Özet
1912'den itibaren Güney Sirbistan olarak adlandirilan Kosova, Makedonya ve Sancak'i elinde tutan Sirbistan ile Osmanli Devleti arasinda, Balkan Savaslari sonrasinda 14 Mart 1914'te Istanbul'da bir baris antlasmasi imzalanmistir. Bu baris antlasmasiyla Sirbistan'da yasayan Müslümanlarin haklari güvence altina alinsa da, 28 Temmuz 1914'te I. Dünya Savasi'nin patlak vermesi üzerine 1 Kasim 1914'te Osmanli Devleti ile Sirbistan arasindaki iliskiler kesilmistir. 11 Kasim 1914'te Os- manli Devleti'nin de savasa dâhil olmasiyla Sirbistan ve Osmanli Devleti, iki ayri düsman kampta yer almislardir. Dolayisiyla Sirbistan, ülkesindeki Müslümanlara karsi angarya yükleme, askere alma ve emlâka el koyma seklinde uygulamalara baslamis ve bu konular Müslümanlarin sikâyetlerine ve baskaldirmalarina neden olmustur.
Anahtar Kelimeler: I. Dünya Savasi, Osmanli Devleti, Sirbistan, Sirp, Müslüman.
Abstract
Serbia, having possessed as of 1912 Kosovo, Macedonia and Sancak, known as South Serbia, signed a treaty with the Ottoman Empire in Istanbul on 14th March 1914 following the Balkan Wars. Although this peace treaty guaranteed the rights of the Muslims living in Serbia, upon the outbreak of the First World War on 28th July 1914, relations between the Ottoman Empire and Serbia broke down as of 1 November 1914. The Ottoman Empire also got involved in the war from 11 November 1914 onwards and Serbia and the Ottoman Empire fought against each other on different fronts. As a result, the Muslims living in Serbia were subjected to hardships, they were enrolled into military service and their properties were seized, this sort of tedious treatment imposed on them led to the outbreak of complaints and rebellion amongst the Muslim community living there.
Key Words: First World War, Ottoman Empire, Serbia, Serbian, Muslim.
Giris
I. Dünya Savasi'nin çesitli yönleri farkli çalismalarda ele alinmistir. Savas bas- ladiginda düsman ülke topraklarinda olan rakip ülke tebaasindan olanlar çe- sitli uygulamalara maruz kalmislardi.1 Yabanci ülkelerde savasin fitilinin ates- lendigi cografyada yasayan Müslümanlarin özellikle Osmanli bakiyesi olarak da görülmelerinden hareketle I. Dünya Savasi yillarinda ne gibi bir muameleye maruz kaldiklari bu çalismada üzerinde durulacak esas konu olacaktir. Dolayi- siyla daha önceden herhangi bir çalismaya konu olmayan Sirbistan'daki Müs- lümanlarin I. Dünya Savasi'ndaki durumu Osmanli arsiv belgeleri ve Osmanli- ca gazetelerden haberlere dayanarak aydinlatilmaya çalisilacaktir.
A. I. Dünya Savasi Öncesi Durum
Dünya savas literatürüne topyekûn savas kavramini sokan I. Dünya Savasi gibi bir vaka elbette ki birdenbire meydana gelmemistir. Savasa neden olan mese- leler ve ülkeler arasindaki kombinasyonlar savas öncesi ortaya çikmistir. Vakia Avusturya-Macaristan veliahdinin Sirp bir milliyetçi tarafindan öldürülmesiyle patlak veren savas, Sirbistan'i savasi baslatan ülke olarak ortaya çikarmistir. Gerçekten de olaylarin yakin geçmisine bakacak olursak, Sirbistan ve Avus- turya-Macaristan arasindaki gerginlik 1903 yilinda Aleksandar Obrenoviç'in öldürülüp, Petar Karacorceviç'in iktidara gelmesiyle baslamistir. Kral Petar Rus yanlisi oldugundan, Sirbistan'da Avusturya etkisini azaltmak istemis ve buna dair uygulamalarda bulunmustur. Avusturya bu duruma tepki olarak Sirbistan'a ticari abluka baslatmis, ancak "Domuz Savasi" adi verilen bu ticaret savasindan Sirbistan güçlenerek çikmistir. Kral Petar'in yönetimi döneminde Güney Slavlarin birlesimini destekleyen milliyetçiler, faaliyetlerine hiz vermis- lerdir ve bu dönemde Sirbistan'in Güney Slavlar için bir cazibe merkezi ha- line gelmesi Avusturya'yi ürkütmüstür. Avusturya-Macaristan, Sirbistan'in bir Güney Slav devletinin çekirdegi olabilecegi ve kendisinin var olusunu tehdit edecegi korkusuna kapilmistir. Sonuçta iki devletin çikarlarinin çatismasiyla, Avusturya-Macaristan 5 Ekim 1908'de Bosna-Hersek'i ilhak etmistir. Ilhak ola- yiyla iyice gerilen ipler, Saraybosna suikastiyla kopacak ve I. Dünya Savasi pat- lak verecektir.
Ilhaktan sonra bu duruma karsi çikanlar Narodna Odbrana (Ulusal Savun- ma) ve Crna Ruka/Ujedinjenje ili Smrt (Kara El/Birlik ya da Ölüm) gibi örgütler kurmuslardir. Ayni zamanda ilhak öncesi kurulan ve Bosna'da Avusturya ida- resine karsi olan Mlada Bosna (Genç Bosna) ve milliyetçi bir örgüt olan Slovenski Jug (Slav Güney) gibi örgütler de vardi.2
Ilhak olayindan sonra, tirmanan Sirp milliyetçiligiyle olusan siyasi heye- can Bosnali Ortodoks nüfusun bazi kesimleriyle, üniversite ögrencileri arasin- da yayilmistir. 1910 yilindan sonra, Bosna'daki Sirp ögrenciler dar kapsamli Sirp milliyetçiliginden daha genis kapsamli Yugoslav yanlisi eyleme geçerek tutumlarini degistirmeye baslamislardir. Bu gençlik milliyetçi oldugu kadar, önceki nesillerin olusturdugu kurumlara da saldirmakta, ruhban sinifina karsi çikmakta, milli özgürlügün yani sira toplumsal devrim de istemekteydi. Anar- sist-sosyalist yazarlarin yazilarina düskün olan ve kahraman olmak isteyen bu gençlerden ilki Hersekli bir ögrenci Bogdan Jerayiç idi.3 O, 15 Haziran 1910'da yeni meclisi açmak için Saraybosna'da bulunan Bosna Askeri Valisi Mariyan Varesanin'e bes kursun sikmis, hedefi iskalayinca da altinci kursunu kendine sikmistir. Ölümü, Hirvatistan, Bosna ve Sirbistan'in gelecekteki suikastçilari için esin kaynagi olmus ve bu tür suikastlar devam etmistir. Bogdan Jerayiç'in mezarini sik sik ziyaret edip çiçek birakanlardan biri de4 ona özel hayranlik du- yan Gavrilo Princip idi.5
1903'ten beri Sirbistan krali olan Petar Karacorceviç, 11 Haziran 1914'te saglik sorunlari dolayisiyla istifa etmis6 ve saltanat naibi olan ikinci oglu Aleksandar'a yetkilerini devretmistir.7 Bu sirada Kara El örgütünün üye sa- yisi 2500'e yaklasmisti. Bu üyelerin içinde Sirbistan'dan gelenlerin yani sira Avusturya-Macaristan'dan gelen küçük bir Güney Slav grubu da yer almaktaydi. Sirp üyeler arasinda 1903'teki devrime katilmis subaylar da vardi. Örgütün Sirp devletiyle iliskileri belirsizdi. Hükümet örgütü kapatmaya cesaret edememek- teydi ve Nikola Pasiç ile meslektaslari örgütten hoslanmamaktaydi. Örgütün Nis yakinlarinda gerilla ve sabotajcilar için bir egitim merkezi açmasina izin verilse de bakanlar bu örgütü gözlem altinda tutmaya çalismaktaydilar ve ör- güte bir de ajan sokmuslardi.8
Basbakan Pasiç, kendisinden kurtulmak isteyen Kara El örgütünün etkisini kirmak isterken, örgütün lideri ve Sirp askeri istihbaratinin baskani Apis takma adli Albay Dragutin Dimitriyeviç de Pasiç'in gücünün kirilmasini istiyordu. Bu- nun için de Avusturya-Macaristan ile olan gerginligin artirilmasina çalisiyordu.9
Kara El örgütü, 1914 yazinda en büyük eylemi olacak Avusturya-Macaris- tan tahtinin varisi Arsidük Franz Ferdinand suikasti için artik hazir bir haldeydi. Güney Slavlarina ya da en azindan Hirvatlara, 1867 yilindan itibaren Alman ve Macarlara taninan siyasi statü benzeri bir statü tanimaya sicak bakan Arsi- dük bu düsüncesiyle suikastin hedefi olacaktir. Güney Slav militanlari için bu düsünce tehlikeliydi. Çünkü Güney Slav tebaasini yatistirarak, bir Güney Slav devletinin kurulmasini erteleyebilecek bir imparatorun tahta geçmesi sakinca- liydi.10
B. Savasin Patlak Vermesi
28 Haziran 1914'de, Avusturya Macaristan ordusunun 1914 yili büyük yaz harekâtini gözlemlemek amaciyla tahtin varisi ve Avusturya-Macaristan Im- paratorlugu Silahli Kuvvetleri'nin Basmüfettisi Arsidük Franz Ferdinand, Saraybosna'yi ziyaret etmistir.11 Oysa ki, Kosova Savasi'nin yildönümü olan ve Saint Guy (Vidov Dan) olarak adlandirilan12 28 Haziran (Sirbistan'da kullanilan Jülyen takvimine göre 15 Haziran) günü Sirplar için kutsaldi ve bu tarihin öne- mine dikkat edilmemistir.13 Dolayisiyla Kosova Savasi'nin 525. yildönümüne denk gelen 28 Haziran 1914'te14 Arsidük Franz Ferdinand ve yaninda bulunan esi Hohenberg Düsesi Sophie öldürülmüstür.15
Alti kisilik bir suikastçi grubunun kendisini bekledigi Saraybosna'da16 Ar- sidük Franz Ferdinand'in konvoyuna önce Cabrinoviç bomba atmis fakat isabet ettirememisti.17 Insanlarin yaralanmasina yol açan bu olaydan sonra ise Gavrilo Princip'in kursunlari devreye girmis ve hem arsidükü hem de esini öldürmüstür.18
Suikast Avrupa ülkelerinde nefretle karsilanmis ancak bu olayin bir Avru- pa Savasi'na yol açacagini kimse ummamistir.19 Fransa Disisleri Bakani Vivia- ni, Fransa'nin Viyana Büyükelçisi Dumaine'e olayin oldugu aksam bir telgraf göndermis ve ondan, kraliyet hükümeti ve kraliyet ailesine, cumhuriyet hükü- metinin taziyelerini ve Arsidük ile Hohenberg düsesine olan saldiriyi siddetle kinadiklarini iletmesini rica etmistir.20 Suikast olayini Ikdam gazetesi 29 Haziran 1914 tarihli nüshasinda vermis ve Tanin gazetesi de, bu olayin tüm Avrupa'yi etkileyebilecegini ve Avrupa için yeni siyasi gelismeler dogurabilecegini belirt- mistir.21
Avusturya-Macaristan, olayla ilgili Sirp resmi çevrelerinin dogrudan dog- ruya suç ortagi olduguna dair bir kanit bulamasa da22 Princip ve Cabrinoviç'in Belgrad'da okuduklari, bombalari orada saglayarak Bosna'ya geçtikleri ortaya çikinca kanitlar Sirplarin aleyhine dönmüstür.23 Dogrudan Sirp hükümetinin sorumlulugu kanitlanamasa da Sirp gazetelerinin suikasti yapanlara övgüde bulunmalari ve Sirplarin egemenlikleri için propaganda yapmalari dolayli so- rumlulugun göstergesi olmustur.24
Sonuçta, son on yildir ekonomik anlasmazliklar, Sirbistan'in Bosna üze- rindeki talepleri ve Sirbistan'in bölgesel bir güç olmasini ve büyümesini dur- durmak isteyen Avusturya'nin tavri gibi çesitli sebeplerle bozulan Sirbistan ve Avusturya-Macaristan iliskilerini bu suikast savasa sürüklemis25 ve Kont Berchtold'un deyimiyle bu olay "Sirbistan'la hesaplasmak firsatini kazandirmistir."26
23 Temmuz 1914'te Sirbistan'a bir ültimatom veren Avusturya-Macaris- tan, Avusturya'ya karsi olan örgütleri kapatmasi, ordudaki Avusturya karsiti subaylari görevden almasi, suçlularin Avusturya-Macaristan temsilcilerinin ka- tilimiyla yargilanmasi gibi isteklerde bulunmustur. Sirbistan diger maddeleri kabul etse de, son maddeyi reddetmis27 ve bu konuyu büyük devletlerin de- gerlendirmesine birakmistir. Avusturya-Macaristan, Sirplarin cevaplarini tam olarak incelemeden diplomatik iliskilerini kesmistir.28 Avusturya-Macaristan elçisinin Belgrad'dan ayrilmasiyla, Avusturya kuvvetlerinin bir kismini sefer- ber etmis ve böylelikle savasin baslayacagini anlayan Sirp hükümeti de sefer- berlik ilan ederek baskent Belgrad'dan Nis'e tasinmistir. Neticede 28 Temmuz 1914'te Avusturya-Macaristan, Sirbistan'a savas ilan etmistir.29 Disisleri Bakani Kont Berchtold'un verdigi savas bildirisinde sunlar yaziliydi:
"Sirbistan Kraliyet Yönetimi, 23 Temmuz 1914 tarihinde Belgrad'da Avusturya-Ma- caristan elçisi tarafindan teslim edilen notaya tatmin edici bir cevap veremediginden dolayi imparatorluk ve kraliyet yönetimi kendi hak ve çikarlarini silahli kuvvetlere basvurarak ko- rumak mecburiyetindedir. Bu sebeple Avusturya-Macaristan su andan itibaren kendisini Sirbistan ile savas halinde görmektedir."30
Avusturya-Macaristan'in Sirbistan'a savas ilan etmesi üzerine Rusya da genel seferberlik ilan etmis ve Sirbistan'i korumak istemistir. Bu durum üzeri- ne Almanya da 1 Agustos'ta Rusya'ya, 3 Agustos'ta Fransa'ya ve 4 Agustos'ta Belçika'ya savas ilan etmistir. Ingiltere 4 Agustos'ta Almanya'ya, Avusturya da 6 Agustos'ta Rusya'ya savas ilan etmistir. Böylelikle Almanya, Avusturya ta- raflardan birini olustururken, Ingiltere, Fransa, Rusya, Sirbistan ve Belçika da diger tarafta olmak üzere Avrupa devletleri savasa girismislerdir.31
Almanya'nin Rusya'ya savas açmasinin ertesinde yani 2 Agustos 1914'te Osmanli Devleti, Almanya ile bir ittifak antlasmasi imzalamis32 ve 3 Agustos 1914'te de seferberlik ilan etmistir.33 Rusya ve Osmanli Devleti'nin karsi karsiya gelmesi ise, 29 Ekim 1914'te Türk filosunun Karadeniz'deki Rus deniz üsleri ve limanlarina saldirmasiyla olmustur. Ruslar, 1 Kasim 1914'te Istanbul'daki elçilerini çekmis34 ve Ingiliz ve Fransiz elçileri de ayni tarihte Istanbul'dan ay- rilmislardir.35 Osmanli Devleti ve Sirbistan arasindaki iliskiler ise yine 1 Kasim 1914'te kesilmis,36 Istanbul'daki Sirp Elçisi Dr. Yakov Nenadoviç ve Belgrad'da- ki Osmanli Elçisi Cevad (Ezine) Bey ülkelerine dönmüslerdir.37
2 Kasim 1914'te Rus Çari II. Nikola, Rus halkina bir bildiri yayinlamis ve Osmanli Devleti'ne savasi resmen ilan etmistir.38 Osmanli Devleti de Sultan Mehmed Resad'in 11 Kasim 1914 tarihli iradesiyle Rusya, Ingiltere ve Fransa'ya savas ilan etmistir.39
C. Savas Sirasinda Sirbistan'in Tutumu ve Uygulamalari
1912 yilindan itibaren Güney Sirbistan olarak adlandirilan Kosova, Makedonya ve Sancak, Sirbistan Kralligi'nin hâkimiyetine girmisti.40 II. Balkan Savasi'nin sonunda imzalanan Bükres Baris Antlasmasi ile Sirplar Manastir, Istip, Üsküp ve Pristine'yi almislardi. Yunanistan ise Güney Makedoya'nin büyük kismini ve Bati Trakya'nin bir kismini ele geçirmis, Karadag da Plevne ve Cakova'yi almis- ti. Bu baris antlasmasiyla Sirbistan, Yenipazar'in büyük bir kismini Karadag'a vermis ve 7 Kasim 1913'te Belgrad'da imzalanan antlasmayla toprak paylasimi teyit edilmistir.41
Sirbistan I. Dünya Savasi'nin baslamasiyla birlikte, savas halinde bulun- dugundan, ülke içinde kabul edilip, bütün halka uygulanan olaganüstü tedbir- ler almistir. Bütün mektuplarin postanelerde açilip, heyecana yol açan ve za- rarli oldugu kabul edilen mektup sahiplerinin tutuklanip cezalandirilmalari bu tedbirlerdendi. Dolayisiyla Sirbistan'a terk edilen arazide yerlesik Müslüman halkin Osmanli ülkesindeki hemsehrileri tarafindan gönderilen bütün mektup- larda da genellikle heyecana yol açacak haberler bulunmasina binaen, mektup sahipleri haksiz yere mahalli hükümet tarafindan tutuklanip, cezalandirilmakta ve bazen günlerce tutuklu bulundurulmaktaydi. Durumu Üsküp Konsoloslugu, Belgrad Elçiligi'ne 17 Agustos'ta bir raporla bildirmis ve Istanbul'da yayinlanan gazeteler vasitasiyla veya diger sekilde bu hususun ilan edilip, siyasi duruma dair haberler verilmemesi hakkinda gerekli tedbirlerin alinmasini istemistir. 18 Agustos 1914'te de Osmanli Devleti'nin Nis'teki Belgrad Elçisi Cevad Bey, Sad- razam ve Hariciye Naziri Prens Said Halim Pasa'ya bir yazi yazmis ve durumu izah ederek gereginin yapilmasini istemistir.42 Sirbistan devletinin Müslüman- lara karsi diger uygulamalari ise angarya yükleme, askere alma ve emlâka el koyma seklinde gerçeklesecektir.
1. Angarya Yükleme
Sirbistan'in Müslümanlara karsi ilk uygulamasi angarya yükleme olmustur. Nis Elçiligi'nden gelen 20 Eylül 1914 tarihli yazida Sirbistan'a birakilan arazi- deki Müslümanlara yüklenen angarya hakkinda bilgi verilmistir. Yine 21 Ekim 1914'te Üsküp Osmanli Konsoloslugu'na bir ariza sunan Tikves'e tâbi Kava- dar kazasi Kalemli mahallesinden Aziz Halil, herkes adina sundugu arizasin- da, iki ay önce Tikves'in Kavadar kazasi mahallelerinden yedi kisinin Sirp hü- kümetince angarya olarak alinip, Kirçova'da bütün hayvanlari islettirildikten sonra Üsküp'e ve Üsküp'te de alaya teslim edilerek, taburla birlikte atlariyla beraber götürüldügünü belirtmistir. "Hem ogullarimizi ve hem de geçim kaynagimiz olan hayvanlarimizi almalari askere almak degil de ne olacaktir? Ogullarimizin kurtarilma- si hususunda gereken muamelenin yapilmasini istirham ederiz" diyen Kavadarlilara ek olarak yine ayni gün Üsküp'e katilmis Köprülü kazasi Müslümanlari da, Üsküp Konsoloslugu'na bir ariza sunmuslardir. Iki buçuk ay önce Köprülü kazasinin Srpskisna köyünden bes kisinin ve Graniste köyünden de sekiz kisinin Sirp hükümeti tarafindan hayvanlariyla birlikte alinip, Sapsa mevkiindeki orduda istihdâm edildigini ve hâlâ hayatta olup olmadiklarini bilmediklerini belirten Müslümanlar, antlasmaya aykiri olarak angarya tarziyla savas meydanlarina gönderilmeleri insaniyet olmayacagindan bahisle gereken muameleyi yapma- sini Üsküp konsolosundan istemislerdir. Bu sirada komitecilerin faaliyetleri artmis ve Kumanova'ya bagli Çeteriçe ve Çiftehatlar adli yerde Bulgar komiteci- leriyle Sirp askeri arasinda siddetli bir çarpisma gerçeklesmistir. Iki taraftan da ölenler ve yararlananlar olmustur. Bunun üzerine Nis'teki Belgrad Elçisi Cevad Bey, Manastir Konsoloslugu Vekili Ali Riza Namik Bey'e bir yazi göndermistir. Yazisinda, Bulgar çetelerinin ortaya çikmasi sebebiyle Makedonya'da alinan cezalandirma tedbirleri esnasinda Islam köy ve köylülerine kötü muamele ic- rasindan katiyen çekinilmesi ve Islam ahalinin istirahat ve memnuniyetinin te- minine çalisilmasi ve memleket idaresi dâhilinde haksiz yere hapis, tutuklama veya zulme düsürülecek Müslümanlarin maruz kalacaklari fenaliklardan her valinin mesul tutulacaginin Sirp Içisleri Bakani tarafindan genelgeyle Make- donya'daki valiliklere emir ve teblig edildigini belirtmistir.
Bulgar çetelerinin faaliyete baslamalarindan ve bunlarin içinde Müslü- manlarin dâhi bulunmasindan kuskulanan Sirp memurlarindan bazilarinin Müslüman ahaliye baskida bulunmalari - beyan edilen siddetli emirlere rag- men - beklenmekle, daimi surette gözlemde bulunmalari ve dogrulugu belli olacak her olayi isim ve yer tayiniyle ve köy, kasaba isimlerinin Latin harfleriyle yazilarak elçilige bildirilmesini Cevad Bey, Ali Riza Namik Bey'den istemistir. Ayrica, Manastir'daki hükümet memurlari nezdinde sürekli tesebbüslerde bu- lunarak, gerek çeteciler gerekse angarya meselelerinden dolayi Müslüman aha- linin haksiz ve esassiz sebep ve süphelerle tutuklanarak cezalandirilmalarin- dan korunmasina gayret etmesini de istemistir. Bazi kasabalardan angaryaya alinan Islam köylülerinin terhisi için mahalli askeri kumandanliklar nezdinde yazili tesebbüste bulunulmus ve yeni arazi genel komutani General Damyan Popoviç'le de görüsülmüstür. O, Müslümanlarin gerek askerlik hizmeti ve gerek angaryaya alinip alinmayacaklari hakkinda mahalli komutan veya subaylar ta- rafindan yapilan danismaya esasen Istanbul Antlasmasi'na aykiri oldugundan baska kendilerince de bazi düsüncelere binaen askere ve angaryaya alinmama- lari hususunda gerekli emirler verildigi halde ne sebebe dayanarak alindigina sasirmistir. Alinanlarin terhisi için emir veren Popoviç, Istip ve Kumanova ta- rafindaki komiteler hakkinda da son derece teessüfle Bulgarlarin rahat durma- diklarini ve aralarinda Türklerin de bulundugu söylemistir.43
Kalkandelen ahalisinden Halim Fethi ve Ibrahim Efendi, angarya hizme- tinde istihdâm edildiklerinde ve beygir ile arabalari hükümet askeri tarafindan toplandiginda mülkî ve askerî küçük memurlar tarafindan soguk muamelele- re ugradiklarini ve özellikle Dobrodol köyünden Mürsel Caber adinda birinin bu köyün arabalarini toplayan bir Sirp askeri tarafindan süngü ile öldürüldü- günü Cevad Bey'e bildirerek sikâyette bulunmuslar ve mahalli hükümetten memnuniyetsizliklerini belirtmislerdir. Ancak Müslümanlardan askere alim olmadigini ve zulmedilmedigini de eklemislerdir.44 Oysa ki, Manastir Osmanli Konsoloslugu'na gelen Gevgili kazasi ahalisinden tüccar Iyas Efendi, Sirplarin zulümleriyle ilgili bazi önemli beyanlarda bulunmus ve ifadesi zapta geçiril- misti. Buna göre yapilan zulümler sunlardi:
a. Celeb esnafindan Haci Mustafazade Abdül adli sahsin koyunlari sinir mu- hafaza askerleri tarafindan bedelsiz sekilde gasp edilmis, sahis koyunlari- nin parasini istediginde süngü darbeleriyle helak edilmistir.
b. Toyran kazasinin Kaykova köyü, Dogan köyü ihtiyar heyetiyle ileri gelenleri de sebepsiz zindana atilmislardir.
c. Sirp gümrük memurlari ile çeteleri Müslüman mahallelerini her gün ve gece birer bahaneyle basarak, Bulgar çetelerini aramis ve dolayisiyla birçok Müs- lüman hapse atilmistir.
d. Sermes köyünden iki Bulgar idam edilmistir.
e. Kovaniçe köyü halki Bulgar oldugundan Sirplar bunlarin tavir ve hareketle- rinden kuskulanarak hepsini sürmüslerdir.
f. Gevgili tüccarlarindan Haci Mehmetzade Ahmet Aga Kirvolak'tan siparis ettigi unu Gevgili'ye naklederken sebepsiz tutuklanarak Kavadar'a hapse- dilmek üzere gönderilmistir.
g. Mirofçe ahalisi belediye tarafindan istasyon civarina davet edilip, orada yagmur ve çamur altinda bekletilmislerdir.
h. Çinardere mahalle muhtari Haci Hamza'nin oglu çetelerce evinden kaldiri- lip, tenha bir yere götürülmüs ve orada hayatina son verilmistir.45
Osmanli Devleti'nde çikan gazetelerden Tercüman-i Hakikat de, Sirbistan'dan gelen bir göçmenin verdigi bilgilerden hareketle, Sirbistan'da yasayan Müslü- manlarin her gün yeni bir zulmün, yeni bir idaresizligin kurbani oldugunu ifade etmistir. Bazi Müslümanlarin bütün mallari yagma edildiginden, agir borçlar altina girerek bir iki öküz edinebildigini, ancak bu öküzlerin de her gün Sirp hükümetinde angarya seklinde istihdam edildigini, bu hallerin feciligini ve ger- çekligini anlamak için Pirlepe kazasini gelip görmek icab ettigini de belirten gazete, Manastir ve Manastir'a tâbi merkez köylerden de 80.000 Fransiz altini tahsil edildigini, Manastir'daki Müslüman, Bulgar, Ulah, Rum ve Arnavutlarin hiçbirinin Sirp idaresinden memnun olmadigini da yazmistir.46
Osmanli Devleti'nin Belgrad Elçisi Cevad Bey, Sadrazam ve Hariciye Naziri Prens Said Halim Pasa'ya 24 Ekim 1914'te yazdigi yazida, Sirbistan Disisleri Bakani'ni gördügünü ve angarya hakkindaki sikâyetlerden bahisle bu konuya tekrar dikkatini çektigini bildirmistir. Ayrica Kalkandelen'in Dobrodol köyün- den Mürsel Caber olayi için derhal tahkikat yapilmasini ve faillerinin bulunup cezalandirilmasini ve ileride bu gibi üzücü olaylarin olmasina meydan veril- memesi için etkili tedbirler alinmasini talep ettigini belirten Cevad Bey, Disis- leri Bakani'nin bu konuda tahkikat yaptirarak sonucu kendisine bildirecegini vaat ettigini de ifade etmistir. O, Disisleri Bakani'nin bir taraftan savasmakta olduklarindan ve diger taraftan gerekli sartlara bütün memurlarin sahip olma- digindan dolayi Makedonya'da yeterli derecede teftis yapmaktan aciz bulunan kraliyet hükümetinin buralarda bu gibi sinirli fenaliklari - iyi niyetine ragmen - derhal ve tamamen imha edemediginden, mazur görülmesini söyledigini de eklemistir.47
Angarya yüklemeden baska Sirbistan, Müslümanlara karsi askere alma uy- gulamasina da baslayacaktir.
2. Askere Alma
Savasin ilk baslarinda Müslümanlardan askere almada çekimser davranan ve tam manasiyla uygulamaya geçemeyen Sirbistan, Avusturyalilardan aldigi esirler arasinda bulunan 10.000 Sirp neferini arastirmadan sonra Arnavutluk sinirina sevk etmis ve hissedilen lüzum üzerine Müslümanlardan dahi asker toplanmasini karar altina alarak bunu uygulamaya girismistir.48 Sirp hüküme- ti, böylelikle bir taraftan askere olan ihtiyacini gidermeyi, diger taraftan da ordusunun yenilgisi takdirinde ülkesinde bulunan Müslümanlarin ihtilal ve intikamindan serbest olmayi da amaçlamistir. Bu yüzden Bulgarlardan asker topladigi gibi Müslümanlarin da silah altina alinmasini kararlastirmistir.49 Sancak'taki Bosnaklar50 ve Kosova'daki Arnavutlar51 bu uygulamadan nasibini alacak Müslümanlardandi. Sirplar; Bulgarlar ve Müslümanlarin yani sira52 Ya- hudileri de I. Dünya Savasi sirasinda askere almistir.53
Müslümanlarin askere alinmasiyla ilgili bu önemli emrin uygulamaya geçirilmesi için gerekli esaslar belirlendikten sonra, Müslümanlarin nabzini yoklamak için Basbakan Pasiç'in güvendigi bir kisi önce Üsküp'e gönderilmis- tir. Bu kisi Üsküp Müslümanlarinin ileri gelenlerini özel surette nezdine da- vet etmis ve simdiye kadar Müslümanlarin vergi vermek suretiyle gösterdikleri fedakârliktan dolayi Sirp hükümetinin kendilerine mütesekkir oldugunu söyle- dikten sonra askerlikçe hissedilen sikintidan dolayi hükümetin Müslümanlari da diger Sirp vatandaslari gibi askere almak niyetinde oldugunu belirtmistir. Üsküp Müslümanlarinin ileri gelenleri de simdiye kadar Sirp hükümetine nak- den yardim etmislerse de, her seyden önce Müslüman olduklari ve Osmanli hükümeti tarafindan mukaddes cihat ilan edildigi için, Avusturya'ya hiçbir za- man silah çekmeyecekleri ve bundan dolayi Sirp hükümetinin Müslümandan asker almak kararini asla kabul etmeyecekleri cevabini vermislerdir. Bunun üzerine bu kisi Üsküp'ten Nis'e dönmüs ve 15 gün kadar Sirp hükümetinin bu konuda görünürde hiçbir faaliyeti olmamistir.
Ancak 1915 yili basinda Sirp hükümetinin bu kararinin kesin oldugu ve hemen Müslümanlardan asker toplanacagi bildirilmek üzere Üsküp müftüsü hükümet konagina çagrilmis ve durumdan haberdar edilmistir. Müftü ise, yal- niz basina bu konuya dair hiçbir cevap veremeyecegini ve ancak Sultan Mu- rad Camisi'nde yapilacak toplantida Müslümanlarla konustuktan sonra kesin sonucu bildirecegini söylemistir. Müslümanlardan yalniz 80 kisinin camide toplanmasi sartiyla müftünün talebi kabul edilmis ve Sultan Murad Camisi Sirp askeri kuvvetleriyle çevrildigi halde 80 Müslüman toplanarak görüsmelere baslanmistir. Ancak bu sirada bu Müslümanlardan asker alinacagi haberinin köylerde duyulmasi üzerine Üsküp'e akin eden 15.000 kadar Müslüman, Sultan Murad Camisi'ne dogru yönelerek cami içine girmis ve oradaki görüsmelere katilmislardir. Sonuçta bütün Müslümanlari cihada davet etmis olan Islam hi- lafetinin dostlarina karsi asla hiçbir Müslümanin silah çekmeyecegi ve asayisi korumak için Sirbistan'a sadakat gösterilecegi ve Sirp hükümeti bu konuda is- rar ederse yeni Sirbistan'da bulunan bütün Müslümanlarin Osmanli tabiiyetini simdiden seçerek, mülklerini terk edip Osmanli ülkesine göç etmeye hazir bu- lunduklari karari verilerek derhal Sirp hükümeti memurlarina teblig edilmistir. Müslümanlar "asla asla, Osmanli Devleti'nin müttefikine karsi silah çekmeyiz, biz Müs- lümaniz, Osmanliyiz, buna razi degilseniz bize pasaport veriniz ki Osmanli ülkesine göç ede- lim" nidalariyla hilafete bagliliklarini göstermis ve oradaki komutan tarafindan askere Müslümanlar üzerine ates emri verilmis, Müslümanlardan üç kisi ölmüs ve birçogu da yaralanmistir. Bu halde dahi Müslümanlar "madem ki bizi ölmeye göndermek istiyorsunuz, biz Osmanli Devleti'nin müttefikine karsi asla silah çekmeyiz, iste burada ölürüz" diyerek karsilik vermislerdir.
Bu olayin sonrasinda Üsküp esrafindan 200 kisi kadari, tutuklanip hapse gönderilmistir. Her gün birçok esraf ve ruhani reislerden kisiler tutuklanma- ya baslanmistir. Gevgili, Toyran ve Tikves kazalarindan 200 kadar Müslüman zor kullanilarak Üsküp'e sevk edilmistir. Radoviste, Istip ve civari ahalisinden 3000-4000 kadar kisi askerlikten kurtulmak üzere Bulgar topragina gitmistir. Prizren'den de çok miktarda ahali Arnavutluk'a kaçmistir. Manastir, Üsküp ve çevresinden birçok genç de askerlikten kaçmak için Selanik'e gitmeye baslamis- tir.54 Ancak, Üsküp, Manastir ve çevresi Müslümanlarindan olup, Sirbistan'in askerlik hizmetinde bulunmak istemeyen ve Yunanistan'a kaçanlar Yunan me- murlari tarafindan yakalanip Sirbistan'a iade edilmislerdir.55 Dolayisiyla Sirbis- tan'daki Müslümanlarin durumu gün geçtikçe kötülesmistir.
Gençlerin kaçmasini önlemek amaciyla Sirp hükümeti göç etmeyi kesin- likle men etmis, hatta Sirbistan'dan ayrilmak isteyen ihtiyar ve kadinlara bile pasaport vermemeye baslamistir. Yine hastalik dolayisiyla askerlik sorgusunda olmayan göçmenlerin bile geçisine izin verilmemistir.56 Sirp istilasi altindaki terk edilmis arazilerin Müslüman ahalisinden Osmanli ülkesine iltica edenle- rin tabiiyet islemlerini Hariciye Nezareti yaparken, bu kaybedilen vilayetlerden Osmanli ülkesinin diger kisimlarina iltica ederek asil ülkelerini terk ile Selanik- Dedeagaç ve yahut Dedeagaç-Urla deniz yolunu seçen Müslümanlar aslinda Osmanli ülkesinde askerlikten muaf olmalarina ragmen düsman devletler tara- findan savas esiri ilan edilerek Kibris ve Malta ve sair yerlere sevk edildiklerinin örnekleri de görülmeye baslamistir.57
Sonuçta, Sirbistan hükümeti Müslümanlarin karsi koymasi üzerine kendi- lerinden asker alimindan vazgeçerek, tutuklanmis olan ileri gelenlerin büyük kismini serbest birakmistir. Yalniz bu karar alinincaya kadar hükümetin nüfu- zunu koruma maksadiyla silah altina alinan ve muhtelif yerlere sevk edilmis olan Müslüman askerlerinin sayisi 2500 kisiye ulasmistir.58
Sirp ordusu Kasim 1915'te dagitilacak ve Kosova'nin güney bölgeleri Bul- garistan tarafindan isgal edilecekti ki buralardan Müslüman gönüllüler, Os- manli ordusuna katilacaktir.59
3. Emlâka El Koyma
a. Savas Öncesi Uygulamalar
1878 Berlin Antlasmasi ile bagimsizligini kazanan Sirbistan60 ayni zamanda bu antlasmayla topraklarini da genisletmisti. Ülkesine yeni katilan yerlerdeki Müslümanlarin haklari Berlin Antlasmasi ile güvence altina alinmis olsa da, Sirbistan bu duruma aldirmayarak Müslümanlarin emlâkina el koymaya basla- mis, çesitli kanunlar çikararak da bunu tescillemistir. 20. Yüzyila gelindiginde bile hâlâ tam anlamiyla çözülememis olan bu mesele61, Balkan Savaslari son- rasinda Sirbistan'in yeni yerler ele geçirmesiyle katlanarak devam etmistir.
II. Balkan Savasi, 10 Agustos 1913'te imzalanan Bükres Antlasmasi ile sona ermistir.62 Bükres Antlasmasi sonrasinda Balkan devletleri, Osmanli Dev- leti ile de antlasmalar yapmislar ve Bulgaristan'la 29 Eylül 1913'te Istanbul Antlasmasi63 Yunanistan'la 14 Kasim 1913'te Atina Antlasmasi imzalanmistir.64 Sirbistan ile 14 Mart 1914'te Istanbul Antlasmasi imzalanmis65 ve Karadag ile Osmanli Devleti arasinda da hiçbir zaman nihai bir anlasma imzalanmamis, böylece Balkan Savaslari sona ermistir.66
Sirbistan ile barisin yapilmasi sürecinde, vakiflar, okullar ve özellikle müf- tülerin miras konularinin halli hususundaki yetkileri konusunda ciddi anlamda sikintilar yasanmistir. Fransa, Türklerin Sirplar ile bir an önce antlasma imza- lamasinin yararli olacagini düsünüyordu67 ve sonrasinda da antlasma imzalan- mistir.
Sirbistan'la yapilan antlasmaya göre Sirbistan'a terk edilen Osmanli ara- zisinde bulunan ahali, Sirp tabiiyetinde sayilacak ve isterlerse üç yil içinde Os- manli tabiiyetine geçebileceklerdi.68 Bu süre zarfinda ilgili Sirp memurlarina verecekleri bir beyanname ile bu gerçeklesecekti. Böylelikle tabiiyet degisti- renler Sirbistan'da ikamet edemeyecekti. Yine Sirbistan'a terk edilen arazi aha- lisinden oldugu halde yabanci ülkede yasayanlara da Sirp tabiiyetini seçmek isterse ayni süre verilecek, Sirp tabiiyetine girenler Osmanli ülkesine döneme- yecekti. Küçük çocuklar için tabiiyet hakki resit olmalarindan itibaren baslatila- cakti. Tabiiyet degistiren göç edecek kisiler gümrük vergisinden muaf olacaklari gibi gayrimenkullerini de korumak ve üçüncü sahislar araciligiyla idare etmek hakkina sahip olacaklardi. Yine, Sirbistan topraklarinda kalan Müslümanlar üç yil boyunca askerlikten muaf olacaklardi.69
Istanbul Antlasmasi'nin besinci maddesine göre, terk edilen arazide Sirbistan'in isgalinden önce ahalinin Osmanli kanununa uygun sekilde edin- dikleri emlâk tasarrufu hukukuna riayet edilecek ve hiç kimse bundan mahrum edilmeyecekti. Bir de isgale degin Osmanli memurlari tarafindan verilmis bü- tün resmi evraklar ve kararlar, bunlarin aksi ispatlanincaya kadar geçerli ola- cakti.70
Yine ayni antlasmanin sekizinci maddesine göre, Sirbistan'a terk edilen topraklardaki Sirp tebaasindan olan Müslümanlar, diger mezheplere mensup Sirp tebaasina bahsedilen ayni medeni ve siyasi haklara sahip olacaklar ve bunlar dini ayinlerinin yapilmasi konusunda tam serbestlige sahip olacaklar, adetlerine riayet edilecekti. Müftüler, Sirp tebaasi arasindaki Müslüman seç- menler tarafindan seçilecekti. Bas müftü ise Sirbistan'daki müftüler tarafindan ve onlar arasindan seçilen üç aday arasindan Sirp kralinca tayin olunacakti. Bas müftünün seçimini Sirp hükümeti Istanbul'daki elçiligi vasitasiyla Mesihat makamina bildirecekti.71 Ayrica müftüler dini isler ve konulardaki yetkilerinden ve vakif mallari üzerindeki teftislerinden baska, nikâh, bosanma, nafaka, vesa- yet, velayet, rüstü ispat, Müslümanlara ait vasiyetler ve vakif islerine bakma gibi konularda Müslümanlar arasinda hüküm vereceklerdi. Irsiye islerinde ise Müslümanlardan iste alakadar olan taraflar öncelikle kendi aralarinda anlas- tiktan sonra hakem sifatiyla müftüye basvuracaklardi. Bu sekilde çikacak ha- kem kararina karsi mahalli mahkemelere yapilacak her türlü müracaatlar kabul edilecekti. Müftüler tarafindan çikarilan hüccet ve ilamlar bas müftü tarafindan tetkik edilecek ve bas müftü bunlari ser'i hükümlere uygun buldugu takdirde tasdik edecekti. Müftüler tarafindan çikarilan ilamlar Sirp memurlari tarafin- dan uygulamaya konulacakti.72
Osmanli Devleti egemenliginden çikarak, Sirbistan'in egemenlige giren Makedonya, Kosova ve Sancak'taki Müslümanlar için Nis'te bir bas müftülük kurulmustur. Bas müftüler Istanbul'daki halifelik namina, Mesihat makami- na baglanmislardir ki Yugoslavya Kralligi döneminde bas müftülük Nis'ten Belgrad'a tasinacaktir.73
Sirplar, buralarda Balkan Savaslari sonrasinda kolonizasyon çalismasina baslamislardir. Isgal edilen topraklarda, Sirbistan'in kolonizasyona resmen baslamasi ise74 20 Subat 1914'te çikarilan75 "Agrar Reformunun Düzenlenmesi ve Kolonilesme"76 veya bir diger deyisle "Ilhak Edilen Bölgelerdeki Iskân Hakkinda Düzen- leme" adli kanunla olmustur. Buna göre yerlesime müsait ve ihtiyaç fazlasi olan bütün devlet, belediye ve köy topraklari ile terk edilmis topraklara yerlesme ko- layligi getirilmistir.77 Her aileye dokuz hektar toprak vaat edilmis ve ailelerin 16 yasini doldurmus her erkek üyesine iki hektar toprak daha verilmistir. Bunun yani sira bölgeye demiryoluyla ücretsiz ulasim ve üç yil vergiden muaf olma gibi haklar da taninmistir.78 Bu kanunun özellikle ikinci maddesinde "ahali iskâni için hükümete ait sahipsiz ve terk edilmis arazide bunun için önceden kararlastirilan plana uygun olarak yapilacagi ve terk edilmis yerlerden maksadin sahipleri tarafindan ekilmeyerek bir sene istifade edilmeksizin birakilan arazi oldugu" belirtilmistir.79
Bunun yani sira Sirbistan, terk edilmis yerler mahkemeleri ve yargilama usullerine dair bir kanun daha yayinlamis ve kanunda Istanbul Antlasmasi'nin besinci ve sekizinci maddelerine aykiri sekilde bazi kayitlar bulundugu görül- müstür. Bu kanunun 27, 28, 30, 31, 32 ve 33. maddelerinde vilayet mahkemele- rinin bütün hukuk davalarini görecekleri, eytâm sandigi mallarinin vilayet mah- kemeleri tarafindan saklanacagi, gayrimenkul mallarinin kimin mülkü oldugu tasdik ettirilmeden önce, mülk edinme davalari ve diger gayrimenkul mallari anlasmazliginin görülmeyecegi ve intikal muamelelerinin yapilmayacagi, mül- kün ispati için tapusunu göstermek ve ilhak zamanindan önce sahip oldugu ve isledigini ispaten sahipligine dair komsulari tarafindan ve polis idarelerince onaylanan bir belge göstermek zorunda oldugu gibi kayitlar bulundugu gö- rülmüstür. Bunlar, baris antlasmasi hükümlerine aykiri oldugundan, Sirbistan Disisleri Bakanligi nezdinde girisimlerde bulunmasi için Belgrad Elçiligi'ne ta- limat verilmesi uygun görülmüstür.80
20 Subat 1914 tarihli iskân kanunundaki "sahipleri tarafindan ekilmeyerek ve isti- fade edilmeyerek bir sene bos birakilan arazinin terk edilmis sayilacagi"na dair olan madde- yi81 Osmanli Devleti kabul etmeyerek, bu maddenin kaldirilmasi için tesebbüste bulunmustur. Yine bu maddeden dolayi ilgililerin kanunen belirlenmis olan bir sene müddetin bitiminden önce yerlerini bos birakmamak için gereken mua- meleleri yapmalari istenmistir. Aslinda Sirbistan'a terk edilen arazi ahalisinden olup, Osmanli tabiiyetini korumak isteyen kimseler, Istanbul Antlasmasi'nin dördüncü maddesi geregince yerlesimlerini Sirbistan disina tasimaya mecbur olduklarindan, bahsedilen kanun dolayisiyla arazilerini terk ettikleri tarihten itibaren bir sene sonunda tasarruf haklari tehlikeye düseceginden, durumun ve ikinci maddenin aynen ilan edilerek Osmanli ülkesinde bulunan ilgililerin haberdar edilmesi amaçlanmistir.82 Bu sirada Politika gazetesinde terk edilmis arazide yerlerini birakip, Istanbul'a iltica edenlerin arazilerinin saldirilardan ko- runmus bulundurulacagina dair bir bölüm yayinlanmistir.83 Neticede Osman- li Devleti'nin tesebbüsleri sonuç vermis ve 26 Mayis 1914 tarihinden itibaren yürürlüge girecek olan 20 Subat 1914 tarihli kanunun ikinci maddesi 9 Mayis 1914'te degistirilmis ve terk edilen araziye dair maddenin artik geçerli olmadigi bildirilmistir.84 Ikinci madde degistirilince "bu kanun geregince ahali iskâni hükümete ait sahipsiz yerlerde, sahasi hayvanlarin otlatilmasina gereken miktardan fazla bulunan nahi- ye ve köy meralarinda terk edilmis arazide olabilir" sekline dönmüstür.85
Bütün iskân isleri Milli Sanayi Bakanligi'nin Orman Isleri Bölümü'nce yürütülmüs ve Kosova'dan göç eden toprak sahipleri topraklarini çok ucuza ellerinden çikarmak zorunda kalmislardir. Hatta Basbakan Nikola Pasiç bile kendisi Pristina civarindaki Gazimestan'dan 3000 hektar toprak satin almis86 ve 1914 içerisinde Kosova'ya 12.000 aile yerlestirilmistir.87
b. Savas Sirasinda Uygulamalar
I. Dünya Savasi basladiktan sonra, Sirbistan'in düsman devlet tebaasinin mal ve mülklerine el koymak için bir kanun hazirladigini Jurnal gazetesi ilan etmis- tir.88 Nihayetinde Sirbistan hükümeti, Müslümanlarin isgal altindaki arazilerde sahip olduklari emlâk ve araziye ait tapu senetlerini 10 Nisan 1915 tarihine kadar göstermelerini, aksi takdirde tasarruf haklarinin taninmayacagini ilan etmistir.89 Bu ilanin gazetelerde görünmesiyle Konya ve Edirne vilayetlerinde- ki bazi hak sahipleri dilekçeler vermistir. Ancak bunlardan birçogunun Balkan Savaslari'ni takiben Sirbistan'dan ayrilarak öteye beriye dagilan ve göçmen- lik halleri dolayisiyla fakir bulunan kisiler olduklarini ve her türlü fedakârlikla müracaat edebileceklerin dahi Sirp tebaasi sayilarak Sirbistan'ca askere ali- nacaklarini ve Osmanli tebaasindan olanlarin da savasan devlet tebaasi ola- rak esir tutulacaklarini Hüdavendigar valisi Dâhiliye Nezareti'ne yazmistir. Bu sebeplerle müracaat edemeyecek olan Müslüman ahalinin tasarruf haklarinin Sirbistan nezdinde korunmasinin saglanmasini da istemistir.90 Sirbistan'in bu duyurusu üzerine Sirbistan'daki Müslüman ahalinin sahislarinin ve mallarinin menfaatini korumak için Nis'teki Italya Elçiligi'nden arabuluculuk istenmistir.91 Savasin baslamasiyla Sirbistan islerini görmeye memur olan Nis'teki Italya el- çisinin israrli girisimleri sonucunda, Sirbistan hükümeti Osmanli tabiiyetini seçen Müslümanlarin tasarruf haklarina uymaya karar vermistir.92 Hatta Sirbis- tan Disisleri Bakani Pasiç, Müslüman halka iyi davranildigini, bundan sonra da iyi davranilacagini Italya elçisine vaat etmistir.93 Böylece Sirbistan'daki emlâk üzerinde Osmanli tebaasinin tasarruf haklari temin edilmis ise de Sirbistan hükümetinin beyanlarina tamamen güvenmek câiz olmadigindan emlâk sahip- lerinden Osmanli ülkesinde yerlesik bulunanlarin gelecekte tasarruf haklarini kaybetmemek üzere yerlerini mümkün oldugu takdirde simdiden vekil araci- ligiyla baskasina kiralayarak ektirmeleri ve durumun uygun bir sekil almasini takiben oraya gitmeleri Hariciye Nezareti'nden bildirilmistir.94 Sonrasinda da yerlerini ya bizzat ekmeleri veya kiralamalari veyahut vekil araciligiyla ektirme- leri gerektigi ifade edilmistir.95
Balkan Savaslari sonunda topraklarini 41.873 km2 genisleten Sirbistan96 nüfusunu da Kosova, Makedonya, Sancak bölgelerinin katilmasiyla 1.660.000 kisi artirmistir. Sirp idaresinin uygunsuz tavirlariyla Osmanli Devleti'ne göç- ler baslamis, Belgrad'da çikan Samouprava (Özerklik) gazetesi de, bu göçlerin Sirbistan'daki Müslümanlarin yeni duruma alismamalarindan ve hilafete olan sadakatlerinden kaynaklandigi belirtilmistir.97
1 Aralik 1918'te Sirp-Hirvat-Sloven Kralligi'nin kurulmasinin98 hemen ar- dindan da toprak reformu uygulamalari baslatilacaktir. Bu uygulamalar Türk, Bosnak, Arnavut ve Makedonlari çok olumsuz etkileyecek, Makedonya, Kosova, Sancak ve Karadag'daki Müslümanlardan 231.098 hektar toprak alinacaktir.99 Ayrica I. ve II. Dünya Savaslari arasinda 18.000 Sirp ailesi Arnavut sinirina geti- rilip yerlestirilecektir.100 Böylece hem nüfus, hem de toprak anlaminda denge- ler Sirplarin lehine degisecektir.
4. Diger Uygulamalar
Sirbistan'in savasta olmasiyla Toyran çevresinde Yahya ve Podgoriçali Mehmet Ali Beyler baskanliginda faaliyetlere baslayan Türk çetelerinin bölgeye gelme- sinden itibaren Sirbistan hükümeti tarafindan Müslüman ahali öldürülmeye ve evleri yakilmaya baslanarak türlü zulümlerde bulunulmustur. Bu sebeple Bulgar sinirina civar köylerin Müslüman ahalisi sefil ve çiplak bir halde dagla- ra çikmis ve bir kismi da siniri geçerek Bulgaristan'a iltica etmistir. Durumun dayanilmayacak bir hale geldigini Osmanli Devleti'nin Sofya Elçisi Fethi Bey 30 Ekim 1914 tarihli telgrafiyla bildirmistir.101 Yine, Osmanli Devleti savasa gir- dikten sonra, Sirplar Müslümanlari küçük ve önemsiz bir suçtan dolayi etkili bir ibret olmasi için kursuna dizmeye baslamislar, Sirp zaferi için kiliselerde yapilan ayinlerde ve okunan dualar esnasinda müftüler, hocalar ve ileri gelen Müslümanlari bulunmak zorunda birakmislardir. Belirlenen zamanda kiliseler- de bulunmalari ve papazlarla metropolitlerin okuyacaklari dualara âmin deme- leri için belediye tarafindan bu Müslümanlara davetiyeler gönderilmistir. Bir yil önceki savas ilanini takiben gönüllü kaydi için emir veren Mitroviçe hükü- metine, Mitroviçe Camisi imamlarindan Hafiz Arif ve iki arkadasi, yabanci bir hükümet olan Sirplara yardim etmenin dine aykiri olacagini söylediklerinden camdan atilarak süngülerle parça parça edilmis ve Satniça nehrine atilmis- lardir. Selanik Baskonsoloslugu da 2 Agustos 1915 tarihli muhtirasinda buna benzer mezalimin kabul olunamayacak miktarda oldugunu bildirmistir.102
Osmanli Devleti'nin Belgrad Elçisi Cevad Bey'de, Hariciye Nezareti'ne gönderdigi 10 Kasim 1915 tarihli yazisinda, Osmanli hükümeti ve Sirbistan hükümeti arasinda savas ilan edildiginden beri Sirbistan Makedonyasi'nda ya- sayan Müslüman ahalinin karsilastigi mezalim ile mal ve canlarinin ugradigi saldirinin malumlari oldugunu belirterek "simdi burasinin Bulgar ordusu tarafindan istila edilmekte olmasi sebebiyle gerek simdiye kadar yapilan savaslar ve gerek istilanin sonu- na kadar yapilacak kanli çarpismalar dolayisiyla Müslüman ahalinin tamamen terk edilme ve himayeden mahrumiyet yüzünden bir kat daha zorda kalacaklari açiktir" demistir. "Pek mühim bir Müslüman unsurun her gün bir baska surette yenilenmekte ve gelismekte olan savas olaylari tesiriyle bütün bütün mahv ve yok olmaktan korunmasi Osmanli hükümetince tabii ki pek çok istenen bir durum oldugundan, bu maksadi saglamak için acil tedbirlerden olmak üzere Üsküp ve Manastir vilayetlerine bir yardim komisyonunun gönderilmesi ve bu heyete simdi Istanbul'da bulunup, bu yerlerin hakkinda tam bilgili olan Üsküp eski belediye baskani ve Üsküp ileri gelenlerinden Resad Bey ile Manastir ileri gelenlerinden Raif Bey'in tayini ile beraber Belçika'nin Alman ordusu tarafindan istilasi üzerine bu ülkedeki Osmanli çikarlarinin korunmasi için Osmanli konsoloslugunun iade edilerek gönderilmesi tedbiri gibi, Sirp Makedonyasi'nda savastan önceki yerlerde bulunan konsoloslarimizdan Üsküp konso- losunun hemen iadesi pek uygun olacaktir" diye de eklemistir.103 Sirbistan'daki Müs- lümanlarin gördükleri zulümden bahisle Bosna-Hersek Reisu'l-Ulemasi Meh- med Cemaleddin Efendi'de Mesihat makamina bir yazi göndermis ve Mesihat makami da o taraflardaki Müslümanlarin korunmasi için gerekli girisimlerde bulunulmasini istemistir.104
Sonuç
Balkan Savaslari sonrasinda Sirbistan ile Osmanli Devleti arasinda imzala- nan 14 Mart 1914 tarihli ve 12 maddelik Istanbul Antlasmasi ile Müslümanla- rin haklari korunurken, I. Dünya Savasi'nin patlak vermesi ve iki devletin ayri kamplarda yer almalari dolayisiyla antlasma geçerliligini yitirmistir. Sirbistan özellikle, Müslümanlara yaptigi angarya yükleme, askere alma ve emlâka el koyma seklindeki uygulamalarla onlari canindan bezdirmis ve göçlerine sebep olmustur. Bunlardan angarya yükleme ve askere alma kisa süreli olsa da, özel- likle emlâka el koyma uzun soluklu bir uygulama olmus ve kademe kademe savas sonrasinda da devam etmistir.
Istanbul Antlasmasi'nin özellikle tabiiyet, emlâk ve mezhep islerine dair olan dördüncü, besinci ve sekizinci maddelerine aykiri seklinde davranan ve kanunlar çikaran Sirbistan'da mahalli idareciler daha da zalim davranmislardir. Güney Sirbistan denilen Kosova, Makedonya ve Sancak'taki topraklarin kolo- nizasyonu için "Agrar Reformunun Düzenlenmesi ve Kolonilesme" adli kanun çikaran Sirbistan, daha savas baslamadan aykiri uygulamalarda bulunarak, yapacakla- rinin isaretini vermistir. Savasla birlikte, Müslümanlar üzerindeki baskiyi art- tiran Sirbistan, yildirma politikasi gütmüs ve topraklarini homojenlestirmeye çalismistir.
1 Ilginç bir örnek için bkz. Ü. Gülsüm Polat, "I. Dünya Savasi'nin Hong Kong'daki Son Osmanli Tebaasina Etkileri", Bilig, Sayi 69, Bahar 2014.
2 Ayse Özkan, Bagimsizliktan Sirp-Hirvat-Sloven Kralligi'na Sirplar (1878-1918) , IQ Yayinlari, Istanbul, 2013, s.179-212.
3 Özkan, a.g.e., s.316-317.
4 Misha Glenny, Balkanlar 1804-1999 , (çev. Mehmet Harmanci), Istanbul, 2001, s.256.
5 Barbara Jelavich, Balkan Tarihi: 20. Yüzyil, (çev. Zehra Savan-Hatice Ugur), C.2, Istanbul, 2006, s.119.
6 Stewan K. Pavlowitch, Serbia: The History of an Idea , New York University Press, USA, 2002, s.91, Özkan, a.g.e., s.320.
7 Özkan, a.g.e. , s.320.
8 Matthew Smith Anderson, Dogu Sorunu 1774-1923 , (çev. Idil Eser), Istanbul, 2001, s.316.
9 Pavlowitch, a.g.e. , s.91, Özkan, a.g.e. , s.320.
10 Anderson, a.g.e., s.316-317, Özkan, a.g.e., s.320.
11 Noel Malcolm, Bosna'nin Kisa Tarihi, (çev. Askim Karadagli), Istanbul, 1999, s.251-252.
12 Georges Castellan, Balkanlarin Tarihi, (çev. Aysegül Yaraman-Basbugu), Milliyet Yay., Istanbul, 1993, s.395.
13 Pavlowicth, a.g.e., s.91.
14 Andrew Baruch Wachtel, Dünya Tarihinde Balkanlar, (çev. Ali Cevat Akkoyunlu), Istanbul, 2009, s.104.
15 Castellan, a.g.e., s.395, Sacit Kutlu, Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyilinda Balkanlar ve Osmanli Devleti, Istanbul, 2007, s.434.
16 Glenny, a.g.e., s.258, Jelavich, a.g.e., s.119.
17 Castellan, a.g.e., s.395-396, Glenny, a.g.e., s.258, Özkan, a.g.e., s.323, Malcolm, a.g.e., s.252.
18 Özkan, a.g.e., s.323.
19 Enver Ziya Karal, Osmanli Tarihi, C.IX, Ankara, 1996, s.366.
20 Documents Diplomatiques Français (1871-1914), 3e Série (1911-1914), TOME X (17 Mars - 23 Juillet 1914), Librare-e?diteur: Alfred Costes-L'Europe Nouvelle, Paris, MCMXXXVI, s.646, Viviani'den Dumaine'e, Paris, 28 Haziran 1914, No. 448.
21 Mücahit Özçelik, "Avusturya-Macaristan Imparatoru'nun 1918 Istanbul Ziyareti'nin Türk Basinina Yansimalari", SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayi 27, Aralik 2012, s.52.
22 Pierre Renouvin, Birinci Dünya Savasi ve Türkiye 1914-1918, (çev. Örgen Ugurlu), Istanbul, 2004, s.225, Karal, a.g.e., s.366.
23 Malcolm, a.g.e., s.252.
24 Renouvin, a.g.e., s.226.
25 Özkan, a.g.e., s.325.
26 Renouvin, a.g.e., s.224.
27 Aleksandre Popoviç, Balkanlarda Islam, (çev. Komisyon), Insan Yay., Istanbul, 1995, s.215.
28 Renouvin, a.g.e., s.231.
29 Özkan, a.g.e., s.329.
30 Snejana Trifunovska, Yugoslavia Through Documents From its Creation to its Dissolution, Martinus Nijhoff Publishers, 1994, s.137, No: 51, Özkan, a.g.e., s.330.
31 Durmus Yilmaz, Osmanli'nin Son Yüzyili, Konya, 2004, s.250.
32 Ercüment Kuran, "Birinci Dünya Savasi", Islam Ansiklopedisi, C.6, Istanbul, 1992, s.197, Yildirim Aganoglu, Osmanli'dan Cumhuriyet'e Balkanlarin Makus Talihi Göç, Istanbul, 2001, s.202, Kutlu, a.g.e., s.438-439, Polat, a.g.m., s.206.
33 Osmanli Belgelerinde Birinci Dünya Harbi, C.I, Istanbul, 2013, s.40, Kutlu, a.g.e., s.441.
34 Tuncay Ögün-Alfina Sibgatullina, "Türklerin ve Ruslarin Gözüyle 100'üncü Yilina Girerken Karadeniz Baskini ve Osmanli Devleti'nin 1. Dünya Savasi'na Girisi", History Studies, C.5, Sayi 6, Balkan Savaslari Özel Sayisi, Kasim 2013, s.89-100.
35 Karal, a.g.e., s.308.
36 BOA, HR.HMS.ISO. 209/13 133.S.23 (10.01.1915), BOA, HR.HMS.ISO. 69/16 1334.Ma.25 (25.05.1918), Ismail Soysal, Türkiye'nin Siyasal Andlasmalari, C.I (1920-1945), Ankara, 2000, S.90, Gülsah Kurt Güveloglu, "SHS ve Yugoslavya Kralligi'nin Türkiye ile Diplomatik Iliskileri (1923- 1938)", Türkiye-Sirbistan Iliskileri, Ed. Yeliz Okay-Tuncay Babali, Istanbul, 2012, s.145, Osmanli Belgelerinde Birinci Dünya Harbi, C.II, Istanbul, 2013, s.141.
37 Soysal, a.g.e., s.90.
38 Ögün-Sibgatullina, a.g.m., s.100.
39 Ögün-Sibgatullina, a.g.m., s.106, Osmanli Belgelerinde Birinci Dünya Harbi, C.I, s.90-91.
40 Abdülmecit Nuredin, Balkanlar'dan Türkiye'ye Göç ve Etkileri, Ankara, 2011, s.234. Bkz. Zeynep Iskefiyeli "Bir Amerikan misyonerinin Balkan Savasi Analizi, Gazi Akademik Bakis Dergisi, C. 6, S. 12, s. 33-34.
41 Özkan, a.g.e., s.300-301.
42 BOA, HR.SYS. 2402/24 18.08.1914
43 BOA, HR.SYS. 2403/74 19.10.1914
44 BOA, HR.SYS. 2403/89 24.10.1914
45 BOA, HR.SYS. 2403/74 19.10.1914
46 Ahmet Kemal Çalis, "Tercüman-i Hakikat Gazetesi'ne Göre 1914'te Balkanlar", Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2010, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi), s.54-55.
47 BOA, HR.SYS. 2403/89 24.10.1914
48 BOA, HR.SYS. 2405/46 09.01.1915
49 BOA, HR.SYS. 2378/3 31.01.1915
50 Refik Catic, "Bosna Hersek ve Sancak'taki Bosnaklar", Uluslararasi Balkan Kongresi: Balkan Milletleri Arasi Etkilesim, ed. Caner Sancaktar, TASAM Yay., Istanbul, 2009, s.423.
51 Osman Karatay, Kosova Kanli Ova, Istanbul, 1998, s.68.
52 BOA, HR.SYS. 2378/3 31.01.1915
53 Minna Rozen, Last Ottoman Century and beyond: the Jews in Turkey and the Balkans 1808-1945, Tel Aviv, 2005, s.186.
54 BOA, HR.SYS. 2378/3 31.01.1915
55 BOA, HR.SYS. 2405/67 19.01.1915, BOA, HR.SYS. 2378/3 31.10.1915
56 BOA, HRS.SYS. 2378/3 31.01.1915
57 BOA, HR.SYS. 2405/67 19.01.1915. Düsman devletlerin sivil esirlere muameleleriyle ilgili bkz. Ali Özuyar, Modern Tarihin Ilk Sivil Esir Kampi Knockaloe ve Meçhul Türkler, Istanbul, 2008.
58 BOA, HR.SYS. 2378/3 31.01.1915
59 Hasip Saygili, "Birinci Dünya Harbi'nde, Rumeli'nden Osmanli Ordusuna Müslüman Gönüllü Katilimlari", Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Dergisi, Sayi 18, Bahar 2013, s.240.
60 Ayrintili bilgi için bkz. Ayse Özkan, Milos'tan Milan'a Sirp Bagimsizligi (1830-1878) , IQ Yayinlari, Istanbul, 2011.
61 Ayrintili bilgi için bkz. Necdet Hayta- Ayse Özkan,"Berlin Antlasmasi Sonrasinda Sirbistan'da Türk Emlaki Meselesi", Türk Tarihinde Balkanlar, Sakarya Üniversitesi, Balkan Arastirmalari Uygulama ve Arastirma Merkezi Yayinlari, Editörler: Yrd. Doç. Dr. Zeynep Iskefiyeli, Yrd. Doç. Dr. M. Bilal Çelik, Yrd. Doç. Dr. Serkan Yazici, Haziran 2013, C.II, s.813-836. Ve Necdet Hayta- Ayse Özkan,"Sirbistan Idaresine Geçtikten Sonra Nis'teki Türk Emlaki Meselesi", VII. Atatürk Kongresi, 17-22 Ekim 2011, Makedonya.
62 Selahattin Önder, "1913 Türk-Bulgar Mübadelesi", Yeni Türkiye, Sayi 31, 2000, s.343, A. Gül Tokay, "II. Mesrutiyet Dönemi Dis Iliskileri: 1908-1914", Türk Dis Politikasinin Analizi, der. Faruk Sönmezoglu, Istanbul, 2001, s.45.
63 BOA, DH.SN. THR. 69/41 1334.S.22 (24.06.1916), BOA, DH.MB. HPS.M 14/19 1332.B.30 (24.06.1914), Fuat Dündar, Ittihat ve Terakki'nin Müslümanlari Iskan Politikasi (1913-1918),Istanbul, 2001, s.68, Seyfi Yildirim, "Balkan Savaslari ve Sonrasindaki Göçlerin Türkiye Nüfusuna Etkileri", Hacettepe Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü, Cumhuriyet Tarihi Arastirmalari Dergisi, Yil 8, Sayi 16, Güz 2012, s.82, Tokay, a.g.m., s.46, Özkan, a.g.e., s.302, Ibrahim Serbestoglu, Osmanli Kimdir?, Istanbul, 2013, s.343.
64 BOA, DH.SN.THR. 69/41 1334.S.22 (24.06.1916), BOA, DH. MB.HPS.M. 14/19 1332.B.30 (24.06.1914), Tokay, a.g.m., s.46, Özkan, a.g.e., s.302, Shaw, a.g.e., s.478, Dündar, a.g.e., s.110, Yildirim, a.g.m., s.81, Serbestoglu, a.g.e., s.333.
65 BOA, DH.MB.HPS.M. 14/19 1322.B.30 (24.06.1914), BOA, DH.EUM.ECB. 26/63 1337.Z.29 (25.09.1919), Özkan, a.g.e., s.302, Dündar, a.g.e., s.110, Shaw, a.g.e., s.478.
66 Özkan, a.g.e., s.302.
67 Documents Diplomatiques Français (1871-1914), 3e Série, (1911-1914), TOME IX (1 Janvier-16 Mars 1914), Libraire-e?diteur: Alfred Costes-L'Europe Nouvelle, Paris, MCMXXXVI, s.258, Descos'tan Doumergue'ye, 2 Subat 1914, No: 203.
68 Özkan, a.g.e., s.312, Serbestoglu, a.g.e., s.352.
69 Nihat Erim, Devletlerarasi Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, C. I, Ankara, 1953, s.491, Serbestoglu, a.g.e., s.352.
70 BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914), Erim, a.g.e., s.491-492, Özkan, a.g.e., s.312-313.
71 Özkan, a.g.e., s.313, Erim, a.g.e., s.493.
72 BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914), Erim, a.g.e., s.494.
73 Ömer Turan, "Balkan Türkleri'nin Dini Meseleleri", Yeni Türkiye, Cilt 2, Sayi 16, Temmuz- Agustos 1997, s.1749-1750.
74 Necmettin Alkan, "Kosova Meselesinin Tarihi Kültürel ve Siyasi Altyapisi", Avrasya Etüdleri, Sayi 21, Kis 2002, s.94-95.
75 BOA, DH.MB.HPS.M. 13/11 1332.C.23 (19.05.1914), BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915), BOA, DH.I.UM.EK. 8/48 1333.B.30 (13.06.1915), Safet Bancoviç, "I. Balkan Harbi Sonrasi Sirbistan ve Karadag'a Birakilan Bölgelerdeki Müslüman Nüfusun Türkiye'ye Göçü", Muhacirlerin Izinde, der. Hayri Kolasinli, Ankara, 2012, s.79, Nuredin, a.g.e., s.238, Alkan, a.g.m., s.95, BOA, DH.UMVM. 123/86 1333.S.04 (17.06.1915)
76 Nuredin, a.g.e., s.238.
77 Bancoviç, a.g.m., s.79.
78 Noel Malcolm, Kosova Balkanlari Anlamak Için, (çev. Özden Arikan), Istanbul, 1999, s. 338.
79 BOA, DH.MB.HPS.M. 13/11 1332.C.23 (19.05.1914), BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914), BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
80 BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914)
81 BOA, DH.I.UM.EK. 8/48 1333.B.30 (13.06.1915), BOA, DH.UMVM. 123/86 1333.S.04 (17.06.1915), BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330 Ke.02. (15.12.1914), BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
82 BOA, DH.MB.HPS.M. 13/11 1332.C.23 (19.05.1914)
83 BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914)
84 BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
85 BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914)
86 Bancoviç, a.g.m., s.79.
87 Alkan, a.g.m., s.95.
88 BOA, HR.HMS.ISO. 209/12 1333.S.23 (10.01.1915)
89 BOA, DH.I.UM.EK. 92/29 1333.Ca.21 (06.04.1915), BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
90 BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
91 BOA, HR.SYS. 2409/74 27.05.1915
92 BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
93 BOA, HR.SYS. 2409/74 27.05.1915
94 BOA, HR.HMS.ISO. 209/7 1332.N.25 (17.08.1914), BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
95 BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915), BOA, HR.HMS.ISO. 209/7 1302.N.25 (17.08.1914), BOA, DH.I.UM.EK 8/48 1333.B.30 (13.06.1915), BOA, DH.UMVM. 123/86 1333.S.04 (17.06.1915), BOA, DH.I.UM.EK. 94/63 1333.L.21 (01.09.1915), BOA, DH.I.UM.EK. 10/2 1333.L.21 (01.09.1915)
96 Özkan, a.g.e., s.315.
97 Bancoviç, a.g.e., s.77.
98 Erkan Türbedar, "Bosnaklarin Tarih Içinde Ugradigi Mezalim, Uluslararasi Suçlar ve Tarih, Sayi 1, Ankara, 2006, s.194, Özkan, a.g.e., s.358.
99 Türbedar, a.g.m., s.195, Nuredin, a.g.e., s.239.
100 Alkan, a.g.m., s.95.
101 BOA, HR.SYS. 2404/25 09.11.1914
102 BOA, HR.SYS. 2413/2 01.09.1915
103 BOA, HR.SYS. 2415/33 10.11.1915
104 BOA, BEO. 4606/345429 1338.Ra.26 (19.12.1919)
Kaynaklar
Basbakanlik Osmanli Arsivi
BOA, BEO. 4606/345429 1338.Ra.26 (19.12.1919)
BOA, DH.EUM.ECB. 26/63 1337.Z.29 (25.09.1919)
BOA, DH.I.UM. 25/2-04 1333.L.21 (01.09.1915)
BOA, DH.I.UM.EK. 8/48 1333.B.30 (13.06.1915)
BOA, DH.I.UM.EK. 92/29 1333.Ca.21 (06.04.1915)
BOA, DH.I.UM.EK. 94/63 1333.L.21 (01.09.1915)
BOA, DH.I.UM.EK. 10/2 1333.L.21 (01.09.1915)
BOA, DH.MB.HPS.M 14/19 1332.B.30 (24.06.1914)
BOA, DH.MB.HPS.M. 13/11 1332.C.23 (19.05.1914)
BOA, DH.SN. THR. 69/41 1334.S.22 (24.06.1916)
BOA, DH.UMVM. 123/86 1333.S.04 (17.06.1915)
BOA, HR.HMS.ISO. 209/7 1332.N.25 (17.08.1914)
BOA, HR.HMS.ISO. 209/12 1333.S.23 (10.01.1915)
BOA, HR.HMS.ISO. 209/13 133.S.23 (10.01.1915)
BOA, HR.HMS.ISO. 69/16 1334.Ma.25 (25.05.1918)
BOA, HR.HMS.ISO. 70/10 1330.Ke.02 (15.12.1914
BOA, HR.SYS. 2402/24 18.08.1914
BOA, HR.SYS. 2403/74 19.10.1914
BOA, HR.SYS. 2403/89 24.10.1914
BOA, HR.SYS. 2405/46 09.01.1915
BOA, HR.SYS. 2378/3 31.01.1915
BOA, HR.SYS. 2405/67 19.01.1915
BOA, HR.SYS. 2404/25 09.11.1914
BOA, HR.SYS. 2409/74 27.05.1915
BOA, HR.SYS. 2413/2 01.09.1915
BOA, HR.SYS. 2415/33 10.11.1915
Tetkik Eserler
AGANOGLU Yildirim, Osmanli'dan Cumhuriyet'e Balkanlarin Makus Talihi Göç, Is- tanbul, 2001.
ALKAN Necmettin, "Kosova Meselesinin Tarihi Kültürel ve Siyasi Altyapisi", Avrasya Etüdleri, Sayi 21, Kis 2002.
ANDERSON Matthew Smith, Dogu Sorunu 1774-1923, (çev. Idil Eser), Istanbul, 2001.
BANCOVIÇ Safet, "I. Balkan Harbi Sonrasi Sirbistan ve Karadag'a Birakilan Böl- gelerdeki Müslüman Nüfusun Türkiye'ye Göçü", Muhacirlerin Izinde, der. Hayri Kolasinli, Ankara, 2012.
CASTELLAN Georges, Balkanlarin Tarihi, (çev. Aysegül Yaraman-Basbugu), Mil- liyet Yay., Istanbul, 1993.
CATIC Refik, "Bosna Hersek ve Sancak'taki Bosnaklar", Uluslararasi Balkan Kongresi: Balkan Milletleri Arasi Etkilesim, ed. Caner Sancaktar, TASAM Yay., Istanbul, 2009.
ÇALIS Ahmet Kemal, "Tercüman-i Hakikat Gazetesi'ne Göre 1914'te Balkanlar", Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2010, (Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi)
Documents Diplomatiques Français (1871-1914), 3e Série, (1911-1914), TOME IX (1 Janvier-16 Mars 1914), Libraire-e?diteur: Alfred Costes-L'Europe Nouvelle, Pa- ris, MCMXXXVI.
Documents Diplomatiques Français (1871-1914), 3e Série (1911-1914), TOME X (17 Mars - 23 Juillet 1914), Librare-e?diteur: Alfred Costes-L'Europe Nouvelle, Paris, MCMXXXVI.
DÜNDAR Fuat, Ittihat ve Terakki'nin Müslümanlari Iskan Politikasi (1913-1918),Is- tanbul, 2001.
ERIM Nihat, Devletlerarasi Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, C. I, Ankara, 1953.
GLENNY Misha, Balkanlar 1804-1999, (çev. Mehmet Harmanci), Istanbul, 2001.
GÜVELOGLU Gülsah Kurt, "SHS ve Yugoslavya Kralligi'nin Türkiye ile Diplo- matik Iliskileri (1923-1938)", Türkiye-Sirbistan Iliskileri, Ed. Yeliz Okay-Tuncay Ba- bali, Istanbul, 2012.
JELAVICH Barbara, Balkan Tarihi: 20. Yüzyil, (çev. Zehra Savan-Hatice Ugur), C.2, Istanbul, 2006.
HAYTA Necdet - Ayse ÖZKAN,"Berlin Antlasmasi Sonrasinda Sirbistan'da Türk Em- laki Meselesi", Türk Tarihinde Balkanlar, Sakarya Üniversitesi, Balkan Arastirmalari Uy- gulama ve Arastirma Merkezi Yayinlari, Editörler: Zeynep Iskefiyeli, M. Bilal Çelik, Serkan Yazici, , C.II, Haziran 2013.
HAYTA Necdet - Ayse ÖZKAN,"Sirbistan Idaresine Geçtikten Sonra Nis'teki Türk Emlaki Meselesi", VII. Atatürk Kongresi, 17-22 Ekim 2011, Makedonya.
ISKEFIYELI Zeynep "Bir Amerikan Misyonerinin Balkan Savasi Analizi" Gazi Akademik Bakis Dergisi, C. 6, S. 12, s. 135-156, Ankara 2013.
MALCOLM Noel, Bosna'nin Kisa Tarihi, (çev. Askim Karadagli), Istanbul, 1999. s.251-252.
MALCOLM Noel, Kosova Balkanlari Anlamak Için, (çev. Özden Arikan), Istanbul, 1999.
NUREDIN Abdülmecit, Balkanlar'dan Türkiye'ye Göç ve Etkileri, Ankara, 2011.
Osmanli Belgelerinde Birinci Dünya Harbi, C.I, Istanbul, 2013.
ÖGÜN Tuncay-Alfina Sibgatullina, "Türklerin ve Ruslarin Gözüyle 100'üncü Yi- lina Girerken Karadeniz Baskini ve Osmanli Devleti'nin 1. Dünya Savasi'na Gi- risi", History Studies, C.5, Sayi 6, Balkan Savaslari Özel Sayisi, Kasim 2013.
ÖNDER Selahattin, "1913 Türk-Bulgar Mübadelesi", Yeni Türkiye, Sayi 31, 2000.
ÖZÇELIK Mücahit, "Avusturya-Macaristan Imparatoru'nun 1918 Istanbul Ziyareti'nin Türk Basinina Yansimalari", SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayi 27, Aralik 2012.
ÖZKAN Ayse, Bagimsizliktan Sirp-Hirvat-Sloven Kralligi'na Sirplar (1878-1918), IQ Yayinlari, Istanbul, 2013.
ÖZKAN Ayse, Milos'tan Milan'a Sirp Bagimsizligi (1830-1878), IQ Yayinlari, Istan- bul, 2011.
ÖZUYAR Ali, Modern Tarihin Ilk Sivil Esir Kampi Knockaloe ve Meçhul Türkler, Istan- bul, 2008.
KARAL Enver Ziya, Osmanli Tarihi, C.IX, Ankara, 1996.
KARATAY Osman, Kosova Kanli Ova, Istanbul, 1998.
KURAN Ercüment, "Birinci Dünya Savasi", Islam Ansiklopedisi, C.6, Istanbul, 1992.
KUTLU Sacit, Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyilinda Balkanlar ve Osmanli Devleti, Is- tanbul, 2007.
PAVLOWITCH Stewan K., Serbia: The History of an Idea, New York University Press, USA, 2002.
POLAT Ü. Gülsüm, "I. Dünya Savasi'nin Hong Kong'daki Son Osmanli Tebaasi- na Etkileri", Bilig, Sayi 69, Bahar 2014.
POPOVIÇ Aleksandre, Balkanlarda Islam, (çev. Komisyon), Insan Yay., Istanbul, 1995.
RENOUVIN Pierre, Birinci Dünya Savasi ve Türkiye 1914-1918, (çev. Örgen Ugur- lu), Istanbul, 2004.
ROZEN Minna, Last Ottoman Century and beyond: the Jews in Turkey and the Balkans 1808-1945, Tel Aviv, 2005.
SAYGILI Hasip, "Birinci Dünya Harbi'nde, Rumeli'nden Osmanli Ordusuna Müslüman Gönüllü Katilimlari", Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Arastirmalari Dergisi, Sayi 18, Bahar 2013.
SERBESTOGLU Ibrahim, Osmanli Kimdir?, Istanbul, 2013.
SOYSAL Ismail, Türkiye'nin Siyasal Andlasmalari, C.I (1920-1945), Ankara, 2000.
TOKAY A.Gül, "II. Mesrutiyet Dönemi Dis Iliskileri: 1908-1914", Türk Dis Politika- sinin Analizi, der. Faruk Sönmezoglu, Istanbul, 2001.
TRIFUNOVSKA Snejana, Yugoslavia Through Documents From its Creation to its Disso- lution, Martinus Nijhoff Publishers, 1994.
TURAN Ömer, "Balkan Türkleri'nin Dini Meseleleri", Yeni Türkiye, Cilt 2, Sayi 16, Temmuz-Agustos 1997.
TÜRBEDAR Erhan, "Bosnaklarin Tarih Içinde Ugradigi Mezalim, Uluslararasi Suçlar ve Tarih, Sayi 1, Ankara, 2006.
WACHTEL Andrew Baruch, Dünya Tarihinde Balkanlar, (çev. Ali Cevat Akkoyun- lu), Istanbul, 2009.
YILDIRIM Seyfi, "Balkan Savaslari ve Sonrasindaki Göçlerin Türkiye Nüfusuna Etkileri", Hacettepe Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü, Cumhuriyet Tarihi Arastirmalari Dergisi, Yil 8, Sayi 16, Güz 2012.
YILMAZ Durmus, Osmanli'nin Son Yüzyili, Konya, 2004.
Ayse Özkan*
* Dr., Milli Egitim Bakanligi, e-mail: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2014
Abstract
Serbia, having possessed as of 1912 Kosovo, Macedonia and Sancak, known as South Serbia, signed a treaty with the Ottoman Empire in Istanbul on 14th March 1914 following the Balkan Wars. Although this peace treaty guaranteed the rights of the Muslims living in Serbia, upon the outbreak of the First World War on 28th July 1914, relations between the Ottoman Empire and Serbia broke down as of 1 November 1914. The Ottoman Empire also got involved in the war from 11 November 1914 onwards and Serbia and the Ottoman Empire fought against each other on different fronts. As a result, the Muslims living in Serbia were subjected to hardships, they were enrolled into military service and their properties were seized, this sort of tedious treatment imposed on them led to the outbreak of complaints and rebellion amongst the Muslim community living there.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer