Öz
Enver Pasa Türk tarihinin önemli bir dönemine damgasini vurmus olan bir devlet adamiydi. Birinci Dünya Savasi'ndan sonra Türkistan'a geçen Enver Pasa 4 Agustos 1922 tarihinde Ruslara karsi çarpisirken ölmüstür. Tacikistan'in Belcivan kasabasi yakinlarinda Çegan Tepesi'nde topraga verilmistir. Türkiye, Süleyman Demirel'in girisimleriyle 1996 yilinda Enver Pasa'ya iade-i itibar ederek naasini Istanbul'a getirmis ve Abide-i Hürriyet Tepesi'nde yeniden defnetmistir. Bu durum seçkinler arasinda yeni bir tartisma baslatmistir. Bu baglamda ortaya çikan görüsler iki grupta toplanabilir. Birinci grup, mezarin Türkiye'ye getirilmesine olumlu bakanlarin ve bunun Enver Pasa'ya karsi gösterilmis bir kadirsinaslik ve vefa örnegi oldugunu savunanlarin olusturdugu gruptur. Ikincisi grup ise Enver Pasa'nin Türkiye'ye hiçbir faydasinin dokunmadigini ileri sürenlerin dolayisiyla mezarin Türkiye'ye naklinin dogru olmadigini düsünenlerin meydana getirdigi topluluktur. Bu arastirmada Enver Pasa'nin naasinin Tacikistan'dan Türkiye'ye getirilisinin ulusal gazetelere (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Aksam, Yeni Yüzyil, Sabah, Türkiye, Yeni Safak, Zaman, Milli Gazete ve Akit) yansimalari içerik analizi yöntemiyle ortaya konulacaktir.
Anahtar Kelimeler: Enver Pasa'nin Naasinin Türkiye'ye Getirilisi, Süleyman Demirel, Seçkinlerin Görüsleri, Tacikler, Çegan Tepesi.
Abstract
Enver Pasha was a statesman who has leaved his mark upon an important period of Turkish history. In the aftermath of the First World War Enver Pasha went to Turkestan, where he died in a battleground against Russian forces on August 4rd 1922. He was buried near the town Balchuvan in Chegan Hill in current-day Tajikistan. Due to incentives of Süleyman Demirel, Turkey gave Enver Pasha his reputation back and brought his remains to Istanbul and reburied in the Hill of the Monument of Freedom. This situation led to new discussions among Turkish elites, in which represented thoughts could be divided into two groups. First group consisting of proponents for the removal of Enver Pasha's remains from Tajikistan to Turkey thinks that this decision of the Turkish Government shows faithfulness and merit for Enver Pasha. Second group consisting of opponents for the removal of Enver Pasha's remains from Tajikistan to Turkey believes that Enver Pasha was not in favour of Turkey's interest. Therefore this initiative by the Turkish Government was considered to be as not just. This research work examines the reflection of the removal of Enver Pasha's remains from Tajikistan to Turkey in the national newspapers such as Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Aksam, Yeni Yüzyil, Sabah, Türkiye, Yeni Safak, Zaman, Milli Gazete and Akit using the method of content analysis.
Keywords: The Removal of Enver Pasha's Remains from Tajikistan to Turkey, Süleyman Demirel, Elites point of views, Tajiks, Chegan Hill.
Giris
Yakin siyasi tarihimizde Enver Pasa kadar yanlis anlasilmis ve kasitli karalama kampanyalarina maruz kalmis bir baska devlet adami hemen hemen yok gibidir. Enver Pasa'ya ön yargili yaklasan kimseler onun üstlendigi görevi ve dünya görüsünü anlayamadiklari gibi Türkistan'da Korbasilarla (Basmacilar) birlikte Ruslara karsi girismis oldugu mücadeleyi de bir çilginlik olarak görmektedirler. Bu yüzden son dönemlerde Enver Pasa'ya çamur atmak amaciyla Sarikamis Harekâti1 tarihi gerçekler çarpitilarak temcit pilavi gibi isitilip gündeme getirilmektedir.
Enver Pasa varligini Orta Asya Türklerinin bagimsizligina ve birligine armagan ederek 4 Agustos 1922 tarihinde bir Kurban Bayrami sabahi Tacikistan'da Belcivan yakinlarinda Ruslara karsi girdigi çatisma sonunda hayata gözlerini yummustur. Enver Pasa ölümünün ardindan Türkistan'dan ve Rusya'nin diger bölgelerinden gelen on binlerce insanin istirakiyle Çegan Tepesi'ne defnedilmistir. Enver Pasa'nin mezari bundan sonra adeta kutsal bir mekân haline gelmis ve Orta Asya Türkleri tarafindan her vesileyle ziyaret edilmeye baslanmistir. Burada Enver Pasa adi etrafinda bir "mit" dogdugunu gören Sovyet idarecileri endiseye kapilarak onun mezarinin ziyaret edilmesini yasaklamak suretiyle Turanci fikirlerin yeserip gelismesini engellemek istemislerdir. Diger yandan Türk Devleti, Süleyman Demirel öncülügünde2 1996 yilinda Enver Pasa'ya aide-i itibar etmis ve Tacikistan'da bulunan mezari Istanbul'a getirilerek Mahmut Sevket Pasa ve Talat Pasa gibi eski silah arkadaslarinin mezarlarinin bulundugu Sisli'deki Abide-i Hürriyet Tepesi'nde yeniden defnedilmistir.
Bu makalenin amaci Enver Pasa'nin biyografisini yazmak degildir. Bu arastirmada Enver Pasa'nin naasinin Tacikistan'dan Türkiye'ye getirilisinin ulusal gazetelere (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Aksam, Yeni Yüzyil, Sabah, Türkiye, Yeni Safak, Zaman, Milli Gazete ve Akit) nasil yansidigi içerik analizi yöntemiyle ortaya konulacaktir. Bu makalede ilkin Enver Pasa'nin kisa biyografisine yer verilecek ardindan da naasinin Abide-i Hürriyet Tepesi'ne defnedilmesi amaciyla düzenlenen tören hakkinda bilgi verilecektir. Daha sonra Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi üzerine yazilmis köse yazilari içerik çözümlemesine tabi tutularak, yazarlarin Enver Pasa'ya karsi bakislari ortaya konulacaktir. Bir sonraki asamada Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesine olumlu ve olumsuz bakan seçkinlerin (gazeteciler, milletvekilleri ve akademisyenler) görüslerine yer verilecektir. Makalede son olarak Enver Pasa'nin Çegan Tepesi'nde bos kalan mezarinin akibeti ele alinacaktir.
Enver Pasa'nin Kisa Biyografisi
Mustafa Ahmet Pasa'nin oglu olarak 1881 yilinda Istanbul'da dünyaya gelen Enver Pasa babasinin memuriyeti nedeniyle çocuklugunu Manastir'da geçirmistir. 3 1897 yilinda Harbiye'den mezun olan Enver Bey, 1902'ye kadar Türkiye'nin Avrupa vilayetlerinde görev yapmistir. 1899-1902 yillari arasinda piyade subayi olarak Genelkurmay okuluna giren Enver Bey bu okulu ikincilikle bitirmistir. Daha sonra bir süre Genel Kurmayda görev yapan Enver Bey, Sadrazam Hilmi Pasa'nin emrine verilmistir. Enver Bey, Ittihat ve Terakki Cemiyeti'yle ilk olarak kurmay binbasi olarak görev yaptigi Selanik'te irtibata geçmistir. 1908 yilinda Niyazi Bey'den sonra Enver Bey'de bir tim kurarak Tikves dolaylarinda Bulgar çetelere karsi mücadele etmistir. Ihtilalden sonra 23 Mayis 1909 tarihinde askeri atase olarak Berlin'e gönderilen Enver Bey burada Almanya'yi ve bu ülkenin kültürünü yakindan tanima firsati bulmustur. 1910 yilinda bir süre Londra'da da bulunan Enver Bey ertesi yil Trablusgarp Savasi'na katilarak diger Teskilat-i Mahsusa mensubu arkadaslariyla birlikte Senusileri Italyanlara karsi örgütlemistir.4 Ikinci Balkan Savasi'nda Edirne'yi Bulgarlardan geri alan Enver Bey, Süleyman Efendi'nin kizi Naciye Sultan ile evlenerek saraya damat olmustur. 23 Ocak 1913 tarihinde "Bab-i Ali Baskini" olarak bilinen darbeyi gerçeklestirerek Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin Türkçü kanadinin iktidara gelmesini saglamistir. Birinci Dünya Savasi'nda Harbiye Naziri olarak görev yapan Enver Pasa Mondros Ateskes Anlasmasi'nin imzalanmasindan sonra yurtdisina çikmak zorunda kalmistir. Berlin, Moskova, Batum ve Bakü gibi bölgelerde çesitli girisimlerde bulunduktan sonra Buhara'ya intikal etmis ve bazi Basmaci gruplarinin basina geçerek Türkistan bagimsizlik mücadelesini yürütmüstür.5 Enver Pasa 4 Agustos 1922 tarihinde Ruslarin karargâhina yaptiklari bir baskinda Pamir Daglari'nin eteginde Belcivan kasabasi Abi-derya Köyü yakinlarinda ölmüs ve vasiyeti üzerine Çegan Tepesi'ne defnedilmistir.6
Tören
Enver Pasa'nin naasi 3 Agustos 1996 tarihinde Tacikistan'dan Türkiye'ye getirilerek bir gün sonra Türkiye'nin Dokuzuncu Cumhurbaskani Süleyman Demirel'in katildigi birinci sinif askeri törenle Abide-i Hürriyet Tepesi'nde Mahmut Sevket Pasa, Talat Pasa ve Bahattin Sakir gibi eski mücadele arkadaslarinin yaninda topraga verilmistir.7 Bu törene birçok üst düzey devlet görevlisi ve Enver Pasa'nin yakinlari (torunlari Arzu Enver Sadikoglu, Nese Mayatepek ve Nilüfer Ünlü gibi) katilmistir.8
Süleyman Demirel törende yaptigi konusmada Enver Pasa hakkinda sunlari dile getirmistir: "Enver Pasa hatasiyla sevabiyla yakin tarihimizin önemli bir simasidir. Tarihin geçmiste kalan olaylari yargilayip dogru kararlara varacagindan süphemiz yoktur. Enver Pasa gerçek bir vatansever, milliyetçi idealist çok dürüst bir askerdir. Enver Pasa Türk halkinin gözünde bir kahramandir. Milletimizin bu duygusuna gösterdigimiz sayginin bir nisanesi olarak Tacikistan'daki kardeslerimiz tarafindan mezari bir evliya türbesi gibi ziyaret edilen Enver Pasa'yi oradan alip bu tarihi mekâna, Hürriyet-i Ebediye Tepesine kendi arkadaslarinin yanina getirmis bulunuyoruz. Böylece Enver Pasa'nin vatan hasreti ve sürgün süresi son bulmaktadir."9 Törene Devlet Bakani sifatiyla katilan Abdullah Gül ise Enver Pasa'nin yakin tarihimizde önemli rol oynamis bir Türk askeri oldugunu belirterek bu konuda sunlari söylemistir: "Ömrü boyunca çok önemli olaylara ve kararlara sahit olmus Enver Pasa'nin naasini Tacikistan'dan Istanbul'a nakletmis bulunuyoruz. 74'üncü ölüm yil dönümüne yetismesi için bütün kurumlarimiz gayret göstermistir. Asya'da bütün Müslüman ve Türk yurtlarini birlestirip, bu ülkü ugruna savasirken binlerce kardesimizle sehit olmus bir komutanimizdir."10
Türk Basininda Enver Pasa
Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi 2-8 Agustos 1996 tarihleri arasinda yayimlanan ulusal gazetelerde genis yanki bulmustur. Kimi gazeteler sadece naasin getirilisi haberlerine yer verirken, Hürriyet, Milliyet, Yeni Yüzyil ve Sabah gazetesi gibi yayin organlari Enver Pasa'nin hayati hakkinda tafsilatli yazi dizileri de yayimlamislardir (bkz. Tablo1). Yazi dizisi yer almayan gazeteler bu konudaki haberlere sütunlarinda ortalama iki veya üç gün yer vermislerdir. Yapilan haber sayisi bakimindan Milliyet ve Yeni Yüzyil gazeteleri basi çekerken, en az haber sayisi Aksam gazetesinde yer almaktadir. Köse yazisi sayisi fazla olan Sabah (4), Hürriyet (3) ve Milliyet (3) gibi yayin organlarinda olumsuz bir Enver Pasa algisi hâkim iken, olumlu görüs bildiren Türkiye (1) ve Yeni Safak (3) gazetelerindeki makale sayisi daha azdir. Naasin getirilisi vesilesiyle yayimlanan makalelerde genelde olumsuz bir Enver Pasa imajinin hâkim oldugu söylenebilir.
Liberal, sol, Islamci ve Türkçü anlayisi temsil eden dokuz ulusal gazetede yayimlanmis olan köse yazilari 38 farkli kategoride degerlendirilmis ve liberal gazetelerin Enver Pasa hakkinda bilindik ön yargili tutumlarini sürdürerek "Sarikamis", "90 bin asker/Mehmetçik", "Allahüekber Daglari" ve "hayalci/maceraci/düsçü" gibi daha çok olumsuz çagrisim yaptiran kelimelere vurgu yaptiklari, buna karsilik Enver Pasa'nin erdemlerini yansitan "ülkücü/idealist", "vatansever" ve "gözüpek/cesur" gibi olumlu hiçbir sifata yer vermedikleri görülmektedir. Hatta liberal gazetelerin bununla da kalmadiklari Enver Pasa'yi rencide eden "Alman masasi/hayrani" ve "Germanofil/Enverland" gibi ifadelere yer verdikleri tespit edilmistir. Liberal ve sol gazetelerde, sagda yer alan gazetelere göre Enver Pasa ve Mustafa Kemal Pasa karsitligi daha fazla islenmistir. Islamci gazetelerde Nazim Hikmet'in naasinin Türkiye'ye getirilmesi hususu hiç ele alinmazken özellikle Hürriyet ve Milliyet gazetelerindeki köse yazilarinda bu konunun israrla dile getirildigi görülmektedir. Yani Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesiyle Nazim Hikmet'inki arasinda bir paralellik kurulmaktadir (bkz. Tablo 2 ve 3).
Islamci gazeteler içinde sadece Zaman, "Sarikamis", "Allahüekber Daglari", "Hayalci/maceraci/düsçü" gibi olumsuz çagrisim yaptiran sifat ve isimlere yer verirken, Akit'te yayimlanmis olan tek köse yazisinda Enver Pasa hakkinda olumsuz düsüncelere fazla yer verilmedigi görülmektedir. Diger yandan, Yeni Safak gazetesi, Enver Pasa'nin sahip oldugu "ülkücü/idealist", "vatansever", "gözüpek/cesur" ve "sehit/sehadet" vb. birçok olumlu karakter özelligine yer verdigi gibi, "Türk birligi", "Türkistan(li)", "Islam birligi/dünyasi", "Basmacilar" ve "Antiemperyalizm" gibi kelimeleri vurgulayarak, Enver Pasa'nin Trablusgarp'ta ve özellikle Orta Asya'da yapmis oldugu mücadelenin öyle rastgele girilmis bir mücadele olmadigini ortaya koymaktadir. Özellikle "Islam birligi/dünyasi" kelimesinin yedi kez tekrarlanmasi, Enver Pasa'nin mücadelesinde "Islam birliginin" saglanmasina verilen önemi vurgulamaya yöneliktir. Ayrica Yeni Safak, Said Nursi (Bediüzzaman) kelimesine üç kez atifta bulunarak, Enver Pasa'nin Birinci Dünya Savasi döneminde Said Nursi'nin Isaret-ül Icaz11 adli eserinin yayimlanmasina yaptigi katkiyi dile getirmektedir (bkz. Tablo 3). Türkiye gazetesinde Nevzat Yalçintas tarafindan kaleme alinan makalede ise, Enver Pasa'nin Türkistan bagimsizlik mücadelesi ugruna sehit oldugu kuvvetli bir sekilde vurgulanmaktadir. Bu yüzden "sehit/sehadet" (9) ve "Türkistan(li" (8) kelimelerine yapilan vurgular diger bütün gazetelere nispetle daha belirgindir.
Naasin Türkiye'ye Getirilmesine Seçkinlerin Bakisi
Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi Türk basininda genis sekilde tartisilmistir. Ortaya çikan görüsler iki grupta toplanabilir. Birinci grup, mezarin Türkiye'ye getirilmesine olumlu bakanlarin ve bunun Enver Pasa'ya karsi gösterilmis bir kadirsinaslik ve vefa örnegi oldugunu savunanlarin olusturdugu gruptur. Ikincisi grup ise Enver Pasa'nin Türkiye'ye hiçbir faydasinin dokunmadigini savunanlarin dolayisiyla mezarin Türkiye'ye naklinin dogru olmadigini düsünenlerin meydana getirdigi topluluktur.
Dönemin gazetelerinde yer alan köse yazilarinda Hürriyet yazarlari Oktay Eksi ve Emin Çölasan ile Milliyet yazari Dogan Heper, Enver Pasa'nin mezarinin Türkiye'ye getirilmesine evet derlerken, bu durumun Nazim Hikmet'in mezarinin Türkiye'ye nakline de örnek olusturmasi gerektigini savunuyorlar. Eksi ve Çölasan, Enver Pasa hakkinda bilindik olumsuz tavirlarini sürdürürlerken, Heper'in biraz daha tarafsiz kalma gayreti içinde oldugu göze çarpmaktadir. Bu konuda yorum yapan yazarlar arasinda en tarafsiz olani Cumhuriyet gazetesi yazari Ilhan Selçuk'tur. Çünkü Selçuk, Enver Pasa'nin ne Islamcilara ne de sol Kemalistlere yaranamadiginin altini çizmektedir. Diger yandan Enver Pasa'nin mezarinin nakledilmesine karsi çikanlar iki grupta toplanabilir. Bunlardan birincisi, Enver Pasa'nin ugruna "sehit" oldugu Türkistan topraklarinda kalmasinin daha dogru oldugunu düsünen Türkçü/Turanci düsünceye sahip olan kimselerdir. Bu grupta yer alan seçkinlere göre, Enver Pasa Türkistan'in bagimsizligi ugruna topraga düsmüstü ve orada kalmaliydi, ikinci grupta yer alan Refah Partisi Milletvekili Ersönmez Yarbay gibi Islamcilar ise Ittihatçi ve Enver Pasa düsmanligindan kaynaklanan nedenlerle hem mezarin Türkiye'ye getirilmesine karsi çikan hem de Enver Pasa hakkinda ön yargi besleyen kimselerdir. Ancak Islamci tarafta yer alan Yeni Safak yazarlari Mustafa Özcan ve Ahmet Ridvan hem mezarin getirilmesine hem de Enver Pasa'nin kisiligine olumlu bakmaktadirlar. Bu baglamda özellikle Enver Pasa'nin Said Nursi'nin Isaret-ül Icaz adli eserinin yayimlanmasina maddi destek sagladigina vurgu yapilarak iki tarihi sahsiyet arasindaki olumlu iliskiler gündeme tasinmaktadir (bkz. Tablo 4).
Naasin Türkiye'ye Getirilmesine Olumlu Bakanlar
Hürriyet gazetesinde 3 Agustos 1996 tarihinde Oktay Eksi imzasiyla yayimlanan makalede Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi onaylanirken, Demirel'in ayni sekilde Nazim Hikmet'in mezarinin getirilmesine de ön ayak olmasi çagrisinda bulunulmustur. Eksi, Enver Pasa'nin Türkiye'ye çok sey kaybettirdigini söyleyerek bu bakimdan sayet Enver Pasa'nin naasi Türkiye'ye getiriliyorsa Nazim Hikmet'in ülkenin her yerine heykellerinin dikilmesi gerektigini vurgulanmistir. Eksi, tarihi gerçekleri çarpitarak Enver Pasa'nin Almanlarin masasi olarak degerlendirilebilecek kadar Alman taraftari oldugunu yazmaktadir. Bu makalede ayrica Enver Pasa'nin Sarikamis muharebelerinde doksan bin askerin ölümüne ve Osmanli Imparatorlugu'nun batmasina neden oldugu yolunda bilindik klise sözler siralanmaktadir.12 Eksi, 4 Agustos 1996 tarihinde yazdigi köse yazisinda ise Sarikamis muharebelerinde 90 bin sehit verildigi bilgisini tekrarlamistir. Eksi, bu makalede Enver Pasa'nin mezari burada peki Sarikamis'ta ölen askerlerin ki nerede onlari gelecekteki kusaklara hatirlatacak anitlar nerede diye sorarak mezarin Türkiye'ye getirilmemesi gerektigini vurgulamistir. Hatta Enver Pasa ve Mustafa Kemal Pasa arasindaki ihtilafa da gönderme bulunarak onun kemiklerini hiç sevmedigi birinin kurdugu Türkiye Cumhuriyeti'nde muhafaza edecegiz diye yakinmistir.13
Emin Çölasan ise yazmis oldugu köse yazisinda Enver Pasa'nin hayat hikâyesinden bazi kesitler sunarak Sarikamis'i temcit pilavi gibi gündeme tasimaktadir. Enver Pasa'nin bir kahramandan ziyade bir maceraperest oldugunu söyleyen Çölasan, daha insafli davranarak Enver Pasa'nin devlete hizmetlerinin oldugunu ancak sevaplarinin yaninda günahlarinin daha agir bastigini ileri sürmektedir. Çölasan da Mustafa Kemal Pasa ve Enver Pasa arasinda kiyas yaparak birincinin daha gerçekçi oldugunu vurgulamaktadir.14
Ilhan Selçuk ise yirminci yüzyilin imparatorluklar çagina son verdiginin altini çizerek bu konudaki düsüncesini "ne Osmanli Imparatorlugu'nun yikildigina hayiflanilmali ne de Enver Pasa ve arkadaslarina kizmali" diyerek dile getirmektedir. Enver Pasa ve II. Abdülhamit gibi sahsiyetlerin siyasete malzeme yapildigini söyleyen Selçuk, Islamcilarin oldum olasi Ittihatçilara ve Enver Pasa'ya düsman olduklarini Kemalistlerin ise onu maceracilikla suçladiklarini ifade ederek Enver Pasa'nin sahipsiz kaldigi tespitini yapmaktadir. Makalede ayrica Enver Pasa'nin "Turan milliyetçisi" Mustafa Kemal'in ise "Anadolu milliyetçisi" oldugu bilgisi okuyucuyla paylasilmaktadir.15
Dogan Heper 1943 yilinda Talat Pasa'nin naasinin Berlin'den, 1951 yilinda Mithat Pasa'nin naasinin ise Taif'ten, Türkiye'ye getirildigini vurgulayarak bunun bir kadirsinaslik örnegi oldugunu yazmaktadir. Yurtdisinda ölen Türk büyüklerinin naaslarinin yurda getirilmesini olumlu gören Heper, Vahdettin ve Nazim Hikmet gibi kimselerin mezarlarinin da Türkiye'ye getirilmesi gerektigini savunmaktadir.16
Suphi Karaman daha tarafsiz ve objektif bir tutum sergileyerek gecikmiste olsa Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesinin olumlu oldugunu düsünen yazarlar arasindadir. Karaman, Enver Pasa'nin Balkan Savaslarindan sonra silahli kuvvetleri gençlestirerek, ates gücü ve manevra kabiliyeti yüksek bir ordu meydana getirdigini vurgulamaktadir. Karaman, Enver Pasa'yi cesur, namuslu, atilgan ve kahraman bir asker olarak degerlendirmektedir.17
Naasin Türkiye'ye getirilmesini savunanlardan Enver Pasa'nin torunu Osman Mayatepek ise bu konudaki görüslerini asagidaki sekilde kelimelere dökmektedir: "Enver Pasa [...] Türk milletinin yetistirdigi vatansever, cesur ve kahraman bir askerdi. Türk ve Türklük ideali ugruna hayatini feda edecek kadar cesur ve idealist bir adamdi. Cumhurbaskani Süleyman Demirel beni arayarak konuyu ilettiginde çok duygulandim bir süre konusamadim. Tacikistan Cumhurbaskani'yla konustugunu ve dedemin naasinin sehit düstügü gün Hürriyet-i Ebediye Aniti sahasina defnedilecegini söyleyince nasil tesekkür edecegimi bilemedim."18
Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesinin isabetli oldugunu savunan Mustafa Özcan ise bu konudaki görüslerini asagidaki sekilde ifade etmektedir: "Kimilerince [...] Islam ve Türk birliginin bir âlem ve nisanesi olarak Enver Pasa'nin naasinin oralarda kalmasi daha muvafik bulunmustur. Bence bu konuda telasa gerek yok. Naasi buraya tasinsa bile makami oradadir. Ayrica Islam birligi mücadelesinin sembol isimlerinden biri olan Enver Pasa'nin naasinin Islam birliginin remzi ve merkezi olan Istanbul'a getirilmesi de kaderin bir cilvesidir. Gayet isabetlidir. Demirel'i tebrik ederim."19
Mezarin Türkiye'ye getirilmesini dogru bulan Taha Akyol önemli bir hususa deginerek, Enver Pasa'nin Birinci Dünya Savasi'nin kaybedileceginin anlasilmasi üzerine Türk Istiklal Mücadelesini yürütecek bir orduyu bilinçli bir sekilde hazirladigini Akdes Nimet Kurat'i referans göstererek asagidaki sekilde ortaya koymaktadir: "Iste bu maksatla (Türk Istiklal Mücadelesini yürütmek) Enver Pasa (Erzurum'daki) 9. orduyu mümkün mertebe çok silah ve teçhizatla takviyeye önem vermistir ve hakikaten harbin sona erdigi tarihlerde Kafkas sinirinda her itibarla mükemmel olan iki tümen mevcuttu. Bu hazirlik sonralari çok hayirli olmus ve Kâzim Karabekir Pasa'nin Milli Mücadele baslangicinda kumanda edecegi 15. Kolordu iste bu 9. ordu birliklerinden teskil edilmistir."20
Ahmet Ridvan ise genelde Ittihatçilarin özelde de Enver Pasa'nin Islam birligi siyaseti güttüklerini vurgulayarak, bu hareketin Islam dünyasinda Libya'da Senusi, Misir'da Müslüman Kardesler ve Pakistan'da Cemaat-i Islami gibi antiemperyalist hareketlerin dogmasinda ve örgütlenmesinde büyük bir rol oynadiginin altini çizmektedir. Ridvan, Ittihatçilar içerisinde vatan, millet ve Islamiyet ugruna hayatlarini hiçe sayan birinci sinif bir kadronun Islam dünyasinda emperyalizm karsiti hareketlerin dogusundaki rolünü asagidaki sekilde ortaya koymaktadir: "Bu öncü kadrolarda öyle bir enerji ve irade, öyle yüksek bir politik bilinç ve öngörü mevcut idi ki, iliski kurduklari her Islam toplumunun bütün imkân ve kabiliyetlerini harekete geçirmenin sirrini yakalamis gibiydiler. Teorik planda Islamciligin çagdas bir ideolojiye dönüstürülmesinin tarihi biraz daha eskilere inse bile, siyasal bir ideoloji halinde onun bütün Islam dünyasini ihata edisi, hiç kuskusuz Birinci Büyük Savas içinde ittihatçilarin öncü kadrolarinin eseri olmustur."21 Ridvan ayrica Bediüzzaman Said Nursi ve Mehmet Akif gibi seçkinlerin Enver Pasa'nin Islam birligi siyasetini uygulama alanina sokma iradesini taktir ettiklerini yazmaktadir. Ridvan, Enver Pasa'yi "Isarat-ül Icaz'i (Mucizeli Isaretler) kendi parasiyla bastiran büyük adam" diye tarif eder.
Naasin Türkiye'ye Getirilmesine Olumsuz Bakanlar
Enver Pasa'nin naasinin Orta Asya'da (Türkistan) kalmasi gerektigini savunlar arasinda Timur Kocaoglu basi çekmektedir. Kocaoglu, Enver Pasa'nin ata topraklarini bagimsizligina kavusturmak gayesiyle çarpisirken "sehit" oldugunu vurgulayarak onun mezarinin Türkistan topraklarinda kalmasinin daha anlamli olacagini söylemistir.
Enver Pasa'nin mezarinin Tacikistan'da kalmasi gerektigini düsünen Murat Bardakçi bu konudaki görüsünü asagidaki sekilde dile getirmektedir: "Pasa hayatinin muharebesini Orta Asya'nin Pamir eteklerinde Çegan Tepesi'nde topraga akan kanlariyla diledigince yapti. Simdi gök kubbe altinda ondan kalan sada bu son kanli savasin hala o daglarda yasayan yankisidir. Birakalim oldugu yerde Çegan'da evliya türbesine dönmüs mezarinda kalsin Enver Pasa. Zira kemiklerini getirip te bu mezbeleye defnetmeye, Çegan Tepesi'ndeki o yankiyi susturmaya artik hiç mi hiç hakkimiz kalmadigini Hürriyet Abidesi'ndeki yaptiklarimizla çoktan ispat ettik."22
Emine Gürsoy Naskali ise naasin Türkiye'ye getirilisini "Tarihçilerin hükmü ne olursa olsun Enver Pasa 20. yüzyil tarihimize damgasini vurmus bir simadir. Bununla kalmayip kültürümüzün Orta Asya ufuklarinda bir nisan birakmis gibi mesafeyi görmemize vesile olmustur. Ancak Tacikler23 Enver Pasa'yi verirlerse üzülecegimi, hayal kirikligina ugrayacagimi söylemem gerekir. Çünkü Enver Pasa bizim oldugu kadar, Özbeklerin, Taciklerin ve Türkmenlerin Enver Pasasi'dir. Hayatini manevi yurdu bildigi o topraklarda yitirmistir."24 sözleriyle ifade etmistir.
Enver Pasa'nin mezarinin Türkiye'ye getirilmesine karsi çikanlardan Nevzat Yalçintas ise bu husustaki düsüncesini, "ata yurdumuzun, Ulug Türkistan'in bagimsizligi ugruna dogdugu ve yasadigi yerlerden binlerce kilometre uzakta cihat edip sonunda sehit olan milli kahramanimiz Enver Pasa'nin kabrini o ugrunda kanini akittigi topraktan Türkiye'ye nakletmek bizlere iste yapilmamasi gereken bir seyi yapmak gibi görünüyor. O sehit kabrini niçin bosaltiyoruz?"25 sözleri ile ifade etmektedir. Yalçintas'ta bu düsüncesini tipki Naskali gibi Enver Pasa'nin sadece Türkiye Türklerinin degil bütün Türkistan'in "ortak kahramani" oldugu seklinde gerekçelendiriyor. Yalçintas, Aydinlar Ocagi'nin 11 Mayis 1996 tarihinde Konya'da yapilan toplantisinda mezarin naklinin doguracagi mahsurlar üzerinde duruldugunu ve bu konuyu gündeme getiren dönemin Kültür Bakani Agah Oktay Güner'e bir heyet gönderilerek bu isten vaz geçilmesinin dogru olacaginin bildirilmesi yönünde karar alindigini söylemistir.26
Dönemin Refah Partisi Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay da Enver Pasa'nin hayatinin yenilgilerle dolu oldugunu Osmanli devletinin çöküsüne ve Türkistan mücadelesinin basarisizligina neden oldugundan dolayi mezarinin Türkiye'ye getirilmesinin dogru olmadigini söylemistir.27
Çegan Tepesindeki Bos Mezar
Yukarida vurgulandigi gibi, Enver Pasa Türkistan bagimsizlik mücadelesinde 4 Agustos 1922 tarihinde Tacikistan'in Abi-derya mevkiinde Bolseviklere karsi çarpisirken sehit düsmüstü. Enver Pasa ölümünden sonra Belcivanli Müslümanlar tarafindan çatisma alanindan gece karanligindan yararlanilarak Çegan Tepesi'ne getirilmis ve orada defnedilmistir. Türkçe kaynaklarda Enver Pasa'nin sehit oldugu yer anlatilirken Hovaling'ten pek bahsedilmese de Çegan Tepesi bu kasabaya daha yakindir.28
Çegan Tepesi'nde üç adet mezar yer almaktadir. Mezarlarin bulundugu kaideye varildiginda sag tarafta iki mezar bulunmaktadir. Ilk bastaki Enver Pasa'ya onun hemen arkasindaki ise Devletment Bey'e29 aittir. Sol tarafta tek basina duran mezar ise Enver Pasa'nin yaveri Faruk Efendi'nin30 kabridir. Enver Pasa'nin naasi 1996 yilinda Türkiye'ye getirilmeden önce Pasa'nin mezarini tam olarak tespit etmek amaciyla oradaki mezarlarin hepsi açilmistir.
Enver Pasa'nin Çegan Tepesi'ndeki mezarinin bakimi 1969 yilina kadar Hovalling'e bagli Züveyir Köyü sakinlerinden Talip Sah tarafindan yapilmistir. Bu sahis bizzat Enver Pasa'nin karargâhinda ekonomik isler sorumlusu olarak görev yapmis ve Enver Pasa'nin cesedinin Ruslarin eline geçmesini önleyerek Çegan Tepesi'ne kaçiran ekibin içinde yer almistir. Talip Sah, Enver Pasa'nin mezarina bakma görevini oglu Muzaffer Sah'a vasiyet etmistir.31 Muzaffer Sah'in ölümünden sonra ise bu görevi onun oglu Zeydullah Muzafferi üstlenmistir. Zeydullah Bey çocuklariyla birlikte Çegan Tepesi'ne bes kilometre mesafede yer alan Züveyir Köyü'nde yasamaktadir. Zeydullah Muzafferi'nin verdigi bilgilere göre Türkiye'den Çegan Tepesi'ne her yil on on bes civarinda ziyaretçi gelmektedir.32
Çegan Tepesi'nde yer alan mezarlarin bulundugu yeri düzenleme isini Mehmet Çelik Sirketler Grubunun Tacikistan Koordinatörü Irfanuddin Güven almistir. Güven'in bildirdigine göre, anit mezarin yapimi Eylül 2014 itibariyla Tacikistan güvenlik birimlerinden hâlen izin beklemekteydi. Çünkü her ne kadar Tacikistan Cumhurbaskani Rahman tamam demis olsa da böyle bir anit mezarin yapilmasina Tacikistan istihbarat birimleri pek sicak bakmamaktadir. Proje TIKA tarafindan finanse edilmektedir. Ayrica Türkiye, Züveyir Köyü'nden anit mezara kadar ulasimi saglayacak bes kilometrelik stabilize bir yol yapimini da üstlenmistir.33 Belcivan ve Hovalling'ten Çegan Tepesi'ne yolculuk oldukça zor ve mesakkatlidir. Bu kasabalardan sonra cip veya traktörle gidilebilmektedir.
Sonuç
Yukarida yapilan çözümlemede görüldügü gibi, Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi Türk basininda genis yer bulmustur. Liberal ve sol gazeteler genellikle Enver Pasa hakkinda bilindik klise sifatlari ve sözleri tekrarlarken, sagda yer alan Islamci ve Türkçü bakis açisiyla yazilmis olan makalelerde nispeten daha olumlu bir Enver Pasa imajina rastliyoruz. Ancak cumhuriyet döneminde Enver Pasa hakkinda yapilan olumsuz propagandalarin etkisiyle gazete yazarlarinin hepsinin az çok "Sarikamis", "90 bin asker/Mehmetçik", "Allahüekber Daglari" vb. sifat ve isimleri gündeme getirdikleri görülmektedir. Özellikle Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesine olumlu bakan liberal ve sol gazetelerde olumsuz bir Enver Pasa imaji öne çikmaktadir. Islamci gazeteler arasinda ise sadece Yeni Safak'ta olumlu bir Enver Pasa resmine rastlamak mümkündür. Bu gazetede yayimlanan makalelerdeki olumlu yaklasimda ise Enver Pasa'nin mücadelesinin Islam birligine hizmet eden yani ve Enver Pasa'nin Bediüzzaman Said Nursi ile tesis etmis oldugu olumlu iliskiler önemli bir rol oynamistir.
Mezarin Türkiye'ye nakline "hayir" diyen köse yazarlari ve bilim adamlarinin görüslerinde ise olumlu bir Enver Pasa imajina rastlanmaktadir. Nevzat Yalçintas, Timur Kocaoglu ve Emine Gürsoy Naskali gibi seçkinler, Enver Pasa'nin bagimsizligi ugruna sehit düstügü Türkistan topraklarinda kalmasinin daha dogru oldugunu savunan Türkçü düsünceye sahip sahsiyetlerdir. Dolayisiyla bu kisilerin mezarin getirilmesine karsi çikislariyla, Murat Bardakçi ve Ersönmez Yarbay gibi kimselerin karsi oluslari arasinda büyük bir fark vardir. Birinci grupta yer alanlar Enver Pasa'nin mezarinin Tacikistan'da bulunmasinin Türkistan birligini simgeledigine inanirlarken, ikinci grupta yer alanlarin Enver Pasa'yi karalamaktan baska bir amaçlari bulunmamaktadir.
Bu satirlarin yazarina göre, Enver Pasa'nin mezari Çegan Tepesi'nden Abide-i Hürriyet Tepesi'ne getirilmemeliydi. Bir kere Çegan Tepesi gerçekten görülmeye deger yesilliklerle çevrili ve huzurlu bir yer olmasina karsin, Abide-i Hürriyet adeta kusa çevrilerek Çaglayan Adalet Sarayi'nin gölgesinde kalmistir. Hiç kuskusuz Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi bir kadirsinaslik ve vefa örnegidir. Ancak Enver Pasa'nin naasinin Türkistan ve Türk birliginin bir nisanesi olarak Çegan Tepesi'nde kalmasi daha isabetli olurdu. Bütün bunlara ragmen günümüzde Çegan Tepesi'nde mezarlarin yer aldigi alanin düzenlenmesinin Türkiye Cumhuriyeti tarafindan üstlenilmis olmasi önemli bir husustur. Hatta TIKA sadece bu mezar alanini düzenlemekle kalmamali, Hovaling'ten Çegan Tepesi'ne ulasimi rahat bir sekilde saglayacak bir yol yapimi da üstlenilmelidir.
Yapilan yorumlarda Enver Pasa'nin mezarinin Türkiye'ye nakli baglaminda Mithat Pasa'nin (Taif) ve Talât Pasa'nin (Berlin) mezarlarinin da Türkiye'ye getirildikleri vurgulanarak, Nazim Hikmet ve Vahdettin'in naaslarinin da Türkiye'ye nakledilmesi gerektigi üzerinde durulmustur. Türkiye'de günümüzde Yeni Osmanlici anlayisin yerlesmesi için hiç bir firsatin kaçirilmadigi bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan da Vahdettin'in naasinin Türkiye'ye getirilmesine ön ayak olarak bu konuyu siyasal bir fayda saglama araci haline getirebilir.
* Makalenin Gelis Tarihi: 20.01.2015 Kabul Tarihi: 04.11.2015
1 Sarikamis Harekâtinin tarafsiz bir degerlendirmesi için bkz. Necati, Bölükbasi, Tarihin Arka Yüzündeki Sarikamis Harekâti, Yazarin kendi yayini, Istanbul, 2014.
2 Enver Pasa'nin naasinin Türkiye'ye getirilmesi konusu dönemin Kültür Bakani Agah Oktay Güner tarafindan ortaya atilmistir. Akabinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Dokuzuncu Cumhurbaskani Süleyman Demirel bu görüsü benimseyerek, 1995 yilinda Dusanbe'ye yapmis oldugu resmi ziyarette bu konuyu gündeme getirmistir. Tacikistan Cumhurbaskani Imamali Rahman'in naasin Türkiye'ye nakline yesil isik yakmasi üzerine süreç baslamistir (Tarihin arka sayfasindan, Milliyet, 4 Agustos 1996, s.15).
3 Enver Pasa'nin çocuklugundan 1908 Ihtilali'ne kadar olan hayati için ayrintili olarak bkz. Halil Cengiz, Erdogan, Enver Pasa'nin Anilari (1881-1908), Iletisim Yayinlari, Istanbul, 1991. Ayrica bu konuda asagidaki eserlere bakilabilir: Sevket Süreyya, Aydemir, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Pasa, Birinci Cilt (1860-1908), Remzi Kitabevi, Istanbul, 1970, Sevket, Süreyya Aydemir, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Pasa, Ikinci Cilt (1908-1914), Remzi Kitabevi, Istanbul, 1992, Sevket, Süreyya Aydemir, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Pasa, Üçüncü Cilt (1914-1922), Sekizinci Basim, Remzi Kitabevi, Istanbul, 2006.
4 Enver Pasa'nin Trablusgarp'taki mücadelesi için bkz. Cemal, Kutay, Trablusgarp'ta bir avuç kahraman, Tarih Yayinlari, Istanbul, 1963.
5 Enver Pasa'nin Türkistan'daki bagimsizlik mücadelesinde oynadigi rol için ayrintili olarak bkz. Ali, Bademci, Türkistan Milli Istiklal Hareketi ve Enver Pasa 1917-1934, Ötüken Yayinlari, Cilt I ve II, Istanbul, 2008, Mehmet, Alperen, Turan Islam Devleti: Son Cihangir Enver Pasa, Yunus Yayinlari, Istanbul, 2009 ve Feridun, Kandemir, Enver Pasa Türkistan'da, Bariman Basimevi, Istanbul,1945.
6 Enver Pasa'nin hayatinin son yillari ve sehit olusuyla ilgili olarak birçok eser yazilmistir. Bu konuda asagidaki kitaplara bakilabilir: Yaver Suphi Bey, Enver Pasa'nin Son Günleri, Çati Yayincilik, Istanbul, 2007, Grigoriy, Sergeyeviç Agabekov, Enver Pasa Nasil Öldürüldü?, Bengi Yayinlari, Istanbul, 2011 ve Emir Sekip, Arslan, Sürgünde Üç Ölüm: Enver, Talat ve Cemal Pasalarin Bilinmeyen Yönleri, 3. Baski, Truva Yayinlari, Istanbul, 2004.
7 Enver Pasa artik vatan topraginda, Aksam, 4 Agustos 1996, s.8.
8 Bu törene; Genel Kurmay Baskani Ismail Hakki Karadayi, Birinci Ordu Komutani Hikmet Köksal, Üçüncü Ordu ve Bati Garnizon Komutani Korgeneral Edip Baser, Istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazicioglu, Devlet Bakani Abdullah Gül, Kültür Bakani Ismail Kahraman, Saglik Bakani Yildirim Aktuna, Milli Savunma Bakani Turhan Tayan, DYP Ankara Milletvekili Ünal Erkan, CHP Samsun Milletvekili Murat Karayalçin, ANAP Bursa Milletvekili Ilhan Kesici, Istanbul Cumhuriyet Bassavcisi Ferzan Çitiçi, Enver Pasa'nin kizi Türkan Mayatepek'in kizinin oglu Osman Mayatepek, oglu Ali Enver'in kizi Arzu Enver Sadikoglu, Nese Mayatepek ve Nilüfer Ünlü gibi idareciler ve sahislar katilmislardir (Enver Pasa'ya devlet töreni, Cumhuriyet, 5 Agustos 1996, s.6.)
9 Enver Pasa artik rahat, Aksam, 5 Agustos 1996, s.7 ve ayrica bkz. Enver Pasa'ya devlet töreni, Cumhuriyet, 5 Agustos 1996, s.6.
10 Vatanina kavustu, Sabah, 5 Agustos 1996, s.2.
11 Said Nursi'nin Birinci Dünya Savasi'nda Van savunmasi sirasinda Arapça olarak yazmis oldugu eserdir. Said Nursi bu kitabin bastirilma hikayesini su sekilde anlatmistir: "Pasinler'de harp cephesinde Isarat-ül Icaz'i telif ettim. Esaret dönüsü Istanbul'da Harbiye Naziri ve Baskumandan Enver Pasa, "Hocam, benim de hizmetim olsun, bu kiymetli eserinizi müsaade ederseniz ben bastirayim" dedi. Ben de madem hizmet etmek istiyorsun, o halde kagidini sen al dedim. O da kagidi temin etti, eseri bastirdim (dibajans.com/diyanet/isaratül-icaz/59/, 14.11.2014).
12 Oktay, Eksi, Enver Pasa'ya evet ama..., Hürriyet, 3 Agustos 1996, s.31.
13 Oktay, Eksi, Tarih hiç unutmuyor, Hürriyet, 4 Agustos 1996, s.25
14 Emin, Çölasan, Enver Pasa, Hürriyet, 3 Agustos 1996, s.5.
15 Ilhan, Selçuk, Enver Pasa, Cumhuriyet, 4 Agustos 1996, s.2.
16 Dogan, Heper, Enver Pasa Istanbul'da, Milliyet, 4 Agustos 1996, s.14.
17 Enver Pasa, Suphi Karaman, Cumhuriyet, 4 Agustos 1996, s.2.
18 Dedem iyi bir ressamdi, Milliyet, 5 Agustos 1996, s.14.
19 Mustafa, Özcan, Enver Pasa, Yeni Safak, 4 Agustos 1996, s.9.
20 Taha, Akyol, Enver Pasa, Milliyet, 4 Agustos 1996, s.17.
21 Ahmet, Ridvan, Enver Pasa, Bediüzzaman ve Akif, Yeni Safak, 5 Agustos 1996, s.5.
22 Dogan Heper, Enver Pasa Istanbul'da, Milliyet, 4 Agustos 1996, s.14.
23 Tacik seçkinlerden kimisi Enver Pasa'nin hem halk tarafindan hem de egitimli ve kültürlü insanlar tarafindan tanindigini belirtirken, kimileri de onun halk tarafindan unutulmus tarihi bir sahsiyet oldugunu ifade etmislerdir. Sözgelimi, Saadet Alimova Enver Pasa'nin Tacikistan halki açisindan ifade ettigi degeri asagidaki sözlerle dile getirmistir: "Enver Pasa'nin halk tarafindan tanindigini söyleyemem. Ancak Lakaylar, Enver Pasa'yi kendi tarihlerinin bir parçasi olarak gördüklerinden onu anmakta ve deger vermektedirler. Taciklerin Enver Pasa'yi unuttuklarini söyleyebilirim." (Sark Enstitüsü Direktörü Saadet Alimova ile 21.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme). Serbest gazeteci Recep Mirza ise özellikle tarih bilgisine sahip seçkinlerin hepsinin Enver Pasa'yi tanidigini söylemistir (Gazeteci Recep Mirza ile 16.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme). Seyfullah Seferov ise, Enver Pasa'nin herkes tarafindan tanindigini vurgulayarak, onu Basmaci Hareketi'nin içinde yer alan birisi olarak tanidiklarini ve Turancilikla iliskilendirdiklerini ifade etmistir (Tacikistan Stratejik Arastirmalar Merkezi Baskani Seyfullah Safarov ile 20.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme). Rasit Abdullah'in Enver Pasa hakkindaki görüsleri ise asagidaki gibidir: "Enver Pasa Tacikistan'da yaslilar tarafindan taninmaktadir. Çünkü bize Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi zamaninda okullarda Enver Pasa'nin bir Turanci oldugu ögretildi. Gençler tarafindan pek taninmayan Enver Pasa, seçkinler tarafindan pek sevilmemektedir. Diger yandan Enver Pasa'nin büyük bir sahsiyet oldugunu belirtmeliyim." (Rasit Abdullah ile 19.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme). Feridun Hadizade ise Enver Pasa'yi sokaktaki Tacik vatandaslarinin bazilarinin seçkinlerin ise önemli bir kisminin tanidigini söylemistir (Feridun Hadizade ile 12.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme).
24 Dogan, Heper, Enver Pasa Istanbul'da, Milliyet, 4 Agustos 1996, s.14.
25 Nevzat, Yalçintas, Sehid Enver Pasa'nin kabrinin nakli gerekli mi?, Türkiye, 2 Agustos 1996, s.2.
26 Nevzat, Yalçintas, Türkiye, 2 Agustos 1996, s.17.
27 Pasa'nin hayati yenilgilerle dolu, Milli Gazete, 6 Agustos 1996, s. 3.
28 Tacikistan'da 07.08. 2014- 04.09.2014 tarihleri arasinda yapilan alan çalismasi.
29 Devletment Bey Dogu Buhara'da (Tacikistan) Türkistan Bagimsizlik Mücadelesinde önemli rol oynamis ve Enver Pasa'nin yönetimi altinda mücadeleyi sürdürmüs olan Belcivan Beyi'dir. Devletment Bey, Tacik Kulaplari, Karluk, Katagan ve Semiz Özbeklerinin basi durumundaydi. Bu yüzden de ünlü asiret reisleri Danyal ve Isan beylerin basbugu durumundaydi. Enver Pasa ve Osmanli subaylarina son derece bagliydi. Aslen Tacik olmasina ragmen, çocuklarina Türkmen adi verecek kadar Türkmen, gerçek manada Müslüman ve çok dindar bir sahsiyetti (Ali, Bademci, Türkistan'da Enver Pasa'nin Umumi Muhaberat Müdürü Molla Nafiz'in Hatiralari, Sarikli Basmaci, Ötüken Yayinlari, Istanbul, 2010, s.192).
30 Faruk Bey, Birinci Dünya Savasi'nda Ruslar tarafindan esir alinan ancak Bolsevik Devrimi'nden sonra Rusya'dan Türkistan'a gelerek Buhara Cumhuriyeti'nin emrine giren on iki Türk subayindan birisiydi. Türkistan Bagimsizlik Mücadelesinde basindan itibaren önemli görevler ifa etmis ve Enver Pasa tarafindan Miralayliga yükseltilmis olan Faruk Bey mertligi, cesareti ve fedakârliklariyla temayüz etmis bir kimseydi. Enver Pasa'nin cenazesinde fenalasarak bayilanlar arasindaydi. Enver Pasa'nin sehadetinden bir süre sonra 9 Ocak 1923 tarihinde Kulap/Sazakli Muharebesi'nde agir sekilde yaralanarak sehit olmustur. Ertesi gün Selim Sami Kusçubasi tarafindan Çegan Tepesi'nde Enver Pasanin yani basina defnedilmistir. Zeki Velidi Togan onu "Türkistan'da Türk kahramanlik ve ülkücülügünün vücut bulmus sembolü" olarak tanimlamistir (Nevzat, Köseoglu, Sehit Enver Pasa, Ötüken Yayinlari, Istanbul, 2008, s.515).
31 Pasa torununa mektup geldi, Aksam, 5 Agustos 1996, s. 4, Enver Pasa'ya devlet töreni, Cumhuriyet, 5 Agustos 1996, s.6.
32 Zeydullah Muzafferi ile 31.08.2014 tarihinde Züveyir Köyü'nde yapilan görüsme.
33 Çelik Sirketler Grubu Tacikistan Koordinatörü Irfanuddin Güven ile 11.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
KAYNAKLAR
AGABEKOV, Grigoriy Sergeyeviç, Enver Pasa Nasil Öldürüldü, Bengi Yayinlari, Istanbul, 2011.
AKYOL, Taha, Enver Pasa, Milliyet, 4 Agustos 1996.
ALPEREN Mehmet, Turan Islam Devleti: Son Cihangir Enver Pasa, Yunus Yayinlari, Istanbul, 2009.
ARSLAN, Emir Sekip, Sürgünde Üç Ölüm: Enver, Talat ve Cemal Pasalarin Bilinmeyen Yönleri, 3. Baski, Truva Yayinlari, Istanbul, 2004.
AYDEMIR, Sevket Süreyya, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Pasa, Birinci Cilt (1860-1908), Remzi Kitabevi, Istanbul, 1970.
AYDEMIR, Sevket Süreyya, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Pasa, Ikinci Cilt (1908- 1914), Remzi Kitabevi, Istanbul, 1992.
AYDEMIR, Sevket Süreyya, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Pasa, Üçüncü Cilt (1914-1922), Sekizinci Basim, Remzi Kitabevi, Istanbul, 2006.
BADEMCI, Ali, Türkistan Milli Istiklal Hareketi ve Enver Pasa 1917-1934, Ötüken Yayinlari, Cilt I ve II, Istanbul, 2008.
BADEMCI, Ali, Türkistan'da Enver Pasa'nin Umumi Muhaberat Müdürü Molla Nafiz'in Hatiralari, Sarikli Basmaci, Ötüken Yayinlari, Istanbul, 2010.
BÖLÜKBASI, Necati, Tarihin Arka Yüzündeki Sarikamis Harekâti, Yazarin kendi yayini, Istanbul, 2014.
ÇÖLASAN, Emin, Enver Pasa, Hürriyet, 3 Agustos 1996.
Dedem iyi bir ressamdi, Milliyet, 5 Agustos 1996.
dibajans.com/diyanet/isaratül-icaz/59/, 14.11.2014.
EKSI, Oktay, Enver Pasa'ya evet ama..., Hürriyet, 3 Agustos 1996.
EKSI, Oktay, Tarih hiç unutmuyor, Hürriyet, 4 Agustos 1996.
Enver Pasa artik rahat, Aksam, 5 Agustos 1996.
Enver Pasa artik vatan topraginda, Aksam, 4 Agustos 1996.
Enver Pasa'ya devlet töreni, Cumhuriyet, 5 Agustos 1996.
ERDOGAN, Halil Cengiz, Enver Pasa'nin Anilari (1881-1908), Iletisim Yayinlari, Istanbul, 1991.
HEPER, Dogan, Enver Pasa Istanbul'da, Milliyet, 4 Agustos 1996.
KANDEMIR, Feridun, Enver Pasa Türkistan'da, Bariman Basimevi, Istanbul,1945.
KARAMAN, Suphi, Enver Pasa, Cumhuriyet, 4 Agustos 1996.
KÖSEOGLU, Nevzat, Sehit Enver Pasa, Ötüken Yayinlari, Istanbul, 2008
KUTAY, Cemal, Trablusgarp'ta bir Avuç Kahraman, Tarih Yayinlari, Istanbul, 1963.
ÖZCAN, Mustafa, Enver Pasa, Yeni Safak, 4 Agustos 1996.
Pasa torununa mektup geldi, Aksam, 5 Agustos 1996.
Pasa'nin hayati yenilgilerle dolu, Milli Gazete, 6 Agustos 1996.
RIDVAN, Ahmet, Enver Pasa, Bediüzzaman ve Akif, Yeni Safak, 5 Agustos 1996.
SELÇUK, Ilhan, Enver Pasa, Cumhuriyet, 4 Agustos 1996.
Tacikistan'da 07.08. 2014- 04.09.2014 tarihleri arasinda yapilan alan çalismasi Tarihin arka sayfasindan, Milliyet, 4 Agustos 1996.
Vatanina kavustu, Sabah, 5 Agustos 1996.
YALÇINTAS, Nevzat, Sehid Enver Pasa'nin kabrinin nakli gerekli mi?, Türkiye, 2 Agustos 1996.
YAVER, Suphi Bey, Enver Pasa'nin Son Günleri, Çati Yayincilik, Istanbul, 2007.
Görüsmeler
Çelik Sirketler Grubu Tacikistan Koordinatörü Irfanuddin Güven ile 11.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
Feridun Hadizade ile 12.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
Rasit Abdullah ile 19.08.2014 Tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
Recep Mirza ile 16.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
Sark Enstitüsü Direktörü Saadet Alimova ile 21.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
Tacikistan Stratejik Arastirmalar Merkezi Baskani Seyfullah Safarov ile 20.08.2014 tarihinde Dusanbe'de yapilan görüsme.
Zeydullah Muzafferi ile 31.08.2014 tarihinde Züveyir Köyü'nde yapilan görüsme.
Fahri TÜRK**
** Doç. Dr. Trakya Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi, Uluslararasi Iliskiler Bölümü Ögretim Üyesi, E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2015
Abstract
Enver Pasha was a statesman who has leaved his mark upon an important period of Turkish history. In the aftermath of the First World War Enver Pasha went to Turkestan, where he died in a battleground against Russian forces on August 4rd 1922. He was buried near the town Balchuvan in Chegan Hill in current-day Tajikistan. Due to incentives of Süleyman Demirel, Turkey gave Enver Pasha his reputation back and brought his remains to Istanbul and reburied in the Hill of the Monument of Freedom. This situation led to new discussions among Turkish elites, in which represented thoughts could be divided into two groups. First group consisting of proponents for the removal of Enver Pasha's remains from Tajikistan to Turkey thinks that this decision of the Turkish Government shows faithfulness and merit for Enver Pasha. Second group consisting of opponents for the removal of Enver Pasha's remains from Tajikistan to Turkey believes that Enver Pasha was not in favour of Turkey's interest. Therefore this initiative by the Turkish Government was considered to be as not just. This research work examines the reflection of the removal of Enver Pasha's remains from Tajikistan to Turkey in the national newspapers such as Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Aksam, Yeni Yüzyil, Sabah, Türkiye, Yeni Safak, Zaman, Milli Gazete and Akit using the method of content analysis.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer