YETÎM, Fahri, Mili Mücadele Döneminde ìsyanlann Gölgesinde Düzce ve Çevresinde Asayis Sorunlan. CTAD, YiI 7, Sayi 13 (Bahar 2011), 54-69.
Milli Mücadele iç ve dis boyutlanyla çift cepheli bir savasür. Temei niteliklerini isgalci dis guçlere karsi verilen mücadeleden alan bu savasin iç ayaklanmalar dönemi, en zorlu devresidir. Büyük ölcüde devlet otoritesi boslugu ve milli ordu eksikliginden kaynaklanan iç ayaklanmalar döneminde Anadolu tam bir kargasa içinde bulunuyordu. Milli hareketin öncüleri bir taraftan bu mücadeleyi yurt sathina yaymak ve milli istiklali gerçeklestirmek amaciyla büyük çaba gösterirken, diger taraftan isgal guçleri ve îstanbul'daki Damât Ferit Pasa Hükümeti'nin de etkisiyle bu harekete karsi büyük bir kampanya yürütülmüs ve bunun sonucunda Anadolu'nun pek çok bölgesinde yaklasik yirminin üzerinde ayaklanma çikmistir. Devlet otoritesi eksikliginin had safhada hissedildigi bu ortamda önemli asayis sorunlan yasanmis ve bunun sonucunda halk can ve mal güvenliginden de yoksun kalarak büyük sikinülar çekmistir. Bu ayaklanmalann bastinlmasi, MlIi Mücadele'nin niteligi, iç disiplini ve nihai hedefleri açisindan kesin bir zorunluluktu. Diger taraftan sorunun üstesinden gelinmesi de son derecede güctü. Artan asayis sorunlan konunun cözümünü daha da guçlestirmekteydi. Bu çalismada, büyük ölcüde memleketin geneli için de söz konusu olan bu ortama Düzce ve çevresinden bakilarak Milli Mücadele'nin sosyal tarihine îsik tutulmaya çalisilmisur.
Anahtar Sösgükkr. Mili Mücadele, Kuva-yi Milliye, Isyan, Düzce, Asayis
YETÎM, Fahri, The Security Problems Shadowed By Uprisings Around Düzce And Its Neighborhood During The Turkish National Struggle. CTAD, Year 7, Issue 13 (Spring 2011), 54-69.
Turkish national struggle has a dual façade with its internal and external dimensions. The phase of internal uprisings of this struggle, which was primarily a war waged against foreign occupants, is the hardest stage. During the internal uprisings, mostly rooted in the lack of a national army and the absence of state authority, Anatolia fall into an absolute turmoil. The pioneers of the national movement spent their utmost effort to extend this struggle throughout the country and to materialize their national salvation, on the one hand, and faced a serious counter campaign backed by the Istanbul government against this struggle, on the other hand. As a result of the latter, in fact, throughout Anatolia, more than about 20 uprisings broke out. Owing to the absolute lack of state authority, seirous security problems were expreienced and people, deprived of the safety of their life and properties, were exposed to grave hardship. To suppress these uprisings, taking into account the nature, the self-discipline and the ultimate goal of the national struggle, was an undisputable necessity. To overcome the difficulty, on the other hand, was extremely difficult. The increasing spread of the security problems rendered any solution to the problem more difficult. In this research, hoping to make a contribution to the social history of the Turkish national struggle, the above mentioned chaotic environment, partially true for all of the country, was examined on the regional basis of Düzce and its vicinity.
Keywords: Turkish national struggle, national forces, revolt/uprising, Düzce, security
Giri§
Kökenleri 18. yüzyila dayanmakla birlikte 19 ve 20. yüzyillann en temei olgulanndan biri olan ulus-devletlerin ortaya çikisinda ve gelisiminde Birinci Dünya Savasi kuskusuz tarihi bir dönemectir. Zira bu savas, klasik imparatorluklann sonunu haber veren ve sonuçlari itibanyla bunun tamamlayici görünümünde olan Ikinci Dünya Savasi ile birüikte Ücüncü Dünya'da (Asya ve Afrika) yeni ulus-devletler çagini baratan bir gelismeydi. Osmanli imparatorlugu'nun sona eris süreciyle birlikte ortaya çikan Turk Milli Mücadelesi de bu olgunun özgün örneklerinden birini olusturur. Temelleri 19. yüzyil sömürgeciligine dayanan, bagimlilik iliskileri üzerine kurulu modem emperyalizmin dünya tarihindeki ilk sorgulanisina vesile olan Milli Mücadele'nin bu yöndeki belirleyici vasiflarinin yaninda onun az bilinen veya bilinen taraflannda önemli bosluklar görülen bir baska yarn da iç cephesidir.
Yerel olçekte Mondros Mütarekesi (1918) sonrasinda yasanilan isgal süreciyle baslayan ve Mustafa Kemal Pasa'nin Anadolu'ya geçmesinden sonraki faaliyederle genele yayilan ulusal direnis hareketi, daha ilk asamada büyük engellemelerle karsilasmisar. Isgaller karsisindaki direnisin Milli Mücadele'ye dönüsmesi, Anadolu'daki emperyalist emellerini gerçeklestirmek isteyen Itilaf Devlederini tedirgin ettigi gibi mevcut konumu karsisinda bu devlederle uyumlu bir politika izlemeyi tercih eden Osmarüi yönetimini de ayni ölcüde rahatsiz etmistir. Bunun sonucu olarak da özellikle bu iki unsur ve buna bagh diger faktörlerin etkisiyle ulusal direnis hareketini sabote etmeye yönelik bir takim ayaklanmalar ortaya çikmistir. Bu ayaklanmalan niteliklerine göre siniflandirmak gerekirse bunlar; 1 -Irkçi-ayrdikçi ayaklanmalar, 2-Karsi milliyetçi ayaklanmalar, 3-Ulusçu kamp içinde merke2 çevre çausmasindan dogan ayaklanmalar seklinde toplanabilir. ì Milli Mücadele'nin gelecegini tehlikeye atan ve büyük can kayiplarina yol açan bu ayaklanmalann baslicalan Ali Batí, Bo2kir (Konya), An2avur, Dü2ce, Yo2gat, Milli Asireti, Pontus ve Koçgiri ayaklanmalandir.2 Bu ayaklanmalann büyük bölümü, istanbul'daki Damat Ferit Pasa Hükümeti'nin Milli Mücadele aleyhinde yapügi propagandalardan kaynaklaniyordu. Bu dönemde görülen devlet otorite boslugunun yam sira, teknik imkânsi2liklar dolayisiyla verilen mücadelenin amacinin kitlelere geregi gibi anlatilamamasi da ayaklanmalann diger sebepleri arasinda yer aliyordu. Ayaklanmalarda Padisah ve istanbul'daki Damat Ferit Pasa Hükümeti, Kuva-yi Milliye'yi kendilerine baskaldiran bir güc, asileri ise sadik kuweder olarak görüyorlardi. Bu amaçla Padisah tarafindan 13 Mayis 1920'de; Dü2ce, Adapa2an, BoIu ve Gerede'de ayaklanmalara yardim edenlerden 16 kisiye çesitli nisanlar verümistir.3 Milli Mücadele'ye karsi her türlü dini propagandanin yürütüldügü bu sürecte ulusal direnis hareketi, siyasi yönden Bolseviklik olarak gösterilmeye çalisilmistir. Bu propagandalar o kadar ileri boyudara ulasmisü ki Adapa2an yöresinde halk arasinda; "Bulapklar (Bolçevikkr) geliyor, Hükümeti, Allah'i mabudu tanimiyorlar. Ahaliyi kesip, herkesin mallanni yagma ediyorlai3'' söylentileri yayilmisti. 4 Bunun disinda Ittihat ve Terakki Firkasi ile Hürriyet ve Itilaf Firkasi arsindaki düsmanlik ve Hürriyet ve itilafçilarin Milli harekete karsi yapüklan faaliyeder de ayaklanmalarda önemli rol oynamistir. Hürriyet ve itilafçilar, Milli Mücadele'yi ittihatçiligin devami olarak görüyor ve halka öyle yansitiyorlardi. Bu çevreler orman rüsumunun kaldinlarak halkin ormanlardan serbestçe yararlanacagini söyleyerek Ö2ellikle Dü2ce ve Adapa2an yöresinde ekonomik yönden halki etkilemeye çalismislardir.5 Aynca ulke genelinde görülen asayissÍ2Ük, yagmacilik, soygunculuk ayaklanmalara müsait ortami ha2irlamisür. Nihayet, a2 da olsa Kuva-yi Milliye'nin soygun ve eskiyaliga varan davranislan, halktan 2orla para ve asker toplamalan da önemli tepkilere yol açmistir. 6
Milli Mücadele'de ilk acamada bu ayaklanmalara karsi yerel unsurlardan olusan ve cete reislerinin önderliginde gayri nÍ2ami gruplar halinde carpirán Kuva-yi Milliye birlikleri vasitasiyla mücadele edilmistir. Her biri degisik riskier ve zorluklar içeren ve memleketin hemen her bölgesinde ortaya çikan bu ayaklanmalann bazilan, milli hareketin merkezi oían Ankara'ya yakinligi dolayisiyla özel önem tasimaktadirlar. Bu ayaklanmalar dolayisiyla tamamen yok olma noktasina gelen devlet otoritesi sonucu halk, artan eskiyalik gibi sorunlar karsisinda daha da zor durumda kalmistir. Bu türden olumsuzluklann yasandigi önemli bölgelerden birisi de Milli Mücadele döneminde adeta Ankara ile Istanbul arasinda sikisip kalan ve bunun agir bedelini ödeyen Düzce ve çevresi olmustur.
Milli Mücadelede Düzce, BoIu, Hendek ve Adapazan Ay aklanm alan
Düzce, BoIu, Adapazan ve çevresi Milli Mücadele döneminde gerek Istanbul Hükümeti, gerekse Itilaf Devlederi açisindan oldukça stratejik bir öneme sahipti. 7 ingiltere, Anadolu yönünden rahatsiz edilmekten korunmak için, Bogazlann dogusunda iki tampon böige kurmayi düsünmüstü. Bunlar da; Çanakkale Bogazi'ni doguya karsi kapayacak oían Biga, Gönen ve çevresi ile Karadeniz Bogazi'ni doguya karsi koruyacak oían Düzce ve Hendek çevresiydi. Heyet-i Temsiliye'nin Ankara'ya gelmesi ve buranin artik Milli hareketin merkezi olmasiyla birlikte Istanbul Hükümeti ve Itilaf Devlederi açisindan bu bölgenin denetim altinda tutulmasi ihtiyaci daha da arta. Ayni durumun milli hareket için de söz konusu olmasi dolayisiyla bu böige taraflann tarn bir nüfiiz mücadelesine sahne olmustur. 15 Mayis 1919'da baslayan Yunan isgalinin nihai hedefleri ve itilaf Devlederi'nin emperyalist emelleri açisindan bu böige; daha once Istanbul Hükümeti'nin dogrudan destegiyle Marmara'nin güneyinde çikan Anzavur Ayaklanmasi ve dogusunda Kuva-yi Milliye'ye karsi Süleyman ßefik Pasa komutasinda bir askeri birlik olarak olusturulan Kuva-yi Inzibatiye'nin tamamlayici unsuru niteligindeydi. Buradaki ayaklanmalarda Ingilizlerin ve onlann güdümündeki Hürriyet ve Itilaf Partisene bagli kuruluslann belirgin rolleri olmustu. Ingilizler, asileri askeri guç kullanmanin disinda tum imkânlanyla desteklemisler, ancak bunu perde arkasinda kalarak yapmislardi.
Bu bölgede Milli Mücadele'ye karsi faaliyetler, ingilizlerin 28 Ekim 1919'da istanbul-Eskisehir demiryolu hattini kontrol altina almalanyla baslamistir. Bu asamadan itibaren yöre esrafindan Akyazili Talustan Bey, Bekir Bey ve Sapancali Beslan Bey, Istanbul Hùkùmeti ile irtibata geçerek bu yöndeki olusuma önderlik etmislerdir. Adi geçen sahislarin öncülügünde yürütülen faaliyeder ve propagandalar sonucunda bölgede Kuva-yi Milliye karsiti olusum hi2la yayilmaya baslamistir. Olusturulan bu ortamda muli hareket karsitliginin yani sira, yörede asayisi tehdit eden eskryalik olaylannda da bir artis görülmüstür. Nitekim bu tur faaliyeder sonucunda daha once 1919 Kasim sonlannda sadece Dù2ce'de 192 olan kayitli haydut sayisi önemli oranda artmistir.8 Bu sùreçte yasanilan önemli gelismelerden biri de; ittihatçilarin Milis Yarbayi ve bir ara Teskilat-i Mahsusa baskanligi yapmis olan Kusçubasi Esrefin, Adapa2an yöresinde giristigi faaliyeder sonucu yöredeki Kuva-yi Milliye olusumunun bundan olumsu2 etkilenmesi olmustur. Kusçubasi Esref, Kuva-yi Milliye komutam olarak gönderildigi Adapa2an yöresinde bu yöndeki faaliyederi dogrultusunda basvurdugu yöntemler dolayisiyla tepki çekmis ve halkin bir takim sikâyederine neden olmustur. Nitekim sehir halkinin Esref Bey'e karsi yine bir Kuva-yi Milliye yanlisi Kanbolat Sait Bey'le birlikte hareket etmesi sonucu yasanan olaylann ardindan Esref Bey sehri terk etmek 2orunda kalmistir.9 Esref Bey'in bu sekilde sehri terk etmesi yöredeki havanin büyük ölcüde Kuva-yi Milliye aleyhine dönmesine yol açmis ve bu ortamdan da Damat Ferit Hükümeü a2ami dÜ2eyde yararlanmak istemistir.10 Bu amaçla Sadra2am Damat Ferit Pasa, Bandirma Çerke2lerinden A2nok Ahmet Bey adindaki birini Dü2ce'ye göndererek bu bölgedeki birçok kimseyi milli hareket aleyhine kiskirtmaya çalismistir.11 Damat Ferit, bunun disinda Ceyhülislam Dürri2ade Abdullah Efendi'nin fetvasi ve 11 Nisan tarihli hükümet bildirisiyle Kuva-yi Milliye aleyhinde yogun bir propaganda kampanyasi baslatarak yöre halkinin kültürel ve ekonomik yapisini istismar etmistir.12
Bu dönemde bu tur faaliyedere ve diger çevrelerdeki isyancilara karsi mücadele, ilçedeki Asayis Müfre2e Komutani Binbasi Mahmut Nedim komutasindaki birliklerle veriliyordu. Müfre2e komutani Binbasi Mahmut Nedim, kararsi2 bir sekilde hem Istanbul Hükümeti'ni hem de Anadolu'yu idare etmeye çalisiyordu. Müfre2e komutaninin yumusak tutumundan ve istikrarsi2 davranislanndan cesarei alan menfaat düskünü bir takim çevreler bölgedeki gizli faaliyetlerini hi2landirma imkâni bulmuslardir. Bu durum karsisinda Heyet-i Temsiliye adina Mustafa Kemal, Geyve'de bulunan 24. Turnen Kumandani Yarbay Mahmut Bey'in dikkatini çekmistir. Bunun Ü2erine Mahmut Bey, Hendek ve çevresine nasihat heyeti göndermisse de bu çevrelerin Istanbul Hükümeti ve ÍngiÜ2lerin yakin destegini gördükleri bir ortamda 13 Nisan 1920'de Dü2ce ayaklanmasi patlak vermistir. Dü2ce olaylan genel hadanyla su sekilde gelismistir. Yukanda adi geçen ve bu bölgeye Damât Ferit tarafindan propaganda amaciyla gönderilen Ahmet A2nok ve ÌngilÌ2 subayi elbiseli biri, yöredeki Çerke2 ileri gelenleriyle toplanti dÜ2enleyip Çerke2 köylerinde teskiladanma baslatmistir. Bu ortamda Hürriyet ve Itilaf Partisi ileri gelenlerinden Ber2eg Sefer Bey ve Haci Kamil'in önderliginde Ankara'ya karsi ayaklanma baslamistir. 13 13 Nisan Sali günü Dü2ce'den Çerke2 Rasih, Mancarci2ade Mustafa ve Haci2ade Haci Hamdi ve Haci Halilaga2ade Hakki Beylerden olusan nasihat heyeti Köprübasi Köyü'ne ulasmislarsa da isyancilan ikna edememislerdir. Dü2ce yakinlannda Orner Efendi Köyü'nde toplanan isyancilar bir sure sonra ilçe merke2ine hareket ederek asayis birlikleriyle çatismaya girmis ve müfre2e birliklerini etkisÍ2 hale getirmislerdir. Müfre2e Komutani Mahmut Nedim'in teslim oldugu ve Süvari Tegmeni Ruhsar'in sehit oldugu çatismalar sonucunda hükümet konagi, jandarma ve telgrafhane isyancilar tarafindan isgal edilmis ve müfre2enin subaylan hapsedilmistir. Isyancilar bir sûre sonra kaymakam ve belediye baskanim bertaraf ederek ilçe yönetimini ele geçirmislerdir. Diger taraftan Dù2ce'ye davet edilen BoIu Mutasarnfi Haydar Bey, Ankara'dan müsaade alarak 18 Nisan'da Du2ce'ye hareket etmis, fakat Dü2ce'ye gelir gelme2 isyancilar tarafindan tutuklanarak Ankara ne2dinde kendi lehlerinde konusmaya 2orlanmistir. 14 Bu gelismeler Ü2erine Ankara, ba2i etkin tedbirler alarak bölgeye civardan takviye birlikler göndermistir. Ankara'nin emri Ü2erine bu bölgeye Balikesir ve Salihli Kuva-yi Milliyesi'nin olusturdugu Çerke2 Ethem Bey müfre2esi, Binbasi Na2im Bey müfre2esi ve Binbasi Ibrahim Bey (Çolak) müfre2leri gönderilmistir.15 Bu sure içinde isyan yayilarak 18 Nisan'da Bolu'ya siçramisûr. Bu arada Dü2ce ayaklanmasinin hemen ertesi günü Gerede ve Beypa2an halki; "Padiçah nerede ise bi\ oradayisC diyerek bu sürece hi2 vermistir. 16 Bunun Ü2erine isyanin basürilmasi için daha once aliñan tedbirler genisletilerek bölgeye civar bölgelerden yeni takviye kuwederi gönderilmistir. 22 Nisan tarihinde Hendek'te isyancilar ñe 24. Turnen Komutani Yarbay Mahmut Bey emrindeki birlikler arasinda büyük çatismalar yasanmis ve bunun sonucunda Yarbay Mahmut Bey sehit olmustur. Bundan cesaret alan isyancilann, Adapa2an'ni eie geçirmek için harekete geçmeleri Ü2erine Binbasi Ibrahim Çolak ve Ali Fuat Pasa komutasindaki birliklerle isyancilara karsi Geyve-Tarakli çevresinde müdahale edilmistir. 24 Nisan cumartesi günü isyancilar, 24. Firka 2abiderini tutuklayarak Dü2ce'ye getirip hapsetmislerdir. 25 Nisan'da eski mebuslardan Ìlyas2ade §ükrü Bey, Hüsrev Bey (Gerede), Doktor Zihni Bey, Gerede Kaymakami Selahattin ve Malmüdürü Resat Bey'ler Bolu'dan Dü2ce'ye inerken BoIu Dagi'nda isyancilar tarafindan tutuklanarak Dii2ce'de hapsedilmislerdir. 6 Mayis persembe günü Dü2ce'de genel bir yagma için isyancilar tarafindan bir eylem yapilmis ise de daha sonra bu hareketin önü alinistir.17 Öte yandan BoIu yöresinde, Mudurnu çevresindeki isyancilar ile Kuva-yi Milliye birlikleri arasindaki mücadelenin siddedenmesi Ü2erine 2or durumda kalan BoIu Mutasamfi Osman Nuri, 20 Mayis 1920 tarihinde bu tehlikeye karsi Dü2ce taraflanndan gelecek takviye kuwederle mücadele edilecegini Dâhiliye Ne2areti'ne bildirmistir.18
Yaklasik 40 gün süren mücadeleler sonunda 22 Mayis'ta Çerke2 Ethem kuwederinin de Bursa Ü2erinden Geyve'ye gelmesiyle birlikte isyanin önü büyük ölcüde kesilerek 23 Mayis'tan itibaren isyancilann tenkiline baslanmisûr. 26 Mayis'ta Çerke2 Ethem kuwederi herhangi bir dirençle karsilasmadan Dü2ce'ye girmis ve isyanin elebaslanndan Ber2eg Sefer Bey, Koç Bey ve Abdülvahap seyyar Divan-i Harpte yargilanarak derhal idam edilmistir. Aynca isyan harekâtini bilfiil yürüten ve Istanbul'dan bu is için görevlendirilen "Dü2ce Havalisi Kuva-yi Tedibiye Erkân-i Harbiye Reisi" Binbasi Hayri, Yü2basi Ali, Üstegmen $erafettin, Üstegmen Hayrettin, Mehmet Sabri, Hasan Lütfi ve Cerrah Ibrahim de bu esnada idam edilenler arasinda yer almistir.19 27 Mayis'ta ise Albay Refet'in (BeIe) emrinde bulunan kuwederden Binbasi Na2im komutasindaki birlikler Bolu'ya girerek isyani bastirmislardir. Daha sonra Binbasi Ibrahim Çolak kuwederi tarafindan Mudurnu ve Gerede'nin de teslim alinmasiyla bölgedeki isyan bütünüyle kontrol altina alinmistir.
Dü2ce isyanina paralel bir sürecte gelisen ve bir anlamda onu destekleyici konumda olan bir baska olay da; Ì2mit Adapa2an, Sapanca ve Geyve taraflarinda, Istanbul Hükümetince finanse edilen ve Kuva-yi Milliye'ye karsi yeni bir askeri birlik olarak kurulan Kuva-yi Ìn2Ìbatiye'nin, muli kuwetlere karsi gösterdikleri eylemlerdir. Damât Ferit Pasa Hükümeti ve ÍngilÍ2lerin müsaade ve yardimiyla 18 Nisan 1920 tarihli kararname ile (Kuva-yi Milliye adini tasiyan eskryayi tenkil için) Kuva-yi Ìn2Ìbatiye kurulmaya baslanmistir. Erlere 30, subaylara 60 lira ek ödenek verilmesi kabul edilerek bu birlik için 1.250.000 liralik ödenek aynlmistir. 20 Ancak Kuva-yi Ìn2Ìbatiye, büyük ölcüde para karsiliginda isyana katilan birliklerden olusmasi ve yaygin bir pismanhk duygusunun ortaya çikmasi sonucu bir sure sonra dagilma sürecine girmistir. Nitekim bu hareketin ìstanbul'daki Damat Ferit Hükümeti açisindan sonuçsu2 kalmasinin nedenleri, Ì2mit Mutasarnfi Ibrahim Hakki'nin, 24 Mayis 1920 tarihinde Dâhiliye Ne2areti'ne gönderdigi telgraftan anlasilmaktadir.21
Gerek Dü2ce ayaklanmasi, gerek Kuva-yi Ìn2Ìbatiye birliklerinin yaptiklan eylemlerle ilgili olarak Ì2mit Mutasarnfligi'nin 13 Ha2iran 1920'de Dâhiliye Ne2areti'ne gönderdigi raporda konuyla ilgili genis resmi bilgiler gÖ2e çarpmaktadir. Dü2ce isyaninin çiktigi 13 Nisan'da, Ì2mit Mutasarnfligi'na vekâleten atañan Ibrahim Hakki ha2irladigi aynntili raporda; Dü2ce, Hendek ve Adapa2an ahalisinin silahh eskiyaya (Kuva-yi Milliye) kiyam ederek Akyazi, Sapanca, Karamiirsel, Yalova ve Kandira havalisini eie geçirdiklerini, Ì2mit-Bolu arasindaki ahaliden en a2 on bin kisinin gönüllü olarak hükümetin emrine girdiklerini, fakat bu gönüllülerin her türlü silah ve iâse ihtiyacinin karsilanmasi için yapilan müracaadann sonuç vermemesi Ü2erine bunlann dagdma sürecinde olduklanni, bunlann 2aruri ihtiyaçlannin karsilanmasi için ahaliden borçlanma yoluna gidildigini, bu strada Í2mit havalisine olaganüstü komutan olarak tayin olunan Süleyman §efik Pasa'nin gönüllülere yardim ve asilere müdahale konusunda isteksi2 oldugunu, isyancilann Sapanca'ya hâkim olmalan Ü2erine kendisinin Adapa2an'nda mahsur kaldigini bildirmekte ve bu durumda dahi Süleyman Pasa'nin isyancilara hiçbir ce2alandirma islemi yapmadigindan sikâyet etmektedir.22
Mutasarnf aynca bu bölgede, asiler karsisinda büyük bir he2imetin yasandigini, bunun en temei sebebi olarak da Sakarya boga2ina ve Dü2ce taraflanna gerekli miktarda silah ve lojistik destegin verilmedigini ve harekâtin tek elden yönetilmemesi sonucunda merke2Ì hükümete bagli kalan bu yegâne bölgenin de kaybedildigini bildirmektedir.23
tkinci Düzce îsyani
Birinci Düzce isyaninin bastinlmasindan sonra Çerkez Ethem ve Ibrahim Çolak kuwederinin Yozgat isyanini bastirmak için bu bölgeye gitmeleri üzerine, Düzce ve BoIu çevresinde köylerine dagilmis oían isyancilar yeniden toparlanma egilime girmislerdir. Bu durum, 19 Temmuz 1920'de bölgede görev yapan Mürettep Tümen Komutani Binbasi Nazim tarafindan çekilen telgrafta; Efteni ve Nüfren (Nuhveren) taraflannda 300 ila 400 isyanci ile takip müfrezeleri arasinda çarpismalann basladigi ve Çolak Ibrahim müfrezesinin bu havaliye sevkinin uygun oldugu seklinde Genelkurmay Baskanligi'na büdirilmistir. 24 ilerleyen tarihlerde bölgedeki isyancilann sayisi Karasu Rumlannin da kaülmasiyla 1000'i asmisür. Nihayet 8 Agustos'ta 300 kadar isyanci üpki birinci ayaklanmada oldugu gibi Düzce'yi kusatmis ve Kaymakam vekili Abdülkerim Bey'i, Jandarma Tabur Komutani Binbasi Turgut'u, Jandarma Bölük Komutani Yüzbasi Rasim'i ve komutaliga ait diger subay ve erlerin hepsini tevkif etmislerdir. Damat Ferit Hükümeti'nin de genis tesvikleri sonucu harekete geçen isyancilar, ayaklanma sebeplerini, Çerkez ve Abazalarin Kuva-yi Milliye tarafindan yok edileceklerine baglamisladir. Onlara göre Kuva-yi Milliyeciler, Çerkez ve Abazalan öldürecek; kadin ve kizlanni cariye gibi kullanacaklardi.25 Bunun üzerine ayaklanmanin Bolu'ya siçramasini önlemek için Mürettep Tümen Komutani Binbasi Nazim Bey, elindeki piyade birligini BoIu dagina göndermis fakat asilerin ani baskini sonucu bu birlik esir alinmisür.
Bu gelismeler üzerine birinci ayaklanmada olugu gibi 20. Kolordu Komutani Ali Fuat Pasa tarafindan etkin tedbirler devreye sokulmustur. Bu amaçla Ali Fuat Pasa, isyancilann Izmit'teki Ingilizler ve Kuva-yi Inzibatiye'den arta kalanlarla irtibat kurmalanni önlemek için özellikle Adapazan ve Sapanca mintikasinda ve diger bölgelerde ek tertibat almistir. Daha sonra Eskisehir, Usak, Yozgat ve diger civar bölgelerden takviye kuwederin gelmesiyle 18 Agustos'ta baslayan harekâda verilen mücadeleler sonunda asiler yok edilme noktasina gelmislerdir. Hendek istikametinde yapüan bu harekât üzerine Düzce Abazalan yapüklanndan pismanlik duyduklanni belirterek bagislanmalanni istemistir. Fakat Hendek'te toplanan Aba2 alarm itaate yanasmamalan, hatta o sirada Bolu'dan Düzce'ye dogru gelmekte olan mürettep tümene karsi cephe almaya girismeleri üzerine 24. Firka komutanligi, 143. Alay Komutani Binbasi §erif komutasmdaki tedip kuwederini, Düzce'de toplanan 2. Kuva-yi Seyyare ile birlikte 26 Agustos'ta Hendek'teki asiler üzerine göndermistir. Girisilen bu harekât sonucunda Binbasi ßerif komutasindaki tedip kuwederi ile Ibrahim Bey komutasindaki 2. Kuva-yi Seyyare birlikleri 28 Agustos'ta Hendek'i isgal etmislerdir. Ayni 2amanda bu bölgedeki asilere bir hayli olii ve yarali kayip verdirilmesi Dü2ce'deki asilerin moralini bo2mus, bunun sonucunda isyancilar yeniden teslim olma noktasina gelmislerdir. Bu strada Ali Fuat Pasa da asilerle anlasmak için araalar göndermistir. 26 2 Eylul 1920'de BoIu Jandarma Komutanltgi'na atañan Binbasi Rüstü, Ankara'ya çektigi telgrafta; bölgede bulunan bütün isyanci reislerinin hükümeün emrine girdiklerini ve herhangi bir kovusturma yapilmadigi takdirde milli hükümete itaat edeceklerini, bu konuda 40 elebasi ile af niteliginde bir andasma yapildigini bildirmistir.27 Bu esnada görüsmeler sürerken Çolak Ibrahim Bey'in kuwederi Dü2ce'ye girerek kontrolü ele geçirmistir. Bu surede 19 Temmu2'da Nüfren'de baslayan ve onu takiben Du2ce'ye yayilan IL Dü2ce ayaklanmasi 23 Eylül'de tamamen kontrol altina alinmisûr.
isyanlar Döneminde Düzce ve Çevresinde Asayi§ Olaylan
Milli Mücadele döneminde ülkenin birçok bölgesinde oldugu gibi Dü2ce ve çevresinde de önemli asayis sorunlan yasanmistir. Ö2ellikle Mondros ateskesinden bu yana büyük olçude yitirilen devlet otoritesine ilaveten çikan isyanlar dolayisiyla toplumsal hayat adeta felç olmustur. U2un süren savaslar nedeniyle hissedilen tiikenmislik duygusu ve moral cöküntüsü, 2aten gelismemis ekonomi dolayisiyla çekilen maddi sikintilar, asayis sorunlanni besleyen en temei etkenler olmustur. Bunun yaninda toplumsal gelismenin önemli unsurlanndan olan kendesme, okurya2arlik dÜ2eyindeki gerilik ve yurttaslik bilincinin gelismemesi sonucu kamu dÜ2eninin istenilen dÜ2eyde islememesi de asayis sorununun nedenleri arasinda yer almisür.
inceleme konusu olarak sectigimÌ2 Dü2ce ka2asinin genel nüfusu, 1341/1925 kayidanna göre 52630 olup bu nüfus; Türkler, Kafkas goçmenleri (Aba2a ve Çerke2ler), KaradenÌ2 (Ordu) goçmenleri, Rumeli goçmenleri, Tatarlar, La2lar, Gürcüler, Kürder, Bosnaklar ve Kiptilerden olusmaktaydi.28 Bu unsurlar arasinda 2aman 2aman büyük uyusma2Üklar yasanmaktaydi.29 Dü2ce ve çevresinin bu türden demografìk yapisi büyük ölcüde, 93 Harbi (1877-1878 Osmanli-Rus Savasi) öncesi ve sonrasinda bu bölgeye Kafkasya ve Rumeli'den yapilan göcler sonucu olusmustur. 1334/1916 tarulli BoIu salnamesine göre yalniz Düzce ve çevresine yerlestirilen Çerkez ve Abazalann sayisi on bes bin civanndaydi.30 Nüfusu olusturan unsurlar arasindaki uyum sorunlannin yaninda, Milli Mücadele'nin baslangicinda yöre halki Milli hareketi anlama sorunlan yasamis ve adeta Ankara ile Istanbul Hükümeti arasinda sikismistir.
Bu bölgedeki asayis sorunlan oldukça eskiye dayanmaktadir. IL Mesrutiyet döneminde Anadolu'yu, dolayisiyla bölgeyi arastiran Tanin gazetesi muhabiri Ahmet Çerifin, 27 Kasim 1913 tannili kayidanna göre Düzce ve çevresindeki asayis; bir komiser, uç polis ve otuz jandarma tarafindan saglanmaktaydi. Öteden beri fenaliga alismis, daginik ve karma halk için bu ekip son derece yetersizdi. Cüphesiz pek çok yer için söz konusu oían asayis ve güven sorunu Düzce için de öncelikli konular arasinda yer almaktaydi. Bölgede kanun hakimiyeü son derece zayif oldugundan hayvan hirsizligi, tütün kaçakçiligi, kiz kaçirmak, yol kesmek ve adam öldürmek gibi asayis sorunlanna sikça rasdanmaktaydi. 31 Özellikle savas döneminde karsilasilan suçlardan biri de firarílikü. Bir fikir vermek açisindan, Birinci Dünya Savasi esnasinda 1915 yili Eylül ayinda vukuat/asayis durumuyla ilgili olarak, BoIu Sancagí Mutasarnfligi'ndan Dâhiliye Nezareü'ne çekilen bir telgraftaki bilgilere göre; BoIu ile Mudurnu, Bartin, Gerede ve Devrek kazalarinda biri ölüm olmak üzere iki yaralama olayi elli dort asker kaçagi ve aynca Düzce kazasinda yirmi yedi asker kaçagi ve yüzü askín asker bakayasi tutuklanarak askeri makamlara teslim edildigi bildirümistir. 32 Milli Mücadele döneminde de Kuva-yi Milliye karsiü çevrelerin etkisinden dolayi bölgede önemli miktarda asker kaçagi bulunmaktaydi.
Milli Mücadele'nin basladigi dönemlerde daha once de karsilasilan gasp, yaralama, yol kesme, adam öldürme, hirsizlik gibi olaylarda önemli bir arüs görülmüstür. Nitekim bu durumu, Düzce kazasiyla ilgili 31 Mart 1919 tarihli eskiya vukuat cetveli kayidanndan görebilmek mümkündür. 33 Ilerleyen dönemde asayisle ilgili sikâyeder artarak devam etmistir. Bununla ilgili, 5 Aralik 1919 tarihinde 25. Kolordu Kumandanligi'na çekilen sifreli bir telgrafi örnek olarak verebilirÌ2.34 Bölgede görev yapan Dü2ce Müfre2e Kumandani Binbasi Nedim tarafindan yine 25. Kolordu Kumandanligi'na çekilen 7 Aralik 1919 tarihli bir baska telgrafta ise;
"Hayli vakitten ben sekavetle bu ahaliyi kasip kavuran ve hakhnda ah^-ü ginfi muamelesi sâdir oían eskiyayi meshureden Yahya nâm sahsin dahi bu kere derdestiyle tevkif ve pençe-i kanuna tevdi edildig ve tedabir-i mukte^iye ittiha^ olunarak elhamdüliüah bu havalide hiçbir vak'a hudûs etmedigi ahvâl-i umumiye-i mahalliye hakkmdaki mufassal rapor posta Ue takdim edilecegi"35 ifadeleri yer almaktadir. Telgrafin içeriginden de anlasúacagí Ü2ere Dü2ce ve çevresinde eskiyaligin ahaliyi kasip kavuracak dÜ2eyde oldugu ve aliñan tedbirlerle asayisin saglandigina dair kolordu kumandanligina bir güvence verme ihtiyací durarmi, asayis soranunun büyüklügü hakkinda yeterince fikir vermektedir. Esasen Dü2ce ve çevresinde eskiyalik daha I. Dünya Savasi'nin sonlanna dogra baslamisti. Hatta Balkan savaslannda da bercer durum sÖ2 konusuydu.36 Daha once de anildigi gibi gerek etnik kansikligín yol açtigi soranlar, gerekse bu dönemde çikan isyanlar nedeniyle kanun hâkimiyetinin 2ayiflamasi ve ekonomik soranlar dolayisiyla Dü2ce'nin adeta bir cellât ordusu görünümünde olmasi, eskiyalik ve asayis sorunlannin derinligini göstermektedir.
Ö2ellikle isyanlar döneminde yöre halki kamu otoritesinin 2ayiflamasi sonucu daha cok magduriyet durumlanyla karsilasmistir. Hirsi2lik, gasp ve haraç kesme olaylan adeta halki canindan be2dirmis, bu tur olaylar karsisinda kamu otoritesi 2aman 2aman acÍ2 kalmis, can ve mal güvenligi konusundaki sikâyeder en üst seviyelere çikmistir. Bu alanda Dü2ce ve çevresinde yasanüan olaylann basina yansimasi ve 17 Aralik 1919 tarihli ìkdam ga2etesinde yayinlanmasi Ü2erine, bu ga2etede konuyla ilgili çikan haberlerin Í2mit mutasarnfligi tarafindan tek2Íbi istenmistir.37 Bu alandaki sorunlann dÜ2eyi, mülki amirlerin yetersÍ2Üginden sikâyet ve kanun hâkimiyetinin tesis edilmesi için Dâhiliye Ne2areti'nden kaymakam degisikligi taleplerine kadar ulasmistir.38
Dü2ce ve çevresinde öteden beri görülen asayis sorunlan 13 Nisan 1920'de Dü2ce ayaklanmasinin baslamasryla doruk noktasina ulasmistir. BoIu Jandarma Taburu Kumandani Binbasi Osman Nuri tarafindan 24 Nisan'da Istanbul'daki Jandarma Genel Komutanligi'na çekilen telgrafta isyanin ortaya çikisi ve sebep oldugu asayis sorunlan Ö2ede su sekilde verilmistir.
Adi geçen günde bir grup isyana Dü2ce'ye saldirarak once yörenin bagli bulundugu liva olan BoIu ile olan baglantisini kesmis, daha sonra jandarma bölük kumandanligini basarak ölüm ve yaralama olaylanna neden olmuslardir. Daha sonra ce2aevini basarak mahkûmlan saliveren isyancilar nÌ2amiyedeki silah depolanni eie geçirerek burilara el koymuslardir. Bu asamada isyancilar, Dü2ce'de halkin bir bölümünün Kuva-yi Milliye yönündeki egilimlerinden duyduklan rahatsi2liklarim bildirmek Ü2ere birkaç kisiyi Bolu'ya göndererek mutasarnfin Dü2ce'ye gelmesini istemislerdir. Mutasarnfin Dü2ce'ye gelmesiyle birlikte isyancilar alti maddeden olusan tekliflerini ortaya koymuslar, bunlar yerine geürilmedigi takdirde 2orla Dü2ce'ye girerek duruma el koyma tehdidinde bulunmuslardir. Adi geçen belgede isyancilann yerine getirilmesini istedigi hususlar su sekilde siralanmistir:
"1. §er'an ve kanunen itaatle mükellef oldugumu2 padisahimi2 efendimi2 ha2rederinden baska bir kuwet ve baska bir hükumet taninmayacak.
2. Dersaadetten Harbiye Ne2areti'nden irade-i seniyyeli emir olmadikça baska bir hükümete hiçbir nam ile asker verilmeyecek.
3. Istanbul ile muhabere açilacak.
4. Ankara ile muhabere kat' edilecek.
5. BoIu telgrafhanesi memurlanna emniyet edilmediginden bunlar derhal tebdil edilerek yerlerine yeni adamlar getirilecek.
6. Agnam resmi Dersaadet'te Maliye Ne2areti'nden emir mucibinde tahsil edilecek baska hükumet namina tahsil edilmeyecek."39
Isyancilann yerine getirilmesini istediklen kosullar, Milli Mücadele'de Dü2ce ve çevresinde çikan isyanlarin nedenleri hakkinda da fikir vermektedir. Padisahtan baska devlet otoritesinin taninmamasi demek Anadolu'daki milli hareketin de hedeflerinin taninmamasi anlamina gelmektedir. Bu yönüyle ayaklanma, öncüleri açisindan Ankara'ya karsi bir siyasi bir tavir olarak da görülebilir. ísyancilar içinde Ö2ellikle Kafkas kökenli çevrelerin etkin olmasinin nedeni ise; bunlann 2amanla Osmanli bürokrasisinde önemli yerler edinmeleri sonucu saltanata baskaldiran ulusçu hareketi, eski düsmanlan olan Ittihatçilarin devami olarak görmeleriydi. Padisah emri olmadikça hiçbir yere asker verilmemesi demek Kuva-yi Milüye'ye karsi olmak demektir. Yine Istanbul ile haberlesmenin açiknasi, Ankara ile kesilmesi kosullarinin yaninda, Bolu'daki telgraf memurlannin Anadolu hareketiyle irtibatli olduklan dolayisiyla de^stmlmelerinin istenmesi isyanin nedenleri hakkinda bi2e detay sayüabilecek bilgiler vermektedir. Isyancüar, tekliflerinin kabul edilmesine ragmen bu yöndeki harekederine devam etmis, bunun sonucunda ilerleyen günlerde bu tür olaylann BoIu, Gerede ve civanna siçramasina yol açmislardir.
Daha önceki bölümde de belirtildigi Ü2ere Kuva-yi Milliye birliklerinin verdikleri mücadeleler sonucunda her ne kadar isyanlar kontrol altina alinmis ise de bölgedeki asayis sorunlan U2unca bir süre daha devam etmistir. Genel olarak bölgedeki asayis problemi, Milli Mücadele sonucunda yeni Türk devletinin kurulmasi ve tum yurtta tek elden kanun hâkimiyetinin saglanmasiyla sona ermistir.
Sonuç
Milli Mücadele, askeri ve siyasi yönleriyle bir bütündür. Birinci Dünya Savasi gibi dünya tarihinin en bunalimli dönemlerinden bin olan tarihsel kesitte verilen bu mücadele Türkiye tarihinin de en 2orlu dönemini olusturur. Olaganüstü olumsu2 siyasal gelismelerin dayattigi bir ortamda, yetersi2 askeri ve ekonomik kosullar altinda bu mücadelenin ka2anilmasi ve 2afere ulasilmasi, yine olaganüstü fedakârliklar gerektirmistir. Yasanilan 2orluklann ve gösterilen fedakârhklarin ortak paydasinda Türk toplumu vardir. Kuskusuz çekilen sikintilann bilançosu salt savas ortamiyla açiklanama2. Fakat Osmanli imparatorlugu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçilirken, bu alandaki mevcut durumun yaninda, emperyalist devlederin Türk yurdunu isgal etmeleri dolayisiyla verilen mücadelenin ortaya çikardigi yeni durum ve isyan süreci, ortami etkileyen temei belirleyicilerden biri olmustur.
Mondros mütarekesi sonrasinda gerek mütareke kosullan, gerekse isgal ortaminin dogurdugu 2orluklar sonucunda Milli Mücadele'yi çok dar bir geçide sokacak iç ayaklanmalar ortaya çikmistir. Bu ayaklanmalar ise, bu ortamda 2aten temei haklar konusunda önemli sikintilan olan Anadolu halkini daha da zor durumda birakmistir. Içinde bulundugu demografik yapisi itibanyla öteden beri sosyal sorunlar yasayan Düzce ve çevresi özellikle isyanlar döneminde daha yogun asayis sorunlanyla karsi karsiya kalmistir. Bu dönemde birçok yerde oldugu gibi Düzce ve çevresi halki adeta kaderiyle bas basa kalmistir. Isyanlarla birlikte Düzce ve çevresinde uzunca bir süre devam edecek kanun hâkimiyetinin geriledigi bir ortama girümis, bu durum asayis sorunlannin hizla artmasina neden olmustur. Bu durum da, imparatorluktan ulusal devlete geçilirken emperyalÌ2m baskisi altinda savas ortaminda kaçinilma2 bir takim sorunlann yaninda ekstra bedeller ödenmesine yol açmistir. Bu bedeller, genel asayissizligin yaninda yukanda sözü edilen nedenler çerçevesinde ortaya çikan isyanlar dolayisiyla yasanilan can ve mal güvenligi, psikolojik ve sosyal cöküntü, toplumsal bütünlük duygusunun zedelenmesi ve gerilemesi seklinde özedenebilir. Böylelikle savasin faturasi daha da agirlasmistir. Bu sorunlann tarihsel olarak irdelenmesi ise, günümüzde toplumsal birlik ve bütünlük açisindan gelinen asamanin daha iyi anlasilmasini saglamasinin yaninda, ulusdevlet temelli Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulus öyküsündeki iç cephede yasanilan zorluklann daha yakindan görülmesini mümkün kilar. Bu acidan bugün gelinen asama ise, uluslasma ideali ve Cumhuriyet tarihi açisindan bir basan öyküsü olarak okunabilir.
1 Dogu Ergil, Milli Mücadelenin Sosyal Tarihi, Ankara 1981, s. 242-244.
2 MM Mücadele sirasinda çikan ayaklanmalann tarihleri ve töplu bir listesi için bkz. Ek 1 .
3 Sabahattin Selek, Anadolu ìhtìlali, Istanbul 1968, s. 355.
4 T.BMM.Z.C. CI, LDevre, Ankara 1959, s. 60.
5 Sabahattin Özel, Milli Mücadelede ?????-?aa?a?? veAtatürk, Istanbul 2005, s. 132.
6 Bunlann yaninda ayaklanmalann ortaya çikmasinda, özellikle îngilizlerin emperyalist çikarlan dogrultusunda Istanbul Hükümeti üzerinde uyguladigi baskilar, bu yönde yapilmis 12 Eylül 1919 tarihli bir gizli andasma ve hükümetin bu dogrultuda izledigi politikalann da büyük etkileri olmu^tur. Padisah Vahdettin'in, Irak ve Suriye üzerindeki haKfelik nüfuzunu Ingilizlerin hizmetíne vermesi karsikginda Islam dünyasindaki mevcut konumunu sürdürme dü§üncesine dayanan bu andasma daha sonra geli§tirilecek bir ön anlasma niteligindeydi. Sina Ak§in, Istanbul Hükümetkri ve Milli Mücadele CI, Ankara 1998, s. 593. Bu konuda, ayaklanmalann diger iç ve di§ etkenleri için bkz: Türk IstiklalHarbi (G??), CVI, Ankara 1974, s. 27-40. Aynca bkz: Ergil, age., s. 259-272.
7 Bu böige özellikle Ingilizler için bogazlann elde tutulmasi ve emniyeti açisindan büyük önem tasiyordu. Bunun için burada bir tampon böige olusturmak istemi|letdi. Kuva-yi Milliye açisindan ise bu bolge, Anadolu'ya yapilabilecek mühimmat sevkiyaü için çok önemli idi. Zira Kuva-yi Milliye'nin en çok ihtiyaa oían silah ve cephane Istanbul ve îzmit civarinda bulunuyordu. Özel, age., s. 15-19.
8 TÎH, s. 90.
9 Rüknü Özkök, Dü^ce-Bolu Iranian, Istanbul 1971, s. 243-244.
10 Adnan Sofiioglu, Kuva-yi Milüye Döneminde Kusgfbati Anadolu 1919-1921, Ankara 1994, s. 337.
11 Rahmi Apak, îstiklâl Savapnda Garp Cephea Nasil Kuruldu, Ankara 1990, s. 133-134. Bu durum karsisinda Kuva-yi Milliye lidederi, Çerkezlere karsi Karadenizlileri kazanma ve onlan teskilatlandirma yoluna gittnistir. Bu yöndeki faaliyeder için bkz: Ya§ar Semiz-Ömer Akdag, Yenibahçeli §ükrü Bey'in Hatiralan, Konya 201 1 , s. 71-77.
12 Bu tür propagandalar için bkz: Selim Sanbay, htiklâl Savapnda Mudurnu-Bolu-Diisge, Aydin 1943, s. 28-29.
13 Adnan Sofuoglu, Milli Mücadek Döneminde Kocaeli, Ankara 2006, s. 90.
14 Sofuoglu, Kuva-ji Milliye, s. 339; Apak, age., 136-137; Özkök, age., s. 246-248.
15 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Ankara 2005, s. 305.
16 Kenan Esengin, Milli Mücadele'de Hiyanet Yanp, Ankara 1969, s. 88.
17Apak,a., s. 137-138.
18 "Mudurnu'da mütehaffid düfman kuvvetlerinin kesb-i ehemmiyet etmi$ olmasina binaen Dünge tarafindan gelecek kuvvetlerle tevhid-i hareket edilmek üaere mikdár-i káfi süvari ve piyade gönüllü kuvvetleri ile hemen cepheye hareket etmekligime mecburiyet basil oldugu ve avdet-i áhireye kadar muhasebeci beyin icrá-yi vekálet edecegi mevaunda ...16 Mayis 1336. BoIu Mutasamfi Osman NurT. BOA, DHEUMaYf, 40/79. BoIu Mutasamfi Osman Nuri, Kuva-yi Milliye'ye karsi sert tutumuyla dikkat çekmistir. Kuva-yi Milliye'yi ehemmiyetsiz bir eskiya çetesi olarak gören Mutasamf, mUH kuvvetlerle ilgili olarak; "Bia tepeleyemesgek sonra Yunan ordulan hem onlan tepeler, hem bi%i e%er" diyerek halki muli hareketten uzak tutmaya çali§misOr. Isyan Günlerinde BoIu, (Haz: Hamdi Birgören), BoIu 2009, s. 68.
19 Süreyya Çehidoglu, Milli Mücadele'de Adapaaan-Bolu Düace-Hendek ve Yöresi Ayaklanmalari, Ankara 1970, s. 79.
17Apak,a., s. 137-138.
18 "Mudurnu'da mütehaffid düfman kuvvetlerinin kesb-i ehemmiyet etmi$ olmasina binaen Dünge tarafindan gelecek kuvvetlerle tevhid-i hareket edilmek üaere mikdár-i káfi süvari ve piyade gönüllü kuvvetleri ile hemen cepheye hareket etmekligime mecburiyet basil oldugu ve avdet-i áhireye kadar muhasebeci beyin icrá-yi vekálet edecegi mevaunda ...16 Mayis 1336. BoIu Mutasamfi Osman NurT. BOA, DHEUMaYf, 40/79. BoIu Mutasamfi Osman Nuri, Kuva-yi Milliye'ye karsi sert tutumuyla dikkat çekmistir. Kuva-yi Milliye'yi ehemmiyetsiz bir eskiya çetesi olarak gören Mutasamf, mUH kuvvetlerle ilgili olarak; "Bia tepeleyemesgek sonra Yunan ordulan hem onlan tepeler, hem bi%i e%er" diyerek halki muli hareketten uzak tutmaya çali§misOr. Isyan Günlerinde BoIu, (Haz: Hamdi Birgören), BoIu 2009, s. 68.
19 Süreyya Çehidoglu, Milli Mücadele'de Adapaaan-Bolu Düace-Hendek ve Yöresi Ayaklanmalari, Ankara 1970, s. 79.
20 Fahri Belén, Turk KuttulufSavap, Ankara 1983, s. 201.
21 "iki ay dan beri hükümet-i merkeae hesabina fevkalade fedakárhklara tahammiil eden gönüllü krt'âtin iamit ve havalisi fevkalade kumandanhgi tarafindan imkân dairennde takviye edilmedigi maada emir kumanda envai müfkilat îka ve adem-i memnuniyetle efradin cephe-i barbi terk eylemesi muvakkaten Sapanca ve bavalisinin elimiaden çtkmasim intac effigi... 24 Mayis 1336, Mutasamf Ibrahim Hakk/' BOA, DKEUMyiYS, AMAI.
22 BOA, DH.HUM.AYS, 41/76.
23 BOA, DHEUMAYS, 41/76.
24 TtH, s. 113.
25 Selahattin Tansel, Mondms'tan Mudanja'ja Kadar, CHI, Istanbul 1991, s. 127.
26 Sofiioglu, age., s. 401-402, T.Î.H., s. 119.
27 Kenan Esengin, Milli Mücadelede Ayaklanmalar, Istanbul 2006, s. 151-152.
28 BoIu Vilayeti Salnâmea 1341/1925, (Ha2: Hamdi Birgören), BoIu 2008, s. 362.
29 Mehmet Zekâi Konrapa, bu dönemde tuttugu günlüklerinde bu konuda junlan söylemektedir: 'Olisce, irk itibanyla sefine-i Nuh'a bensgyordu. Härmet, kend/ m/ll/yet/ii/ göriiyor, arada Türkler maglup ve mahküm balde kahyordu. Diger taraflardaki firkaahk burada milliyet çeklinde meydan ali) 'ordu. Kaymakam Ari/ Bey'in Çerkeaeriçin BoIu 'da neyettigi bey anname Çerkealeri çildirtmif idi. Türklerle Çerkestfer arasinda bir Türklük-Cerkealik. meselesi vara. Laclar Türklere, Abaratar Çerkealere yaklagyorlarsa da birlefemiyorlardi. Düsge adeta ceüat ordusunun merke^i gibi idi. Her tarafa sevkiyat Dü5ice'den oluyordu". lsyan Günlerinde BoIu, s. 60.
30 Sofuoglu, Kuva-ji Milliye, s. 16.
31 Ahmet Çerif, Anadolu'L· Tanin Cl, (Haz: Mehmet Çetin Borekçi), Ankara 1999, s. 389.
32BOA.DH£ÜM. 18/29.
33 Bu kayitlara göre kazada Mart avi içinde bir adam öldürmeye dönük yaralama olayi, dort adam öldürme, bir haneye tecavüz sonucu adam öldürme ile iki hirsizlik ve gasp olayi cereyan etmistir. BOA. ??.?????§, 4/80.
34 Kolordu Kumandanhgina 5 Kânûn-i evvel 1335, Bu havalide eskiya-yi meshureden Ordulu Ibrahim sakinin muayyen sekaveti oían ve irtikáp etmis oldugu birfi'l-i katiden doloyi hakhnda mukaddema ah^-üginfi karan sudúr eden Kámil nam sahsin meyyiten hükümete getirildig maru^dur". BOA. DH.KMS, 57-2/17.
35 BOA. DH.KMS, 57-2/17.
36Apak, age., s. 135.
37 BOA, DH.KMS, 57-2/9.
38 Bahriye Merkez Hastanesi'nde imam olarak çak§an görevlinin bu amaçla ïçigleri Bakanligina gönderdigi telgraf buna açik bir örnektir.
'Oahiliye Nespret-i Celilesine
Ma'ru^-i daileridir.
Oii^çe ka^asinin Mu 'minier kary 'esinde mukim kayinpeder ve efrád-i aüem tarafindan alàgim mektuplarda katye-i me^kûre siikkânina giirûh-u eskrya tasaUut etmekte ve bir miiddet-i kalile ^atfinda miihim bir meblag vermedikleri takdirde efrâd-i ailemi ve samanhklanni ihrâk ile tehdit ejlediklerini ve hayatlannin dahi tehlikede oldugunu if'ár etmektedirler. Ka%a-i me^kûre kcam-i makatm ise bu gbi hadháta ehemmiyet vermedi§ asayi$-i mahaütyi temine iktidar ve ehliyennin kifayet etmedigini bir mah mukaddem mahall-i me^kúrede iken bi^at fuhudum olmuf olmakla karye-i me^kûre siikkâni ve bit-tahús efrad-i aüemin ir\ ve can ve mahnin ma'ru^ bulundugu tehlikeden vegayesini ka^a-i me^kúrede bugibi hadisátin adem-i ^uburu muktedir vefaal bir kaim-i makamtn vücuduna mütevakkif oldugu tahkikat-i la^imenin icrasinda tebeyyün edecegi ^üpbesi^ olmakla bu babda mukte^i muamelenin bir an evvel la%im gelenlere emr ve havale buyrulmasi babinda emr-üferman haaren men lehü'l-emrindir.27 Te^rin-i santi 335. Bahriye merke^hastanesi imatm." BOA. DH.KMS, 57-2/17.
39 BOA, DH. EUM. AYf. 40/51.
Kaynaklar
At§iylet
Ba^bakanlik Osmanli Arsivi (BOA)
BOA DHEUMAYf, 40/79.
BOA, DHEUMAYf, 41/47.
BOA DHEUMAYf, 41/76.
BOA. DHEUM. 18/29.
BOA, DH EUM. AYf. 40/51.
BOA DHEUMAYf, 4/80.
BOA. DHKMS, 57-2/17.
BOA, DHKMS, 57-2/9.
Kitap ve Makaleler
AK$ÌN Sina (1998) Istanbul Hükümetkri ve Milli Mücadek CI, Türkiye Is Bankasi Kultur Yayinlan, Ankara.
APAK Rahmi (1990) htiklâl Savasinda Garp Cephesi Nasil Kuruldu, Turk Tarih Kurumu Yayinevi, Ankara.
ATATÜRK Mustafa Kemal (2005) Nutuk, Atatürk Arastirma Merkezi, Ankara.
BoIu Vilayeti Salnamea, (Haz. Hamdi Birgören) (2008) BoIu Belediyesi BoIu Arasormalan Merkezi, BoIu.
BIRGÖREN Hamdi (Haz.) (2009) ìsyan Günlerinde BoIu, BoIu Belediyesi BoIu Arastirmalan Merkezi BoIu.
ERGÎL Dogu (1981) Milli Mücadeknin SosyalTarihi, Turhan Kitabevi, Ankara.
ESENGÎN Kenan (2006) Milli Miicadekde Ayaklanmahr, Kumsaati Yayin Dagitim, Istanbul.
ESENGÎN Kenan (1969) Milli Mücadek' de Hyanet Yanp, Ulusal Basimevi, Ankara.
ÖZEL Sabahattin (2005) Milli Miicadekde Ì%mitAdapa%ari ve Atatürk, Derin Yayinlan, Istanbul.
ÖZKÖK Rüknü (1971) Düye-Bolu ìsyankn, Istanbul.
SARIBAY Selim (1943) ìstiklal S avcqmda Mudurnu-Bolu-Dü^ce, Aydin.
SELEK Sabahattin (1968) Anadolu ìhtikli, Kastas Yayinlan, Istanbul.
SEMÎZ Yasar-Ömer AKDAG (2011) Yenibabçeli fiikrü Bey'in Hatirakn, Çizgi Kitabevi, Konya.
SOFUOGLU Adnan (1994) Kuva-yi Millìye Oóneminde Ku^bati Anadolu 1919-1921, Genelkurmay Basimevi, Ankara.
SOFUOGLU Adnan (2006) Milli Mücadek Döneminde Kocaeli, Atatürk Arastirma Merkezi, Ankara.
SEHÎDOGLU Süreyya (1970) Milli Miicadele'de Adapa^an-Bolu-Dii^ce-Hendek ve Yöresi Ayaklanmalan, Bugi Basimevi, Ankara.
SERIF Ahmet (1999) Anadolu'da Tanin CI, (Haz: Mehmet Çetin Börekci), Turk Tarih Kurumu Yayinevi, Ankara.
TANSEL Selahattin (1991) Mondros'tan Mudanya'ya Radar CHI, Milli Egitim Basimevi, Istanbul.
T.BM.M.Z.C. CI, LDevre (1959), Ankara.
Turk ìstiklal Harbi CVI (1974), Genelkurmay Basimevi, Ankara.
Fahri YETÎM
Eskisehir Osmangazi Universités!
Fahri YETÎM, Yrd.Doç.Dr., Eskisehir Osmanga2i Ü Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Eskisehir. E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Hacettepe University, Ataturk Institute for Modern Turkish History Spring 2011
Abstract
Turkish national struggle has a dual façade with its internal and external dimensions. The phase of internal uprisings of this struggle, which was primarily a war waged against foreign occupants, is the hardest stage. During the internal uprisings, mostly rooted in the lack of a national army and the absence of state authority, Anatolia fall into an absolute turmoil. The pioneers of the national movement spent their utmost effort to extend this struggle throughout the country and to materialize their national salvation, on the one hand, and faced a serious counter campaign backed by the Istanbul government against this struggle, on the other hand. As a result of the latter, in fact, throughout Anatolia, more than about 20 uprisings broke out. Owing to the absolute lack of state authority, seirous security problems were expreienced and people, deprived of the safety of their life and properties, were exposed to grave hardship. To suppress these uprisings, taking into account the nature, the self-discipline and the ultimate goal of the national struggle, was an undisputable necessity. To overcome the difficulty, on the other hand, was extremely difficult. The increasing spread of the security problems rendered any solution to the problem more difficult. In this research, hoping to make a contribution to the social history of the Turkish national struggle, the above mentioned chaotic environment, partially true for all of the country, was examined on the regional basis of Düzce and its vicinity. [PUBLICATION ABSTRACT]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer