small states act within a certain foreign policy axis that is open to intervention. Ramush Haradinaj and his party AAK, on the other hand, are between "analogy" and "innovation" on the axis of foreign policy decisions, both within the framework of personal problems faced by Haradinaj (connected to The Tribunal of the Hague) and the willingness of one of the former military leaders of the UCK, Haradinaj, to be in power. Vetevendosje and its leader Albin Kurti, on the other hand, have a different foreign policy discourse than the "traditional political elites" of the country. Kurti is a name who criticized the Union of Serbian Municipalities on the axis of the Brussels Treaty and EU-supervised negotiations as an attempt to disrupt the territorial integrity, strongly rejected the border agreement with Montenegro and opposed the land exchange with Serbia, aiming to differentiate the domestic political balances in the country and the foreign policy embedded in the structure.
Considering these issues, it is possible to say that there is no problem in Kosovo regarding the "grand strategy" to be followed. This Balkan country, showing the characteristics of a small state, reflects different discourses that can be addressed within the framework of internal political discussions and personal interests / animosities at the level of leaders, reflected in foreign policy and can also be described in the neoclassical context. This situation, which basically reflects the transition between the analogy and innovation regarding the small state foreign policy, is especially revealed in the axis of the struggle and disagreement between the PDK / LDK (Thaci/ Mustafa) and Vetevendosje (Kurti).
1 Gideon Rose, "Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy", World Politics, Cilt 51, No. 1, 1998, s. 144-172.
2 Jeffrey W. Taliaferro, "State Building For Future Wars: Neoclassical Realism and the Resource-Extractive State", Security Studies, Cilt 15, No. 3, 2006, s. 464-495.
3 Thomas J. Christensen, Useful Adversaries: Grand Strategy, Domestic Mobilization and Sino-American Conflict, Princeton, Princeton University Press, 1996.
4 William C. Wohlforth, "Realism and the End of Cold War", International Security, Cilt 19, No. 3, 1994, s. 91-129.
5 Fareed Zakaria, From Wealth to Power: The Unusual Origins of America's World Role, Princeton, Princeton University Press, 1998.
6 Gideon Rose, "Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy", World Politics, Cilt 51, No.1, 1998, s. 144-172.
7 Kenneth N. Waltz, Theory of International Politics, New York, McGraw Hill, 1979 ve Sinem Akgül-Açıkmeşe, "Algı mı, Söylem mi? Kopenhag Okulu ve ve Yeni Klasik Gerçekçilikte Güvenlik Tehditleri", Uluslararası İlişkiler, Cilt 8, No. 30, 2011, s. 43-73.
8 Steven E. Lobell, "Threat Assessment, the State and Foreign Policy: A Neoclassical Realist Model", Neoclassical Realism, the State and Foreign Policy, Steven E. Lobell, M. Ripsman ve Jeffrey W. Taliaferro (der.), Cambridge, Cambridge University Press, 2009, s. 42-74.
9 Taliaferro, "State Building...", s. 486.
10 Rose, "Neoclassical Realism...", s. 144-172.
11 Lobell, "Threat Assessment..", s. 42-74.
12 Jeffrey W. Taliaferro, "Security Seeking Under Anarchy: Defensive Realism Revisited", International Security, Cilt 25, No. 3, 2000, s. 133-135.
13 N.M.Ripsman, "Neoclassical Realism and Domestic Interest Groups", Neoclassical Realism, the State and Foreign Policy, Steven E. Lobell, M. Ripsman ve Jeffrey W. Taliaferro (der.), Cambridge, Cambridge University Press, 2009, s. 170-193.
14 Sami Kiraz, "Dış Politika Analizi Modeli Olarak Neoklasik Realizm: İkinci Dünya Savaşı Sırasındaki Türk Dış Politikasının Analizi", Ankara Hacı Bayramı Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 20, No. 2, 2018, s. 427.
15 William C. Wohlforth, The Elusive Balance: Power and Perceptions During the Cold War, New York, Cornell University Press, 1993, s. 4-5.
16 Rose, "Neoclassical Realism...", s. 152.
17 Kiraz, "Dış Politika Analizi...", s. 428.
18 Rose, "Neoclassical Realism...", s. 152.
19 Ripsman, "Neoclassical Realism...", s. 172-173.
20 Zakaria, From Wealth..., s. 42-43.
21 Robert Jervis, Perception and Misperception in International Politics, New Jersey, Princeton University Press, 2017, s. 28-30.
22 Birkan Ertoy, "Uluslararası İlişkilerde Realist Geleneǧin Dönüşümü ve Neoklasik Realizm", Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi, Cilt 1, No. 1, 2019, s. 19.
23 Ertoy, "Uluslararası İlişkilerde...", s. 18.
24 Ripsman, Neoclassical Realism... , s. 170-193.
25 Ripsman, "Neoclassical Realism...", s. 190-191.
26 Ibid.
27 F. Didem Ekinci, "Türkmenistan Dış Politikasında İç Faktörler: Neoklasik Realizm Çerçevesinde Bir İnceleme", Alternatif Politika, Cilt 11, No. 1, 2019, s. 32-58.
28 Taliaferro, "State Building For...", s. 491-492.
29 Robert Steinmetz ve Anders Wivel, Small States in Europe: Challenges and Opportunities, London, Ashgate, 2010.
30 Iver B. Neumann ve Sieglinde Gstöhl, "Introduction: Lilliputians in Gulliver's World?", Small States in International Relations, Christine Ingebritsen vd. (der.), Seattle, University of Washington Press, 2006, s. 5-7.
31 Kristian Stokke, "Peace-Building As Small State Foreign Policy: Norway's Peace Engagement in a Changing International Context", International Studies, Cilt 49, No. 3-4, 2012, s. 211.
32 Stokke, "Peace-Building...", s. 211-212.
33 Christian Ingebritsen, Scandinavia in World Politics, Lanham, Rowman&Littlefield, 2006, s. 38.
34 Neumann ve Gstöhl, "Introduction: Lilliputs...", s. 5-7.
35 Annette Baker Fox, The Power of Small States: Diplomacy in World War II, Chicago, The University of Chicago Press, 1959.
36 Neumann ve Gstöhl, "Introduction: Lilliputs...", s. 14-15.
37 Özlem Tür ve Nuri Salık, "Uluslararası İlişkilerde Küçük Devletler: Gelişimi, Tanımı, Dış Politika ve İttifak Davranışları", Uluslararası İlişkiler, Cilt 14, No. 53, 2017, s. 7.
38 Ibid.
39 David Vital, The Inequality of States: A Study of Small Power in International Relations, Oxford, Clarendon, 1967, s. 7-8.
40 Tür ve Salık, "Uluslararası İlişkilerde...", s. 7-8.
41 Jean Luc-Vellut, "Smaller States and the Problem of War and Peace: Some Consequences of the Emergence of Smaller States in Africa", Journal of Peace Research, Cilt 4, No. 3, 1967, s. 254.
42 Steinmetz ve Wivel, Small States..., s. 5-6.
43 Tür ve Salık, "Uluslararası İlişkilerde...", s. 8.
44 Laurent Goetschel, "Smaller States and the Problem of War and Peace: Some Consequences of the Emergence of Smaller States in Africa", Journal of Peace Research, Cilt 4, No. 3, 1967, s. 13-16.
45 Tür ve Salık, "Uluslararası İlişkilerde...", s. 9. Erling Bjol, "The Small State in International Politics", Small States in International Relations, August Schou ve Arne Olav Brundtland (der.), Stockholm, Almqvist&Wiksell, 1971, s. 29-37.
46 Miriam Fendius Elman, "The Foreign Policies of Small States: Challenging Neorealism in Its Own Backyard", British Journal of Political Science, Cilt 25, No. 2, 1995, s. 171-172.
47 Tür ve Salık, "Uluslararası İlişkilerde...", s. 10.
48 Robert L. Rothstein, Alliances and Small Powers, New York, Columbia University Press, 1968, s. 27-30.
49 Jeanne A.K.Hey, "Introducing Small State Foreign Policy", Small States in World Politics: Explaining Foreign Policy Behavior, Jeanne A.K.Hey (der.), Boulder, Lynne Rienner Publishers, 2003, s. 2-3.
50 Robert O.Keohane, "Lilliputians' Dilemmas: Small States in International Politics", Small States in International Politics, Christine Ingebritsen vd. (der.), Seattle, University of Washington Press, 2006, s. 59-60.
51 Raimo Varynen, On the Definition and Measurement of Small Power Status , Cooperation and Conflict, Cilt 6, No. 2, 1971, s. 92-95.
52 Hey, "Introducing Small State...", s. 5-7.
53 Alfred Marleku, "Small States Foreign Policy: the Case of Kosovo", Alternatives: Turkish Journal of International Relations, Cilt 11, No. 3, 2012, s. 79-97.
54 "World Factbook: Kosovo", CIA, 7 Nisan 2020, https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/kv.html (Erişim Tarihi 5.5.2020).
55 Ibid.
56 Ibid.
57 "Kosovo-Financial Assistance Under IPA II", European Commission, https://ec.europa. eu/neighbourhood-enlargement/instruments/funding-by-country/kosovo_en (Erişim Tarihi 5.5.2020).
58 Agilolf Kesselring, "The Formation and Role of the Kosovo Security Force", National Defence Universiy Department of Strategic and Defence Studies Series, No. 35, 2010.
59 "Kosovo Force (KFOR)", NATO, Şubat 2019, https://www.nato.int/nato_static_fl2014/ assets/pdf/pdf_2019_02/20190213_2019-02-KFOR-Placemat.pdf, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
60 "Kosovo Approves New Army Despite Serb Opposition, NATO Criticism", Reuters, 14 Aralık 2018, https://www.reuters.com/article/us-kosovo-army/kosovo-approves-new-army-despite-serb-opposition-nato-criticism-idUSKBN1OD16S,(Erişim Tarihi 5.5.2020).
61 "Kosovo's Thaci Urges Government to Fulfill US Demands", AA, 10 Mart 2020, https://www.aa.com.tr/en/europe/kosovos-thaci-urges-government-to-fulfill-us-demands/1761354, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
62 "Amid Recognition Row, Kosovo Hits Serbia with More Customs Tariffs", Reuters, 28 Aralık 2018, https://www.reuters.com/article/us-kosovo-serbia-tariffs/amid-recognition-row-kosovo-hits-serbia-with-more-customs-tariffs-idUSKCNlORl8Q, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
63 "Association/Community of Serb Majority Municipalities in Kosovo-General Principles", European Commission, http://eeas.europa.eu/archives/docs/statements-eeas/ docs/150825_02_association-community-of-serb-majority-municipalities-in-kosovo-general-principles-main-elements_en.pdf, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
64 James Ker-Lindsay ve Ioannis Armakolas, "Surveying the Spectrum of EU Member State Policies Towards Kosovo", Kosovo Foundation For Open Society (KFOS), Prishtina, 2017.
65 Spyros Economides ve James Ker-Lindsay, "Pre-Accession Europeanization: The Case of Serbia and Kosovo", Journal of Common Market Studies, Cilt 53, No. 5, 2015, s. 10271044.
66 "Kosovo PM Resigns After Summons From Hague Prosecutors", Balkan Insight, 19 Temmuz 2019, https://balkaninsight.com/2019/07/19/kosovo-pm-resigns-after-hague-prosecutors-call-for-questioning/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
67 Michael Rossi, "Ending the Impasse in Kosovo: Partition, Decentralization or Consociationalism?", Nationalities Papers, Cilt 42, No. 5, 2014, s. 867-889.
68 Sasho Ripiloski ve Stevo Pendarovski, "Macedonia and the Ohrid Framework Agreement: Framed Past, Elusive Future", Perceptions, Cilt 18, No. 2, 2013, s. 135-161.
69 Lulzim Peci, "Kosovo and Albania-Deconstruction of the Idea of Unification", Tirana Observatory, 6 Nisan 2020, https://tiranaobservatory.com/2020/04/06/kosovo-and-albania-deconstruction-of-the-idea-of-unification/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
70 Ivan Briscoe ve Megan Price, "Kosovo's New Map of Power: Governance and Crime in the Wake of Independence", Clingendael Institute Report, 2011, s. 10.
71 Isidora Stakic, "Why we Should be Worried About the Fall of Kosovo's Government", European Western Balkans, 24 Nisan 2020, https://europeanwesternbalkans. com/202o/o4/24/why-we-should-be-worried-about-the-faU-of-kosovos-government/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
72 "Kosovo Parliament Ratifies Montenegro Border Deal", Balkan Insight, 21 Mart 2018, https://balkaninsight.com/2018/03/21/opposition-vetevendosje-releases-tear-gas-in-kosovo-parliament-03-21-2018/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
73 "Customs Inform Kurti: The Reciprocity Measure with Serbia is Being Strictly Implemented", Kosova Press, 9 Nisan 2020, https://kosovapress.com/en/customs-inform-kurti-the-reciprocity-measure-with-serbia-is-being-strictly-implemented/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
74 "Kosovo's Government Just Fell-but Its Down to US Meddling Rather Than Coronavirus", The Conversation, 27 Mart 2020, https://theconversation.com/kosovos-government-just-fell-but-its-down-to-us-meddling-rather-than-coronavirus-134862, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
75 "Kosovo's LDK, AAK Sign Coalition Agreement", SeeNews, 29 Nisan 2020, https://seenews.com/news/kosovos-ldk-aak-sign-coalition-agreement-696943, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
76 "Bosnian Serb Leader Calls For Peaceful Change of Balkan Borders", Reuters, 16 Mart 2018, https://www.reuters.com/artide/us-bosnia-security-serbs/bosnian-serb-leader-caUs-for-peaceful-change-of-balkan-borders-idUSKCNlGS2EW, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
77 Lulzim Nika, "The Democratic Values of the Student Movement in Kosovo 1997/1999 and Their Echoes in Western Diplomacy", Review of European Studies, Cilt 10, No. 2, 2018, s. 167-174.
78 Tim Judah, "Greater Albania?", Survival, Cilt 43, No. 2, 2001, s. 7-18. Reneo Lukic, "Greater Serbia A New Reality in the Balkans", Nationalities Papers, Cilt 22, No. 1, 1994, s. 49-70.
79 Emel G. Oktay ve Jonilda Rrapaj, "Sosyal İnşacılık Açısından Kosova'nın Kimliǧi: Baǧım- sızlık Sonrasında Ortak Bir Kosovalı Kimliǧi Oluşturmak Mümkün Mü?", Uluslararası İlişkiler, Cilt 13, No. 49, 2016, s. 54.
80 Emil Hilton Saggau, "Kosovo Crucified-Narratives in the Contemporary Serbian Orthodox Perception of Kosovo", Religions, Cilt 10, 2019, s. 1-18.
Kaynaklar
"Amid Recognition Row, Kosovo Hits Serbia with More Customs Tariffs", Reuters, 28 Aralık 2018, https://www.reuters.com/artide/us-kosovo-serbia-tariff?/amid-recognition-row-kosovo-hits-serbia-with-more-customs-tariffs-idUSKCN1OR18Q, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
"Association/Community of Serb Majority Municipalities in Kosovo-General Principles", European Commission, http://eeas.europa.eu/archives/docs/statements-eeas/docs/150825_02_ association-community-of-serb-majority-municipalities-in-kosovo-general-principles-main-elements_en.pdf, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
"Bosnian Serb Leader Calls For Peaceful Change of Balkan Borders", Reuters, 16 Mart 2018, https://www.reuters.com/artide/us-bosma-security-serbs/bosnian-serb-leader-calls-for-peaceful-change-of-balkan-borders-idUSKCN1GS2EW, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
"Customs Inform Kurti: The Reciprocity Measure with Serbia is Being Strictly Implemented", Kosova Press, 9 Nisan 2020, https://kosovapress.com/en/customs-inform-kurti-the-reciprocity-measure-with-serbia-is-being-strictly-implemented/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
"Kosovo Approves New Army Despite Serb Opposition, NATO Criticism", Reuters, 14 Aralık 2018, https://www.reuters.com/article/us-kosovo-army/kosovo-approves-new-army-despite-serb-opposition-nato-criticism-idUSKBN1OD16S,(Erişim Tarihi 5.5.2020).
"Kosovo Force (KFOR)", NATO, Şubat 2019, https://www.nato.int/nato_static_fl2014/assets/ pdf/pdf_2019_02/20190213_2019-02-KFOR-Placemat.pdf, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
"Kosovo Parliament Ratifies Montenegro Border Deal", Balkan Insight, 21 Mart 2018, https:// balkaninsight.com/2018/03/21/opposition-vetevendosje-releases-tear-gas-in-kosovo-parliament-03-21-2018/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
"Kosovo PM Resigns After Summons From Hague Prosecutors", Balkan Insight, 19 Temmuz 2019, https://balkaninsight.com/2019/07/19/kosovo-pm-resigns-after-hague-prosecutors-call-for-questioning/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
"Kosovo's Government Just Fell-but Its Down to US Meddling Rather Than Coronavirus", The Conversation, 27 Mart 2020, https://theconversation.com/kosovos-government-just-fell-butits-down-to-us-meddling-rather-than-coronavirus-134862, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
"Kosovo's LDK, AAK Sign Coalition Agreement", SeeNews, 29 Nisan 2020, https://seenews. com/news/kosovos-ldk-aak-sign-coalition-agreement-696943, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
"Kosovo's Thaci Urges Government to Fulfill US Demands", AA, 10 Mart 2020, https://www. aa.com.tr/en/europe/kosovos-thaci-urges-government-to-fulfill-us-demands/1761354, (Erişim Tarihi 5.5.2020).
"Kosovo-Financial Assistance Under IPA II", European Commission, https://ec.europa.eu/neighbourhood-enlargement/instruments/funding-by-country/kosovo_en (Erişim Tarihi 5.5.2020).
"World Factbook: Kosovo", CIA, 7 Nisan 2020, https://www.cia.gov/library/publications/ the-world-factbook/geos/kv.html (Erişim Tarihi 5.5.2020).
Akgül-Açıkmeşe, Sinem, "Algı mı, Söylem mi? Kopenhag Okulu ve ve Yeni Klasik Gerçekçilikte Güvenlik Tehditleri", Uluslararası İlişkiler, Cilt 8, No. 30, 2011, s. 43-73.
Bjol, Erling, "The Small State in International Politics", Small States in International Relations, August Schou ve Arne Olav Brundtland (der.), Stockholm, Almqvist&Wiksell, 1971, s. 29-37.
Briscoe, Ivan ve Price, Megan, "Kosovo's New Map of Power: Governance and Crime in the Wake of Independence", Clingendael Institute Report, 2011.
Christensen, Thomas J., Useful Adversaries: Grand Strategy, Domestic Mobilization and Sino-American Conflict, Princeton, Princeton University Press, 1996.
Devlen, Balkan ve Özdamar, Özgür, "Neoclassical Realism and Foreign Policy Crises", Rethinking Realism in International Relations, Annette Freyberg-Inan, Ewan Harrison ve Patrick James (der.), Baltimore, Johns Hopkins University Press, 2009, s. 136-163.
Economides, Spyros ve Lindsay, James Ker, "Pre-Accession Europeanization: The Case of Serbia and Kosovo", Journal of Common Market Studies, Cilt 53, No. 5, 2015, s. 1027-1044.
Ekinci, F. Didem, "Türkmenistan Dış Politikasında İç Faktörler: Neoklasik Realizm Çerçevesinde Bir İnceleme", Alternatif Politika, Cilt 11, No. 1, 2019, s. 32-58.
Elman, Miriam Fendius, "The Foreign Policies of Small States: Challenging Neorealism in Its Own Backyard", British Journal of Political Science, Cilt 25, No. 2, 1995, s. 171-217.
Ertoy, Birkan, "Uluslararası İlişkilerde Realist Geleneǧin Dönüşümü ve Neoklasik Realizm", Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi, Cilt 1, No. 1, 2019, s. 1-26.
Fox, Annette Baker, The Power of Small States: Diplomacy in World War II, Chicago, The University of Chicago Press, 1959.
Goetschel, Laurent, "Smaller States and the Problem of War and Peace: Some Consequences of the Emergence of Smaller States in Africa", Journal of Peace Research, Cilt 4, No. 3, 1967, s. 13-31.
Hey, Jeanne A.K., "Introducing Small State Foreign Policy", Small States in World Politics: Explaining Foreign Policy Behavior, Jeanne A.K.Hey (der.), Boulder, Lynne Rienner Publishers, 2003, s. 1-11.
Ingebritsen, Christian, Scandinavia in World Politics, Lanham, Rowman&Littlefield, 2006. Jervis, Robert, Perception and Misperception in International Politics, New Jersey, Princeton University Press, 2017.
Judah, Tim, Tim Judah, "Greater Albania?", Survival, Cilt 43, No. 2, 2001, s. 7-18.
Keohane, Robert O., "Lilliputians' Dilemmas: Small States in International Politics", Small States in International Politics, Christine Ingebritsen vd. (der.), Seattle, University of Washington Press, 2006, s. 55-76.
Kesselring, Agilolf, "The Formation and Role of the Kosovo Security Force", National Defence Universiy Department of Strategic and Defence Studies Series, No. 35, 2010.
Kiraz, Sami, "Dış Politika Analizi Modeli Olarak Neoklasik Realizm: İkinci Dünya Savaşı Sırasındaki Türk Dış Politikasının Analizi", Ankara Hacı Bayramı Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 20, No. 2, 2018, s. 417-440.
Lindsay, James Ker ve Armakolas, Ioannis, "Surveying the Spectrum of EU Member State Poli- cies Towards Kosovo", Kosovo Foundation For Open Society (KFOS), Prishtina, 2017.
Lobell, Steven E., "Threat Assessment, the State and Foreign Policy: A Neoclassical Realist Model", Neoclassical Realism, the State and Foreign Policy, Steven E. Lobell, M. Ripsman ve Jeffrey W. Taliaferro (der.), Cambridge, Cambridge University Press, 2009.
Lobell, Steven E., Ripsman, N.M. ve Taliaferro, Jeffrey W. Neoclassical Realism, the State and Foreign Policy, Cambridge, Cambridge University Press, 2009.
Luc-Vellut, Jean, "Smaller States and the Problem of War and Peace: Some Consequences of the Emergence of Smaller States in Africa", Journal of Peace Research, Cilt 4, No. 3, 1967, s. 252-269.
Lukic, Reneo, "Greater Serbia A New Reality in the Balkans", Nationalities Papers, Cilt 22, No. 1, 1994, s. 49-70.
Marleku, Alfred, "Small States Foreign Policy: the Case of Kosovo", Alternatives: Turkish Journal of International Relations, Cilt 11, No. 3, 2012, s. 79-97.
Neumann, Iver B. ve Gstöhl, Sieglinde, "Introduction: Lilliputians in Gulliver's World?", Small States in International Relations, Christine Ingebritsen vd. (der.), Seattle, University of Washington Press, 2006, s. 3-36.
Nika, Lulzim, "The Democratic Values of the Student Movement in Kosovo 1997/1999 and Their Echoes in Western Diplomacy", Review of European Studies, Cilt 10, No. 2, 2018, s. 167-174.
Oktay, Emel G. ve Rrapaj, Jonilda, "Sosyal İnşacılık Açısından Kosova'nın Kimliǧi: Baǧımsızlık Sonrasında Ortak Bir Kosovalı Kimliǧi Oluşturmak Mümkün Mü?", Uluslararası İlişkiler, Cilt 13, No. 49, 2016, s. 43-59.
Peci, Lulzim, "Kosovo and Albania-Deconstruction of the Idea of Unification", Tirana Observatory, 6 Nisan 2020, https://tiranaobservatory.com/2020/04/06/kosovo-and-albania-deconstruction-of-the-idea-of-unification/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
Ripiloski, Sasho ve Pendarovski, Stevo, "Macedonia and the Ohrid Framework Agreement: Framed Past, Elusive Future", Perceptions, Cilt 18, No. 2, 2013, s. 135-161.
Ripsman, N.M., "Neoclassical Realism and Domestic Interest Groups", Neoclassical Realism, the State and Foreign Policy, Steven E. Lobell, M. Ripsman ve Jeffrey W. Taliaferro (der.), Cambridge, Cambridge University Press, 2009.
Rose, Gideon, "Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy", World Politics, Cilt 51, No. 1, 1998, s. 144-172.
Rossi, Michael, "Ending the Impasse in Kosovo: Partition, Decentralization or Consociationalism?", Nationalities Papers, Cilt 42, No. 5, 2014, s. 867-889.
Rothstein, Robert L., Alliances and Small Powers, New York, Columbia University Press, 1968. Saggau, Emil Hilton, "Kosovo Crucified-Narratives in the Contemporary Serbian Orthodox Perception of Kosovo", Religions, Cilt 10, 2019, s. 1-18.
Stakic, Isidora, "Why we Should be Worried About the Fall of Kosovo's Government", European Western Balkans, 24 Nisan 2020, https://europeanwesternbalkans.com/2020/04/24/ why-we-should-be-worried-about-the-fall-of-kosovos-government/, (Erişim Tarihi 6.5.2020).
Steinmetz, Robert ve Wivel, Anders, Small States in Europe: Challenges and Opportunities, London, Ashgate, 2010.
Stokke, Kristian, "Peace-Building As Small State Foreign Policy: Norway's Peace Engagement in a Changing International Context", International Studies, Cilt 49, No. 3-4, 2012, s. 207-231.
Taliaferro, Jeffrey W., "Security Seeking Under Anarchy: Defensive Realism Revisited", International Security, Cilt 25, No. 3, 2000, s. 128-161.
Taliaferro, Jeffrey W., "State Building For Future Wars: Neoclassical Realism and the Resource-Extractive State", Security Studies, Cilt 15, No. 3, 2006, s. 464-495.
Tür, Özlem ve Salık, Nuri, "Uluslararası İlişkilerde Küçük Devletler: Gelişimi, Tanımı, Dış Politika ve İttifak Davranışları", Uluslararası İlişkiler, Cilt 14, No. 53, 2017, s. 3-22.
Varynen, Raimo, Raimo Varynen, "On the Definition and Measurement of Small Power Status", Cooperation and Conflict, Cilt 6, No. 2, 1971, s. 91-102.
Vital, David, The Inequality of States: A Study of Small Power in International Relations, Oxford, Clarendon, 1967.
Waltz, Kenneth N., Theory of International Politics, New York, McGraw Hill, 1979.
Wohlforth, William C., The Elusive Balance: Power and Perceptions During the Cold War, New York, Cornell University Press, 1993.
Wohlforth, William C., "Realism and the End of Cold War", International Security, Cilt 19, No. 3, 1994, s. 91-129.
Zakaria, Fareed, From Wealth to Power: The Unusual Origins of America's World Role, Princeton, Princeton University Press, 1998.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
© 2022. This work is published under https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/ (the “License”). Notwithstanding the ProQuest Terms and Conditions, you may use this content in accordance with the terms of the License.
Abstract
Yugoslavya'nın daǧılması sürecine eklemlenen son zincir olan Kosova, baǧımsızlık ilanından bu yana siyasal statü tartışmalarıyla yoǧrulan bir ülkedir. Kosova, demografik ve ekonomik anlamda olduǧu kadar, ulusal kapasite ve güç unsurları ve bu unsurların algılanış şekli itibarıyla da küçük devlet olma özelliklerini kendisine eklemlemiştir. İzlediǧi dış politika itibarıyla küçük devlet olmanın gerektirdiǧi biçimde hareket ettiǧi söylenebilecek olan Kosova'nın, geleceǧini ABD ve AB'nin bölge stratejilerine entegre ettiǧi de ifade edilebilir. Stratejik kültür ve izlenen genel dış politika kalıpları itibarıyla ortaklaştıǧı belirtilebilecek Kosovalı siyasal aktörlerin birbirlerinden farklılaştıǧı noktalar da bulunmaktadır. Siyasal deǧişimi de beraberinde getiren bu farklılaşmayı inceleyebilmek için de neoklasik realizmin kavramsal çerçevesine başvurmak doǧru bir yaklaşım olabilecektir. Böylece, ideolojik konumlanma, algı ve çıkarların Kosova dış politikasına nasıl yansıdıǧı deǧerlendirilebilecektir.