Content area

Abstract

I. BEYANİLMİ

Müneccimbaşı Ahmed el-Mevlevi'nin tercümevetelif ettiği Risâleft Beyâni'lMecâz ve Aksâmih adlı eseri ilm-i beyân konularını ihtivâ ettiği için giriş bölümünde bu konulara kısaca değineceğiz.

A. Tanımı

Beyan, sözlükte “ortaya çıkmak, açık seçik olmak, açıklamak, anlaşılır hale getirmek” gibi manalara gelir. Beyân kelimesi Kur'ân-ı Kerim'in üç âyetinde geçmekte olup buralarda “ilân etme” “açıklama”ve “ifade etme”* anlamlarında kullanılmıştır. "yanal Ola! Ça 01" “İfadenin öylesi vardır ki büyüleyici bir etkiye sahiptir.” hadisinde ise “söz ve ifade” mânasına gelmektedir.

Edebiyat terimi olarak beyân; “manayı ifadede, lafzı açıklığa kavuşturmak için gereken melekeyi kazandıran, duygu ve düşünceleri değişik yollarla ifade etme usul ve kaidelerini inceleyen ilim”demektir. Şu şekilde de tarif edilmiştir: “Aynı mananın, açıklık bakımından farklılık arz eden değişik ifadelerle anlatılmasının öğrenildiği ilimdir.”

Bir dilde anlatılmak istenen bir manayı birbirinden farklı açıklık ve nitelikte 99. 66 ifade eden lafızlar vardır. Meselâ bir kimsenin cesur olduğu “o cesurdur”, “o cesarette arslan gibidir.”, “o arslan gibidir.”, “o arslandır.” sözleriyle anlatılabilir. Görüldüğü gibi bu ifadelerin manaya delaletleri farklıdır. Birinci ifade diğerlerinden daha açık ve rahatça anlaşılmasına rağmen cesareti ifadede en zayıfıdır. Sonuncusunun açıklık derecesi en az ise de cesareti ifadede en kuvvetlidir”. İfadelerdeki kuvvet ve açıklık derecesi teşbih, mecaz,istiare ve kinâye ile değişir. Dolayısıyla beyan ilminin konusunu da bu edebi sanatlar ve bir mananın farklı ifade yolları teşkil eder. Beyan ilminde ayrıca söz konusu ifade tarzlarından hangisinin daha beliğ olduğu üzerinde de durulur.

B. Gayesi ve Ortaya Çıkışı

Beyân ilminin gayesi, duygu ve düşünceleri yerine ve zamanına uygun bir şekilde ifade edebilmek ve edebi eserleri daha iyi anlamaktır.

Düşündüğünü ve dış dünyadan algıladıklarını ifade etme anlamında beyânın ilk insanın yaratılmasıyla başladığı söylenebilir. Duygu ve düşüncelerini en açık ve en güzel şekilde anlatma melekesine sahip tek canlı, insandır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de, "Allah insanı yarattı, ona beyânı öğretti"! denilmektedir. Hatta değişik ifade yollarının daha ilk dönemlerde insana öğretilmiş olduğunu da söylemek mümkündür. Nitekim Kâbil bir kıskançlık sonucunda kardeşi Hâbil'i öldürünce pişmanlık ve çaresizlik içinde ne yapacağını bilmezken Allah'ın gönderdiği bir karganın yeri eşmesinden cesedin gömülebileceğini öğrenmiş, bunun üzerine, "Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup kardeşimin cesedini bile örtemedim"'” demiştir. Onun bu ifadesinde temsili teşbih ve istiare özellikleri görülmektedir.

Beyân kelimesini terim anlamına en yakın şekilde ilk ele alan Câhiz (ö. 255/869), el-Beyân ve'i-Tebyin ile el-Hayevân adlı eserlerinde belâgat konularının anahatlarını, vasıf ve şartlarını bol misallerle anlatırken beyân ilminin temel unsurlarından olan teşbih, mecaz, istiare ve kinâye gibi terimleri de tarif ve izah eder.

Beyan ilminin kurucusu Ebü “Ubeyde Ma'merb. el-Müsennâ (ö.209/824)'dır. Mecâzü'l-Kur'ân isimli eserinde bu ilmin meselelerini tedvin etmiştir. Müellif diğer eserlerinde de (el-Kinâye ve't-Tariz, el-İcâz, Yetimetü'd-Dehr vb.) meâni ve beyân hakkında önemli tespitlerde bulunmuş ve güzel tarifler vermişse de konuları ve problemleri üzerinde durmamış, sadece bol ve orijinal örnekler vermiştir.

Abdülkâhir el-Cürcâni (ö. 471/1078) de bu ilmin esasını ve kaidelerini ortaya koymuştur.

Alternate abstract:

In Arabic Literature, the rhetorical studies started with the literary criticism of the poets of the pre-İslamic Arabian Paganizm and the descending of the Holy Quran. At the early ages of İslam, in spite of the rhetoric wasn't an independent knowledge, it had been studying in the subjects of commentary on the Quran. In the 8th/14th century the rhetoric become an independent science, and the most important works on it was written in this century. After this century some independent books on some subjects of the rhetoric were written, one of them was Risâle fî Beyani'l-mecaz ve Aksâmih, which was written by Ahmed el-Mevlevi. An independent book on figurative expression, he explains figurative expression shortly, and expresses the most important sections of it. He translated this book from The Persian Language into Arabic. The original this book belongs to Isamuddin al-Isferaini.

Details

Title
Ahmed El-Mevlevi’Nin ‘Risale Fi Beyani’l-Mecaz Ve Aksamih’ adlı Eserinin Tahkiki
Author
Yıldız, Süleyman
Publication year
2005
Publisher
ProQuest Dissertations & Theses
ISBN
9798519147194
Source type
Dissertation or Thesis
Language of publication
Turkish
ProQuest document ID
2615092007
Copyright
Database copyright ProQuest LLC; ProQuest does not claim copyright in the individual underlying works.