ALTINKAÇ, Evren, Cumhuriyetin ílk Yillannda Aydinlar: Kurucu ideolojinin Seçkinleri. CTAD, Yil 7, Sayí 14 (Güz 2011), 114-132.
Bu calmada Cumhuriyet dönemi aydinlarinin Kemalizm ekseninde ortaya koyduklari toplumsal insa cabalan, yeni devletin yeni ideolojisinin sekillenmesindeki fonksiyonlari incelenmistir. Kadrocular basta olmak üzere, cestii aydin gruplarinin ortaya koydugu farkli önerilerin irdelendigi calmada, aynca Cumhuriyet dönemi aydinlarinin Batililasma düsturundan hareketle Kemalizm'e ve rejime bakislari analiz edilmistir. Yine, Kemaüst düsüncenin yayilmasinda etkili unsuru oían basin ve Halkevleri gibi kurumlar da irdelenmistir. Genel olarak bakildiginda Cumhuriyet'in ilk dönem aydinlan pozitivizmin etkisiyle toplumu yeniden sekillendirme misyonunu hayata geçiren bir grup olarak tammlanabilir.
Anahtar Sö^cükler: Aydinlar, Cumhuriyet, Kemalizm, Batililasma, Pozitivizm.
ALTINKA$, Evren, Intellectuals In the Early Republican Era: Elites Of the Founding Ideology. CTAD, Year 7, Issue 14 (Fall 2011), 1 14-132.
In this study, efforts of social construction by Republican intellectuals and their functions on shapening of the new state's new ideology have been examined. Focusing on the intellectuals with an emphasis on the Kadro Movement, view of Republican intellectuals on Kemalism with a pace from Westernization principle and different suggestions of various intellectual groups' have been analysed. Also, role of the media and People's Houses on the dissemination of Kemalist ideology has been reviewed. With a general perspective, we can define intellectuals of the early Republican era as a group which vitalized the mission of restructuring society under the influnce of Positivism.
Keywords: intellectuals, Turkey, Kemalism, westernization, positivism
Giri§
Cumhuriyeti kuran kusaklann ve bu dönemin aydinlarinin egitim süreclerinde ve buna bagli olarak dünyaya bakislannda en etkili oían düsünce, kuskusu2 po2ÍüvÍ2mdi. Çagdas dünyayi nesnel olarak kavrayabilen, bilimsel yöntemler çerçevesinde cÖ2Ümler üreten egitimli insanlann toplumun önderligini yapmalan ve yönetimde sÖ2 sahibi olmalan po2ÍtivÍ2min dogal sonucu olarak kabul edilmistir. Po2ÍüvÍ2min en önemli unsuru olan degisim, Türk aydinlan Ü2erinde büyük bir etkiye sahip olmustur. Degisim fikrinin etkisiyle Cumhuriyet'in hedefleri de sekillenmisü. Ekonomide sürade kalkinma, p02itif bilimin ve teknolojinin I112I1 transferini gerçeklestirme ve böylece Bati'yi yakalama gibi hedefler, dönemin iktidanni ve aydinlanni biçimlendiren temei unsurlar haline geldi.1 Önceligin sanayilesme ve toplumun kültür anlaminda modernlestirilmesine verilmesi, demokrasinin toplumun ha2irlik dÜ2eyine göre Ì2Ìn verilebilecek sinirli bir hedef haline geldi2. Yeni rejim, halkin genel egilimi sonucu degil, devrimci bir kadronun gayrederiyle gerçeklesmisti. Toplum, Cumhuriyetin getirdigi ulusal egemenlik düsüncesinin çok U2agindaydi. 3 Öte yandan Cumhuriyetin ve modernlesmenin geregi, çogu bürokrat kökenli olan aydinlar tarafindan daha iyi anlasümisti. Jakoben bir egilim sergiledigi iddia edilen Kemalist düsturun, Ö2ellikle 1930 sonrasi "radikal KemalÌ2m"in, Osmanli modernlesme çabalannin aksine, halktan kopuk degil, tersine halka yönelik bir anlayis sergilemesi, Cumhuriyet dönemi aydinlanna yüklenen misyonu anlamami2 açisindan önemlidir.4 Bu acidan bakildiginda, KemaÜ2m'in halki sosyal, ekonomik ve kültürel alanlara katilmak için tesvik etme biçimleri arasinda sayabilecegimi2 ga2eteler, dergiler, egitim kurumlan ve diger sosyal mekânlarda aydinlann etkisini net bir biçimde gorebilirÌ2.
Türkiye, devrimler sistemi içinde Batililasma hareketini Cumhuriyede birlikte hi2la gelistirmeye yöneldi. Bunun için Ö2el bir bürokrasi tarifi getirildi ve aydinlar da bu tarifleri simgelenen yapiya dönüstürdü. Bilim ve teknolojiyi elinde bulunduran evrensel kültüre yönelindi ve ulusal kültüre gereken önem verilmedi. 5 Cumhuriyet'in beraberinde getirdigi düsünce dünyasina bakügimi2da, hâkim olan düsüncenin Atatürk ilke ve inkilâplan çerçevesinde cÍ2Üen toplumsal projenin Kemalist düsünürler tarafindan Aydinlanma'nin kendisi olarak sunuldugunu görürÜ2.6 Osmanli döneminde aydindan ya da ulemadan beklenen hi2mede, Cumhuriyet döneminde Cumhuriyet aydinindan beklenen islev, nitelik olarak ayni; içerik olarak farklidir. Cumhuriyet aydini ilerleme ve degisime inanan, bunun için çabalayan ve halki egiten bir isleve sahiptir.
Cumhuriyet Aydinlarinin Genel Özellikleri ve Batilila§ma
Cumhuriyet aydinlan ile ilgili önemü bir nokta, neredeyse tümünün Osmanli'nin dagildigi dönemde yetismis olmalari ve Osmanlica egitim almalandir. 7 Devletin kendi aydinini yarattigi bir dönem olarak nitelendirebilecegimiz Cumhuriyet'in ilk yülarina baktigimizda; aslinda bu durumun tum yeni kurulan devlederde yasandigi gerçegini göz ardi etmememiz gerekir. Bauli anlamda siniflann esit oranda gelismemis olmasi, Cumhuriyet'in kurulusunda bürokrat aydinlann oynadiklan rolü ön plana çikarmistir. Himmet Hülür ve Anzavur Demirpolat, Cumhuriyet döneminde aydinin rolünü birkaç temei noktayi ele alarak anlayabilecegimizi iddia ederler.8 Bunlardan birincisi, çagdas Cumhuriyetin ideolojik temellerinin belirlenmesinde, Osmanli'nin son dönemindeki Türkcü ve Batici aydinin katkisinin önemidir. Ikinci bir nokta, islami gelenegin, çagdas Cumhuriyet rejimi içinde kendine yer edinemeyerek islamci söylemin suskun kalmasidir.9 Bir diger önemli nokta ise, Osmanli'nin son döneminde aydinlar arasinda yayginlasan seçkinciligin, Cumhuriyet dönemi aydinlanna da ayni sekilde intikal etmis olmasidir. Cumhuriyet aydini, Osmanli döneminin ilim adami oían ulemanin yerini tarn anlamiyla almis; ancak, Osmanli aydininda da siklikla görülen bir sorun olarak, ulemanin kültürü Bati'ya karsi koruma çabasinin tarn aksine, kültürü ve toplumu Baülilasürmaya yönelik bir çaba sarf etmistir. Burada vurgulanmasi gereken, çagdaslasma çabalannin Osmanli aydinlan tarafindan, hatta bizzat devletin kendisince baslatildigi ve Cumhuriyet'in kurulmasiyla birlikte, eskinin ve eski olanin yerine yeninin zaferinin ilan edilmis oldugudur.10
Baülilasma, Cumhuriyet'le toplumsal alanin her safhasinda görünür olmus, muhalif tavirlann ortaya çikmasi etkin tedbirlerle önlenmeye calisümistir. Cumhuriyet idaresi kendini saltanattan aynstinrken toplumsal alani daha yakin ve daha etkili bir kontrolle belirlemeyi hedeflemistir. Cumhuriyet, saltanattoplum aynsmasina muhalefet ederken, toplumsal alanin nasil kullanilacagini belirlemede topluma yabanci olabilecek tavir alislan bir anlamda 2orunlu hale getirmekte tereddüt etmemistir.11 Cumhuriyet döneminde siyasi ve sosyal alani belirlemede de etkili olan merke2 siyasi/askeri yapidir. Çalisma ve eglence hayatini da askeri bürokrasi belirlemektedir. Bu gelisme kurumsal mekânlarda oldugu gibi, sosyal hayatta kurulan birçok yeni mekânda da askerlerin, degisimin simgesel gücü olarak kabul edilmesi sürecini hizlandirmistir. Cumhuriyet modernlesmesi Avrupa karsisinda güclü ve batik bir toplum görüntüsüyle ayakta durabilmek için, farklilik arz edecek kesimleri de (asker, memur, esnaf, ögretmen) ayni Batililasma programi çerçevesinde toplamaya çalismistir. Bu da, adab-i muaseretin siyasi toplumsal elidere göre sekillenmesine imkân tanimistir. Osmanli modernlesmesinde üst ve orta tabakayla sinirli kalan Batililasma, Cumhuriyet modernlesmesinde elit zümreler vasitasiyla toplumsal yasantiya geçirilmistir. Bunun askerler, bürokradar, ögretmenler, tacirler araciligiyla toplumsal alanda yayginlastirilmasi hedeflenmistir. 12 Bu dönemde ticaret erbabinin batik normlara sahip kapitalist bireyler olarak yeniden tanimlanmasi ve dolayisiyla bir burjuva sinifinin ortaya çikmasi için, bizzat siyasi otorite tarafindan ciddi çalismalar yapilmistir. Böylece, batililasmaya ait ticari normlara sahip yeni Türk tüccarlar yetismistir. Siyasi yapi tarafindan Bau egilimlerine göre yeniden tanimlanan ve kurulan kamusal alan, özellikle çalisma hayatinda, kurumlarda bulunan kadin ve erkegin dis görünüsüne bile müdahale etmistir.13
Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti'nde Batililasma, ülkeyi çagdas medeniyet seviyesinin üstiine çikarmak gibi bir dinamik ideal haline getirilmistir.14 Peyami Safa'nin Batililasma ile ilgili düsünceleri, Cumhuriyet'in ilk dönemi aydinlannin bu olguya bakislan konusunda da bize önemli ipuçlari vermektedir:
Garp mevhumu, Balkan Harbinde o/dugu gibi Kurtulu% Harbi siralannda da tehlikeli bir macera geçiriyordu. Garp medeniyetiyle, garp emperyali^mini gene birbirine kart^hrmaya ba§/ami§tik. Garp emperyali^mine karst kinimi^i garp medeniyetine de çevirdik. Kurtulus edebiyatimi%da bu medeniyet «tek disi kalmis canavav> halinde de görünür. Fakat bu garp kini Lo^an sulhuyapiltp da Avrupa devletleriyle normal münasebete girdigimi% günden sonra kaybolmustu. Osmanli Türkfülügünü de, Osmanli Garpçiligini da kangren olmus taraflanni kesip atmak sartiyla yasatmak kabil degildi. Bu kangren olmus taraf, her ikisinin de Osmanhlik sifatidir. Atatürk bu büyük amelijati yapti... Böyle bir milletin siyasi istiklalini Avrupa devletlerine kabul ettirdikten sonra iceride japilacak tek ve büyük bir is vara: Garp metodunu, jeniçag Avrupasi'nin teknigini jikilmis bir imparatorlugun, paruri kildigi endiselerden hiçbiriyle sakatlamadan, seriat ve saltanat korkusundan temi%lenmi% bir bütünlükle, yekpare ve tastamam bir inkilâp hareketi halinde memlekete sokmak.15
Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal'in Batúilasma fikri çerçevesinde en cok önem verdigi aydin Ziya Gökalp olmustur. Gökalp 1922'de Yeni Gün ga2etesindeki makalelerinde Batí medeniyetini kabule mecbur oldugumu2u belirterek söyle diyordu:
Kabul etmedigimi^ takdirde Garp devletlerinin esiri olacagzç. Garp Medeniyetine hâkim olmak yahut garp devletlerine mahküm olmak, bu iki %iktan birini kabul mecburiyetindeyi^. Bugün artik §u hakikat anUsilmt§tir. Avrupa'ya karsi hiirriyetimisri ve istiklalimisri miidafaa edebilmek için Avrupa Medeniyetini ¿gtinam etmemi^ htctmdir. Avrupa medeniyeti miispet ilimlerden ve smaî tekniklerden, içtimaî teçkilatlardan ibarettir.16
Mustafa Kemal, Gökalp 'in bu fikirlerine aynen katilmakla kalmamis, Türkiye Cumhuriyeti'nin önündeki tek yolun sadece ve sadece Batililasma oldugunu da çesitli defalar due getirmistir. Gökalp'in Turk sosyolojisinin degil ama Turk milliyetçiliginin babasi oldugunu dile getiren Murât Beige, Gökalp'in sente2ciliginin Mustafa Kemal'i ne derecede etkilediginin iyi anlasilmasinin Cumhuriyet dönemi aydinini anlamak için çok faydali olacagini söyler. Atatürk milliyetçiliginin temelinde írktan 2Íyade kültürel milliyetçiligin olmasi, bire bir Ziya Gökalp'in fikridir.17 Gökalp'in korporatÍ2miyle Mustafa Kemal'in "Sinifsi% imtiya^si^ kaynasmiç bir kitleyi^ cümlesi; yine Mustafa Kemal'in "Hayatta en hakiki miirjit ilimdir" cümlesinin Ziya Gökalp'in siddetli bir sa\oinucusu oldugu p02ÍtivÍ2me bir övgü olmasi gibi örneklerle bu etkilesim gösterilebilir.18
Ancak, Mustafa Kemal'in 2ihin dünyasindaki en belirleyici Ö2elligi, modem Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ilkelerini ve düsünce yapisini, belirli bir ideolojinin dar kaliplan içine sikistirmamis olmasidir. Halkçilik ilkesine büyük önem veren Mustafa Kemal, ulusun önüne hedef olarak sürekli ilerlemeyi koymustur. Bu hedefe ulasmak için de yönetimde aydinlann öncü rolünün kabul edilmesi ve aydinlann halka yönelmesi ve halkla bütünlesmesinin bir gereklilik olarak kabul edilmesi gerekiyordu. 19 Yine, Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in ilanindan 7 ay once Konya'daki Turk Ocagi'nda yaptigi bir konusmasinda aydinlara yol göstermek için kullandigi "sinif-i miinevver telkinle, irsatla kitle-i ekseriyeti kendi maksadina göre iknaya muvaffak olamayinca, baska vasitalara tevessiil eder. Halka tahakküm ve tecebbüre ballar, halki istìbdatta bulundurmaya kalkar"20 ifadeleri oldukça önemüdir. Mustafa Kemal aydinlan, siradan halki kendi dogrulanna inandirmaya çagirmaktadir.
Genis bir toplumsal siyasal programa ihtiyaç duyan rejimin Resit Galip ve Afet inan gibi olusturulmus aydinlara/ideologlara ihtiyaci oldugunu söyleyen Arslan21; Cumhuriyet'in 1930'lardaki kidesel-politik-ideolojik sekillenmesinde derinlikli olmayan, tarihsel arka plani çok yeterli bulunmayan, Atatürk kültüne çok bagimli aydin ve ideologlann büyük etkisi bulundugunu iddia eder. Yine, 1930'lu yillarda Cumhuriyet ideallerine baglanmis olan ya2arlar, öncü aydinin meseleleriyle birlikte Osmanli'dan miras kalan féodal yapilara ve kendi koordinadanna göre tanimladiklan gericilige/yoba2liga karsi aydinlanma seferberligi Ü2erine yogunlasmislardi. Bu dönem ya2arlannda görülen en büyük eksiklik, toplumcu gerçekçilikten ve halkin sorunlarmdan U2ak bir tutum içinde olmalanydi. Ankara'da toplanan bu yeni kusagin yani sira, eski diyebilecegimÌ2 ve istanbul'da yasayan, eserlerini eskiye Ö2lemle sunan, rejimin ba2i noktalarina kinik bir tavirla yaklasan bir kusaktan daha bahsedebilirÌ2. Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi Gürpinar, Haut Ziya Usakligil, Ahmet Rasim, Abdülhak ßinasi Hisar gibi ya2arlan arasinda sayabilecegimÍ2 bu kusagin Cumhuriyet döneminde ya2diklan eserler, genelde Istanbul'un eski ve yeni gündelik yasamina dair olmustur.22
Kemalist Aydinlar, Halkevleri ve Adnan Adivar
Yunus Nadi, genç Cumhuriyet'in adiyla 1924'te yayinlamaya basladigi Cumhuriyet ga2etesi ile dönemin Kemalist aydinlari arasinda, basin gücü ile farklilik yaratanlann arasinda gelir. Ankara'da degil fakat rejime muhalif yaklasan gruplann yogun oldugu istanbul'da yayinlanmaya baslamasi, Cumhuriyet ga2etesinin ideoloji yayma islevini göstermesi açisindan önemüdir.23 Ga2etenin ilk sayisinda Yunus Nadi söyle demistir: "Cumhuriyet Türkiye'de büyük kavgalarla elde edilmiç bir sonuçtur. Bis^ elde edilen bu amaç ugruna fiilen çahçmiç insanlan^. Memlekette bu mu^affer ve galip fikrin çok kuwetli taraftarlan vardir. Cumhuriyet memlekete mal olmuj birfikirdir. Bi% onun temsiläleri ve koruyucusuyu^"24
Bu dönemin önemli aydinlanndan biri Falih Rifki Atay'dir. Falih Rifki, Mustafa Kemal'in istegiyle 1923 yilinda Yeni Mecmudyi yeniden yayinlamaya bafladl. Dergi kadrosunda Hamdullah Suphi Tannöver, Yakup Kadri Karaosmanoglu, Hüseyin Rahmi Gürpinar, Necmettin Sadik Sadak ve Ahmet Agaoglu da vardi. Falih Rifki, Milliyet ve Ulus gibi pek cok ga2etede basyazarlik yapü. "B¿z ne komünisü^ ne de /asistí^· bi^ Kemalist'i^ diyen Falih Rifki, Kemalizm'i bir ideoloji olarak degerlendirmekte; ancak bu ideolojinin digerlerinin aksine halen bitmemis, kimildayan, oynak bir ideoloji oldugunu vurgulamaktaydi. Ona göre bu bitmemislik, Kemalizm için bir tehlike arz ediyordu.25 Bu nedenle, Kemalizm bir an once sistemlestirilmelidir diyen Atay, aksi halde bu ideolojinin her tarafa çekilebilir bir hale bürünmesinden korkuyordu. Ona göre Türkiye'ye özgü bir ideoloji oían Kemalizm, ülkenin kosullan geregi faydací olmak durumunda kalmistir.26 1930'lu yülarda eser veren turn Turk aydinlan gibi, Atay'da da komünizm ve fasizm gibi totaliter rejimlerin bazi uygulamalanndan etkilenme emareleri görülmektedir. Güclü bir devletin gerekliligi, hatta parlamenter demokrasinin kötü oldugu gibi ifadelerin geçtigi bazi makaleleri oían Atay, ítalya'daki korporatist modelin Türkiye'de uygulanmasi gerektigini bile savunmustur. 21 "Kemalist, garpçi, laik ve cumhunyetçi milliyetperver demektir. Kemalizm, Turk milliyetperverligini garpçihk, laisi^m ve cumhuriyetçilikle te^at teçkil eden maddi ve manevi müesseselerden, adet ve ananelerden tasfije etmektedW diyen Atay'in bu ifadesi bize Kemalizm'e bakis açisi konusunda bir fikir vermektedir. Falih Rifki Atay'in aydinlann misyonu hakkindaki görüsleri de, dóneme hâkim oían genel thisünce yapisinin tezahürüdür:
Tür fay e davasindan, Türkije'nin bastanbasa, topyekûn, h alfa ile topragi ile köyü ve sehri ile kafasi ve gönlü ile yeniden yaradihp davasmdan, bu memlekette herhangi bir fi far adamimn, yalm^ kendini ve baskalarim hoslandirir isler arttirabilecegine inanmiyorum. Türfaye davasi ile sorun yasayan hiçbir famsenin ve meslegin, hi^metini degil serefini de anlarmyorum. Davanin sicak heyecamndan kurtulan, keyif için sanai, eglence için ya%i, hatta tuhaflik için mi^ah yapabilenlere sasanm?28
Mahmut Esat Bozkurt da Cumhuriyet'in kurucu döneminin önemli aydinlarindan biridir. Kendisini Ittihat ve Terakki'nin "sol cenah"ina yakin gören Bozkurt; hukukçu kimligiyle 1924-1930 arasi Turk Hukuk Devrimi'ni gerçeklestiren kisidir.29 Turk ihtilalinin en önemli unsurunun köylüler oldugunu söyleyen Bozkurt'a göre, devletçilik devlet sosyalizmi demekti. Bozkurt, bu sistemi söyle tanimlar: "Bu sistem ö%el mülkiyeti taniyan, fäkal insanin insan tarafindan sömürülmesini önlemek ve milli kalkinmayi basarmak için deviete ekonomik islerde kontrol ve tesebbüs hak ve yetkileñni kabul eden bir sistemar."30 1924 yilinda yazdigi Türk ihtilali'nin Düsturlan adii yazdafl, Türk Devrimi'ni teorilestirmeye yönelik ilk girisimdir.
Afet inan, Cumhuriyet'in ilk döneminde yetismis önemli bir tarihçi ve Cumhuriyet aydinidir. inan, erken dönem Cumhuriyet'in misyoner sosyal bilimcilerinin tipik örnegidir. Dönemin milliyetçi tarih ya2iminin bas eseri oían Türk Tarihinin Ana Hadan'ni kaleme alan Inan, 1 930 yilinda yayinladigi Medeni Bilgiler isimli eseriyle de resmi ideolojinin aydini oldugunu açik açik belirtmistir. Medeni Bilgiler'de en çok önem verdigi kavram devlettir. ìnan'a göre genel irade toplumdaki tek tek bireylerin toplamindan daha baska ve yüksek bir kavramdir.31 Devlet milli çikar pesinde sefkatli ve çok yoksul olani çok 2engin karsisinda koruyan bir aygit olarak milli dayanisma duygulanni giiçlendirir.
Dönemin önemli aydinlarindan Necmettin Sadik Sadak, sosyoloji alanindaki çalismalannin neredeyse tümünde Kemalist doktrini pekistirici ifadeler kullanmistir. Hakki Uyar'a göre Kemalizmin ideolojilestirilmesi çabalanna, resmi sosyolojinin yazicisi ve ögretmeni olarak katkilarda bulunan Sadak; Comte, Durkheim ve Gökalp'i referans almistir.32 Dönemin bir diger önemli aydini da Halil Nimetullah Öztürk'tür. Radikal-pozitivist ve anti Osmanlici olarak eserler veren Öztürk, 1928 yilinda yayinladigi "Inkilâbin Felsefesi" adii eserinde Türk inkilâbinin Osmanliliktan tamamen siynlmasi gerektigini savunmustur. 33 inkilabin felsefesini "Osmanli Cumhuriyeti'nden Türk Cumhuriyeti'ne Geçis" olarak sistemlestiren Öztürk; yeni devletin siyasal ve toplumsal yapisinin Gökalp'in dedigi gibi "Türklesmek, Islamlasmak, Muasirlasmak" degil fakat "Türklesmek, Laiklesmek, Çagdaslasmak" oldugunu savunur. Öztürk'e göre Türk devriminin amaci "ulusal varligi kendi ulusal olmayan kurallan, gelenekleri içinde bogmakta olan Osmanliligi atmak, Türklügü bulmakür; cünkü inkilabin bize birakmayi icap ettirdigi hayat eski Osmanli hayati, bizi edinmeye zaruri küdigi hayat da içine girdigimiz Türk hayaüdir."34 Öztürk, dinin elestirümesi ve seküler bireylerin yetistirilrnesinin Cumhuriyet reformlannin esas içerigini olusturdugunu ifade etmistir. Ona göre artik Islamcilik çagi geçmis, Türk milleti modern ulus-devlet asamasina gelmis ve Türkcülük tek tutunacak yol olarak belirlenmistir. Osmanli'nin seriat ile yönetüen yabanci bir dine dayandigini belirten Öztürk, yeni devletin dine tanidigi alani bireysel vicdanlarla sinirli tutmaya çalisirken po2itivist teorinin, hem mühendislik hem de jakoben gelenegin izlerini tasir.
1930'lann sonu ve 1940'lann basinda humanist politikalann izlenmesinde basrolü kuskusuz Hasan Ali Yücel oynamistir. "Diinya Edebiyatindan Terciimeler''' dizisinin yayinin baslatan Hasan Ali Yücel, bununla ilgili bir konusmasinda temei hedefin Türkiye Cumhuriyeti'nin Batik kimliginin Bâti tarafindan anlasilabilmesi oldugunu söylemistir. 35 Koçak'a göre, bu seri kapsaminda çevrilen eserlerin ve olusturulan kanonun nesnel i§levi, inkilâplan benimseyen Turk aydininin hem kendini Batili/evrensel hissetmesini hem de Bati'daki gelismelerden etkilenip, habersiz kalmamasini saglamakti.36 Diger bir deyisle, Terciimeler dizisinin Bati'ya açilan penceresi daha çok bir ayna islevi görüyordu. Inkilâpçi Turk aydim orada kendi rahadatici Bau imgesini ve kendi Batililasmisligini görüyordu.
Kemalist rejimin kendisini topluma anlatabilmek için kullandigi "edebiyat kanonu olusturma" çabasi kayda deger bir entelektüel aktiviteyi de beraberinde getirmistir. 37 Ahmet Kutsi Tecer, Behcet Kemal Çaglar gibi aydinlann eserlerinin yam sira, Resat Nuri Güntekin'in neredeyse tum romanlan, Kemalist reformlann ve özellikle de laikligin savunusunu yapan eserlerdir.38 Pek çok yazar ve edebiyatçi da, kanonlastirmanin tamamlayici bir unsuru olarak CHP'den milletvekili seçilmislerdir. Hamdullah Suphi, Ziya Gökalp, Falih Rifki Atay, Yakup Kadri, Memduh ßevket Esendal, Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyin Rahmi Gürpinar bu isimlerden bazilandir. Görülüyor ki, Cumhuriyet'in kurulus ve yayilisinda asli görevi yerine getirmekle görevlendirilmis aydinlar, bu islevlerini daha kolay ve rahat bir sekilde yerine getirebilsinler diye milletvekili yapilarak siyasi alanda da kendilerine yetkiler verilmekteydi. Bu durum bize, Osmanli aydinindan beri süregelen devlede iç içe olma açisindan, Cumhuriyet aydininin da benzer nitelikler tasidigim; ancak artik Osmanlicilik ya da Islamcilik gibi cözümlerin pesinde kosmak yerine, Kemalizm'in tek cözüm yolu olarak görüldügünü göstermektedir.
Kemalizm'in bir ideoloji olarak topluma yayilmasi için önemli bir islevi de Halkevleri yerine getirmekteydi. Türk Ocaklan'nin, CHP'nin gözünde, kendi aydini disinda entelektüel bir bulusma yeri olmasi ve iktidara alternatif görüsler üretme potansiyeli, hatta Ittihat ve Terakki'nin bir mirasi olarak görülmesi gibi nedenlerle kapatilmasinin akabinde açilan Halkevleri, Kemalist doktrinin islendigi bir egitim merke2i olarak da degerlendirilebilir.39 Cumhuriyetçi asker, aydin ve bürokradardan olusan seçkinlerin alisik oldugu Batik yasam kaliplannin Anadolu'ya ve halka tasindigi mekânlar oían Halkevleri; yayinladiklari dergiler, dÜ2enledikleri konferanslar ile partinin himayesindeki kamusal alanin genisleyip turn ülkeye yayilmasini saglamislardir.40 Halkevlerinin en önemli islevlerinden biri, Mustafa Kemal'in aydinlann görevi hakkinda 1923'te söyledigi gibi, telkin ve terbiye yoluyla devtimlerin ve yeniliklerin halka benimsetilmesi olmustur. Halka açik kitap okumalannin yapilmasi, halkin kullanimi için genis olçekli kitap alimlanyla kütüphaneler kurulmasi gibi örnekleriyle Halkevleri, 1750'li yillarda Fransi2 kamusal alaninin olusmasryla büyük ben2erlikler gösteren bir kamusal alan olusturma ve bu kamuya hitap etme islevlerini yerine getirir. Aydinlarin halki ve halkin da birbirini tammasini hedefleyen köy ge2ileri, köylüleri çagdas sanada ve diger kurumlarla tanistirmak gibi islevlerinin yani sira Halkevleri, imtiya2si2 ve sinifsi2 kaynasmis bir "halk-millet" bütünlesmesini saglama görevini de yerine getirme amacina hÌ2met etmektedir.41
Halkevleri, 1932 yilinda kurulduktan hemen sonra, 1933 yilinda Ülkü Dergisi'ni çikarmaya baslamistir. Derginin amacini ve içerigini anlatan "Ülkü Neden Çikiyor?" baslikli ya2isinda Recep Peker söyle der: "....cemiyetin kanindaki inkilap unsurlanni isitmak, ileri adimlanni siklaçtirmak için.... Milli dile, milli tarihe, milli sanatlara ve kiiltiire hisçnetiçin çikiyor!\i'1 Derginin en önemli politikasi, her Türk'ün bir aydin oldugunun savunulmasi ve derginin esas islevinin de tum münewerler arasinda bir iletisim 2emini olusturabilmek olarak tammlaniyordu. Dergide, 350'ye yakin ya2ar dünya ve Türkiye'deki gelismelere bagli olarak, kendi görüslerini yansitan ya2ilar kaleme almislardir.
Adnan Adivar, muhalif bir tutum takinmis olmasina ragmen, Cumhuriyet'in getirdigi degisiklikler konusunda olumsu2 düsünceler belirtmemistir. Temelde, ülkedeki degisim egilirnine ve degisikliklerin yapilis biçimine karsi çikmistir.43 Gericiler ile yenilik yapma egilimini benimseyenler disinda kalan ücüncü bir aydin grubunun içinde yer aldigini soyleyebilecegimÌ2 Adivar, Türkiye'nin sosyal ve kültürel sorunlannin liberal yoldan halledilebilecegine inanmistir. 1 940 yüinda yayimladigi Osmanli Türklerinde llim isimli eseri, Osmanli toplumunda sosyal bilimler disindaki gelismeleri anlatan ve dönemi açisindan büyük öneme sahip bir eserdir. Bir aydin olarak Islam Ansiklopedisi'nin editörlügünü yapmis olmak ve yabanci eserlerin tercümesi faaliyetlerinde bulunmak gibi önemli islevleri olmustur. Kendi deyisiyle "hakikat savunucusu" olarak kendini tanimlayan Adivar; "Hakikat arayiahginin ilk sartlanndan biri, hakikat yolcusunun sagdan, soldán kendisine gösterilen mesalelerin isigina kapilmayarak, ba^en sagda, ba^en solda parlayan aydinhklarla go\leri kamasmayarak hakikati kendi gö^üyle ne tarafta görüyorsa o tarafa teváh edebilecek kadarfikir isüklaline ve tesebbüs kudretine sahip olmasidir''' demistir.44
Kadrocular
Yakup Kadri Karaosmanoglu, dönemin önemli düsünürlerinden biridir. 1929 yüinda Ikdam Ga2etesi'nde çikan "Gençlige Ücüncü Hitabim" baslikli ya2isinda söyle demistir: "Bu millet ¿fin hürriyetten daba a%i% daha mukaddes meßjumlar ve kiymetler olduguna kail bulunuyorum. Bi^im hürriyetimi^in üstünde milletin bagimsi^ligi var, bu bagimsi^ligin ¿se ancak siki bir ¿n^battan dogduguna süphe yoktur. (...) Hürriyet bir gaye degil, bir vasitadir."45 Talay'a göre, Yakup Kadri her 2aman bireyin önemini anlatan model entelektüel figürü olarak karsimi2a çikar. Yaban, onun aydinlan anlatan ve Cumhuriyet'e bakisini gösteren en önemli eseridir. Cumhuriyet sonrasi devleti, devrimlerin bilincine varan aydin grubunun yönetmesi gerektigini savunur.46 Yakup Kadri'nin de dâhil oldugu ve aydinlann neredeyse kendi kendilerine yükledikleri bu ütopyaci bireysellik, aslinda Türk aydininin Osmanli'dan aldigi vatan kurtarma görevinin degiserek köylüyü kurtarmaya dogru evrilmesini ifade eder. Atatürk adii kitabinda da KemaÜ2m'i söyle tanimlar: "Kemali^m, ne komüni^m gibi yalni^bir sinif kavgasinin, ne de fasi^m gibi yalni^ bir devlet inalbati hareketinin aàdir. O, evrensel bir platform tiberina vuku bulmus, umumi tanhin seyrine samil ve bütün insanhgin mukadderatiyla alakah bir genis hadisedir." 47
$evket Süreyya Aydemir, Kadro Dergisi'nin neredeyse bas ideologu konumundaydi. Türk Kurtulus Savasi'nin dünyadaki bütün ülkelerde kullanilabilecek bir örnek oldugunu vurgulayan Aydemir, kendi sanayisini kurup bu sanayiyi dÜ2ene sokarak teknik ve ekonomik gelismeyi saglama hedefinin Türkiye Cumhuriyeti'ni kapitalist ve sosyalist ülkelerden ayiran bir Ö2ellik oldugunu söyler.48 15 Ocak 1931 'de Ankara Türk Ocagi'nda verdigi "Inkilâbin ideolojisi" baslikli konferansta Aydemir, inkilâp heyecaninin sürekli yasayabilmesi için bir ideolojiye ihtiyaci oldugunu vurgulamistir.49 Ona göre, inkilâbin ihtilal safhasini olusturan Kurtulus Savasi sonrasinda artik cepheler ekonomik, kültürel ve siyasal alanlarda açilmistir. Inkilâp, kaçinilma2 olarak, öncelikle sayilari a2 oían bir azinlik grubu tarafindan benimsenecek ve yasanacaktir. Bu kadro içerisinde, siyasi liderler grubunun yam sira, aydinlar ve düsünürlerin de belirleyici bir rolü vardir.
1932 yilinin Ocak ayindan itibaren çikmaya balayan Kadro Dergisi'nin imtiya2 sahibi Yakup Kadri'dir. Derginin dÜ2enli ya2arlan arasinda $evket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tor, Burhan Asaf Belge, Ismail Hüsrev Tökin vardir. Mustafa Türkes'e göre bu ya2arlarin ortak noktasi, bürokratik orta simfa ait olmalandir.50 Derginin hedeflerinden birisi de, 1929 yilindan itibaren, Dünya Ekonomik Buhrani'nin da etkisiyle ekonomik anlamda devletçi politikalar Í2lemeye baslayan Cumhuriyet'in bu yeni ekonomi politikalanm savunmaktir.51 Yakup Kadri'ye göre Kadro'nun görevi, gerçeklesen siyasi inkilâbi kültürel, iktisadi ve idari inküaplarla tamamlamaktir. 52Derginin ya2arlan, Yakup Kadri hariç, sol gruplann içinde yer almis aydinlardir. Kadrocular, Türk Devrimine yeni bir ideoloji üretme çabasi içinde olmuslardir. Türkes'e göre Kadro 'yu salt iktidan destekleyen bir olusum olarak görmek yerinde olma2.53 Yine de, devlette önemli görevler elde etmisler ve bürokratik-aydin olarak tanimlanmislardir. Örnegin Vedat Nedim Tör, 1931 yilinda Matbuat Müdürlügü görevini üsdenmis; bu görev kapsaminda Türkiye'yi yurtdisinda tamtmak için Fransi2ca kitapçiklar kaleme almistir.
Derginin ilk sayúarinda Ittihatçilann liberal kanadini temsil eden Cavit Bey'in liberalÍ2mini cürütmekle ise baslayan Kadrocular; kendilerine yeni rejimin yeni aydinlan olma misyonunu da biçmislerdir. Türkes, yönetimin bÍ22at içinde bulunmayan, rejimin onde gelenleriyle dogrudan karsi karsiya gelmekten kaçinan ancak ote yandan da yönetimi etkilemeye çalisan, siyasette etkin olmaya gayret eden Kadroculann ideolojik egilimlerinin gayet net oldugunu iddia eder.54 Kadroculann ideolojisi milliyetçiligi tarihi materyaÜ2m içine yerlestirmeye çalisan, emperyalÍ2m anaÜ2Índe Lenin'den dogrudan etkilenen, po2ÍtivistmodernÍ2mi savunan, gelir ve kaynak dagilimi konulannin burjuva2Ínin hegemonyasina birakümamasini, hatta burjuva2inin devlet tarafindan kontrol aluna alinmasini israrla due getiren radikal milliyetçi sol bir düsüncedir.55 Bu baglamda, Kadro hareketinin Osmanli/Türk modernlesmesi ve aydin tarihi içinde geç kalmis bir "siniflann aydini" tammina yaklasan ilk hareket oldugunu soylememÌ2 mümkündür. Kadroculara göre yalnizca kendileri gibi düsünenler gerçek aydinlardir. 56 Kadro'ya göre, uluslararasi emperyalist sistemin sömürü düzenine karsi Ulusal Kurtulus Savasi, atilmis önemli bir adim olarak degerlendirilmelidir. Kadro, Turkiye'de kapitalizm öncesi siniflann varligini tespit etmistir. Örnegin Tökin'e göre kapitalizm öncesi siniflar derebeyleri, toprak agalan, köylü mütesebbisler, kücük mülkiyet sahibi üreticiler, ortakçilar, marabacilar, köy ameleleri, topraksiz köylüler ve toprak köleleridir.57 Ekonomik gücü kirn elinde tutarsa politik gelismelere de o yön verir iddiasindan yola çikan Kadrocular, özel sektörün sanayilesmedeki rolünün azalülmasini, hatta devlet tarafindan kontrol edilmesi gerektigini savunmaktaydilar. Kapitalizm ve sosyalizm arasinda ücüncü bir yolu öneren Kadrocular, bunun için devletin sanayilesmede öncülük etmesi gerektigini ve dis ticaretin devlet tekeline alinmasini önermislerdir.58 Kadrocular hakkinda vurgulanmasi gereken bir diger önemli nokta, tarihsel materyalizmin bir yöntem olarak Türkiye'deki sisteme uygulanmasi sonucunda ülkeye özgü yeni bir yapinin ortaya çikacagini iddia etmeleri ve bu özellikleriyle Batí Avrupa sosyalizminden ayrilmalandir. 59 Marx'in tarihsel materyalizmin bir sonucu olarak sistemin degistirilmesi açisindan isçi sinifina atfettigi önemin Bau Avrupa için geçerli olabilecek bir durum oldugunu isaret eden Kadrocular, esas sorunun Bau emperyalizminin az gelismis ülkeleri sömürmesi oldugunu ve degisimin sömürülen ülkelerin kendilerince olabilecegini savunmuslardir. Bu da, sömürülen ülkelerde, sinif hareketinden bagimsiz olarak gelisen ulusal kurtulus mücadeleleriyle mümkün olur demislerdir.60
Kadrocularin demokrasi kavramina bakislan da ilginç özellikler tasimaktadir. $evket Süreyya'nin Kadro'daki yazilannda vurgulanan noktalardan birinin, demokrasinin bireyin çikarlannin toplumun çikarlarinin aleyhine isledigi bir duzen olarak ele alinmasi oldugunu söyleyen Rukiye Akkaya61; çogunlugun aleyhine bir özgürlük yerine çogunlugun lehine olan her türlü kisidamayi mesru gören Kadrocularin demokrasiyi de ikinci plana attiklanni iddia eder. Kadroculara göre degisimin hedefi, toplnmu siniflasmaya neden olmaksi2in, ekonomik ve kültürel yönden kalkinmis bir ulusa dönüstürmektir.62
Kadrocularin Turk siyasetine getirdikleri en önemli tartismalardan biri, Türkes'e göre, devletin rolü Ü2erine yaptiklan tartismadir. Onlara göre, kapitalizm öncesi féodal toplumlarda devlet toprak sahiplerinin, kapitalist toplumlarda ise burjuvazinin temsilcisidir. 63 Turkiye ise, o dönem açisindan bakildiginda, henüz kapitalist sistemin kurulmadigi ancak féodal iliskilerin de belirleyici olmadigi bir dönemden geçmektedir. Kadro'ya göre Kurtulus Savasi'ni yürüten ekip belirli bir sinifin temsilcisi de degildir. Bu durum, devletin dönüstürülmesi için iyi bir firsat yaratmaktadir. Türkiye'de devletin belirli bir sinifi temsil eden bir organ haline gelmesi önlenmeli ve devlet tum ulusu temsil eden bir yapiya dönüstürülmelidir. M Devletçilik konusunda Aydemir'in su tespiti ilginçtir: "Devletçilik, tekeldlik demek degildir. Ayni fekilde, devletin birtakim if Ieri ve tefebbüsleri belirli bir %ümre veya menfaat sahipleri hesabina kendi himajesi alttna almost da degildir. Böyle devlet müdahalesi iktisadi hay ata ancak teknik bir mudábale olur. Halbuki devletçilik halk yaranna ve sosyal fayda hesabina tefebbüs nispmidir" 65 Bu dönüsüm ise, tum bu süreci idare edebilecek bir aydin sinifin basta olmasiyla mümkündür. Aslinda Kadrocular, tarn da bu misyonu kendilerine yüklemislerdir. Kadrocularin bu söyleminden rahatsiz olan ve hareketin gittikçe partiden bagimsizlasügini düsünen Ismet Inönü, Recep Peker ve ekibi "gerekiyorsa CHP'ye ideolojiyi bi% üretiri^' ifadelerini kullanarak dergiye yüklenmis ve derginin imtiyaz sahibi Yakup Kadri Karaosmanoglu'nun Tiran'a büyükelci tayin edilmesiyle dergi 1934'te yayin hayatina "kendi istegiyle" son vermistir. Derginin kapanmasini sadece Peker ve Inönü'nun duydugu rahatsizliga baglamanin yetersiz oldugunu düsünen Türkes'e göre; derginin kendine ait güc dayanaklannin çok sinirli olmasini da bir diger sebep olarak tanimlar.66 Derginin okuyuculan genelde bürokrat aydinlardan olusmaktaydi ve 1933 yüinda CHP'nin kendi yayin organi olarak görülen Ülkü Dergisfnin yayinlanmaya baslamasiyla birlikte Kadro'ya duyulan ihtiyaç da ortadan kalkmisti diyen Türkes, derginin yazarlannin yönetici kadroyla karsi karsiya gelme riskini göze alamamalannin da derginin kapanmasi sürecinde önemli bir etken oldugunu vurgular.
Muhafazakâr Aydinlar
Cumhuriyetle birlikte muhafazakâr aydinlar da kendilerini ifade etmeye baslamislardir. Ancak, ilk dönem Cumhuriyet muhafazakârlan kendilerini muhafazakâr olarak adlandirmaktan çekinmisler ve örnegin Ismayil Hakki Baltacioglu gibi, "ananeci" olarak tanimlanmayi tercih etmislerdir. Nazim Irem'e göre; "bu çekingenlige yol açan nedenlerin basinda, Kemalist y önetiä seçkinlerin her türlü muhafa^a talebìni, geleneksel Osmanli sisteminìn sìyasal ve sosyal kurumlanni koruma ve/ veya canlandirmayayönelik irticai talepler olarak gorme egilimlerì gelmektedir" ?
irem'in68 "cumhuriyetçi muhafa^akârlar" olarak tanimladigi bu grubun onde gelen isimlerinden Peyami Safa'nin yayinladigi Türk Düsüncesi dergisinde vurguladigi en önemli noktalardan biri, Kemalist moderniteyle birlikte toplumun neredeyse kaderinin baglandigi Bau medeniyetinin ne oldugunu tam olarak anlasilmasi gerektigiydi. Ismayil Hakki Baltacioglu da bu grubun onde gelen isimlerindendir ve 1934 yilinda yayinlamaya basladigi Yeni Adam dergisi ile, "cumhuriyetçi muhafazakarlann" sesini duyurmustur. Gökalp'in yazdiklanni sert bir sekilde elestiren bu grup, toplumu etkileyen makro yapilardansa gelenekgörenekler gibi mikro yapilann üzerinde durulmasi gerektigini savunmuslardir. Baltacioglu Batiya Dogru eserinde Türkiye'nin kendi kültürünü koruyarak Bati'nin teknigini almasini ve bu sureçte medeniyetin bir unsuru olan kültürel altyapiyi almanin, Gökalp'in iddia ettigi gibi bir aynmdan ziyade aslinda bütün bir medeniyeti kabullenmek anlamina geldiginin unutulmamasi gerektigini vurgulamaktadir. Bu özellikleriyle, ïngiliz muhafazakâr söylemine yakin bir sekilde, degisimin olmasini ancak bunun yavas bir sekilde hayata geçmesini savunmaktaydilar.
Sonuç
Sonuç olarak genel bir degerlendirme yapmadan önce, dönemin tek ve nev-i sahsina münhasir aydini olan Ahmet Agaoglu'nun düsüncelerindeki dönüsüme ve aydinlar hakkindaki genel görüslerine bakmak bu çalismada anlatilmaya çalisilan ana fikri daha net gösterecektir. Agaoglu'nun hem Kemalist aydinlarla, hem muhafazakâr aydinlarla hem Kadrocularla hem de liberal düsünceyle olan hesaplasmasinin dönemin genel entelektüel havasindaki degiskenligin görülmesi açisindan önemli oldugu asikârdir. Ahmet Agaoglu, Cumhuriyet'in ilk yülarinda en degerli ve etkili aydinlardan biriydi. Türk Yurdu dergisinin ve Türk Ocagi'nin kuruculan arasinda yer alan Agaoglu, Kurtulus Savasi sirasinda Hakimiyet-i Milliye Gazetesi'nin basyazan oldu. Ona göre Milli Mücadelenin ideolojik temelinde milliyetçi, halkçi ve köylücü bir anlayis vardi. 69 Agaoglu, halkin düsüncelerinin ancak aydinlar tarafindan dogru bir sekilde dile getirilebilecegini, eger iki grup arasinda uyum saglanama2sa a2inliktaki yöneticilerle çogunluktaki halk arasinda sonu gelme2 bir çatismanin çikacagini ifade etmistir. Seçkin ve seçilmis a2inligin yönetiminde, çogunlugun isteklerine göre çalisan bir hükümet yapisi öneren Agaoglu, aydinlara da rehberlik görevi yüklemistir.70 Üf Medeniyet isimli eserinde Baü'nin üstünlügünün topyekûn kabul edilmesi gerektigini, reform adi altinda Baü'dan bir kavramin alinip digerlerinin disanda birakümasinin tutarli olmadigini savunmustur. Gökalp'le devletçilik fikri Ü2erinde ciddi bir çatismaya girmislerdir. Agaoglu, devletin ve bireyin ayni anda var olabilecegini, bireyciligin önemini vurgulayan liberal bir aydin olarak hâkim düsünceden farkliliklar göstermeye baslar. 1926 yilinda Atatürk'e sundugu bir raporda, CHP'yi ve parti yönetimini devrimleri uygulayamamakla ve atalede suçlamasi, Ö2ellikle Inönü ve ekibi tarafindan hiç hos karsilanmamis ve "makbul" aydin olarak görülmemeye baslanmisür. 1 930 yilinda kurulan Serbest Cumhuriyet Firkasi'nin ideologu gibi çalisan Agaoglu, parti programma liberal degerleri eklemistir. Bürokrasinin a2alülmasi, devlede birey arasmdaki iliskinin esitlik ve Ö2gürlük prensiplerine uygun hale getirilmesi gibi program maddeleri Agaoglu'nun kaleminden çikmistir.71 Serbest Firka'nm kapatilmasmdan sonra milletvekilligi de sona eren Agaoglu, Kadrocularla ideolojik bir tartismaya girmistir. Kadroculann devlete yükledikleri görevi sert bir sekilde elestiren Agaoglu, devletin sadece bireyin tek basina yapamayacagi islerde devreye girmesi gerektigini söyler. Bu söylemini de Kemalist çerçevede gelistirdigini sürekli vurgular. Bu Ö2elligiyle Agaoglu, kendisini muhalif bir aydin olarak degil, fakat liberal-demokrat Kemalist bir aydin olarak konumlandirmaya çalisir.72 1934 yihnda yayimladigi Serbest Firka isimli eserinde Agaoglu "Bi^de Cumhurìyetten en u%ak bir alamet bilejoktur. Bi^deki rejim tarn manasißa ve en siddetli bir diktatörlüktür ve bunu hepsi, herkes biliyorF demistir.73 Agaoglu'na göre rejimin bu niteligi almasinin sorumlusu aydinlardir ve aydinlar rejimin oturmasi için çalismak yerine, kendi kisisel çikarlannm pesinde kosmuslardir. 1933 yilmdan itibaren Istanbul'da çikartmaya basladigi Akm ga2etesini "cumhuriyetçi, halkçi, laik ve inkilâpçi" olarak tanimlar. 74 Akm ga2etesinde de muhalif tutumunu sürdürmeye devam eden Agaoglu, Ö2ellikle iktisadi konularda hükümet politikalarini elestiren pek çok yazi yazmistir.75 "Hem üniversitede hoca, hem de o üniversitenin sahibi oían iktidara muhalif olunma^ diyen iküdann üniversitedeki kürsüsünü elinden almasindan hemen sonra gazetenin de yayinina son vermek zorunda kalmistir.76 Agaoglu'nun tasfiyesi, Cumhuriyet'in ilk döneminde iktidar ile aydin arasindaki iliskinin ne durumda oldugunu gözler önüne seren önemli bir örnektir.
Genel hadanyla bakildiginda, Cumhuriyet'in ilk yülanndaki aydinlann genel özelligi, kurucu ideolojinin seçkinleri olarak daha iyi bir yönetim anlayisi, daha etkin bir ekonomi politikasi, devrimin halka daha etkin ulasabilmesi için gerekli yöntemler gibi konularda eserler ortaya koymalan ve temei olarak rejimin yayilmasi ve dengelenmesi için çabaliyor olmalandir. Bunun disinda elbette rejimi elestiren aydinlar da ortaya çikmis, fakat dönemin konjonktürel yapisi nedeniyle sesleri daha ciliz kalmistir.
1 Ismail Dogan, "Türkiye'de Tek Partili Dönemde Sivil Toplum", Sosyal Bilimler Arastirma Dettisi, Cut 9, 2007, s. 2.
2 Mithat Baydur, "Demokrasi ve Modernlesme Siirecinde Devletin Sivil Topluma Baskin Gelmesi ve Kemalizm", Yeni Türkiye Dergisi, Cilt 18, 1997, s. 198.
3 Lèvent Köker, Modernlesme, Kemalitçm ve Demokrasi, Iletisim Yayinlan, Istanbul, 2000, s. 19.
4 Nazim îrem, '^Jakobenizm-Cumhuriyetcilik Açmazinda Kemalist Radikalizm", Doku^ Ejliil Üniversitesi Isletme Fakiiltesi Dergisi, Cilt:5, Sayi:2, 2004, s. 15.
5 Yilmaz Karakoyunlu, "Aydin Gelenegimizin Olusumu ve Cumhuriyet Aydinlan", Tiirk Aydim ve Kimlik Sorunu, 1995, s. 18.
6 Hasan Hüseyin Akkas, "Türk Modernle§me Tarihinde Muha&2akâr Siyasi Düsünce", Ajyon Kocatepe Ü rivenitesi S osyalBilim 1er Ensrítüsü Derisi, Cilt:3, Sayi:2, 2001, s. 34.
7 Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Dogusu, Türk Tarih Kurumu Yayinlan, Ankara, 1998, s. 290.
8 Himmet Hülür ve Anzavur Demirpolat, "Seçkincilik, Aydin Kimligi ve Süreklilik", Selçuk Universités! S osyal Bilimler Enstitüsü Oergisi, CilP.5, 1999, s. 368.
9 Hülür ve Demirpolat, a.gm., s. 369.
10 Hülür ve Demirpolat, ag.m., s. 382.
11 Nevin Meriç, Osmanh'da Gündelik Hayatin Degisimi, Kaknüs Yayinlan, Istanbul, 2000, s. 58.
12 Meriç, a.g.e., s. 59.
13 Meriç, a.g.e., s. 60.
14 Mesut Ersan, "Mustafa Kemal Atatürk'ün Baüklasma Hakkindaki Düsünceleri", Ajyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsii Dergsi, Cilt: 8, Sayi: 3, 2006, s. 44.
15 Peyami Safa, Turk Inkilabina Bakislar, Atatürk Arajürma Merke2Í Yayinlan, 1996, s. 53-54.
16 Erçan, a.g.m., s. 41.
17 Sahin Gürsoy ve îhsan Çapaoglu, "Bir Turk Dügünürü Olarak Ziya Gökalp: Hayaü, Ki§iligi ve Düjünce Yapisi Üzerine Bir înceleme", Ankara Üniversitesi îlahiyat Fakültesi Dergisi, Cut 47, Sayi: 2, 2006, s. 91.
18 Hilmi Ziya Ulken, Tiirkiye'de Çagdas Düsünce Tarihi, Ulken Yayinlan, 2005, s. 372.
19 Nur Betül Çelik, "Kemalizm: Hegemonik Bir Söylem", Modem Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemaü^m. îletijim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 77.
20 Azra Erhat. Osmanli Münevverinden Turk Aydinina. Can Yayinlan, 2003, Istanbul, s. 47.
21 Cumhur Arslan, "Halil Nimetullah Ö2türk", Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. iletisim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 203.
22 Omer Türkes, "Güdük Bir Edebiyat Kanonu", Modem Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 447.
23 Bagis Erten ve Görkem Dogan, "Cumhuriyet'in Cumhuriyet'i: Cumhuriyet Gazetesi", Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemaliiçn. Iletisim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 501.
24 Erten ve Dogan, a.g.e., s. 503.
25 Hände Özkan, "Falih Rifki Atay", Modern Türkiye'de Siyasi Diisünce: Kemalizm. Iletisim Yayinlari, Istanbul, 2009, s. 66.
26 Özkan, a.g.e., s. 67.
27 Özkan, a.g.e., s. 69.
28 Türkes, a.g.e., s. 427.
29 Hakki Uyar, "Mahmut Esat Bozkurt", Modem Türkiye'de Siyasi Diisünce: Kemali-^m. Iletisim Yayinlari, Istanbul, 2009, s. 214.
30 Uyar, a.g.e., s. 217.
31 Özgür Sevgi Göral, "Afet Inan", Modern Türkiye'de Siyasi Düfiince: Kemali^m. Ileti§im Yayinlari, Istanbul, 2009, s. 223.
32 Hakki Uyar, "Necmettin Sadik Sadak", Modem Türkiye'de Sijasi Dïtpince. Kema/i^m. Ileti^im Yayinlari, Istanbul, 2009, s. 103.
33 Arslan, a.g.e., s. 202.
34 Arslan, a.g.e., s. 203.
35 Orhan Koçak, "1920'lerden 1970'lere Kultur Politikalan", Modem Türkiye'de Siyasi Düjünce: Kemalisgn. îletigim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 395.
36 Koçak, a.g.e., s. 397.
37 Selçuk Çikla, "Türk EdebiyaOnda Kanon ve înkilâp Kanonu", Muhafa^akâr Düsünce, Yil:4, Sayi: 13-14, 2007, s. 54.
38 Çikla, a.g.m., s. 57-58.
39 Bahattin Demirta? ve Kadir Ulusoy, "Cumhuoyefin ilk Ydlaotida IH Önemli Kultur Politikasi: Halk Evleri ve Millet Mektepleri", Ga% Eginm Fakültesi Dergisi Prof. Dr. Refad Genf Ösgl Sqytsi,GH:29, 2009, s. 1194.
40 Nege G. Yejilkaya, "Halkevleri", Modern Türkiye'de Siyasi Düfiince: Kemali^m. Iletisim Yayinlari, Istanbul, 2009, s. 114.
41 Yesilkaya, a.g.e., s. 117.
42 Yejilkaya, a.g.e., s. 119.
43 Kurtulus Kayali, "A. Adnan Adivar", Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Modernlesme ve Batialik, Iletisim Yayinlan, 2002, s. 36.
44 Kayali, a.g.e., s. 39.
45 Birsen Talay, 'Yakup Kadri Karaosmanoglu", Moder» Türkiye 'de Siyasi Düsiince: Kemali^m. iletisim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 430.
46 Talay, a.g.e., s. 434.
47 Talay, a.g.e., s. 437.
48 Cennet Unver, "Sevket Süreyya Aydemir", Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul, 2009, s. 470.
49^Ünver, a.g.e.,%. 471.
50 Mustafa Türkes, "Kadro Dergisi", Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlari, Istanbul, 2009, s. 464.
51 Talay, a.g.e., s. 438.
52 Mustafa Türkes, Kadro Harekeíi: U/usçu So/ Bir Ahm, ímge Kitabevi, Ankara, 1999, s. 59.
53 Mustafa Türkes, a.g.e., 2009, s. 467.
54 Mustafa Türkes, a.g.e., 2009, s. 470.
55 Ayhan Orhan, "Tek Partili Ydlann Ekonomi-Politigi ve Kadro Hareketi", Kocaeli Üniversitesi SosyalBilimkrEnsntüsü Oergisi, Cile 17, Sayi: 1, 2009, s. 131.
56 Süleyman Güngör, Türkiye Cumhurijeti'nin Ilk Yillannda Volitikaa-Aydin Iliskisi, Nobel Yayinlan, Ankara, 2001, s. 106.
57 Mustafa Türke?, a.g.e., 2009, s. 473.
58 Mustafa Türke?, a.ge., 1999, s. 104.
59 Orhan, a.g.m.,s. 132.
60 Orhan, a.g.e., s. 134.
61 Rukiye Akkaya, "Kadro Harekeü'nin Degisim ve Demokrasiye Yakla§imlan Üzerine Bir Degerlendirme", Atatürk Ünivernten Ereticati Hukuk Fakültesi Oergisi, Cilt: 6, Sayv. 1-4, 2002, s. 214.
62 Akkaya, a.g.m., s. 215.
63 Mustafa Türkes, a.g.e., 1999, s. 119.
64 Mustafa Türkes, a.g.e., 2009, s. 475.
65 Orhan, a.g.e., s. 136.
66 Mustafa Türkes, a.g.e., 2009, s. 476.
67 Na2im irem, "Kemalist Modernizm ve Türk Gelenekçi-Muhafazakârhginin Kökenleri", Toplum ve Biüm, Sayi: 74, 1997, s. 63.
68 Nazim Irem, "Cumhuriyetçi Muhafazakârkk, Seferber Edici Modernlik ve "Diger Bau" Düsüncesi", Ankara Universités! SBF Dergisi, Cilt: 57, Sayi: 2, 2002, s. 41 .
69 Güngör, a.g.e., s. 43.
70 Güngör, a.g.e., ss. 50-51.
71 Güngör, a.g.e., ss. 56-61.
72 Ahmet Agaoglu, Devletve Vert. Istanbul: Sanayiinefise Matbaasi, 1933, ss. 105-108.
73 Ahmet Agaoglu, Serbest Firka Hatiralan. Istanbul: Nebioglu Yayinlan, 1 934, s. 106.
74 Hakki Uyar, "Agaoglu Ahmet'in "Liberal Muhalif Gazetesi: Alan (1933)", Moder» Türkiye'de Siyasi Düsünce: Uberali^m, Istanbul: Iletisim Yayinlan, 2005, s. 135.
Kaynaklar
AGAOGLU Ahmet (1933) Devlet ve Feri, Sanayiinefîse Matbaasi, Istanbul.
AGAOGLU Ahmet (1934) SerbestFirka Hatiralan, Nebioglu Yayinlan, Istanbul.
AKKAÇ Hasan Hüseyin (2001) Turk Modernlesme Tarihinde Muhafazakâr Siyasi Düsünce, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bi/im/er Enstitüsü Oergisi, Cilt:3, Sayi:2, 3041.
AKKAYA Rukiye (2002) Kadro Hareketi'nin Degisim ve Demokrasiye Yaklasimlan Uzerine Bir Degerlendirme, Atatürk Üniversitesi Enancan Hukuk Fakültesi Oergisi, Cilt: 6, Sayi: 1-4, 211-220.
ARSLAN Cumhur (2009) Halil Nimetullah Öztürk, Modem Tiirkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. îletisim Yayinlari, Istanbul.
BAYDUR Mithat (1997) Demokrasi ve Modernlesme Sürecinde Devletin Sivil Topluma Baskin Gelmesi ve Kemalizm, Yeni Türkiye Oergisi, Cilt 18, 197-214.
ÇELÏK Nur Betül (2009) Kemalizm: Hegemonik Bir Söylem, Modem Türkiye' de Siyasi Düsünce: Kemalizm. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
ÇIKLA Selçuk (2007) Turk Edebiyatinda Kanon ve ïnkilâp Kanonu, Muhafazakâr Düsünce, Yil:4, Sayi: 13-14, 47-68.
DEMlRTAÇ Bahattin ve ULUSOY Kadir (2009) Cumhuriyet'in Ilk YiUannda îki Önemli Kultur Politikasi: Halk Evleri ve Millet Mektepleri, Ga^i Egitim Fakültesi Dergisi Prof. Dr. Resad Genç Ö^el Sayisi, Cilt: 29, 1190-1208.
DOGAN Ismail (2007) Tiirkiye'de Tek Partili Dönemde Sivil Toplum, Sosyal Bilimler Arastirma Dergisi, Cilt 9, 1-17.
ERHAT Azra (2003) Osmanli Münevverinden Turk Aydinina. Can Yayinlan, Istanbul.
ERSAN Mesut (2006) Mustafa Kemal Atatürk'ün Batililasma Hakkindaki Düsünceleri, Afyon Kocatepe Üniversitesi S osyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:8, Sayi:3, 39-49.
ERTEN Bagis ve DOGAN Görkem (2009) Cumhuriyet'in Cumhuriyet'i: Cumhuriyet Gazetesi, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. iletisim Yayinlan, Istanbul.
GORAL Özgür Sevgi (2009) Afet Inan, Modern Türkiye'de Sty asi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
GUNGOR Süleyman (2001) Türkiye Cumhuriyeti'nin Ilk Yillarinda Politikaa-Aydin Iliskisi, Nobel Yayinlan, Ankara.
GÜRSOY Sahin ve ÇAPCIOGLU Ihsan (2006) Bir Turk Düsünürü Olarak Ziya Gökalp: Hayaü, Kisiligi ve Düsünce Yapisi Üzerine Bir Inceleme, Ankara Üniversitesi llahiyat Fakültesi Dergisi, Cut: 47, Sayi: 2, 89-98.
HÜLÜR Himmet ve DEMÌRPOLAT Anzavur (1999) Seçkincilik, Aydin Kimligi ve Süreklilik, Selfuk Üniversitesi Sosyaí ' Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:5, 367-390.
ÌREM Nazim (1997) Kemalist Modernizm ve Turk Gelenekçi-Muhafazakârliginin Kökenleri, Toplum veBilim, Sayi: 74, 52-101.
ÌREM Nazim (2002) Cumhuriyetçi Muhafazakarlik, Seferber Edici Modernlik ve "Diger Bau" Düsüncesi, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt: 57, Sayi: 2, 41-60.
ÌREM Nazim (2004) Jakobenizm-Cumhuriyetçilik Açmazinda Kemalist Radikalizm, Doku% Eylül Üniversitesi lsletme Fakültesi Dergisi, Cilt:5, Sayi:2, 1-25.
KARAKOYUNLU Yilmaz (1995) Aydin Gelenegimizin Olusumu ve Cumhuriyet Aydinlan, Turk Ayant ve Kimlik Sorunu, Baglam Yayinlan, Istanbul.
KAYALI Kurtulus (2002) A. Adnan Adivar, Modern Türkiye'de S iy asi Düsünce: Modernlesme ve Baticilik. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
KOÇAK Orhan (2009) 1920'lerden 1970'lere Kultur PoHtikalan, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
KÖKER Lèvent (2000) Modernlesme, Kemalityi ve Demokrasi, Iletisim Yayinlan, Istanbul.
LEWIS Bernard (1998) Modern Türkiye'nin Dogusu, Turk Tarih Kurumu Yayinlan, Ankara.
MERÏÇ Nevin (2000) Osmanli' L· Gündelik Hayatm Degisimi, Kaknüs Yayinlan, Istanbul.
ORHAN Ayhan (2009) Tek Partili Yillann Ekonomi-Politigi ve Kadro Hareketi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 17, Sayi: 1, 120-147.
ÖZKAN Hande (2009) Falih Rifki Atay, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
SAFA Peyami (1996) Turk lnkilabina Bakislar, Atatürk Arastirma Merkezi Yayinlan, Ankara.
TALAY Birsen (2009) Yakup Kadri Karaosmanoglu, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
TÜRKES Mustafa (1999) Kadro Hareketi: Ulusçu SolBirAkim, Imge Kitabevi, Ankara.
TURKES Mustafa (2009) Kadro Dergisi, Modem Türkiye'de Siyasi Düsünce: ?e??a????. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
TÜRKES Omer (2009) Güdük Bir Edebiyat Kanonu, Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. Iletisim Yayinlan, Istanbul.
UYAR Hakki (2005) Agaoglu Ahmet'in "Liberal Muhalif" Gazetesi: Akin (1933), Modern Türkiye'de SiyasiDüßnce: Liberalism, iletisim Yayinlan, ístanbul.
UYAR Hakki (2009) Mahmut Esat Bozkurt, Modem Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. îletisim Yayinlan, Istanbul.
UYAR Hakki (2009) Necmettin Sadik Sadak, Modem Tiirkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. îletisim Yayinlan, Istanbul.
ÜLKEN Hilmi Ziya (2005) Tiirkiye'de Çagdas Düsünce Tarihi, Ulken Yayinlan, Istanbul.
ÜNVER Cennet (2009) Çevket Süreyya Aydemir, Modem Tiirkiye'de Siyasi Düsünce: Kema/i^m. îletisim Yayinlan, Istanbul.
YEÇÎLKAYA Nese G. (2009) Halkevleri, Modem Türkiye'de Siyasi Düsünce: Kemali^m. îletisim Yayinlan, Istanbul.
Evren AUTINKAf
Dokuz Eylül Universités!
75 Uyar, a.g.e., 2005, ss. 136-138.
76 Güngör, a.g.e., ss. 92-96.
Evren ALTINTA§, Yrd.Doç.Dr., Avrasya Ü ÜBF Siyaset Bilimi ve Uluslararasi Iliskiler Bölümü, Trab2on. E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Hacettepe University, Ataturk Institute for Modern Turkish History Fall 2011
Abstract
In this study, efforts of social construction by Republican intellectuals and their functions on shapening of the new state's new ideology have been examined. Focusing on the intellectuals with an emphasis on the Kadro Movement, view of Republican intellectuals on Kemalism with a pace from Westernization principle and different suggestions of various intellectual groups' have been analysed. Also, role of the media and People's Houses on the dissemination of Kemalist ideology has been reviewed. With a general perspective, we can define intellectuals of the early Republican era as a group which vitalized the mission of restructuring society under the influnce of Positivism. [PUBLICATION ABSTRACT]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer